Yalnız Mesajı Göster

Ankara | Başkent

Eski 08-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ankara | Başkent








Ankara, Türkiye Cumhuriyeti'nin başkenti





Ankara Türkiye'nin en kalabalık ikinci, dünyanın ise en kalabalık kırk beşinci kentidir Topraklarının büyük bölümü İç Anadolu Bölgesi'nin Yukarı Sakarya bölümünde yer alır Türkiye'nin coğrafi merkezine yakın olduğu için, hem konum hem de işlev itibariyle Türkiye'nin kalbi benzetmesi yapılır Ankara, kedisi, keçisi ve bu keçinin yünü, tavşanı, armudu, balı, çiğdemi ve Kalecik Karası denilen misket üzümü ile ünlüdür Ortalama 890 m rakıma sahiptir





Tarihi

Bilinen tarihi en az 10 bin yıl öncesine, Eski Taş Çağı'na ulaşan Ankara, Hattileri, Hititleri, Frigleri, Lidyalıları, Ahamenişleri (Persler), Makedonyalıları, Galatları (Keltler), Romalıları, Selçukluları ve Osmanlıları ağırlamış, Batı ve Doğu medeniyetlerine ev sahipliği yapmıştır Geçmişte, Galatlar'ın bir boyu olan Tektosaglara ve sonrasında Friglere başkentlik eden kent, 1923'ten beridir de Türkiye Cumhuriyeti'ne başkentlik etmektedir



Köken Bilimi

Frigya dili ve Yunancada Ἄγκυρα ("Anküra" okunur), gemi çapası demektir Bazı efsanelere göre Ankara, Frig Kralı Midas’ın bir gemi çapası bulduğu yerdir Büyük İskender'in Doğu Seferi sırasında Anküra’ya MÖ 333'de geldiği kayıtlara geçmiştir 2 yüzyıla ait ve Ankara'daki Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde sergilenen bazı paralarda gemi çapası figürü bulunmaktadır

Frigler, Galatlar ve Romalılar tarafından gemi çapası anlamına gelen Ἄγκυρα (Anküra) olan şehrin adı, Latin harfleri ile Batılı kaynaklarda Ankyra ve Ancyra olarak yazılmıştır Yunanca 'Anküra' olarak telaffuz edilen kentin adı, Türklerin Anadolu'ya gelmesinden sonra Ankara, Engürü ve Engüriye olarak değişime uğradı, Batı dillerine de Angora olarak geçti 16 yüzyıla ait çeşitli resmî Osmanlı evraklarında Ankara (انقره) adı geçmektedir

Türkiye Cumhuriyeti devleti, 28 Mart 1930'da yabancı ülkelerden Türk şehirleri için Türkçe adların kullanılmasını resmen talep etti Bu tarihten sonra posta idaresi Angora olarak adreslenmiş mektupları Ankara'ya ulaştırmadı Böylece zamanla Ankara adı evrenselleşti
Ankara, Sakarya Nehri'ni besleyen Ankara Çayı’nın geçtiği ovanın doğu kenarında kurulmuştur Çubuk Ovası, kenti çevreleyen verimli bir tarım alanıdır Sonradan Ankara Kalesi'nin kurulduğu tepenin ve eteklerinin sarp yamaçlı olması, tarihte bölgeyi düşman saldırılarına karşı korunaklı kılmaktaydı Bentderesi’nin dar vadisi, Ankara Kalesi’nin bulunduğu volkanik tepeyi, yaylanın ovaya hakim dik kenarından ayırdığından, askeri öneme haizdi Kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber, kentin bilinen tarihi Eski Taş Çağına (yak MÖ 2 milyon - MÖ 10 bin) kadar uzanmaktadır Bu döneme ait çeşitli eserlere Gâvurkale, Ergazi, Lodumlu ve Maltepe'de rastlanmıştır





