08-03-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Cemal Nadir Güler (1902 - 1947)
Cemal Nadir Güler (1902-1947)

“Ben karikatürü bir güzel koku gibi insana bir an zevk verdikten sonra elde bir boş şişe veya sarı bir leke bırakıp havaya karışan bir marifet olmaktan başka türlü anlıyorum O ne palyaçoluktur, ne de göbek attıran, çeneleri ağrıtan kahkahadır Bence karikatür , insan beyninin muhtaç olduğu tebessüm ve tefekkürü (düşünceyi) temin eden bir güzel sanat olmalıdır  ”Cemal Nadir Güler (15/10 1942)
Cemal Nadir Güler Türk karikatürist "Amcabey", "Efruz Bey", "Dalkavuk", "Akla Kara", "Yeni Zengin" gibi tiplerin yaratıcısı


Bulgaristan göçmeni bir ailenin çocuğu olarak Bursa'da doğdu İlköğrenimini Bursa'da tamamladıktan sonra ortaokulu Bilecik'te okudu Girdiği bir sınavdan sonra mühendislik eğitimi görmek üzere Almanya'ya gitme hakkını kazandıysa da bu hakkını kullanmadı Aynı zamanda hattatlık yapan babasının da etkisi altında ressam olmaya karar verdi İstanbul Sanayi-i Nefise Mektebi'nin (Mimar Sinan Üniversitesi) sınavlarına girdi, ancak başarısız oldu


Bir kasnakçının ve bir makine tamircisinin yanında çırak olarak çalıştı Bir süre sonra tabela ressamlığı yapmaya başladı Buna paralel olarak ilkokullarda resim öğretmeni olarak da çalıştı İlk kez 1920 yılında Sedat Simavi'nin yayınladığı Diken dergisinde bir karikatürü yayınlandı


1926 yılında geçimini karikatürcülükle sağlamaya karar veren Cemal Nadir'in bu uğurda çıktığı ilk İstanbul yolculuğu hüsranla sonuçlanacaktır
Babıali'deki 'Papağan' gazetesine bir süre çizen Nadir, aldığı parayla geçinemez ve gerisin geri Bursa'ya döner Bu arada evlenmiştir de


Bursa'ya döndüğünde bir tabelacı dükkanı açan Nadir'in imdadına 'harf inkılabı' yetişir Bursa'daki bütün dükkanların, resmi dairelerin vs tabelaları yeni alfabeyle yazılacaktır ve Nadir de gece gündüz çalışmaya başlar Bu arada karikatürü de ihmal etmez ve 'Sinema Mecmuası'na reklam karikatürleri; atasözlerini tersyüz ederek oluşturduğu 'yazı ile karikatürler' çizer


Bu arada 'Akbaba' dergisine yolladığı karikatürleri ilgi çekmeye başlar Yıl 1928'dir ve Akşam gazetesinin başyazarı Necmettin Sadak bir mektup yazdırarak Nadir'i davet eder Ve Nadir -kısa bir tereddütten sonra- 15 yıl boyunca çalışacağı Akşam gazetesi için ikinci İstanbul yolculuğuna çıkar
Cemal Nadir bir yandan Akşam'da çalışırken bir yandan da dergilere, başka yayınlara karikatür çizer Cemal Nadir'in bugün bile tanınan en önemli tipi Amcabey, '1929 yılında Akşam gazetesinin idarehanesinde doğar' Türkiye'nin 'ilk yerli bant-karikatür tiplemesi' olan Amcabey hayatının sonuna kadar Cemal Nadir'e eşlik edecektir 1932 yılında yayımlanan Amcabey albümü de Türk karikatür tarihinin ilk albümü olur


Cemal Nadir 1943 yılında Akşam'dan ayrılır ve hayatını kaybedene kadar çalışacağı Cumhuriyet'e geçer Bu değişikliğin nedenini arkadaşı Avni İnsel'e şöyle açıklar: "Dar yakalı elbiseler giydiğim halde iki yakamı bir türlü bir araya getiremiyorum Şu yokuş Yunus Nadi gibi birkaç babacan patrona daha sahip olsa Babıali gazetecilerin Darülacezesi olmaktan kurtulur!"
Cemal Nadir 27 Şubat 1947'de henüz 45 yaşındayken öldüğünde o güne kadar İstanbul'da pek görülmemiş bir şey olur ve adeta hayat durur Cenazesinin kalkacağı gün İstanbul'da esnaf dükkanını açmaz ve büyük bir insan seli eşliğinde Zincirlikuyu mezarlığına defnedilir


Çok genç yaşta hayatını kaybeden Nadir'in bir diğer önemli özelliği de genç karikatüristlere verdiği destek Daha sonra 50 kuşağı diye anılan Semih Balcıoğlu, Turhan Selçuk, Güngör Kabakçıoğlu gibi birçok isim Nadir'in çizgisinden ilerliyor
1942-44 yılları arasında çıkardığı Amcabey dergisinde amatör karikatüristlerin işlerine yer veriyor ve onları yüreklendiriyor
Karikatürcü kimliği ön plana çıksa da, Nadir'in hayatı boyunca vazgeçemediği bir tutkusu da resim 'İkinci İstanbul Seferi'nde o zamanki adı 'Sanayi-i Nefise Mektebi' olan Güzel Sanatlar Akademisi'ne girmeyi deniyor fakat sınavları kazanamıyor Yine de hayatı boyunca resim yapmaya devam ediyor


Karikatürlerinde çoğu zaman toplumsal konuları işleyen Nadir, İkinci Dünya Savaşı sırasında da Hitler faşizmine çizgileriyle karşı duruyor 1946 seçimleri öncesinde kendisine CHP'den Bursa milletvekilliği önerildiğinde 'Partili olursam karikatür çizemem' diyerek teklifi reddediyor

Yarattığı Tipler

Yarattığı tiplerle toplumsal bir eleştiri yapan Cemal Nadir, Arkadaş dergisinde çizdiği Dede ile Torun karikatürlerinde bilgi ile cehaleti, yeni ile eskiyi karşı karşıya getiriyordu Amcabey tiplemesiyle toplumdaki çarpıklıkları, çıkarcı tipleri, ikiyüzlülükleri alaya alırken, Dalkavuk tiplemesiyle de dalkavukluk yaparak çıkarlarını koruyanları eleştiriyordu Yeni Zengin tiplemesi toplumdaki sonradan görmeliği, Akla Kara tiplemeleri de eğitimsizliği ifade eden karakterlerdi


Cemal Nadir’in kendisine atfedilen pek çok fıkra vardır Bunların içinde en ünlüsü onun az gülmesiyle ilgilidir 
Üzüntülü bir gününde Cemal Nadir’e sorarlar:
- Bu ne somurtkanlık Allah aşkına üstad? Halbuki sen “Güler”sin! 
Cemal Nadir cevap verir:
- Yanılıyorsun dostum  Ben “Nadir Güler”im! 

Ölmeden önce söylediği son söz;
"Ah iyi olsam, terliklerimi giysem, şu odada dolaşsam, şu köşeye geçsem, resimlerimi yapsam  "

|
|
|