08-03-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Küçük Sırlar S(Ç)Akmalığı

Küçük Sırlar

Gossip Girl
‘Küçük Sırlar’ ve fevkaladenin fevkinde abartmalar 
"Böyle bir okul dünyanın neresinde vardır yavu?
Kız öğrencilerin okula giderken kan kırmızı rujlar sürmesine, ağır makyajlar yapmasına ve ultra mini etekli formalar giymesine, dolaplarında viski şişeleri saklamalarına, okul koridorlarında sevgilileriyle alenen öpüşmelerine ses etmeyen bir kolej, bir eğitim modeli var mıdır bu gezegende?
Varsa bu ne koleji ola ki?
Bir de ne kolejiyse bu, ortalıkta hiç öğretmen görünmüyor nedense!
Bir kendin pişir kendin ye koleji hali var  
Kanal D’nin yaz sezonu bombası olarak lanse ettiği gençlik dizisi Küçük Sırlar’dan söz ediyorum, hani şu CNBC-e’de yayınlanan Gossip Girl’ün çakmasından  
Gayrısafi milli hâsılanın (GSMH) kişi başına 50 bin dolarlarda gezindiği bir toplumda bile tüketim kültürü, gençlerde –dizide sunulduğu gibi- böylesi bir sosyolojik sonuca yol açamaz Kaldı ki, gayrısafi milli hâsılanın kişi başına 9 600 dolar olarak açıklandığı bu toplumda böyle bir sosyo kültürel segment, doğası gereği oluşamaz zaten Dizinin tanıtım yazısında, İstanbul’un en zengin ailelerinin çocukları olarak belirtilen gençlik, tüketim alışkanlıklarıyla oluşmuş bu denli ve bu biçimli bir sorumsuz-şımarık-entrik gençlik segmenti, gerçekliğe uymuyor hiç
Böyle bir segment yok çünkü bu topraklarda!
Olsa olsa, kamuya sunulmayacak derecede küçük, yani ancak eser miktarda ve kopya düzeyde bir gençlik dilimi vardır
Zaten, küçük burjuva kökenli bir sanayi burjuvazisinin gençliği içinde –gelir düzeyi ne kadar yüksek olursa olsun- böyle bir gençlik segmentinin varlığı, kaynak kültür açısından da mümkün değildir; bu segment, Batı burjuva toplumları için geçerlidir sadece
Bütün bunlar hasebiyle Küçük Sırlar, Gossip Girl dizisini ticareten sömüren –bu doğal tabii- ama aynı zamanda seyirciyi de kültürel olarak –sanki böyle bir gençlik varmış gibi yaparak- aldatan, sömüren başarısız bir çakmadır bana göre
Televizyon erki, bu coğrafyanın (toplumun) sahip olduğu modernitenin düzeyini ve niteliğini tam anlamıyla algılayamıyor anlaşılan
Ezcümle; olmayanın varlığı sunuluyor seyirciye sürekli olarak!
“Küçük Sırlar’ın kahramanlarının hemen hemen hepsi vitrinde yaşıyor Gözümüz, kahramanların hepsini magazin eklerinin ikinci sayfa haberlerinden ısırıyor Bu nedenle çok uzak gibi görünseler de, çok yakınlar Onlar daha büyük arenalarda ve daha güçlü düşmanlarla savaşsa da; yaraları, duyguları, aşkları, sevgi ve nefretleri hepimizinki gibi,” deniyor, Kanal D’nin sitesindeki tanıtım yazısında
Bu bir zoraki özdeşleştirmedir bence
Zira, Batı modeline uygun bir gençlik segmenti olsa bile, biz Batı burjuva modeline uyan fertler olmadığımızdan, ne onlar bize yakındır, ne de biz onlara
Bu yüzden zoraki ortaklıklar aramak gülünç oluyor Hele hele Türkiye’nin yüzde 30-40’larda gezinen kırsalı da hesaba katılırsa!
Biraz ciddi olalım derim ben "
Telesiyej/TARAF
|
|
|