Konu: Erzurum
Yalnız Mesajı Göster

Erzurum

Eski 08-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Erzurum






























Erzurum'un Tarihi Geçmişi

Erzurum’un geçmişi MÖ 4000 yıllarına tarihlenmektedir Karaz, Pulur, Güzelova ve Soshöyük’te yapılan arkeolojik kazılarda elde edilen bulgular Erzurum ve çevresinin çok eski ve önemli yerleşim yeri olduğunu ortaya koymuştur Tarihin en eski devirlerinden itibaren değişik kavim ve milletlerin hakimiyetine giren Erzurum, kültür varlıkları açısından zengin bir geçmişe sahiptir

Hurriler, Urartular, İskitler, Medler, Persler, Araplar, İranlılar, Sasaniler, Romalılar ve Bizanslılar dönemimini yaşayan Erzurum, 5 Yüzyıldan 10 Yüzyılın sonuna kadar, Bizanslılar, Romalılar ve Araplar arasında birkaç kez el değiştirmiştir Bu dönemlere ait, Erzurum ve çevresinde çok sayıda kale, kilise, manastır topluluğu, kaya mezarlığı, arkeolojik sitler yapı kalıntıları bulunmaktadır











1071 Malazgirt Zaferi’nden sonra Bizans Hakimiyeti’ne son verilerek, şehir Alparslan’ın akıncı arkadaşlarından Saltuk Bey’in yönetimine verilmiştir Böylece Türk çağının başladığı Erzurum’da sırası ile Saltukoğulları, Selçuklular ve İlhanlılar döneminde bir taraftan şehirde imar faaliyetleri devam ederken, diğer taraftan inşa edilen cami, medrese, kümbet ve köprülerle Erzurum bir kültür ve sanat kenti haline gelmiştir















Ermenilerin Yaptığı Katliam ve Erzurum'un Kurtuluşu


Birinci dünya savaşında Erzurum, Çarlık Rus ordusunun ilk hedefi üzerindeydi Erzurum 16 Şubat 1916'da Ruslar tarafından işgal edildi 1917 yılında Rusya’da çarlık rejimi yıkılmış Bolşevikler ülkede duruma el koymuşlardı

Rusya’da bu yönetim değişikliği üzerine Ruslar işgal ettikleri Doğu Anadolu Bölgesini boşaltarak ülkelerine dönmeye başlamışlardı
Ancak Doğu Anadolu’da Ermenistan hayalini yaşayan Ermeniler süratle silahlanarak Erzurum ve çevresinde soykırıma giriştiler Erzurum Rus II Topçu Kale Komutanı olan Twerdo Khlebov, Ermenilerin bu kanlı hareketlerine sadece seyirci kaldı Erzurum'a giren Türk birlikleri şehir içinde 2127 şehit defnetmişler, ayrıca Kars kapıda da 250 ceset bulmuşlardır

















Kazım Karabekir Paşa, 12 Mart sabahını şöyle dile getiriyordu: "Erzurum'da halk gözyaşları içinde kimi babasını, kimi kardeşini yakılmış ya da süngülenmiş buluyor, saçlarını yoluyordu, sokaklarda canlılıktan bir iz bile kalmamıştı Yerlerde çocuk, kadın ve yaşlılar kanlar içinde yatıyordu"

















Ermenilerin yalnız son gece (11–12 Mart 1918)3000 Müslüman Türk'ü öldürdüklerini, Erzurum'daki Rus Yarbayı Twerdo- Khelebof anılarında ifade etmiştir "Demiryolu istasyonunda sanki bir mezarlık ölülerini dışarıya çıkarmıştı Cenazeler arasından geçerek feci duruma gözlerimizle şahit olduk Bilhassa Tahtacılar semtinde karşılıklı yer alan Osman Ağa ve Mürsel Paşa konaklarına doldurulup yakılan ve katledilen Erzurumlular insanı titretiyordu"


Erzurum'da resmi belgelere göre 9563 yerli Türk ahali Taşnak Ermeni çeteleri tarafından şehit edilmiştir
12 Mart 1918günü Türkün kalbi olan Erzurum'un esaretten hürriyete, ölümden hayata kavuştuğu bir gündür 12 Mart 1918 de Türk Hükümeti, Doğuda ki güzel toprakları, yüksek dağları mert kanıyla sulayarak, düşmana göğüs geren Erzurum'u karanlık bir günden kurtardığının yıl dönümüdür










İşgal yıllarında Erzurum’da Rus askerleri












Nene Hatun (1857 - 1955)











Erzurum'da doğdu 98 yıl Erzurum'da yaşadıktan sonra yine Erzurum'da, zatürre hastalığından hayata vedâ etti Ölümünden üç ay önce Türk Kadınlar Birliği tarafından yılın annesi seçilmişti

Tarihimizde 93 Harbi olarak anılan 1877 - 1878 Osmanlı - Rus Savaşı sırasında, Erzurum'daki Aziziye Tabyası'nın savunulmasında kahramanca çalıştı Adını bu şekilde tarihe yazdırdıMücâdeleye, küçük yaştaki oğlunu ve kızını evde bırakarak katılmıştı O sıralarda 20 yaşlarında genç bir gelindi

Savaştan sonra da Nene Hâtun, destan kahramanlarına yaraşır bir asâletle yaşadı Kendisini ziyâret eden NATO'da görevli Amerika'lı subayın bir sorusuna: "O zaman vazifemi yapmıştım Bu gün de ilerlemiş yaşıma rağmen aynı hizmeti, daha mükemmeliyle yapacak güç ve heyecana sahibim" cevabını vermişti








Erzurum Kongresi (23 Temmuz 1919)

