Prof. Dr. Sinsi
|
4*4 Lük Şehir (44) | Kayısı Kenti Malatya | Tarihçesi Tanıtımı

Kayısı Ve Malatya
Tarihi kaynaklara göre Türkistan, Orta Asya ve Batı Çin'i içerisine alan çok geniş bir bölgenin kayısının ana vatanı olduğu sanılmaktadır Günümüzden 5000 yıl gibi çok uzun bir zaman önce kayısı bu bölgede bilinmekte ve tarımı yapılmaktaydı Büyük İskender'in seferleri sırasında kayısı M Ö IV'yy'da Anadolu'ya getirilmiş yetişmesi için uygun iklim ve toprakları Anadolu'da bulunduğundan Anadolu kayısının ikinci vatanı olmuştur M Ö I Yy'da Roma ve Pers savaşları sırasında Ermeni tüccarlar tarafından önce İtalya'ya sonra da Yunanistan'a götürülmüştür İtalya ve Yunanistan'dan diğer Avrupa ülkelerine geçişi uzun yıllar almış 13 Yy'da İspanya ve İngiltere, 17 Yy'da da Fransa ve Amerika'ya da götürülmüştür

Kayısı, coğrafik olarak dünyanın hemen hemen her yerine dağılmış olsa da daha çok Akdeniz'e yakın olan ülkelerde Avrupa, Orta Asya, Amerika ve Afrika kıtalarına yayılmış ve burada yetişme alanları bulmuştur Dünya yaş kayısı üretiminde Türkiye birinci sıradadır Türkiye'yi İspanya, İtalya, birleşik devletler topluluğu, İran Fransa, Yunanistan ve ABD izlemektedir Bu birinci grup ülkelerin yaş kayısı üretimleri 100 bin tonun üzerindedir Birinci gruba Fas, Pakistan, Suriye, Çin, Güney Afrika, Macaristan, eski Yugoslavya, Romanya, Avustralya, takip etmektedir

Dünya yaş kayısı üretiminin yaklaşık % 10-15'inin yapıldığı Türkiye'de 6 kayısı bölgesi bulunmaktadır Bu bölgeler;- Malatya, Elazığ, Erzincan bölgesi
- Kars, Iğdır bölgesi
- Akdeniz (Mersin, Mut, Antakya) bölgesi
- Marmara Bölgesi
- Ege Bölgesi
- İç Anadolu Bölgesi

Bu bölgeler içerisinde Malatya, Elazığ, Erzincan bölgesi dışındaki bölgelerin üretimleri sofralık tüketime yöneliktir Birinci bölgedeki kayısıların çoğunluğu kurutulmakta ve bu bölge dünya kuru kayısı üretiminin yaklaşık % 85-90'ını karşılamaktadır

Kayısı, derin, iyi geçirgen, iyi havalanan, sıcak ve besin maddelerince zengin, kumlu, tınlı, humuslu toprakları seven bir meyvedir Ağaçlar kuvvetli, büyük, yayvan taç teşkil eder 8-10 metreye kadar boylanabilir Kışı soğuk, yazı sıcak iklimlerin meyvesidir Yaz aylarında nem oranının düşük olması meyvelerin kalitesi için önemlidir Kayısılar taze, kurutulmuş veya meyve suyu olarak bütün yıl boyunca tüketilebilen meyvelerdendir Kayısı yetiştiriciliği uzun vadeli ve pahalı bir yatırımdır Bu sebeple bahçe kurarken çok iyi planlama yapılmalıdır Yapılacak hata, toprak, para ve emek israfıdır Bu nedenle, bahçeler kurulmadan önce Tarım Kuruluşlarıyla sıkı işbirliği yapılarak, çalışmalara başlanılmalıdır

Bahçe Yerinin Seçimi:- İlkbaharın geç donlarından etkilendiği için ova ve çukur yerlerden ziyade yamaç ve sırtlar tercih edilmelidir

