Prof. Dr. Sinsi
|
4*4 Lük Şehir (44) | Kayısı Kenti Malatya | Tarihçesi Tanıtımı



Battalgazi:
Malatya’nın ikinci yerleşim yeri olan ve 1988 yılına kadar Eski malatya ismi ile anılan ilçenin tarihi çok eskidir Malatya şehrinin ilk kuruluş yeri bugünkü Bahçebaşı Kasabası içinde yer alan Aslantepe Höyüğüdür Bu alan özellikle M Ö XX ve XIX yüzyıllarda işlek kervan yollarının kesiştiği bir bölümdür O zaman ki Asur ve Urartu kaynaklarında bu yöre Maldia, Melit, Melide ve Melitea olarak değişik biçimlerde isimlendirilmiştir M S I y y da Aslantepe Höyüğündeki bu yerleşim birimi bugünkü Eskimalatya üzerine kaymıştır Dolayısıyla bu tarihten itibaren 1836 yılına kadar geçen ve Malatya tarihi olarak anlatılan bölüm aslında Battalgazi İlçesinin tarihidir


(Eskimalatya Evleri)

Romalılar ve Bizanslılar döneminde büyük bir şehir haline gelen Eskimalatya etrafı surlarla çevrilmiş, doğuda askeri bir üs olarak önem kazanmıştır Bizans egemenliğinde olduğu halde yıllarca Sasanilerin akınına uğramış, VII y y dan X y y a kadar Araplarla Bizanslılar arasında el değiştirmiştir Araplar tarafından MALATİYA adıyla anılan kent 1101 yılında Danişmentlilerin, 1105 yılında Anadolu Selçuklularının, 1399 yılında ise Osmanlıların eline geçmiştir 1401 yılında Timur’un ordusu tarafından yağmalanmıştır Daha sonra Osmanlılarla Memluklular arasında çekişmeye konu olmuş ve Dulkadiroğullarının yönetimine girmiştir 1515’de I Selim’in Osmanlı topraklarına kattığı kent daha sonra Dulkadiriye Eyaletine bağlı Malatya Sancağının Merkezi yapılmıştır


(Ulu Camii)

XIX y y ın başında sürekli ayaklanma ve eşkiya saldırıları yüzünden şehir harap duruma düşmüş ve halk kent çevresindeki bağlarda yaşayınca kentin gelişmesi durmuştur Doğu Anadolu’daki Osmanlı orduları komutanı Hafız Mehmet Paşa karargahını Harput’tan Malatya’ya taşıyınca halk kenti terketmiş ve boş kalan evlere askerler yerleştirilince bağların yoğun olduğu Aspusu yöresine giden halk geri dönmemiş ve bu mahalde yeni Malatya gelişmeye başladı Ordu Nizip savaşı için Eskimalatya’dan ayrılınca kent boş kaldı Halk harabeye dönmüş evlere dönmedi 1839 Mayıs’ından sonra Eskimalatya eski bir yerleşim birimi olarak varlığını sürdürdü


(Eskimalatya-Battalgazi)

Cumhuriyet Döneminde Malatya’nın il olmasından sonra Eskimalatya’da 1928 yılında belediye, 1932 yılında nahiye oldu 1987 yılında Eskimalatya Belediyesi Encümeninin ittifakla aldığı kararla “Eskimalatya” ismi ünlü Türk İslam Komutanı ve Kahramanı Battalgazi’nin burada yaşamasından dolayı değiştirilerek “Battalgazi” adını aldı Eskimalatya Kasabası 19 06 1987 tarih ve 3392 sayılı kanunla (04 07 1987 tarih ve 19507 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır ) ilçe oldu 01 05 1988 tarihinden itibaren İlçede kuruluşlar faaliyetlerini sürdürmeye başladılar


(Eskimalatya-Battalgazi Surları)

Eskimalatya Kalesi:
Bugünkü Battalgazi-Malatya karayolunun Doğu kenarı ile Derme Çayı arasında kalan ovanın geniş düzlüğünde yer alır M S 79-81 yıllarında Roma İmparatoru Titus zamanında bir garnizon olarak yaptırılmıştır
Roma İmparatoru Trajan (M S 98-117) tarafından büyütülmüş ve daha sonra inşaat geliştirilerek MELİTENE’nin şehir suru şekline dönüştürülmüştür
Abbasiler, Selçuklular, Anadolu Beylikleri, Memluklular ve Osmanlılar zamanında çeşitli onarımlar ve eklemeler yapılmıştır Bugün harap vaziyette olmakla birlikte tek tük kalıntılarına rastlanmaktadır