Gavurkale tepesindeki insan figürleri




Hattiler ve Hititler


Hitit Uygarlığı'nın simgesi sayılan ve Ankara'nın da amblemi olan Hitit Güneş Kursu

Ankara'nın bilinen ilk sakinleri, MÖ 2500-1700 yılları arasında tüm Anadolu yarımadasında bir medeniyet kurmuş olan Hattilerdir Şehir devletlerinden oluşan ve haklarında fazla bir bilgiye sahip olunmayan Hattiler zamanla Hititlerin hakimiyetine girmiş ve Hitit bünyesinde erimişlerdir Ancak Hatti dili, dini ve sanatı Hitit medeniyetini büyük oranda etkilemiş, Anadolu'nun adı da yaklaşık 17 asır boyunca Hatti ülkesi olarak kalmıştır

Hint-Avrupalı bir kavim olan Hititler (MÖ 1660-1190), Anadolu’ya boğazlar yoluyla gelmişlerdir Hititlerin Anadolu’ya göç tarihleri, kesin olarak bilinmemektedir Ankara ve çevresinde Hitit dönemine ait yerleşkelerin kalıntıları, Balıkhisar, Ballıkuyumcu, Bitik, Karaoğlan, Gâvurkale ve Kültepe höyükleridir MÖ 2 bin yılın sonlarına doğru Hititlerin siyasal olarak çöktüğü ve yerini Friglere bıraktığı görülmektedir





Frigler ve Lidyalılar


MÖ 2 bin yılın sonlarında bölgede, hızla büyüyen bir Frigya kasabası vardı Frig Krallığı'nın başkenti olan Gordion kentinin kalıntıları Polatlı'nın 29 km kuzeybatısında bulunmaktadır Bugün Yassıhöyük denen bölgede bulunan Gordion, en parlak dönemini Frigya Kralı Midas zamanında (MÖ 725-675) yaşamıştır Ankara'da, Frigler dönemine ait kalıntılar arasında bulunan Yumurtatepe Tümülüsü'nün bulunduğu yerin, kurulduğu dönemlerde çok önemli bir yerleşim olmasa da stratejik bir noktada olduğu düşünülmektedir Frigler, MÖ 700'lü yıllarda Kafkaslardan gelen Kimmerler tarafından ortadan kaldırıldı



Yumurtatepe Tümülüsü



Tunç Çağı'nın sonlarında Frigler ile birlikte Anadolu'ya gelen ve Batı Anadolu'da varlıklarını sürdüren Lidyalılar, Friglerin ortadan kalkmasını fırsat bilerek Ankara'yı da kapsayan Kızılırmak yöresini ele geçirdiler MÖ 7 yüzyılda Anadolu'ya hakim oldular ve 140 yıl hüküm sürdüler Lidyalıların madeni parayı icat ettikleri kabul edilir Lidyalılar döneminde Anadolu'da pazar ekonomisi gelişmiş, tahıl üretimi, hayvancılık, zeytinyağı ve şarap üretimi ilerlemiştir Orta Anadolu'nun ana ulaşım yolu üzerinde bulunan Ankara kenti de bu gelişmelerden istifade etmiştir Medlerle ve Perslerle savaşan Lidyalılar, komşuları Ahameniş Pers Hükümdarı Kiros ile MÖ 547'de Kızılırmak kavisi içinde yaptıkları savaşı kaybederek tarih sahnesinden silinmişlerdir




Ahameniş Persler ve Büyük İskender

Persler, MÖ 545’den itibaren Anadolu’ya egemen olarak, Anadolu’daki Helen MÖ 5 yüzyılda Herodot, Pers İmparatorluğu'nun ordu, ticaret ve posta hattı olarak kullanılan Kral Yolu'nun Ankara'dan geçtiğini yazar Kral Yolu Efes'te başlıyor, Sardes şehrinden Lidya'yı, sonra Gordion, Ankyra ve Kızılırmak'tan geçerek, Kapadokya üzerinden Kilikya'ya, oradan Fırat ve Dicle nehirlerini geçip Asur'dan Susa kentine ulaşıyordu Kent, bu dönemde önemli bir ticaret ve konaklama merkeziydi kültürüne son verdiler

