Prof. Dr. Sinsi
|
Parlayan Şehir | Gaziantep (Ayıntap)
Karkamış İlçesi

Karkamış Gaziantep ilinin bir ilçesidir Karkamış, Gaziantep'in sanayi yönünden en az gelişmiş ilçesi ise de, Suriye-Türkiye sınır kapılarını ilçe bünyesinde barındırdığı için konumu itibarıyla önemli bir yere sahiptir İlçe toprakları tarıma elverişlidir Karkamış ilçesi su yönünden çok şanslıdır, çünkü ilçe hem Fırat nehrine yakın hem de ilçenin içinden su kanalları geçmektedir Halkın çoğunluğu Türkmendir ve Araplarda yaşamaktadır Bronz Çağ döneminde Uruk olarak adlandırılmıştır Sümerlerin ünlü destanı Gılgamış'ın burada yazıldığı ve destan kralının Fırat nehri yakınlarındaki antik kentte yaşadığı sanılmaktadır Karkamış ilçesi Güneydoğu Anadolu bölgesinde yer almaktadır Yüzölçümü 341 000 M2,rakımı ise 365 metredir Gaziantep il merkezine 75 Km lik bir yol ile bağlıdır Karkamış ilçesinin doğusunda Fırat nehri,batısında Oğuzeli ilçesi,kuzeyinde Nizip ilçesi,Güneyinde Suriye devleti yer almaktadır

Karkamış’ın Tarihçesi

Karkamış’ın iki yüzü vardır Birincisi tarihin derinliklerinde yer almış, uygarlıklara, savaşlara ve saldırılara sahne olmuş, belgeleri ve izleri ile tarihe ışık tutmuş eski Karkamış Diğeri onun devamı olan ve eskinin mirasına sahip şimdiki yani günümüzdeki Karkamış

Eski Karkamış Fırat nehrinin akış yönüne göre nehrin hemen sağında kurulmuş, daha sonra belirlenen Türkiye-Suriye sınırının Fırat'la kesiştiği üçgenin köşesinde yer alır, artık mayınlanmış o saha içerisinde maziyi andıran bir tümsek yığını gibi dünden bugüne, çağlar ötesinden günümüze ışık tutar Birçok uygarlık izleri ve kalıntıları bağrında saklıdır, bir iz gibi Ve derinliğinde daha nice olayların belgeleri vardır, kim bilir Ve kim bilir kaç kez hükümdarlar, krallar ordularının atları ile buraları çiğnediler, tahrip ve yağma ettiler Ve eski kent, yıkıla yapıla sonuçta bir tümsek görünümü aldı Eski ve yeni Karkamış şimdi aralarındaki çok az mesafeyi saymazsak yan yana dururlar

Eski Karkamış zamanın törpüsü içinde yok olmuş ve belirtildiği üzere bir tümsek yığını haline gelmiş, ne sarayları kalmış ayakta ne de surları Tarihi değerleri yağmalanmış, heykel ve sanat değeri olan eserler tahrip edilmiş durumda Kabartma resimli duvarları yerle bir edilmiş ve savaş arabalarını çeken azgın atları, ne aslanları ve ne de kuvvetin simgesi boğaları kalmış artık Eski kent ölgün bir harabe Ama tarihe tanık, tarihe ışık tutmuş ve daha derinliğinde birçok gizleri saklar durumda

Saraylara yapı olmuş taşları merdiven basamakları tarihin ve mazinin birer parçası gibi duruyorlar Bir şeyler çağrıştırıyor insana dünden bugünlere
Mezopotamya, Mısır, Anadolu yollarının kavşak noktasında bulunması nedeniyle Karkamış’ın coğrafi konumu tarih boyunca önem arz etmiştir Bu durum ayrıca Karkamış’ın kesintisiz bir yerleşim alanı olmasını sağlamıştır

Karkamış’ta Yapılan Kazılar Ve Antik Kentin Ortaya Çıkarılması

Kadeş savaşının ve tarihin ilk yazılı anlaşması olan Kadeş anlaşmasının yapıldığı yer olan Karkamış eski kenti ilk kez 1876 yılında İngiliz Hogatrh tarafından keşfedilmiş, yine bu şahıs tarafından o yıllarda yüzeysel bir araştırma yapılarak çeşitli eserler bulunmuştur 1912-1915 yılları arasında Sir Leonart Vooley başkanlığında Bannet,Lewrenve,Guy’dan oluşan kazı heyeti burada bir dizi kazı yapmış, 1915’ten sonra kazılara ara verilmiş ancak bu yıllardan önce Almanlar sonraları Birinci Dünya Savaşını takip eden yıllarda işgal gücü olarak bölgeye gelen İngilizler yaptıkları korsan kazılarla kentin birçok değerli eserlerini,kıymetli tarihi vesikaları almış ülkelerine götürmüşlerdir Böylece Anadolunun diğer yerlerinde olduğu gibi burada da bir tarih yağmacılığı yapılmıştır Daha sonra 1923 yılında tekrar kazı çalışmalarına başlanarak Karkamış’ın 1 Bin yılı Karkamış krallığı ortaya çıkarılır kazı sonuçları ve arkeolojik buluntular üç cilt halinde İngilizce olarak “Garkamısh 123” olarak yayımlanmıştır