(Battalgazi-Eskimalatya)

Eskimalatya:
1838 yılına kadar şehir Merkezi olup, yarım metreden çıkabilecek uygarlık izlerini yansıtan seramik parçaları ile ilgi çekmekte, çevrede bulunan han, camiler, türbeler, Namazgah ve hamam kalıntıları ile yıkılmış anıtlar mevcut olup, bunların çoğunun İslam Uygarlığı yapıtları olduğu yapılan araştırmalardan anlaşılmıştır


(Ulu Camii içi)

Ulu Camii:
Türkler, Selçuklu İmparatorluğu döneminde İran’daki dikdörtgen bir avlunun dört yanına birer eyvan olan Medrese şemasını camilere uygulamışlardır Bu nedenle böyle camilere Eyvanlı veya Medrese planlı camiiler denmiştir İran’da bu plan camilerin ana planı olmuş, malzeme olarak tuğla tercih edilmiştir Anadolu’nun fethinden sonra Anadolu Selçukluları teni yurtlarında daha bol olan taşı kullanmışlar, yeni planlar uygulamışlardır


(Ulu Camii giriş kısmı)

Ulu Camii Selçuklu geleneğini ilde temsil eden tek eser olarak önem taşımaktadır 1224 yılında Anadolu Selçuklu hükümdarı 1 Alaeddin Keykubat tarafından Mimar Yakup Bin Ebubekir El Benna El Malati’ye yaptırılmıştır Bu camiinin kitabesini hala Malatya Saray Mahallesi Camiinde olduğu bilinmektedir Ulu Camiinin 1247 yılında tadilatı ve tamiratı yapılmıştır 1515 yılında Memluklular, 1649 yılında Osmanlılar, 1903 ve 1966 yıllarında ise Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce onarımı yapılmıştır Avlulu, Eyvanlı, Mihrapönü, Tuğla Kubbeli, Çini İşlemeli, Taş Duvarları ince işçiliği bakımından zengin, Kubbesi 16 köşeli, tavanı Nesih yazılı bir Ayet, koyu kahverengi parlak çini Mozaiklerle süslüdür Yazı Ustası Ahmet Bin Yakup’tur Minberi hala Ankara Etnografya Müzesindedir Büyük ölçüde restorasyona ihtiyaç vardır



Melik Sunullah Camii / Vaiz Baba / Vaiz Ocağı:
Bazı kaynaklarda Karacaköy Camii ismi ile anılmakta olan bu esere halk arasında, Vaiz Baba veya Vaiz Ocağı ismi de verilmektedir (A Gabriel'in Adile Camii ismi ile andığı bu eseri "Koca Vaiz Türbesi" şeklinde adlandıranlar da vardır )


(Melik Sunullah Camii)


(Memlük Kitabesi)

Korkusu olanları buraya götürürler Önemli bir ziyaretgahtır Son zamanlarda yeniden inşa ile küçük bir mescit haline getirilmiştir Minare kaidesi üzerindeki Memluk kitabesi 796 h (1394 m ) tarihlidir Bu kitabe, minarenin Memluk Sultanı Melikül-Zahir Berkuk zamanında Abdullah Hüsnü oğlu Çerkeş tarafından yaptırıldığı bildirilmektedir


(Akminare Camii)

Akminare Camii:
Surun dışında Derme Deresi kenarında tek minaresi ve tek kubbesi vardır 1573 yılında Zaim Yusuf oğlu Hikmet Bey tarafından yaptırılmış bir Osmanlı eseridir Meydanbaşı Mahallesindedir Gelecek kuşaklara kalabilmesi için restore edilmesinde yarar vardır
Karahan Camii :
1589 yılında Abdullah oğlu Hüsrev Bey tarafından yaptırılmış olup, İlçemiz Karahan Mahallesinde bulunmaktadır
Toptaş Camii:
Surlar dışındadır Toptaş mahallesinde olup kimin veya kimler tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir 1581 yılında Miralay Hüsrev Bey tarafından 1827 yılında Musullu İsmail ve Mustafa Efendiler tarafından onarılmıştır Klasik bir Osmanlı Camisidir
Alacakapı Camii:
Alacakapı Mahallesindedir 1585 yılında mescit olarak yaptırılan bir Osmanlı eseridir


(Sütlü Minare Camii)

Sütlü Minare Camii:
Meydanbaşı mahallesinde surların dışında tek kubbeli ve minareli camiidir Yapılış tarihi bilinmemektedir 16 y y Osmanlı dönemi eseridir


(Halfetih Minaresi)

