Prof. Dr. Sinsi
|
Bugün Boşum
Bugün Boşum
Bugün pazar İçerde baharın tatlı kokusu Pencereleri ardına kadar açtım  telaşsız bir kahvaltı Evi şöyle bir toplayıp çıkacağım Mine’yle sahilde yürüyeceğiz
Bugün kalori hesabı yok Kocaman, çikolatalı bir dondurmayı hak ettim Yanıma şiir kitabı da alayım Cebren ve hile ile, okurum Mine’ye Garibim mecbur dinler 
Oğlum dibimde bitiyor:
--Anne ya, ceketimin düğmelerini dikmeyi unutma, yine hocalardan azar yedim
--Tamam dikerim, bu arada, azar yenmez, işitilir, dedim gülerek
Bir saniye geçti geçmedi elinde bir tomar kağıt;
--Anne Türkçe ödevimin yazım yanlışlarını düzeltsene Yarın son günmüş Hoca bir titiz ki gözünden hiç kaçmaz
--Sen de titiz ol, yanlış yapma Hem, o ,kaç sayfa öyle?
--On sayfa, ama daha azını kabul etmiyorlar ki
--Tamam hadi, önce düğmeleri dikeyim, sonra da ödevine bakarım
Koşucu temposuyla giriştim işe Mutfağı topladım, çamaşırları astım Aman düğmeler İkinci düğmede iğne parmağımı deldi Kan… Tüm okul ceketlerini lanetledim Düğmeleri de…
Ödeve başladım, bir telefon , konuşmalar, oğlum tepemde;
--Anne, Emre gelecek film izleyeceğiz, ne olur kek yap Senin kekine bayılır o Güzel annem benim Bugün boşsun nasılsa
--Demek bayılıyor yaparım ne olacak canım, nasılsa boşum bugün 
Ödevleri bir kenara bıraktım, bari önce keki fırına atayım Kabartma tozu bitmiş Süt azalmış Küçük bir alışveriş çıkıyorum
Kek fırında, ödev tamam, düğmeler şimdilik yerinde Çıkma saatim Şiir kitabı çantamda Nefes nefese…Hazırım 
Hey benim zavallı hazırlığım Bir şangırtı banyodan
--Anneee koş!!!
Musluk çıkmış su şarıl şarıl akıyor Üstüm başım vıcık zor bela musluğu takıyorum, eğreti… Tamirci çağırmak lazım Bugün olmaz Bugün Pazar Ben boşum Şu suları yok etmeliyim
Çalışkan bezlerim devreye giriyor, dar alanda kısa paslaşmalar Nihayet banyo kupkuru Ama ben tere battım üçüncü kez giyiniyorum
Kapı zili…İkinci baskın Mine’den Köpürerek içeri giriyor Kaç saattir bana ulaşamayınca, tabii öfke içinde
Ben ağlamaklı;
--Yapma Mine, bir kazazedeye kıyma 
Mine’yle ikimize kocaman bir parça kek koyuyorum Tavşan kanı çay Mine bayılır buna sakinleşiyor, dertleşiyoruz Canım arkadaşım O hep beni anlar 
Akşam oldu, Mine gitti Onunla bir saatlik sohbet her şeye değer Biraz uzanayım telefon oğlum Su baskınında kaçıp arkadaşına sığınmıştı
--Anne, bak bu çok önemli, yarın için, münazara konusuydu unuttum ‘’Leyleklerin Göçü’’, internetten araştırıp masa üstüne dosyalar mısın? Ben gelince cd’ye çekerim Ne olur benim melek annem, güzel annem, …
Çok sakinim, güler yüzlüyüm, sesim kadife;
--Hemen bir tanem, şimdi bakarım, zahmet olur mu canım Biliyorsun, ben bugün boşum Leyleklerini dosyada bil
Bütün işleri bana şırınga ile enjekte edebilirsiniz Hücrelerim sıraya koyar onları Ben yaparım Bugün nasılsa boşum
Zehir gibi acı kahvemi alıyorum Şu leyleklere bir bakayım Neredeler? Baharın ortasındayız, evlerindedirler Belki bir tanesi bahara rağmen göç etmek ister Niye olmasın?
--Heyy, bir bahar günü göç etmeye karar veren leylek…Bekle  ben de geliyorum
Bugün pazar, boşum Pardon, yokum…
|