| 
Prof. Dr. Sinsi
 | 
				  Ezel Ve Kurtlar Vadisi Neden Seviliyor? 
 
            Yeni sezonda Ezel'le birlikte Kurtlar Vadisi de atv ekranlarında Peki,  Ezel ve Polat Alemdar toplum için ne ifade ediyor ve neden seviliyorlar?  Aktüel dergisi bu sorunun cevabını aradı    
 
 
 
 Türkiye'de izleyicinin ilgisini çekebilmek,  hatta daha da ileri geçip kendine has, milyonları aşan bir hayran  kitlesi edinebilmek öyle magazinel tartışmalarda bahsedildiği kadar  kolay değil
  Bunu başarabilmenin bir formülü yok, hele televizyonda böyle bir "iş"  ortaya koymanın yahut bu gibi bir başarı elde etmenin hiçbir şekilde  garantisi yok
  Zira televizyon izleyicisi için, herhangi bir dizinin kendisini ne  kadar ilgilendirdiği, kendisinin ekranda ne derece temsil edildiği ile  alakalı biraz da
    
 Yakın dönemde iki dizi bunu başarıyor
  Biri  Kurtlar Vadisi, diğeri ise Ezel  Her ikisinin de rey-ting listesindeki  konumu malum  Ancak asıl mesele sadece aldıkları rekor reyting rakamları  değil   Mesele, her ikisinin de kemik bir hayran kitlesi oluşturmuş, neredeyse fanatik bir izleyici kitlesine hitap etmiş olmaları
  Mesele, her ikisinin de hayranlarını bağımlı hâle getirmeleri, aynı  zamanda da hayranlarına bağımlı olmaları, karşılıklı bir alışverişle  ilerliyor olmaları
    Karşılıklı gönül ahşverişiyle    Sadakat meselesi 
 Çok  izlenen başka dizilerde olmayan ve her iki diziyi de gerçek birer  fenomen hâline getiren özellik, hayranlarının yadsınamaz sadakati
   Bu sadakatin sebepleri çeşitli
  Bunların en önemlisiyse, malum  dizilerin daha evvelden ekranda temsil edilmediğini düşününen izleyici  kitlesine ulaşması, izleyicisini ciddiye alması, izleyicisinden katılım  beklemesi    
 Her ikisi de alternatif bir adalet sunuyor
 
 
 Beğenelim ya da beğenmeyelim, Yeşilçam'ın geçmişte bir nevi toplumsal vicdan oluşturduğu kesin
  Yaşamındaki adaletsizlikleri, tatmin edilmeyen adalet duygusunu, ama  kişisel, ama toplumsal adalet için olsun, içinde biriktirdiği her türlü  haksızlığı dile getiren, sonra da bu haksızlığı düzelten kahramanları  vardı Türk izleyicisinin
  Geçmişte bu isimler Cüneyt Arkm'dı, Yılmaz Güney'di, Ayhan Işık, Sadri Alışık'tı, Hülya Koçyiğit yahut Fatma Girik'ti
    
 Gündelik  hayatın kendisine adalet vaat etmediğini düşünen izleyici çareyi  perdedeki ağabeylerinde, ablalarında buluyordu
  Hayatındaki yanlışların  da bir gün düzeleceğini umuyordu onlardan feyz alarak     
 Yalnız değilsin yeğen!
 
 
 Şimdiyse izleyici kitlesi sinema perdesinin karşısında değil, televizyon karşısında arıyor sarsılan adalet duygusunun merhemini
  Sadece toplumsal adalet için değil, kişisel anlamda uğradığı  haksızlıklar için de ekrandaki ağabeylerinin kendisiyle birlikte  dertlenmesini, benzer dertlere derman ararken görüntülenmesini istirham  ediyor
  Kocaman bir denizin içinde bir damla olmadığını hissettirecek ufak kelamlar işitmek istiyor
  Kurtlar Vadisi, başladığı günden bu yana sürdürdüğü –ve televizyon  izleyen herkesin bir şekilde ilgilendiği- tavrım, aslen toplumsal ve  siyasal adaleti yerine getirmek üzerine kurmuş durumda
  Hikâyenin ana kahramanı Polat Alemdar'ın izleyiciye verdiği güven,  gerçek yaşamda yerine gelmeyen adaletin, dizinin dünyasında yerine  gelmesi değil sadece
  İzleyici, Polat Alemdar'ın ABD'li Aron Feller'i alt etmesiyle gerçek gündemin değişmeyeceğini elbette biliyor
  Önemli olansa şu; izleyici yaşananlarda bir "tuhaflık", bir  "adaletsizlik" olduğunu söyleyen bir kahraman olmasını, kendisinin bir  sözcüsü olmasını istiyor
  Bunu kadm karakterlerin çok çok az olduğu, erkeklerin dünyası olarak  görülebilecek bir hikâyede izlemekse, elbette erkek izleyicilerin daha  fazla talep ettiği bir vaziyet yaratıyor
  
