Prof. Dr. Sinsi
|
Başkentler Başkenti Yeditepe İstanbul (Türkiye)
İstanbul'un Müzeleri
    
Ayasofya Müzesinin Gece Görünümü

  
Ayasofya Müzesi:
Mimarisi, ihtişamı, büyüklüğü ve işlevselliği yönünden ilk ve son ünik uygulama olarak görülen Ayasofya; Osmanlı camilerine fikir bazında da olsa esin kaynağı olmuş, doğu-batı sentezinin bir ürünüdür Bu eser dünya mimarlık tarihinin günümüze kadar ayakta kalmış en önemli anıtları arasında yer almaktadır Bu nedenle, Ayasofya, tarihi geçmişinin yanı sıra, mimarisi, mozaikleri ve Türk çağı yapıları ile yüzyıllar boyunca tüm insanlığın ilgisini çekmiştir
  

  
Ayasofya 916 yıl kilise, 481 yıl cami olmuş, 1935'ten bu yana müze olarak tarihi işlevini sürdürmektedir Bizans tarihçileri tarafından İmparator I Konstantinos (324-337) zamanında yapıldığı ileri sürülen ilk Ayasofya bir ayaklanma sonunda yanmış, bu yapıdan günümüze hiç bir kalıntı gelmemiştir İmparator II Theodosius, Ayasofya'yı ikinci defa yaptırmış ve 415'te ibadete açmıştır Yine bazilika planlı bu yapı 532'de Nika ihtilali sırasında yanmıştır 1936 yılında yapılan kazılarda bununla ilgili bazı kalıntılar ortaya çıkmıştır Bunlar mabede girişi gösteren basamaklar, sütunlar, başlıklar, çeşitli mimari parçalardır İmparator Iustinianus (527-565) ilk iki Ayasofya'dan daha büyük bir kilise yaptırmak istemiş, çağın ünlü mimarlarından Miletos'lu İsidoros ve Tralles'i Anthemios'a günümüze ulaşan Ayasofya'yı yaptırmıştır Anadolu'nun antik şehir kalıntılarından sütunlar, başlıklar, mermerler ve renkli taşlar Ayasofya'da kullanılmak üzere İstanbul'a getirilmiştir
  

  
Ayasofya'nın yapımına 23 Aralık 532'de başlanmış, 27 Aralık 537'de tamamlanmıştır Mimari yönden incelendiğinde büyük bir orta mekân, iki yan mekân (nef), absis, iç ve dış nartekslerden meydana gelmiştir İç mekân, 100 x 70 m ölçüsünde olup, üzeri dört büyük ayağın taşıdığı 55 m yüksekliğinde, 30 31 m çapında kubbe ile örtülmüştür Ayasofya'nın mimarisinin yanı sıra mozaikleri de büyük önem taşımaktadır En eski mozaikler iç narteks ve yan neflerde altın yaldızlı geometrik ve bitkisel motifli olan mozaiklerdir Figürlü mozaikler IX -XII yüzyıllarda yapılmıştır Bunlar İmparator kapısı üzerinde, absiste, çıkış kapısı üzerinde ve üst kat galeride görülmektedir
  

  
Ayasofya İstanbul'un fethi ile birlikte başlayan Türk döneminde çeşitli onarımlar görmüştür Mihrap çevresi, Türk çini sanatı ve Türk yazı sanatının en güzel örneklerini içerir Bunlardan kubbedeki ünlü Türk Hattatı Kazasker Mustafa İzzet Efendi'nin Kuran'dan alınma bir suresi ile 7 50 m çapındaki yuvarlak levhalar en ilgi çekici olanıdır Bu levhalarda, Allah, Muhammed, Ömer, Osman, Ali, Hasan, Ebu Bekir, Hüseyin'in isimleri yazılıdır Mihrabın yan duvarlarında ise Osmanlı padişahlarının yazıp buraya hediye ettiği levhalar vardır Sultan II Selim, Sultan III Mehmet, Sultan III Murat ve şehzadelerin türbeleri, Sultan I Mahmut'un şadırvanı, sıbyan mektebi, imareti, kütüphanesi, Sultan Abdülmecid'in hünkar mahfeli, muvakkithanesi, Ayasofya'daki Türk çağı örnekleri olup türbeler, iç donanımı, çinileri ve mimarisiyle klasik Osmanlı türbe geleneğinin en güzel örneklerini oluşturmaktadır
Müze pazartesi dışında hergün 09 30-16 30 saatleri arasında gezilebilir

    
İstanbuldaki Diğer Müzeler:
  
Panaroma 1453 Müzesi

Çinili Köşk- Arkeoloji Müzesi

Kariye Müzesi

Aya İrini

Türk İslam Eserleri Müzesi

Türk Halıları Müzesi

Yerebatan Sarnıcı

Mozaik Müzesi

Havacılık Müzesi

Askeri Müze

Atatürk Müzesi

Denizcilik Müzesi

Güzel Sanatlar Müzesi

Şehir Müzesi

Rahmi Koç Endüstri Müzesi


Sadberk Hanım Müzesi

Orhan Kemal Müzesi

Müzelerde Sanal Tur İçin Tıklayınız

|