Halfetih Minaresi :
Selçuklular zamanından kalmıştır Tamamen tuğladan yapılmıştır Ulu camiinin benzeridir 13 y y’da yapıldığı sanılmaktadır Sekizgen tuğla kaide üzerine silindirik olarak yükselir Firuze renkli çiniler ve Şerefe altındaki Kufi Kitabe dikkati çekmektedir Restore edilmesinde yarar vardır
Emir Ömer Camii ve Türbesi :
1556 yılında yapılmış bir Osmanlı eseridir
Ali Baba Namazgahı:
1243 tarihinde Sacettin İshakoğlu Kemalettin Kamyol tarafından yaptırılan bir Selçuklu eseridir Şehir surları dışında Meydanbaşı mahallesindedir
Sahabbiye Kübra Medresesi:
13 y y’da Alaeddin Keykubat dönemi Selçuklu eseri karakterinde olmakla birlikte 14 y y’da Emir Cemalettin Hızır tarafından yaptırıldığı sanılmaktadır Ulu Camiinin güneyindedir
Ahmet Duran Türbesi:
18 y y’da yapıldığı sanılan bir Osmanlı eseridir Seyit Battalgazi’nin arkadaşı Ahmet Duran’a ait olduğu bilinir
Karababa Türbesi:
Battalgazi Türbesi girişinde aynı adı taşıyan mezarlığın içindeki türbedir Karababa’nın asıl adının Şeyh Hasan olduğu son zamanlarda ele geçen bir şiirden anlaşılmıştır
Edir ile Bedir Türbesi :
Battalgazi İlçesinde Yatılı İlköğretim Bölge Okulu’nun kuzey batısında bulunmaktadır Dairesel bir duvarın önünde bulunan tek mezardır


(Beş Konaklar-Restore edilmeden önce)


(Beş Konaklar-Restore edildikten sonra)

Beş Konaklar:
Battalgazi İlçesinde Ulu Camii karşısındadır Harap bir vaziyette bulunmaktadır Seyit Battalgazi’nin çocuklarının bu yerde yattığı söylentisi yaygındır


(Battalgazi Türbesi)

Seyit Gazi:
Seyit Battalgazi’nin namaz kıldığı yer olarak bilinmektedir Kırklar Tepesi altında Orduzu yolu üzerinde olup İlçe Merkezine uzaklığı 2 Km’dir


(Hasan Basri Türbesi)


(Türbenin etrafındaki mesire yeri)

Hasan-i Basri Türbesi :
M S 7 yy’da Basra’dan geldiği, Malatya çevresinde yaşadığı rivayet olunur Ermiş bir kişi olarak bilinmektedir Türbesi Korucuk üzerindeyken Karakaya Baraj Gölünün oluşmasıyla Battalgazi İlçesi Kırkkardeşler mevkiindeki yere taşınmıştır Türbeye çok sayıda ziyaretçi, gelmektedir


(Sıddı Zeynep Kümbeti)

Sıddı Zeynep Kümbeti:
12 yy Selçuklu eseri olduğu sanılmaktadır Battalgazi’nin hanımı olan Zeynep adlı bir kadına ait olduğu söylenir


(Kanlı Kümbet)

Kanlı Kümbet:
13 ve 14 yy ‘a ait mimarisinden Selçuklu eseri olduğu anlaşılmaktadır


(Silahtar Mustafa Paşa Kervansarayı)

Silahtar Mustafa Paşa Kervansarayı:
637 yılında IV Murat’ın Vezirlerinden Silahtar Bosnalı Mustafa Paşa tarafından yaptırılmıştır 68x76 metrelik bir alanda yer alır Avluya giriş doğusundadır Kervansaray kesme taştan yapılmış üzeri Tonoz sistemi ile örtülmüştür Yazlık (açık) ,kışlık (kapalı) mekanları vardır Her ikisi de dikdörtgen planlıdır Doğudaki giriş üzerinde yer alan ve bir yandaki basamaklarla çıkılan mescidin konumu özgündür Revaklı cephenin ortası havuzludur Ana kapının iki yanında iki hancı odası bulunur Doğuya bakan Revaklı cephede altısı bir yanda , altısıda diğer yanda olmak üzere 12 ocaklı dükkan veya oda vardır







