08-03-2012
|
#3
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Türküler Yüreğimizin Dili, Başımızın Sevda Yelidir

Türküler türkülerimiz Bazılarında ayrılık,bazılarında gurbet, bazılarında ölüm kokan türkülerimiz Bülbülün güle, Karacoğlan'ın Elif'ine, Mecnun'un Leyla'sına yaktığı türkülerimiz
Bir bakarsınız Ödemiş'te efe olmuştur, Çakırcalı olmuştur Öte yandan Bolu'da Köroğlu,Belen Kahvesi'nde ormancıya isyandır türkülerimiz Erzincan'da bağ, Erzurum'da karlı dağdır Gün gelir ince hastalığın kıvrandırdığı genç için hastanenin penceresinden görünen incir ağacı, zaman gelir İstanbul'dan dönmeyen eşe yazılmış bir sitemdir türkülerimiz
Dizine yatılıp saçını okşayamadığı sevgilinin gidişine üzüntüdür Uşak'ta beklenen ama hala gelmeyen Şadiye'nin üzüntüsü, Zonguldak'ta nazlı yarin hayalidir türkülerimiz
Bir aşık kadının al yazması,bir genç kızın ya beni götür ya sen de gitme diye ağlamasıdır Beklenen postacıya duyulan öfkedir türkülerimiz Emirdağ'da başkasına gelin gittiği için burnu büyüyen sevgiliye özlemle karışık sitemdir Sivas'ta çalınan saz , Afyon Çay'da çaya düşen Ümmü'ye yastır
Ayrılık ölümden daha kötüdür Onu başkasının kollarında hissetmek, öyle hayal etmek ise en kötüsü Bazen gurbette bir kızın sılasına turnayla selam göndermesi, bazen bir annenin aşrı aşrı memlekete giden kızına isyan etmesidir
Bir Karaoba düğününde kocasını mezara,abisini hapse gönderen genç kadının acısıdır türkülerimiz Bitez yalısında kopan kıyamettir Savaşa gidenlerin dönmediği, ayrılanların hiç gülmediğidir Çanakkele'de cesaret örneği, birbirini sevenlerin yeşil ördeğidir türkülerimiz
Lütfen türkülerimize sahip çıkalım Özellikle onların hepsinin birer hikayesi olduğunu unutmayalım Türküler ki halkın içinden çıkmıştır Yaşanan bir olayın günümüze gelmiş şeklidir Eğer zamanınız varsa akşamları en az bir saat radyoda o güzelim türküleri dinleyin İnanın huzur bulacaksınız…
Alıntıdır
|
|
|