08-04-2012
|
#16
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Türkiye’De İslam, Hıristiyanlık Ve Museviliğin 70 Kutsal Abidesi

Gök Medrese

Sivas
Fotoğraf: Tijen Burultay
Sivas Kalesi’nin ve 4 Eylül Parkı’nın güneydoğusunda
Batı yönünde giriş kapısının yer aldığı ana portal üzerindeki kitabesinde, 1271 yılında Sahip Ata Fahrettin Ali tarafından yaptırıldığı yazıyor Taçkapısının yan sütunçe başlıkları üzerindeki imzaya göre ise Gök Medrese’nin mimarı Konyalı Kaluyan
Minare kaidelerinden aşağı doğru inen mermer yüzeyde büyük boyutlarda geometrik, simetrik yazı ve bitkisel motifl er var Medreseye girişte sağda mescit bulunuyor Ahşap minberi sonradan yapıldı Çini kaplı mihrabın büyük kısmı günümüze kadar gelebildi
Üçgenler ile kubbeye geçişin sağlandığı mescidin kubbesi ve etekleri de çini bezemeli Girişin solunda kare planlı, kubbeli darülhadis bölümü yer alıyor
İç duvarları sıvanmıştır Üzeri açık dikdörtgen planlı iç avlunun ortasında bir havuzu olması gerekir Bugün yapının içinde hâlâ duran mermer taşlarından 22 köşeli olduğu anlaşılıyor Buna göre Anadolu’da bilinen en büyük Selçuklu havuzuydu
Avlunun kuzey ve güneyinde altı sütun üzerine inşa edilmiş bir revak kısmı bulunuyor Bu revakların gerisinde, küçük kapılardan hücrelere giriliyor Doğu yönündeki ana eyvanı yıkıldığı için yerine mevcut taş ve kitabelerle bir duvar örüldü Kuzey ve güneydeki yan eyvanların içini çiniler süslüyor

Nemrut Tahtı
(Der Yakup Kilisesi)

Şanlıurfa
Fotoğraf: Fırat Tur
Şanlıurfa Kalesi’nin batısında
Hıristiyanlığın doğuşundan sonra Anadolu’da yaptırılan ilk kiliselerden olduğu bilinen Der Yakup Kilisesi’nin, İS 38 yılında Hıristiyan olan Süryaniler tarafından yapıldığı tahmin ediliyor
Buraya Nemrut Tahtı ya da Nemrut’un Mezarı diyenler olduğu gibi halk arasında Apgar’ın Dağı da deniyor Süryaniler ise buraya Deyro D’Nafşatho (Ruhların Manastırı) adını vermişlerdi Bu manastır Türklerin eline geçtikten sonra bir süre karakol ve gözetleme kulesi olarak kullanıldı
İbrahim Peygamber Mağarası

Şanlıurfa
Fotoğraf: Fırat Tur
Şanlıurfa Kalesi’nin eteğinde, göl kenarında
İbrahim Peygamber’in Doğduğu Mağara (Dergâh) ve Mevlidi Halil Camii, Şanlıurfa’nın en çok ilgi gören yerleri arasında
İbrahim Peygamber’in doğduğu mağara, Halilürrahman ve Aynzeliha göllerinin yaklaşık yüz metre doğusunda yer alıyor Mağara sonradan Mevlidi Halil Camii avlusu içinde kaldı
Hz İbrahim’in bu mağarada yedi yaşına kadar kaldığı rivayet ediliyor Mağarada bulunan şifalı suyun birçok hastalığı iyileştirdiğine inanılıyor
Bu mağaranın yanına Osmanlı döneminde Hz İbrahim’in hatırasına Mevlidi Halil adı verilen küçük bir cami yapılmıştı İbrahim Peygamber’in makamını ziyaret etmeye gelen binlerce kişiye bu cami küçük gelmeye başlayınca yanına 1986 yılında çifte minareli büyük bir cami daha yapıldı

Eyüp Peygamber Makamı ve Kuyusu

Şanlıurfa
Fotoğraf: Murat Çorakbaş
Şanlıurfa’nın iki kilometre güneyinde, Akçakale yolu üzerinde
Eyüp Peygamber’in hastalık çektiği mağara ve kutsal suyunda yıkanarak şifa bulduğu kuyunun yanı sıra Osmanlı döneminden kalma cami yer alıyor Sabrın sembolü Eyüp Peygamber’in bu mağarada yedi yıl boyunca şiddetli bir hastalık çektiğine inanılır
İS 460 yılında Piskopos Nona tarafından Eyüp Peygamber Kuyusu’nun cüzamlı hastaları iyileştirdiğinin keşfedilmesi üzerine, buraya bir cüzam hastanesi yapıldı ve hastalar bu kuyunun suyu ile yıkandılar

Selahattin Eyyubi Camii

Şanlıurfa
Fotoğraf: Murat Çorakbaş
Piskopos Nonan tarafından 5 yüzyılın ortalarında yaptırılan, aynı zamanda Adalet Sarayı olarak kullanılan ve kırmızı renkteki 32 adet mermer sütunuyla ünlü Vaftizci Yahya (St Jean) Kilisesi’nin, restore edilerek Selahattin Eyyubi Camii’ne dönüştürüldüğü sanılıyor
Doğu batı istikametinde apsise dikey üç nefli bazilikal plana sahip yapıdaki nefler normal Helenistik bazilikalarda olduğu gibi sütunlarla birbirlerinden ayrılıyor Boydan boya tek beşik tonozlarla örtülü nefler dışarıdan düz damlı Orta nef, yan neflerden daha geniş ve yüksek
Yan nefl erdeki büyük pencerelerin kenarlıklarında birbirine dolanmış yılan (ejder) kabartmaları, orta apsisin yanlarında yer alan yarım sütunların başlıklarındaki haç taşıyan melek ve kuş figürleri ile giriş cephesi orta kemerindeki taş süslemeler dışında yapıda başka süsleme yok
Pencere kenarlıklarındaki yılan kabartmalarının bir benzeri 1716 tarihli Rızvaniye Camii’nin iç kapısı yanlarında da görülür

Halilürrahman (Döşeme) Camii

Şanlıurfa
Fotoğraf: Ayk Kökçü
Halilürrahman Gölü’nün güneybatı köşesinde yer alan bu cami medrese, mezarlık ve Hz İbrahim’in ateşe atıldığında düştüğü makamdan oluşan bir külliye görünümü sergiliyor
Caminin güneydoğu köşesine bitişik kare gövdeli kesme taş minarenin batı cephesindeki kitabede, Eyyubilerden Melik Eşref Muzaff erüddin Musa’nın emriyle 1211 yılında yaptırıldığı yazılı


Şanlıurfa
Fotoğraf: Kadir Can
Halk arasında Döşeme Camii veya Makam Camii olarak da adlandırılan Halilürrahman Camii’nin Bizans devrine ait Meryemana Kilisesi’nin yerinde inşa edildiği tahmin ediliyor Bir görüşe göre de şehirdeki en eski camilerdendir Halife Me’mun zamanında Hz İbrahim Makamı üzerine yapıldığı da rivayet edilir


|
|
|