Eski Karkamış tarih içinde bir bakıma görevini tamamlayıp da yok olduktan sonra onun batı kısmına bugünkü yeni Karkamış kurulur Yukarıda da bahsedildiği gibi eski ile yeni yan yanadır Yeni Karkamış eski ile aynı doğrultuda Fırat'a dökülen Çiftlik çayı üzerine kurulmuş durumdadır Ve şu andaki idari yapısı da ilçe statüsündedir Milli mücadele sonunda Suriye ile belirlenen sınırın sıfır noktasında kalmıştır Yine bu sınır anlaşması eski Karkamış’ın bir kısmını da sınırlarımızın dışında bırakmıştır

Harabeler

Karkamış İlçesi yakınında, Fırat’ın batı kıyısında, Türkiye-Suriye sınır hattı üzerinde, Yakındoğu Arkeolojisi’nin en önemli yerleşimlerinden Karkamış Antik kenti yer almaktadır Kent; M Ö II bin yılda, Anadolu’dan, Mezopotamya’ya ve Mısır’a uzanan yolların önemli bir kavşak noktasında yer alıyordu Karkamış Krallarından söz eden ilk belgeler, M Ö 1700’e doğru ortaya çıkar M Ö 1650’li yıllarda, Hitit Kralı Hattuşili 1, Karkamış ve çevresindeki kentleri alarak, kuzey Suriye yolunun güvenliğini sağladı Daha sonra, Mitanniler’in egemenliği altına giren kent, Şuppiluliuma I döneminde yeniden Hititlere bağlandı Karkamış artık, çoğu büyük Hitit Kralları soyundan gelen ve İmparatorluğun Suriye’deki topraklarını denetim altında tutan bağlı krallar tarafından yönetiliyordu

Hitit İmparatorluğu’nun M Ö XII yüzyıl başlarında yıkılmasından sonra kent, yeni kurulan çok sayıda Geç Hitit Krallığından birinin merkezi oldu Asur Kralı Acurnasirpal II’nin Suriye Seferi (M Ö 876-866) sırasında, haraca bağlanan Karkamış, M Ö 717’de Asur Kralı Sargon II tarafından yakılıp yıkılarak, Asur topraklarına katıldı George Smith’in (1876) Cerablus yakınındaki kalıntıların, Karkamış’a ait olduğunu bulmasından sonra, Hogarth, Lawrence, Campbell-Thompson ve Woolley, 1878-1881, 1911-1914 ve 1919-1920 yılları arasında kentte British Museum adına kazı çalışmaları yapmışlardır Kalenin bulunduğu tepede, tarih öncesi kalıntıların yanı sıra, Erken ve Geç Hitit dönemlerinden iki ana yerleşim yeri saptanmıştır Dış Kent, İç Kent ve Kale olmak üzere üç bölümden oluşan dikdörtgen planlı Karkamış’ta; yönetsel ve dinsel işlevli yapılar, kentin çekirdeğini oluşturmaktaydı Yapılar; Hitit-Asur üslubunda kabartmalarla kaplı siyah bazalt ve beyaz kireç taşı ortostatlarla süslüdür Bulunan kabartmaların çoğunluğu, Geç Hitit dönemine tarihlendirilmektedir

Bu kabartmalar, Tanrıça Kupapa ve onun adına yapılan tören alayındaki askerlerin, rahiplerin, çeşitli hayvanları taşıyan kişilerin, uzun ve düz kılıçlarla silahlanmış prenslerin, savaş arabalarının, karışık yaratıkların, koruyucu hayvanların yer aldığı tören alayı betimlemeleriyle M Ö I Bin yıl başlarındaki yaşam biçimine, giysilerine ve kültürüne ışık tutmaktadır Karkamış kabartmalarının, büyük çoğunluğu bugün Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenmektedir Suriye sınırında mayınlı askeri sahada bulunan harabeler, mayınlardan temizlenmeyi beklemektedir
(NOT: Günümüzde Karkamış harabeleri askeri bölgede olduğundan ziyarete kapalıdır Ziyaret için Genel Kurmay Başkanlığı’ndan izin alınması gerekmektedir )

|