 "Adaletin tesisi"
 
 
 Polat  çok yüksek mevkilere girip çıkıyor ve buralarda lafını esirgemeksizin  racon kesiyor, Memati antolojilere girecek kelamlar ediyor, Abdülhey  kardeşliğin, dostluğun kitabını yazıyor
  Erkek izleyicinin mest olması için gereken her şey ekranda vuku  buluyor
  Bu anlamda Kurtlar Vadisi, özellikle geride bıraktığımız  Kurtlar Vadisi Pusu bir kült dizi statüsüne de erişmiş vaziyette  Kendi izleyici kitlesini çok iyi tanıdığı için, özellikle erkek  izleyicinin neleri görmek istediğini ve neleri görmek istemediğini artık  yapımcı Pana Film ezbere biliyor
  Bu nedenle de makine düzeninde işleyen bir yapıyla, izleyicinin güveni hiçbir zaman sarsılmıyor
  
 Ezel  de aslen, adalet duygusu temelinden sarsılan bir ana karaktere sahip
  En iyi iki arkadaşı ve sevgilisi bir soygun düzenleyip suçu onun üzerine  atmış   Asıl adı Ömer'ken, hapishanede tanıştığı Ramiz Dayı sayesinde yüz  değiştirme ameliyatı olup, yeni kimliğine, intikam almak için yola çıkan  Ezel'e dönüşmüş
  Hem âşık olduğu kadından hem de arkadaşlarından intikam almak,  ipliklerini pazara çıkarmak niyetinde
  Yani hedef yine "adaletin  tesisi"! Ama bu kez ihanete uğramış bir aşk ve dostluk ön planda
  Bu kez  edebiyattan beslenen karakterler ön planda  Bu kez yakışıklı adamlar,  güzel kadınlar, acı çeken delikanlılar, entrika çeviren ancak sonradan  pişman olmuş kadınlar söz konusu  Silahla değil, lafla ince ince alınan bir intikam söz konusu
  Haliyle  kadınların ekran karşısına oturup bu dünyaya kapılıp gitmesi sürpriz  değil  
 Ezel ve Kurtlar Vadisi temel farklılıkları olan, birini  erkeklerin diğeriniyse kadınların (da) takip ettiği iki fenomen
  Buna  rağmen benzerlikleri de az değil   
 Örneğin Ezel'in diziye de  adını veren ana karakteri, tıpkı Kurtlar Vadisi'nin Polat Alemdar'ı gibi  kaybetmeyi sevmeyen bir adam
  Her ikisi de ekonomik açıdan yüksek  standartlara sahip   Her ikisi de şahane arabalara biniyor, müthiş evlerde yaşıyorlar
  Racon kesmeye başladıklarında tadına doyum olmuyor, izleyiciyi ettikleri  iki kelam ile ekran karşısına kitlemeyi iyi biliyorlar  Her ikisi de yüz değiştirme ameliyatıyla bambaşka kimliklere  bürünmüşler
  Adeta bir Monte Kristo Kontu gibi intikam meleği sıfatıyla,  bir nevi cezalandırıcı sıfatıyla arz-ı endam etmekte, başta da  belirttiğimiz üzere, izleyicinin kendi hayatında tesis edemediği adalet  duygusunu tesis etmekteler  
 Ezel de yalnız değil, Polat da
  Polat'ın yanında gözüpek bir adamı, bir kardeşi var: Abdül-hey  Bir  diğer benzer kişilikse Memati   Ezel için de aynı şey geçerli
  Hele ki sezon finaliyle birlikte, ekip  tümden tamamlanmış gibi  Zira Ezel'de de Abdülhey'le benzer bir  hüviyete sahip olan Tefo karakteri mevcut  Memati'nin Polat için ifade ettiklerini ise, önümüzdeki sezon Ali,  Ezel için ifade edecek muhtemelen
  Ali, evvelden Ezel'e oyun oynayan  arkadaşlarından biri, şimdiyse onun bir numaralı intikam destekçisi  Aslan Bey ve Ramiz Dayı
 
