Yalnız Mesajı Göster

Türkiye’De İslam, Hıristiyanlık Ve Museviliğin 70 Kutsal Abidesi

Eski 08-04-2012   #10
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türkiye’De İslam, Hıristiyanlık Ve Museviliğin 70 Kutsal Abidesi





Selimiye Camii



Edirne
Fotoğraf: Fatih Pınar



Şehrin ortasındaki tepede yükselen cami, şehrin her yerinden görülüyor

Kuzeyden Bulgaristan, batıdan Yunanistan ile sınırımızı çizen ildir Edirne Bursa’dan sonra Osmanlı İmparatorluğu’na yaklaşık 90 yıl başkentlik eden kenti Lala Şahin Paşa 1361 yılında Osmanlı topraklarına kattı

Fethedildiğinde mamur bir kasaba olmadığı için padişahın Dimetoka’da oturduğu geçer bazı kaynaklarda Sonraları hızla imar edilen Edirne, İstanbul’dan sonra imparatorluğun ikinci şehri oldu

Mimar Sinan’ın 80 yaşında yaptığı ve “ustalık eserim” dediği anıtsal yapı ise Edirne’nin dünya çapında saygı gören sembolü

Sultan II Selim’in (Sarı Selim) buyruğu üzerine kentin merkezinde 1569-75 yılları arasında yapılan cami, Sultanselim Camii adıyla da anılıyor İstanbul Süleymaniye’yi anlatırken de değindiğimiz gibi Mimar Sinan’ın yapıyı kurmadan önce yer seçmedeki titizliğinin bir örneği de burada görülüyor Selimiye çok uzaklardan bile dört minaresiyle göz doldurarak adeta şehri de kuşatıyor





Edirne
Fotoğraf: Gökhan Tan



Kesme taştan yapılan caminin alanı 1575 metrekare, her şeyiyle ise 2 bin 475 metrekare Mimarlık tarihinde en geniş mekâna kurulmuş yapı olarak nitelenen Selimiye Camii’nin yerden yüksekliği 4328 metre, kubbe çapı ise 3130 metre Ayasofya’nın kubbesinden daha büyük olan kubbe, altı metre genişliğindeki kemerlerle birbirine bağlanan sekiz büyük ayak üzerine oturuyor

Cami mimari niteliklerinin yanı sıra taş, mermer, çini, ahşap, sedef gibi süsleme öğeleriyle de önemli Mihrap ve minberi mermer işçiliğinin başyapıtları arasında sayılıyor İznik’te yapılan çinileri 16 yüzyıl çiniciliğinin en güzel örneklerinden Çiniler, “sıraltı” tekniğiyle yapılmalarıyla ünlü

Selimiye Camii’nin üçer şerefeli dört minaresinin her birinin çapı 380 metre, yüksekliği ise 7089 metre Minarelerden cümle kapısının iki yanındaki ikisi, üç şerefeye üç ayrı merdivenle çıkılmasıyla ünlüdür

Caminin işlemeli kapısı olan ön bahçe revaklarla süslü 18 kubbe ve Kıbrıs, Aydıncık ve Suriye kalıntılarından getirilen 16 sütunla çevrili

Külliye olarak inşa edilen yapının geniş dış avlusunda darüssübyan, darülkurra ve darülhadis yapıları bulunuyor







Lala Mustafa Paşa Camii



Erzurum
Fotoğraf: Umut Kaçar



Cumhuriyet ve Menderes caddelerinin kesiştiği köşede Kitabesine göre 1562 yılında Lala Mustafa Paşa tarafından yaptırılmıştır Bilindiği gibi Mustafa Paşa’nın “Lala” unvanı, II Selim’in öğretmeni olmasından geliyordu

Mimarbaşı Koca Sinan’ın eserlerinin listesini veren tezkirelere göre caminin mimarı Sinan’dır Atlas okurları anımsayacaktır, ÇEKÜL Vakfı’nca hazırlanan ve Atlas’ın 195 sayısının (Haziran 2009) eki olarak verilen “Mimar Sinan’ın Eserleri III” adlı posterde de yer almıştı Lala Mustafa Paşa Camii