Anadolu'da milli mücadele birliğinin kurulmasının ikinci adımı Erzurum Kongresi ile atıldı Amasya Genelgesi'nden sonra İstanbul ve askerlikle ilişkisi kesilen Mustafa Kemal'e, başta Kazım Karabekir olmak üzere Anadolu'daki komutan ve mülki amirlerin büyük bir çoğunluğu verdikleri desteği sürdürmeye devam ettiler


Amasya Genelgesi'nde yer aldığı gibi, Mustafa Kemal bu dönemde milli bir kongre toplayarak, milli mücadele ile ilgili tüm faaliyetleri birleştirmeyi planlıyordu Kazım Karabekir, milli bir kongreden önce Doğu illeri için bölgesel bir kongre toplanmasının faydalı olacağı görüşündeydi

Mustafa Kemal, bölgesel bir kongreye karşı olmasına rağmen, Kazım Karabekir ve Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin ısrarları karşısında bir kongre toplanmasını ve kongreye katılmayı kabul etti

Kongre, 10 Temmuz'da toplanması kararlaştırılmış olmasına rağmen, 23 Temmuz'da bir okul salonunda 54 delege ile çalışmalarına başladı Mustafa Kemal'in davetli olarak katıldığı bu kongreye asil üye olabilmesi için, Erzurum delegesi Cevat Dursunoğlu istifa ederek, kendi yerine Mustafa Kemal'in seçilmesini sağladı

İlk gün, Mustafa Kemal kongre başkanlığına seçildi Milli bir hal alan kongrede, genel değerlendirmeler yapıldı ve doğu illerinin durumu görüşüldü Milli mücadelenin temelleri açısından önemli kararlar alındı Erzurum Kongresi'ne katılanlar, 17 çiftçi ve tüccar, 5 emekli subay, 4 emekli memur, 5 öğretmen, 4 gazeteci, 5 hukukçu, 2 mühendis, 1 doktor, 6 din adamı, 3 eski milletvekili, 1 general ve 1 eski bakan olmak üzere 54 delegeden oluşmuştu

Bunlar Erzurum’a kuzeyden ve güneyden gelecek Rus saldırılarını önlemek amacıyla yapılmışlardır








Alınan Kararlar

1Milli sınırlar içinde vatan bölünmez bir bütündür; parçalanamaz

2 Her türlü yabancı işgal ve müdahalesine karşı millet top yekün kendisini savunacak ve direnecektir

3 Vatanı korumayı ve istiklali elde etmeyi İstanbul Hükümeti sağlayamadığı takdirde, bu gayeyi gerçekleştirmek için geçici bir hükümet kurulacaktır Bu hükümet üyeleri milli kongrece seçilecektir Kongre toplanmamışsa, bu seçimi Temsil Heyeti yapacaktır

4 Kuva-yı Milliyeyi tek kuvvet tanımak ve milli iradeyi hakim kılmak temel esastır

5 Hıristiyan azınlıklara siyasi hakimiyet ve sosyal dengemizibozacak ayrıcalıklar verilemez

6 Manda ve himaye kabul edilemez

7 Milli Meclisin derhal toplanmasını ve hükümet işlerinin Meclis tarafından kontrol edilmesini sağlamak için çalışılacaktır

8 Milli irade padişahı ve halifeyi kurtaracaktır


















Aziziye Tabyaları

Bu tabyaların büyük bir kısmı Erzurum, Kars, Ardahan’da bulunuyordu Bu dönemlerde topun tahrip gücünün artması ve menzilinin uzunluğundan ötürü kale ve surlar önemini yitirmiş, yerini tabyalar almıştı Bu nedenle de Erzurum şehrinin çevresi “ToprakTabya” denilen bir nevi surlarla çevrilmiştir Öncelikle Erzurum çevresinde bu Toprak Tabyalar yapılmış ardından da bunu diğerleri izlemiştir



XIX yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı İmparatorluğu siyasi ve askeri alanda büyük güçlükler ile karşılaşmıştır Osmanlıların bu durumundan yararlanmak isteyen Ruslar Osmanlı İmparatorluğuna savaş açmışlardır

Bu nedenle de Osmanlılar savunma amaçlı olarak Erzurum’un doğusunda ve çevresinde savunma amaçlı tabyalar yapmışlardır


















Atatürk Evi


19 Mayıs 1919 da Samsun'a çıkan Atatürk, Amasya Tokat, Sivas, Erzincan yolu ile 3 Temmuz 1919 günü Erzurum'a gelmiş, doğruca Cumhuriyet Caddesinde Cinisli'lere ait bir konak olan Mevki komutanlığına konuk olmuştu

Atatürk 9 Temmuz 1919 gününe yani askerlikten ayrılışına kadar bu binada Erzurum Kongresinin hazırlıkları ile uğraşmış Yanı Başındaki Gözübüyüklerin evinde yatıp kalmıştı Askerlikten ayrıldıktan sonra, Vali Münir Akkaya'dan boşalan iki katlı Vali konağına, Hüseyin Rauf Bey ve arkadaşları ile birlikte taşınmış, 29 Ağustos 1919 tarihine yani Sivas'a gidinceye kadar 52 gün bu evde oturmuştur

Atatürk'ün Erzurum'dan ayrılışından sonra ev tekrar Vali Konağı olmuştur Cumhuriyet'in ilanından sonra 30 Eylül 1924'te Erzurum'a ikinci kez gelen Atatürk'e Erzurumlular bu evi hediye etmişlerdir Ev, 1930-1934 yılları arasında Kolordu Komutanlığınca da lojman olarak kullanılmıştır Atatürk'ün ölümünden sonra, Çocuk Esirgeme Kurumuna verilmiştir 1984 yılında Kültür Bakanlığına devredilerek, Atatürk Evi halinde düzenlenmiştir

















***********************


Alıntı Yaparak Cevapla