 
 Aslan Bey ve Ramiz Dayı, Kurtlar Vadisi'ni neden erkeklerin, Ezel'i ise neden kadınların izlediğini anlatan iki karakter
  Aslan Bey bir memleket aşığı, Polat'ı yönlendirmeyi başarmış biri
  Raconun kralı değilse de, raconun nerede kesileceğini en iyi bilen kişi  (Artık yok kendisi)  
 Ramiz Dayı ise aşkı için İstanbul'u yakmış,  yetmemiş başkalarını da yakmış
  Yetmemiş, aşk için yanan bir garip  oğlanı alıp ondan intikam meleği yaratmış     
 Kurtlar Vadisi'nin  ilk sezonlarını hatırlayanlar bilir
  Selçuk Yöntem'in canlandırdığı  Aslan bey karakteri, bir nevi akıl hocalığı yapıyor, Polat'ın bugünlere  gelmesinde de büyük pay sahibi oluyordu   
 Aslan Bey, Kurtlar  Vadisi'nin hayranlarının gözünde farklı bir yere oturmasını sağlayan  aforizmalar üretiyordu
  Gerçi Kurtlar Vadisi'nde delikanlılığın ve  aforizmamn sonu yok   
 Laz Ziya'smdan Kılıç Bey'ine, konsey  üyelerinden Güllü Erhan'ına, Abdülhey'inden Memati'sine ve nihayet Polat  Alemdar'ına dek herkesin ettiği kelamlar, hayranlarının duvarlarını,  çantalarını, defterlerini, internet alemindeki MSN, Facebook iletilerini  süslüyor
   
 İzleyicinin diziye katılımı, diziyle kurduğu ilişki,  gündelik hayatta biraz da bu yolla kendisini gösteriyor
  Kurtlar Vadisi  hayranı erkeklerin "Dostum olmaz, hasmım yaşamaz"ı arabalarının arkasına  yazdırmaması, "Sonunu düşünen kahraman olamaz" diyerek herhangi bir işe  girişmemesi mümkün mü? "Bir ihtimal daha var"
 
 
 Aynı  durum Ezel için de geçerli
  Ezel'in de tıpkı Polat gibi büyük bir akıl  hocası var: Ramiz Dayı! İstanbul'un en büyük kabadayısı ve en büyük halk  ozanlarından biri belki de Ramiz Dayı  Ezel'e alacağı intikamda yardımcı olan Dayı, bir yandan da romantik aforizmalarıyla izleyicinin ciğerine işlemeyi de beceriyor
  Romantik aforizma-larının özellikle kadınları etkilememesi mümkün  değil
  Ramiz Dayı'nın yıllanmış aşkı ölümle karşı karşıyayken, radyodan  "Bir ihtimal daha var"ı istediği efsane sahneyi düşündüğümüzde; yahut  Ramiz Dayı'nın final bölümünde okuduğu Mevlana'nm "Etme" şiirini    Ezel'e bir keresinde "Öyle bir şey olsun ki bu kadını affedeyim  istiyorsun" deyişini hatırladığımızda, kadınların neden ekran karşısında  eriyip bittiğinin anlaşılması daha da kolaylaşıyor (Her ne kadar Kenan  İmirzalıoğlu faktörünü de unutmamak lazımsa da, Dayı'nın sözlerinin  etkisi muhtemelen daha büyük)
  
 Kurtlar Vadisi ve Ezel ara-l  sındaki en önemli fark, birinin son derece sert ve politik (Kurtlar  Vadisi), diğerininse anlattığı dünyanın sert kurallarına rai men son  derece romantik olması
     Bu da birini neredeyse sadece erkeklerin, diğeriniyse erkeklerle  birlikte kadınların da hayranlıkla izlemesine neden oluyor
  Ezel, bunu  belki Kurtlar Vadisi'ne nazaran daha sinemasal bir kurguyla sunuyor ama  Kurtlar Vadisi de özellikle son iki sezonunda, resmen bir kült olmanın  keyfini sürüyor  İzle yicisinin isteklerini gündeminde birinci sıraya koyarak onları mutlaka diziye dâhil ediyor
  Tüm bunların sonucunda; 
 Polat X6'ya biniyorsa, biz de binmiş sayılıyoruz
     
 Polat bir mekâna girip racon kesiyorsa, biz de racon kesmiş kadar oluyoruz
   
 Ezel,  250 bin avroluk Mase-ratisi'nden indiğinde, "Daha da çoğunu hak ediyor,  sana yapılanın iki katını yapasın" diyoruz, sırtını sıvazlayıp biz de  onunla aynı otomobildeymişiz, biz de onunla aynı kumpasları  kuruyor-muşuz gibi hissediyoruz
     
 Ramiz Dayı "Etme"yi oku] duğunda, bizler de birilerine bu şiiri okumak, "Etme" demek istiyoruz
     
 Abdülhey vurulduğunda can kardeşimiz vurulmuş gibi acısın hissediyoruz
     
 Eyşan-Ezel aşkının gidişatını izlerken, kendi sevdalarımızı düşünüyoruz
    Hem Ezel oluyoruz, hem de Eyşan     
 Lost'un tüm dünyaya yaptığı etkinin bir benzerini, biz bu dizilerle yaşıyoruz
   İşte  bu nedenledir ki, ha ikisi dizi de daha uzun süre hayal âlemimizi  süsleyecek, en önemlisi gündelik hayatımızda tesis edemediğimiz adalet  duygumu zu tatmin edecek gibi görünüyor Hem politik hem de duygusal  yaşamımızda
    
 
 
 (AKTÜEL)
 
 
 
 |