08-03-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Filistin Toprakları Nasıl İsrail Oldu
Filistin Toprakları Nasıl İsrail Oldu
Vatan toprakları Kars'tan Fethiye'ye GAP tan İstanbul'a satılırken Filistin topraklarının siyonistlere nasıl satıldığını hatırlayalım dedik Malum tarih boşuna yaşanmış bir deney değildir Dünü bilmemiz bugünü anlamamıza yarını doğru kurgulamamızı sağlayabilir Bulgaristan AB ye girdikten sonra toprak satışlarını yasakladı Türkiye ise AB, Dünya Bankası, İMF çengelinde sallanırken herşeyini giderek artan bir hızla açık artırmaya bile gerek görmeden kapalı kapılar ardında satıyor Arada bir millici güçler yargıya gidip bu satışlar için yürütmeyi durdurma ve iptal kararları alsalar da Brüksel ve Vaşington' a laikler bir verirse biz iki-üç vereceğiz diye iktidara gelen kadrolar her şeyi satıyorlar Kitler, bankalar,sanayii kuruluşları, sahiller, tarım arazileri, istanbul'un en merkezi bölgeleri, limanlar  Görevlerinin satmak olduğunu açıkca söylüyorlar En yetkili ağızdan 'satmakla mükellefiz' demiyorlar mı? Satacaklar taki milli güçler Venezuella, Brezilya, Arjantin,Şili, Bolivya gibi iktidarı ele geçirinceye kadar  
MS 70 yılında yahudi isyanı Romalı General Titus tarafından bastırılır ve yahudilerin üçüncü büyük sürgünü başlar Yahudiler dünyanın her tarafına dağılırlar Hz Ömer 638 de Kudüs'ü fetheder Haçlı seferleri sırasında bir süre haçlı egemenliğine geçen Filistin Selahiddin Eyyubi tarafından yeniden ele geçirilir Selahaddin Eyyubi yahudileri Filistin'e davet ederse de Yahudilerin büyük çoğunluğu Filistin'e geri dönmez
1837 Yılında yapılan bir sayıma göre Filistin'de 9000 yahudi yaşamaktadır hepsi de topraksızdır (1) 1840 yılında Britanya İmparatorluğu Küdüs'te bir elçilik kurduğunda İngiliz Lord Palmerston "Britanya İmparatorluğunun yüksek çıkarlarını korumak üzere" burada bir Avrupalı Yahudi yerleşim kolonisi kurma fikrini ortaya attı (2) Filistin de kurulacak müslüman olmayan bir devlet ingiliz emperyalizminin ortadoğuda ileri karakolu olacak hem de Avrupa'daki yahudi nüfus azaltılmış olacaktı Zaten tevrata göre Nil nehri ile Fırat nehri arasındaki topraklar tanrının(yahova) israil oğullarına vadettiği topraklardı Yahudiler ikibin yıldır dini törenlerinden sonra 'gelecek baharda Kudüs'te buluşacağız' diye sayıklıyorlardı Avrupa ve Amerika basınında kampanyalar düzenlendi: "Vatansız halka, halksız vatan" Yahudiler vatansızdılar ve Filistin halksız bir vatandı Filistin siyonistlere verilmeliydi Halbuki Osmanlı Devletinin elindeki bu topraklarda araplar ve türkler yaşamaktaydı 1800'lü yılların başlarında Filistin'de bini aşkın köy vardı Kudüs, Hayfa, Gazze, Yafa, Nablus, Akre, Eriha, Ramle, Hebron ve Nasıra gelişmekte olan kentlerdi Arazi baştan başa sulama kanalları ile örtülüydü Filistin'de yetişen turunçgil, zeytin ve hububatın ünü dünyayı sarmıştı (3)

II Abdülhamid
Filistin'de Yahudilerin oturduğu ilk yerleşim yeri 1860 ta kuruldu Filistine Yahudi göçü Rus çarı II Aleksendr'in öldürülmesi ile hızlandı Ruslar çarlarının öldürülmesinden Yahudileri sorumlu tuttular Rusya'da zaten güçlü olan Yahudi düşmanlığı suikasten sonra iyice arttı Rusya'da Yahudiler kendilerine ait mahallelerde oturuyorlardı Ruslarla karışmıyorlardı Yahudi mahallelerine karşı 'pogrom' denilen baskın ve öldürmelerin artması yahudilerin Amerika,Avrupa ve az bir kısmının Filistin'e göçünü başlattı Rusya'da o tarihlerde 3 milyon yahudi vardı Çara suikast sonrası başlayan göçün ilk duraklarından biri İstanbul oldu Abdülhamit Anadolu ve Filistin'e yerleşme isteklerini kabul etmedi Yardım ederek göçü Amerikaya yönlendirdi 1881 ve 1891 yılları arasında 134 000 yahudi Amerika'ya 5000 yahudi de Filistin'e göç etti 1890 da Rusya ve diğer bölgelerden gelenlerle beraber Yahudi nüfüs 42 000 e ulaştı Zor şartlar altında hayatlarını devam ettirmeye alışmış Rus yahudileri Filistin'deki şartlara kolay uyum sağladılar Yahudi yerleşimlerinin sürekliliğini sağlayan militan ana gövdeyi oluşturdular 1882de ikinci yerleşim bölgelerini kuran yahudiler 30 000 dönüm toprak satınaldılar (4)

