Yalnız Mesajı Göster

Parlayan Şehir | Gaziantep (Ayıntap)

Eski 08-04-2012   #23
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Parlayan Şehir | Gaziantep (Ayıntap)



Araban İlçesi





Araban, Gaziantep ilinin bir ilçesidir
Tarım en önemli geçim kaynağıdır Pamuk, buğday, arpa, mısır, mercimek tarımı önceliklidir Yer, yer meyve ve sebze bahçeleri görülse de bu ailelerin günlük ve dönemlik ihtiyaçlarını karşılamaya yöneliktir Sanayi bölgeye uğramamış gibidir Elle tutulur hiçbir tesisi bulunmamaktadır İlçenin belki de en önemli unsuru sayılabilecek turizm ise akla dahi gelmemiştir




Coğrafyası





Gaziantep yöresi Akdeniz Bölgesi ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin birleşme noktasında ve Mezopotamya’nın bir parçası olmasından dolayı Anadolu’yu Mezopotamya ve Mısır’a bağlayan ortak yolun merkezinde yer almaktadır Gaziantep’in kuzeydoğusundaki Araban ilçesi,Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde Gaziantep ilinin kuzeydoğusunda 250 km² lik genişlikteki Araban Ovası’nda yer almakta olup, ismini de bu ovadan almıştırGüneyinde Karadağ ve Yavuzeli ilçesi, kuzeyinde Adıyaman’ın Besni İlçesi, batısında Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi, doğusunda ise Fırat Nehri ve Şanlıurfa’nın Halfeti ve Bozova ilçeleri ile çevrilidir Şehir, Fırat nehrinin batı tarafında ve bu nehre dökülen Karasu Irmağı’nın kenarında kurulmuştur






Gaziantep bölgesi, en eski devirlerden beri uygun iklim ve konumu nedeniyle devamlı iskân görmüştür Antik devirlerde iktisadî ve siyasî bütün faaliyetlerin yoğun bir şekilde sürdüğü kuzey Suriye ile Mezopotamya’yı İç Anadolu’ya bağlayan yollar bu bölgeden geçmektedir Özellikle Araban, İç Anadolu bölgesine açılan yolların kavşağındadır Bu bölge aynı zamanda, İlk Çağ’dan Orta Çağ’ın sonuna kadar, Fırat nehrini takip ederek Mezopotamya’dan gelen kervanların, Birecik ile Maraş bölgelerine ulaşmaları için bir ayrım noktasıdır






Araban 1000–1500 m yüksekliğinde bir plato üzerinde yer almaktadır İlçe topraklarının etrafı dağlarla çevrilmiştir Batısında Kartal (Sof) Dağları doğu-batı doğrultusunda uzanırKuzeyde Beşparmak dağları ile çevrilidir İlçe Fırat Nehri’nin batısında ve bu nehre dökülen karasu Irmağı’nın kenarındadır Fırat nehri Araban’ın Şanlıurfa ili ile doğal sınırını çizer Karasu Araban Ovası’nın içerisinden geçerek Fırat’a dökülür

Gaziantep’e 67 km uzaklıktaki ilçe, denizden 610 m yüksekliktedir Yüzölçümü 534 km²'dir





Tarihçesi


İlçe Merkezinde Bulunan Kale Camii





Bölgede yapılan araştırmalar Araban çevresi tarihinin Tunç Çağı’na (MÖ 3000-1200) kadar indiğini göstermektedir İslâm öncesi Raban Kalesi denilen Araban İç Kalesi’nin en önemli dönemi XI-XIII yüzyıllar arasındadır1 Bu yüzyıllar boyunca kale stratejik önemini sürekli korumuştur Özellikle Urfa Haçlı Kontluğu, Ermeni Krallığı, Haçlı Seferleri, Memlûklu ve Türk akınlarında elde tutulması gerekli kalelerin başında yer almıştır Araban Kalesi, Ermeniler ile Urfa Haçlı Kontluğu arasında sık sık el değiştirmiştir 1093 yılında Ermenilerin elinde bulunan Araban Kalesi, 1112’den sonra Urfa Haçlı Kontluğu’nun eline geçmiştir 1108-20 tarihleri arasında Ermeni Kralı Vasil’e ait olan kale, 1112-20 tarihlerinde Antakya Kralı eline geçmiş, daha sonra da tekrar Ermeniler’e bırakılmıştır Bu dönemde kalenin çok sağlam olduğu ve kolay kolay fethedilemediği belirtilmektedir


Hisar Beldesinde Bulunan Anıt Mezar





Sultan Mesud Kılıç Arslan 1148-1150 yıllarında Araban İç Kalesi’ni fet¬hederek Türk toprağı haline getirmiştir 1155’te Atabey Nureddin Mahmud Zengi, Araban’ı Selçuklulardan almıştır Bu tarihten sonra sırasıyla Halep Eyyubileri, Anadolu Selçukluları (1218), Memlûklular, İlhanlılar (1259), Memlûklular (1260), Dulkadiroğulları ve tekrar Memlûkluların hakimiyeti altında görülmektedir


Gümüşpınar Köyünde Bulunan Köprü





Yavuz Sultan Selim zamanında bölge, Osmanlı topraklarına 1517’de katılmış, 1523 yılından sonra Birecik Sancağı’nın Rumkale kazasına bağlanmıştır Gaziantep’e bağlı olan Araban, Cumhuriyetin ilanından sonra Altıntaş isimli bir kasaba iken, ismi sonradan değişmiştir
Araban’a dönüştürülmüş ve 1957 yılında da ilçe olmuştur





Turizm





Bölgede birçok yerde tarihi zenginlik göze çarpmaktadır: Araban'ın kaleleri, harabeleri, ilkçağlardan kalan tarihi öneme sahip mezarlıklar ve birçok alanda yazıtlar

Araban (Raban, Kale-i Zerrin) Kalesi 1940’lara kadar sağlam durumda iken, halk tarafından inşaatlarda kullanılmak üzere surların taşları sökülerek ortadan kaldırılmıştır Kaleden günümüze toprak altında kalan kısımlardan başka bir şey ulaşmamıştır






Kale, şehrin ortasındaki 35 m yükseklikte bulunan yığma tepe üzerine kurulmuştur 85×95 m’lik bir alanı kaplayan kalede cami, su deposu ve toprak altında kalan surlardan başka herhangi bir şey bulunmamaktadır XII-XIV yüzyıllarda çok önemli bir iç kale olmasına rağmen günümüzde pek iz kalmamıştır





Alıntı Yaparak Cevapla