Ankara, MÖ 334'de Makedonya Kralı Büyük İskender tarafından Ahameniş Pers İmparatorluğu'ndan alındı Büyük İskender, MÖ 334-333 kışını, ünlü Gordion Düğümü'nü kestiği Gordion'da, ilkbaharı da Ankara'da Persleri bekleyerek geçirdi Ankara Anadolu'daki kavşak noktalarından biri olduğu için, buraya yürüyen Makedon birlikleri civardaki birçok kenti de ele geçirdiler İskender'in MÖ 323'te ölmesi üzerine kent, önce Antigonos’un eline, Antigonos’un ölümünden sonra da Lysimakhos’un eline geçti Lysimakhos'un Lidya'da Kurupedion Savaşı’nda yenilmesinden sonra ise Selevkosların eline geçti Bu dönemde Helen Uygarlığı yeniden Anadolu'da yayıldı




Galatlar

Hint-Avrupalı bir Kelt kavmi olan savaşçı Galatlar, Orta ve Batı Avrupa'nın Ren-Tuna havzasındaki yurtlarını terkederek MÖ 278-189 yılları arasında üç kabile olarak Anadolu'ya göçtüler Yerleştikleri Frigya ve Kapadokya topraklarına Galatya dendi Galatya günümüzdeki Ankara ve Kırıkkale illerinin tamamını kapsıyordu Ankara, Galatların Tektosaglar boyuna MÖ 3 yüzyılda başkentlik etmiştir Strabon, ünlü eseri Geographika’da, Ankara Kalesi'nin Tektosaglar Daha sonra bölgede siyasal birliği kuran Roma İmparatoru Caesar Divi Filius Augustus, MÖ 25 yılında Ankara'yı ele geçirmiştir tarafından inşa edildiğini söyler




Augustus Tapınağı




Roma İmparatorluğu

Ankara, Roma İmparatorluğu'nun Galatia Prima eyaletinin başkentiydi 2 yüzyılda, İmparator Hadrianus döneminde kent metropol oldu

MS 3 yüzyıl ortalarında Roma İmparatorluğu'nda ortaya çıkan sosyal ve ekonomik çöküntüye paralel olarak kent, o günlere kadar koruduğu açık kent niteliğini yitirdi, İmparator Caracalla döneminde çevresi surlarla çevrildi Roma İmparatorluğu'nun başkenti Bizantion'a (İstanbul) taşınınca, Ankara'dan geçen ve başkenti doğuya bağlayan yolların önemi daha da arttı

4 yüzyılda Hristiyanlığın yayılmasıyla birlikte Ankara önemli bir dinî merkez oldu MS 395 yılında yılında Roma İmparatorluğu ikiye bölününce Ankara Doğu RomaMS 10 yüzyıla kadar Ankara diğer Doğu Roma (Bizans) sınırları içinde kaldı kentleri gibi para ekonomisinin geliştiği, örgütlü bir ekonomik yapısı olan önemli bir merkez özelliği kazandı Bu dönemde kent planının temel öğeleri, kenti düşman saldırılarına karşı koruyan kalın surlar, pazar yeri işlevini gören agora ve kilisedir




Roma Hamamı Kalıntıları



Ankara'da Doğu Roma hakimiyeti zaman zaman kesintilere uğradı MS 654 yılında Müslüman Araplar kısa süreliğine kentin kontrolünü ele geçirdiler 833 ve 842 yıllarında Abbasi Halifesi Mutasım ve Türk komutanı Afşin Ankara'yı kısa süreliğine ele geçirdi 871 yılında Pavlikian mezhebinden Hristiyanlar şehrin kontrolünü yaklaşık bir yıllığına ele geçirdiler Bu kesintilerden sonra her seferinde Bizanslılar şehri geri alarak otoriteyi temin ettiler




