|
Prof. Dr. Sinsi
|
Dede Korkut
Türklerin masalcı dedesi! Türk'ün geleneklerini, göreneklerini, âdetlerini, inançlarını, başka uluslardan farklarını velhasıl sosyal karakterini masallarına işleyen, onu günümüze kadar güzel bir üslup içinde yaşatarak getiren büyük sanatçı! 
Ne doğduğu yıl bellidir, ne de öldüğü yıl  Hatta yaşadığı yüzyıl bile tartışmalıdır Masallara karışmış bir masalcıdır Dede Korkut  Ama canlıdır Nesre benzeyen şiiri, şiire benzeyen nesriyle bezeli hikâyeleri, günümüzde yazılanlardan bile daha diri, daha hayata yakındır
Kesin Olarak Ne Zaman Yaşadığı Bilinmemektedir
Bazı araştırmacılar, Hz Peygamberin çağında yaşadığını söylerler ve eserleri içinde, bu fikirlerini destekleyen bölümler gösterirler Bazı araştırmacılar, Uzun Hasan döneminde yaşadığını savunurlar ve eserlerinde, Uzun Hasan'ın yaptığı savaşları ve savaştığı kavimleri düşüncelerine kanıt olarak gösterirler Bazı araştırmacılar da Oğuz Türklerinin masalcı ve destancısı olduğuna inanır Bu düşüncede olanlar, bugün elimizde mevcut 12 destan-hikâyesinden, kendi fikirlerini ispat edecek belgeyi bol bol bulurlar
Eğer bir sanat eseri, her çağın insanlarının hayatlarına, düşüncelerine denk düşüyorsa, ölümsüz demektir Dede Korkut destan-masalları, böylece gerçek bir sanat eseri olduklarını çağımıza kadar tazeliğini yitirmeden gelmeleriyle ispatlamışlardır
Pertev Naili Boratav, Dede Korkut Masalları için İslâm Ansiklopedisi’ne yazdığı makalede, bu masalların 15 yüzyıla kadar sözlü aktarmalarla geldiğini ve 15 yüzyılın ikinci yarısında Akkoyunlular tarafından yazıya geçirildiğini hatırlattıktan sonra, elimizde mevcut metinlerde iki ayrı dönemin olayları bulunduğunu işaret ediyor
Dede Korkut Masallarını Bir Akkoyunlu Ozan Ele Almıştır
Oğuz Türklerinin Sir-Derya kuzeyindeki (vatanlarında 9 -11 yüzyıllar arasında ge-çirdikleri hayatları, bu masal - destanlara yansımıştır Birde bu masal - destanlar, yazıya geçirildikleri 15 yüzyılın Akkoyunlu beyliğinde oluşmuş olayları kapsamaktadır Dede Korkut masallarının temeli, Oğuz Türklerinin hayatları üzerine oturtulmuştur ve bu dönemin örf, adet, gelenek ve yaşayış biçimlerini yansıtır ama aynı gelenek ve görenekleri yaşayışlarında sürdüren Akkoyunlular, masalları yazılı biçime sokarken, bazı hikâyeleri, o günlerin olayları üzerine oturtarak adapte etmişlerdir
Dede Korkut masallarını kaleme alan Akkoyunlu Ozan, herhalde yüksek bir edebî bilgiye ve maharete sahipti Belki kendi düşüncelerini de bu masallara katarak onları zenginleştirmiş, âdeta yeniden hayata kavuşturmuştur Vatikan Kitaplığı’ndaki en eski nüshasında "Korkut Ata Ağzından, Ozan Aydur" kaydının bulunması bunun kanıtıdır
Dede Korkut'un hayatı üzerinde kurulmuş bir efsaneye göre, Dede Korkut, Afrika taraflarında doğmuş, yaşamış ve günün birinde kendisine bir mezar kazıldığını görmüştür Ölümden kim korkmaz! Dede Korkut da bu mezardan ve mezar kazıcılarından kurtulmak için diyar diyar kaçmış, her gittiği yerde mezarını ve kazıcılarını kendisini bekler görünce daha da uzaklara gitmiş ve sonunda Sir-Derya nehrinin ağzına yakın bir yere gelip hırkasını suya yatırmış ve burada tam yüz yıl yaşamış
Bazı önsözlerde, Dede Korkut'un Peygambere elçi gönderildiği yazılıdır Bu eklemelerin, Türklerin İslâmiyet’i kabul ettikleri yıllarda yapıldığı sanılıyor
Dede Korkut'un Günümüze Kadar 12 Hikayesi Gelmiştir
Dede Korkut, Oğuz Türklerinin "bilicisi" olarak tanınır Nitekim kendisi: "Oğuz halkının başına hayır gelesini, şer gelesini dedim  " diyerek, söylediği hikmetlerle Oğuz Türklerine yol gösterdiğini açıklıyor ve bir Şaman olması ihtimalini kuvvetlendiriyor Şamanlar, aynı zamanda ozan oluyorlar, geçmiş zamanların hikâyelerini anlatıyorlar, gelecekten haber veriyorlardı
Dede Korkut'un günümüze kadar gelen 12 hikâyesi şunlardır:
01—Derse Han oğlu Boğaç
02—Salur Kazan'ın evinin yağmalanması
03—Bay Büre beğ oğlu Bamsi Beyrek
04—Kazan oğlu Uruz'un tutsak olması
05—Deli Dumrul
06—Kazılık Koca oğlu Yeğenek
07—Kanlı Koca oğlu Kan Turalı
08—Depe-Göz
09—Beğil oğlu İmren
10—Uşun Koca oğlu Zegrek
11—Salur Kazan'ın tutsak olması
12—İç-oğuza, Taş-oğuzun başkaldırması
Bu hikâyelerin 8 tanesi, iç ve dış savaşlara aittir 2 tanesi aşk macerasını dile getirir 2 tanesi de mitolojiktir Fakat hepsi birden, Türk dünyasını en gerçek biçimde yansıtır Üstün bir anlatım gücü, destansı bir üslup, yaşayan diri bir Türkçe ile Türk soyunun kahramanlığı, uygarlığı, ahlakı, dinî gelenekleri ve yaşamları dile getirilir Türk mitolojisinin kaynağı Dede Korkut masalları, destanlarıdır 
|