Turizm:
Battalgazi turizm bakımından zengin bir ilçedir Özellikle tarihi eserlerin her yıl çok sayıda yerli ve yabancı turist tarafından gezilir
Coğrafi Durumu:
Battalgazi İlçesi; Malatya İlinin Kuzey Doğusunda, Kuzey Yarımkürede 38-39 Derecelik Doğu Meridyenleri ile 38-39 Derecelik Kuzey Paralelleri arasında yer almaktadır Doğusu: Elazığ İli (Bugünkü Karakaya Baraj Gölü) Batısı : Akçadağ Ovası (Dilek Kasabası)Kuzeyi : Arguvan İlçesi, Tohma Çayı (Bugünkü Karakaya Baraj Gölü) Güneyi : Malatya İli Hanımın Çiftliği Kasabası, Bahçebaşı Kasabası
Dağlar-Ovalar-Akarsular:
Yer şekilleri bakımından Güneydoğu Torosların devamı olan Beydağlarının çevrelediği Malatya Ovasının kuzeyinde yer almakta ve önemli bir dağı olmayıp tamamen düzlüktür Önemli akarsuyu yoktur
İklimi:
Yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk ve kar yağışlı geçer Yağışları Akdeniz üzerinden gelen alçak basınç sağlar Doğu Anadolu üzerinde bulunan basınç etkisiyle alçak basıncın hareketini ağırlaştırarak devamlı yağış alır Bununla beraber hangi mevsim olursa olsun her türlü iklim hareketine elverişlidir Yıllık sıcaklık ortalaması 13 5 derece civarında olup en sıcak günler Haziran-Temmuz aylarında 27-30 derece olduğu görülür En çok yağış İlkbahar ve Sonbahar aylarında yağar Yıllık ortalama yağış miktarı 400-500 mm’yi bulmaktadır Deniz seviyesinden yüksekliği 900 metredir


(Karakaya Baraj Yolu)

Gezilebilecek Yerler :
Karakaya Barajı, Kırkgöz Mevkii, Battalgazi’ye 8 km uzaklıktadır Karakaya Barajının eski Sıvas yolunun kestiği mevkiidir İl Özel İdare Müdürlüğü tarafından bir dinlenme tesisi yaptırılarak halkın hizmetine sunulmuştur Yaz aylarında baraj gölünde yüzmek, gemi ve sal gezintileri yapmak mümkündür
Kayserici Çeşmesi: Battalgazi’ye 1 5 km uzaklıkta, demiryolu hattının yakınındadır Çeşme temizliği ve soğuk suyu ile iyi bir mesire yeridir


(Ulu Camii)

Battalgazi ilçesinin tarihi çok eskilere dayanır Bundan dolayı ilçemiz açık bir müze görünümünde olup gezilecek ve görülecek yerleri hayli çoktur Bunları kısaca belirtelim: Ulu Cami 1224 yılında Alaaddin Keykubat tarafından yaptırılmıştır Eskimalatya Kalesi şu an çok harap bir haldedir Silahtar Mustafa Paşa Kervansarayı 1637 yılında yapılmıştır Musalla Namazgâhı kervan yolları üzerinde yapılan bir ibadet yeridir Selçuklu eseri olup kitabesinde 640 Hicrî tarihini taşımak* tadır Melik Sunullah Camii, halk arasında "Vaiz Ocağı" veya "Vaiz Babâ' adıyla da anılır Hicrî 796 yılında yapılmıştır Toptaş Camii ile Karahan Camii 1583'te yapılmıştır Emir Ömer Mescit ve Türbesi 1563'te yapılmıştır Alacakapı Camii 1592'de yapılmıştır Sütlü Minare Camii, Sahabiye'i Kübra Medresesi harap haldedir Sıddı Zeynep Kümbeti, Kanlı Kümbet, Çingene Hanı, Hötüm Dede Minaresi, Ahmed-i Turan Türbesi, Karababa Türbesi, Edir ile Bedir Türbesi, Beş Kardeşler, Üç Kardeşler, Karahan, Seyit Gazi, Abdülvahap Gazi, Hasanbasri (Korucuk), Kırkgöz Köprüsü


(Silahtar Mustafa Paşa Kervansarayı)

Böylesi köklü bir tarihi geçmişe sahip, çeşitli medeniyetlerin beşiği olmuş bu ilçede tarihi ve turistik değerlerin yeterince bakımlı olmadığı bir gerçektir Malatya Valiliği ile ilçe belediyesinin, atalarımızın yadigârı olan bu önemli yapılara mutlaka sahip çıkmaları gerekir Özellikle son birkaç yıldır kendi kaderi ile baş başa bırakılan Silahtar Mustafa Paşa Kervansarayı, bir şekilde özel sektör ile işbirliği yapılarak gelecek kuşaklara aktarılmalıdır


(Baraj Gölü)

Bunların dışında büyük bir doğal güzelliğe sahip olan ilçenin hemen hemen her yerinde piknik yapmak mümkündür
|