Ortada dört ayak üzerine oturan, 1056 metre çaplı merkezi kubbeyi dört yandan yarım kubbelerin desteklediği görülür Yarım kubbeleriyse köşelerdeki küçük kubbecikler tamamlıyor Yukarıda sözünü ettiğimiz Atlas ekinden, camide tıpkı hünkâr mahfi llerinde olduğu gibi dışarıya açılan özel kapılı bir paşa mahfi linin bulunduğunu ama sonraki onarımlardan birinde bu kapının kapatıldığını öğreniyoruz

Caminin taçkapı çevresi 1870’ten sonra yenilendi Camide çini alınlıklardan başka özgün hat örnekleri görülebilir Birkaç yıl önce camiden alınarak müzeye konulan, kiminin boyu bir metreye yaklaşan dört büyük bakır şamdanın bizzat Lala Mustafa Paşa tarafından camiye vakfedildiğini de belirtelim

Bir hamam, muvakkıthane, şadırvan, sübyan mektebi gibi ilavelerle caminin zamanla bir külliyeye dönüştüğü görülür Şadırvan 1970’li yıllarda yapılmış olsa da hayvan fi gürleri ve bitkisel bezemelerin görüldüğü ahşap direklerinin tarihi ve sanatsal değeri vardır



Yunus Emre Türbesi



Eskişehir
Fotoğraf: Oktar Güloğlu



Mihalıççık ilçesi, Yunusemre (Sarıköy) köyünde

İnanışa göre; Yunus Emre’nin ilk mezarı 13 yüzyıla ait olup demiryolu bitişiğinde, dikdörtgen planlı taşlardan 15-2 metre yüksekliğinde avlu duvarları içinde idi

Yunus Emre, Yunan işgalinde yıkılan ilk mezarından 1949 yılında alınarak podyum üzerindeki ikinci mezarına, 1970 yılında da üçüncü mezarına nakledildi Üçüncü mezarının bulunduğu türbe, Selçuklu mimarisini andıran sekiz sütunlu, kemerli, etrafı açık sekizgen biçiminde

Karaman, Aksaray, Sivas, Ünye, Erzurum, Bursa, Kula, Kütahya, Sandıklı ve Isparta gibi birçok yerde Yunus Emre mezarları var


Yunus Emre Camii ve Türbesi (Karaman)


Karaman’ın Kirişçi Mahallesi’nde, Karamanoğulları dönemine ait yapı kesme taştan, merkezi kubbeli bir cami Son cemaat yerinde dört sütun üzerinde, ortada oval, yanlarda yuvarlak kubbeler var Kubbeye, içten dört köşede yarımşar kubbe ile geçiliyor Sarkıtlı alçı mihrabın geometrik ve kıvrık dal motifl eri nesih yazı ile dekore edilmiş Daha önce birçok onarımla özgünlüğünü yitiren cami, 1994 yılında aslına sadık kalınmaya çalışılarak restore edildi

Caminin bitişiğinde kesme taştan yapılmış Yunus Emre Türbesi’nin üstünü tonoz kubbe örtüyor


Yunus Emre Türbesi (Aksaray)


Aksaray ilinin Ortaköy ilçe merkezine 20 kilometre mesafedeki Reşadiye köyünde de bir Yunus Emre Türbesi var Türbenin bulunduğu tepe, halk tarafından “ziyaret tepesi” olarak biliniyor Türbenin düzgün zemine oturtulması amacıyla önce taştan bir platform hazırlanmış Platform üzerinde güney tarafa türbe inşa edilmiş, kuzey kısmı duvar ile çevrilmiş Türbeye giriş batıdan olup, üç basamakla çıkılmaktadır Türbenin 500 metre doğusunda çilehane bulunuyor




Taptuk Emre Camii ve Türbesi (Aksaray)


Yunus Emre’nin şeyhi Taptuk Emre’nin, Aksaray ilinin kuzeyinde, 20 kilometre mesafede bulunan Taptukemre köyünde yaşadığı rivayet edilir Burada dağ eteğinin en üst kısmında, son yıllarda yeniden çevre düzenlemesi yapılan cami ve türbe de Taptuk Emre’ye atfen onun adıyla anılıyor