Sabetay Sevi
Osmanlı devletinde Yahudilerin toprak satın alması yasaktı Ticaret,tefecilik, bankerlik,kuyumculuk ve gümrüklerle ilgili işler yapabiliyorlardı 1882 yılında, Osmanlı Devleti hacılar hariç tüm Yahudilerin Filistin'e girişini yasakladı Fakat bu önlem Yahudi göçünü durdurmak için yeterli değildi Kendilerini hacı gibi gösterip giriş yaptıktan sonra kolonileştirme faaliyetlerine devam ettiler ve geri dönüş yapmadılar 1884 yılına gelindiğinde Dâhiliye Nazırı yeni bir yasa çıkardı Yasaya göre, hacılar da dâhil olmak üzere vizelerini yetkili Osmanlı şubelerine onaylatmayan Yahudiler, Filistin'e kabul edilmeyecekti Fakat bu önlem de soruna tam bir çare olmadı Yahudiler sahte pasaport kullanmak suretiyle bu engeli de aşmayı başardılar 1887 yılına geldiğimizde Osmanlı Devleti daha ciddi önlemler alma yoluna gitti Yeni kanunlara göre, Yahudiler Filistin'de sadece bir ay kalabileceklerdi ve Filistin'e girerken depozit olarak büyük bir meblağ ödemek zorundaydılar Ödemiş oldukları depozit ise Filistin'den çıkarken kendilerine iade edilecekti Fakat bu önlemlerle de istenen sonuç elde edilemedi Yahudiler Almanya, Avusturya-Macaristan ve İngiltere gibi ülkelere başvurarak bu ülkelerin vatandaşları haline geliyorlardı Daha sonra ise Osmanlı Devleti Yahudilerle değil de yabancı ülkelerin vatandaşlarıyla uğraşmak zorunda kalıyordu Bütün bu yasak ve tedbirleri yahudiler azimle deldiler Kudüs mutasarrıflarını, kaymakamları,tapu müdürlerini satın aldılar
Yahudiler satın aldıkları toprakları kendi adamları olan yerli halktan kimselerin üzerine tapu çıkararak alıyorlardı Tıpkı bugün GAP ta ve diğer bölgelerde yaptıkları gibi Yahudi göçmenlerin bazı engellere rağmen kolayca toprak satın almaları yahudi milyarderleri ve yahudi dünyasında ilgiyle karşılandı Yahudi zenginler daha fazla toprak satın alınması için paralar göndermeye başladılar Fiyatlar yükseldi Yüksek fiyatları gören arap toprak sahipleri ve şeyhleri hızla toprak satmaya başladılar Arap toprak sahipler aldıkları parayı yahudilerin açtıkları bar,pavyon gibi eglence yerlerinde yahudi kızları ile yediler Yahudilerin parası böylece yeniden yahudiye dönüyordu

Teodor Herzl
Siyonist hareket yahudi sayısının ve toprağının artması ile güçlenmeye başladı Siyonistler bölgede bir Yahudi devleti kurma planlarında Osmanlı İmparatorluğu, Britanya, İmparatorluk Almanyası gibi tüm egemen güçlerle ilişki kurdu ve destek aramaya başladı 1896 yılında Filistin'i Siyonist harekete bağışlaması yolunda Osmanlı İmparatorluğunu ikna etmeye yönelik bir plan ortaya atıldı 1854 te Osmanlı Devleti Kırım Harbine girerken ilk dış borcunu alıyordu Otuz sene içinde Osmanlı Maliyesi borç ve faiz ödemelerine dayanamayarak aynen bugünkü gibi iflas etti Duyun-Umumiye'yi yani bir çeşit bugünkü İMF yi kabul ederek maliyesini, iktisadi idaresini Avrupalılara teslim etmişti Teodor Herzel 1896 yılında Osmanlı İstihbaratının Avrupadaki ajanlarından Newlinski ile İstanbula gelerek II Abdülhamit'le görüştü Yirmi milyon altın karşılığında Filstin'e yahudi göçünün serbest bırakılmasını yani Filistin'i satınalmak istedi Abdülhamit şiddetle Teodor Herzl'in teklifini reddetti Newlinskiy'e Herzl'e iletmesi için şu cevabı verdi: 'Eğer Bay Herzl senin benim arkadaşım olduğu gibi arkadaşın ise, ona söyle bu meselede ikinci bir adım atmasın Ben bir karış dahi olsa toprak satmam, zira bu vatan bana değil, milletime aittir Milletim bu vatanı kanlarıyla mahsuldar kılmışlardır O bizden ayrılıp uzaklaşmadan tekrar kanlarımızla örteriz Benim Suriye ve Filistin alaylarımın efradı birer birer Plevne'de şehit düşmüşlerdir Bir tanesi dahi geri dönmemek üzere hepsi muharebe meydanlarında kalmışlardır Türk imparatorluğu bana ait değildir,Türk milletinindir Ben onun hiçbir parçasını vermem Bırakalım, Museviler milyonlarını saklasınlar, benim imparatorluğum parçalandığı zaman onlar, Filistin'i hiç karşılıksız ele geçirebilirler Fakat yalnız bizim cesetlerimiz taksim edilebilr Ben canlı bir beden üzerinde ameliyat yapılmasına müsaade edemem ' (5)
|
|
|