Osmanlı İmparatorluğu




Ankara'nın 18 yüzyıldan kalma bir resmi Bu anonim eser Hollanda'daki Rijksmuseum'dadır

Ankara'nın Büyük Selçuklu İmparatorluğu'nun eline geçmesi, Malazgirt Savaşı'ndan sonra 1073 yılına rastlar 12 ve 13 yüzyıllarda Selçuklu Sultanlarının da çabasıyla transit ticarette gelişme gösteren Ankara, önce Ahiler'e, ardından 1304'te göreli özerklik verilerek Osmanlı İmparatorluğu'na bağlandı I Murat zamanında kesin olarak Osmanlı topraklarına bağlanan kentte, 1402 yılında Büyük Timur İmparatorluğu İmparatoru Timur ile Osmanlı İmparatorluğu Padişahı Yıldırım Bayezid arasında Ankara Savaşı yapıldı Yıldırım Bayezid'in savaşı kaybetmesi ve Timur'a esir düşmesi sonucu Osmanlı Devleti, Fetret Devri denen bunalım ve iktidar boşluğu dönemine girdi Ankara Savaşı'nda kent ve çevresi büyük ölçüde harap olmuş, Anadolu birliğini yeniden kuran II Murat zamanında kent, yeniden onarılmıştır 1841 yılında Anadolu Eyaleti kaldırılıp yerine vilayetler kurulunca kent bir vilayet oldu Ankara, Çorum, Yozgat, Kayzeri ve Kırşehir sancakları bu vilayete bağlandı Ankara Vilayeti, varlığını 1922 yılında kadar sürdürdü




Kurtuluş Savaşı ve Başkent Oluşu


Mustafa Kemal Atatürk, Mondros Ateşkes Anlaşması imzalandıktan sonra, PadişahVI Mehmet tarafından 30 Nisan 1919'da 9 Ordu Müfettişliğine atandı 19 Mayıs 1919'da Refet Bey (Bele), Kâzım Bey (Dirik), 'Ayıcı' Mehmet Arif Bey ve Hüsrev Bey (Gerede) ile birlikte Samsun'a çıktı Burada Havza ve Amasya Genelgesi'ni yayınlayan ve Sivas ile Erzurum Kongresi'ni düzenleyen Mustafa Kemal, bu protokoller üzerine Meclis-i Mebusan açılmıştır Mustafa Kemal, meclis çalışmalarını daha yakından izleyebilmek için 27 Aralık 1919'da Ankara'ya gelmiştir Ankara'ya gelmesinin nedenleri arasında buranın demiryolu ağına sahip olması, İtilaf Devletleri tarafından işgal edilmemiş olması, merkezi bir konumda bulunması ve Batı Cephesi'ne yakınlık gibi nedenler de etkili olmuştur Meclis, 28 Ocak 1920'de oybirliği ile Misakımillî'yi kabul etmiştir Bunun üzerine İstanbul işgal edilmiş ve meclis kapatılmıştır Mustafa Kemal, 19 Mart 1920'de illere ve kolordu komutanlıklarına bir genelge göndermiş ve Ankara'da olağanüstü bir meclisin açılacağını duyurmuştur Seçimlerin ardından 23 Nisan 1920'de TBMM açılmış ve hükümet kurulmuştur Türk Kurtuluş Savaşı bu meclisten yönetilmiş, savaşın kazanılmasının ardından Lozan Antlaşması imzalanmış ve I TBMM seçim kararı almış ve yerini II TBMM'ye bırakmıştır İnkılap Meclisi olarak da anılan bu meclis 13 Ekim 1923'te Ankara'yı başkent ilan etmiştir





Bond-Victory




























Alıntı Yaparak Cevapla