- Güney, güneydoğu ve güneybatı yönlerine dikilmelidir

- Irmak kenarlarından, soğuk havaların toplandığı veya sis çöken çukur yerlerden kaçınılmalıdır

- Kayısı, ağır ve çok nemli killi topraklar hariç olmak üzere derin, geçirgen, iyi havalanan, sıcak ve besin maddelerince zengin, ince dokulu, tınlı veya tınlı-kireçli, humuslu topraklarda en iyi şekilde yetişir


Dikime Hazırlık
Kayısı bahçesi tesis edilecek arazi ilkbaharda krizma edilerek veya derince birkaç kez alt üst etmek suretiyle işlenir, toprak sonbahara kadar dinlenmeye bırakılır İmkanlar elverirse arazi tesviye edilmelidir Yamaç araziler, arazinin meyil durumuna göre teraslama yapıldıktan sonra bahçe tesisi yapılmalıdır Ağır topraklarda dönüme 2-3 ton kadar çiftlik gübresi serpilip sürümle toprağa karıştırılmalıdır

Dikim Şekilleri
Bahçe tesis edilecek yerin şekli, arazinin meyili, ara ziraatı yapılıp yapılmayacağı gibi durumlar göz önüne alınarak dikim şekillerinden biri tatbik edilir Ayrıca, toprağın verimlilik derecesi, sulama imkanları ve dikilecek kayısı çeşidine göre aralık verilir
Kare Şeklinde Dikim
En çok kullanılan dikim şeklidir Bu usulde dikilen ağaçların sıralar arası ve sıra üzeri mesafeler birbirine eşittir Bu mesafeler 10x10 veya 12x12 metre olarak uygulanmalıdır Uygulamada ilk sıra, tarla kenarından itibaren bir aralık boyunun yarısı kadar içeriden işaretlenir Bir aralık boyu 10 m bırakılacaksa tarla kenarından 5 m içeriden ilk işaretleme yeri tespit edilir
Dikdörtgen Şeklinde Dikim
Bu şekilde dikim ara ziraatı yapılmak istenildiğinde tercih edilir Dikdörtgen şeklinde tesis edilen bahçelerde sıralar arasındaki mesafeler, sıra üzeri mesafelerden daha fazladır Bu mesafeler toprağın yapısına göre değişmekle beraber ortalama sıra arası 12 m sıra üzeri 10 m olarak tesis edilir
Üçgen Şeklinde Dikim
Üçgen şeklindeki dikim, meyilli ve yamaç araziler için uygundur Bu usulde bahçe tesis etmek için fidanlar eşkenar üçgenin köşelerine dikilir Köşeler arasındaki mesafe 8 veya 10 m olmalıdır

Fidan Seçimi- Tercih edilen çeşit ismine doğru olmalıdır

- Sertifikalı fidanlar dikilmelidir
Bu, ağacın hastalıksız olması için gereklidir
- Fidanlar bir yaşında olmalıdır

- Gövde pişkin ve düzgün, gözler iyi teşekkül etmiş olmalıdır

- Aşı yeri kapanmış, kökleri bol saçak köklü olmalı ve bu saçak kökler dağılmış bulunmalıdır

- Gövde ve kökler yaralı, bereli olmamalıdır

- Hastalık ve zararlılardan arındırılmış olmalıdır


Dikim Zamanı
Kış soğuklarının fazla olmadığı yerlerde sonbahar dikimi yapılmalıdır Çünkü;- Toprak ve iklim dikime daha uygundur

- Kış yağışlarından istifade edip, tutma oranı yüksektir

- Erken gelişme sağlanır
Mevsim uygun değil, soğuklar fazla ise ilkbahar dikimi yapılmalıdır

Fidanın Dikilmesi
- Fidan dikilecek çukurlar, sonbaharda yağışlardan önce açılmalı ve havalanması sağlanmalıdır