Rumkale



Gaziantep
Fotoğraf: Hakan Öge



Fırat Nehri ile Merziman (Merzime) Çayı’nın birleştiği, Fırat’ın batı sahilinde yüksek kayalarla örtülü tepe üzerindeki Rumkale (Hromgla), Gaziantep’in Yavuzeli ilçesi sınırlarında, Kasaba köyü yakınında Şanlıurfa’nın Halfeti ilçesinin de dört kilometre kuzeyinde

Stratejik açıdan önem taşıyan Rumkale’nin Assur Kralı III Salmanassar tarafından İÖ 855 yılında zapt edilen “Şitamrat” olduğu düşünülmektedir Bölge, İÖ 9 yüzyıl ortalarından itibaren Assur, Med, Pers, Roma ve Arap medeniyetlerinin yönetiminde kaldı Günümüze ulaşan mimari kalıntılar, Geç Roma ve ortaçağ karakteri taşıyor

Tarihi yapılar arasında en dikkat çekici olanı, geniş ve silindirik havalandırma kuyusu ile kuyunun kenarından kıvrımlı yol ile Fırat seviyesinin altına kadar inen sistemdir

Hıristiyanlar, Hz İsa’nın havarilerinden Johannes’in (Yohanna) Hıristiyanlığı yaymak amacı ile Roma döneminde Rumkale ve çevresinde yaşadığına inanıyor Johannes’in Rumkale’de inzivaya çekilerek İncil müsveddelerini kopyaladığı, muhafaza ettiği, daha sonra bulunan müsveddelerin Beyrut’a kaçırıldığı rivayet ediliyor

Hıristiyanlarca Johannes’in mezarının da Rumkale’de bulunduğuna inanılıyor ve kutsal sayılan mekân ziyaret ediliyor Merkezi Şanlıurfa’da olan Urfa Haçlı Kontluğu’nun başlıca kalelerinden birisi de Rumkale olmuştu Haçlıların yenilgisi ile 1292 yılında kale ve çevresi Müslümanların yönetimine geçti Rumkale’de tarihten günümüze ulaşanlar arsında Türk İslam dönemine ait birçok eser var





Aziz Petrus (St Pierre) Kilisesi



Hatay
Fotoğraf: Umut Kaçar



Antakya-Reyhanlı yolu üzerinde

Doğal bir mağarayken eklemelerle kiliseye dönüştürülen yapı, kente iki kilometre mesafedeki Habib Neccar Dağı eteklerinde

Tarihte ilk defa bu kilisede Hz İsa’nın dinini tanıyanlara “Hıristiyan” denildiği rivayet edilir Kilise, İsa’nın 12 havarisinden biri olan Aziz Petrus’un (St Pierre), İsa’nın ölümünden sonra Hıristiyanlığı yaymaya çalıştığı yer olarak önemlidir

Mağara kilise 950x1300 metre boyutunda ve 7 metre yüksekliğinde Önyüzü 13 yüzyıl gotik özellikleri gösteriyor Kapısı üzerinde ve apsis duvarlarında gül motifl eri görülüyor Merdivenle girilen mağara içinde, duvarlarda fresk ve tabanda mozaik kalıntıları bulunuyor







Hatay
Fotoğraf: Fatih Özenbaş



Mihrabın sağındaki kayalardan vaftizde kullanılan ve şifalı olduğuna inanılan su damla damla akıyor

Kilisenin zemininde mozaik kalıntıları, duvarlarda ise freskler görülebiliyor Apsisin sağında kayalardan sızan suyun toplandığı küçük bir havuz, solunda ise saldırılar sırasında kaçmak için kullanılan gizli tünelin girişi var Tünelin sonundaki “günahkârlar hamamı”nda cehennem kayıkçısı Haron kabartması yer alıyor

Aziz Petrus Kilisesi 1963 yılında Papa VI Paul tarafından hac yeri olarak ilan edildi Kilise her yıl 29 Haziran’da düzenlenen dinsel törenlere sahne oluyor 29 Haziran’ın, Aziz Petrus’un kilisenin gizli tünelinde öldürüldüğü gün olduğuna inanılıyor








Alıntı Yaparak Cevapla