- Çukurlar 60 cm
genişliğinde ve 60 cm derinliğinde olmalıdır
- Çukurlar açılmadan önce toprak işlenir
Toprak hazırlığı bittikten sonra dikim şekline göre işaretlenir ve işaret yerlerine çakılan kazıkların yerlerinde kalmasına dikkat edilir
- Dikilecek fidanların çukurları açılırken üstten çıkan toprak bir tarafa, alttan çıkan başka bir tarafa yığılarak birbirine karışmaması sağlanır
- Dikim yapılmadan önce fidanlara mutlaka dikim budaması yapılmalıdır

- Dikim budaması, kök ve sürgün budaması şeklinde uygulanır

- Kök budamasında köklerdeki yara yerleri beyaz ve sağlam dokular meydana çıkıncaya kadar kesilir
Çürük, kırık, bereli yerler ayıklanır Bir biri üzerine binmiş kökler temizlenir
- -Sürgün budamasında gövde üzerindeki yan dalların tümü dipten kesilir
Fidanın durumuna göre de 80-120 cm den çoban sopası gibi meyilli olarak kesilir
- Dikim için ilk olarak fidanın dikileceği yerin 15 cm
kadar uzağına ve çukurun işlenmemiş olan toprak kısmına sonradan fidana destek olacak bir herek dikilir
- Dikim esnasında dikim tahtası kullanılmalıdır

- Herek dikildikten sonra çukurun dibine (çukurun üst yüzünden alınmış toprağa 1/3 oranında yanmış çiftlik gübresi karıştırılarak hazırlanan) harçla bir tümsek yapılır
Fidan bu tümsek üzerine yerleştirilir Üzerine çukurun üst kısmına ait olan gübreli toprak konur Toprak iyice kökler arasına sıkıştırılır Çukurun dibinden çıkan diğer toprakla da çukur tamamıyla doldurulur ve bu esnada ayakla hafifçe bastırılır Dikim tahtası kaldırılıp, fidanın etrafında bir sulama çanağı teşkil edilir Dikimden hemen sonra bolca can suyu verilir Çanağın üzerine taze gübre serilerek toprakla kapatılır ve bu suretle kuruması önlenmiş olur
Dikimde dikkat edilecek en önemli husus;
Aşı yerinin toprak hizasından 2-3 parmak yukarıda bulunacak şekilde dikim yapılmasıdır

Malatya'da Yetiştirilen Kayısı Çeşitleri
Malatya'da üretilen kayısı çeşitlerinin başında Hacıhaliloğlu çeşidi gelir Malatya'da üretilen kayısının % 90'ına yakını bu çeşitten yapılmaktadır Son yıllarda Kabaaşı, Soğancı çeşitlerinin de yaygınlaştığı görülmektedir
Ayrıca Hasanbey, Çöloğlu, Çataloğlu, Şekerpare, Yeğen, Hacıkız, Paşamişmişi ve Turfanda diğer önemli Malatya kayısılarındandır Bu çeşitlerden Hacıhaliloğlu, Kabaaşı, Soğancı ve Çataloğlu kurutmalığa elverişli, diğerleri ise sofralık çeşitlerdir Kurutmalık çeşitleri diğerlerinden ayıran en önemli özellik, kuru madde oranlarının yüksek oluşudur Bu çeşitlerde kurumadde oranı % 24-30 arasında değişmektedir Diğerlerinde bu oran genellikle % 18-20'ye çıkmaktadır

Kurutmalık çeşitlerden Hacıhaliloğlu, Soğancı, Çataloğlu ve Kabaaşı orta irilikte meyve oluşturmaktadır
Kayısı çekirdeği kabuk ve içten meydana gelmiştir Meyve ağırlığının % 12'sini oluşturur Çekirdek içi bileşim olarak Glikozit, Amigdalin, Nişasta, Yağ ve benzeri maddelerden meydana gelmiştir Acı çekirdek ilaç ve kozmetik sanayiinde; tatlı çekirdek ise gıda sanayiinde kullanılmaktadır Çekirdek içi (tohum) alındıktan sonra, geriye kalan kabuk yakacak olarak kullanılmaktadır

|