Prof. Dr. Sinsi
|
Anadolu'da Ve Balkanlar'da Sarı Saltuk
 /  
Dobruca bölgesinin Romanya'da kalan kısmında Babadağ olarak anılan küçük bir kasabada Sarı Saltuk türbesi vardır[50] Burada yatan kişinin gerçekten de Sarı Saltuk olduğuna dair kaynakların bulunduğuna yukarıda değinmiştik Kuzey Dobruca’daki 9 000 nüfuslu bu kasabanın güney kısmındaki Maçin sokağında Sarı Saltuk türbesi ve bu türbenin karşısında da yaz kış akan Baba Pınarı bulunmaktadır Türbe yakın zamanda bir onarımdan geçirilmiştir Ancak, bu onarım sırasında türbenin tarihî yapısı kısmen kaybolmuştur Türbe, bugün de kasabadaki ve çevredeki Türkler tarafından ziyaret edilmektedir Türbeyle Vedat Tairoğlu adlı Babadağlı bir Türk ilgilenmektedir Babadağ’ın yaşlıları, eskiden bu türbenin yanında bir bina daha bulunduğunu söylüyorlar Arif Reyip’in dedesinden dinlediğine göre bu bina eskiden tekke olarak kullanılıyormu53] Günümüzde ise Hıristiyanlar artık bu türbeyi ziyaret etmiyor Kasabadaki bir başka ziyaretgâh olan Koyun Baba'yı Müslümanların yanı sıra Hıristiyanlar da ziyaret etmektedir Sarı Saltuk türbesini ziyaret eden kadınlar dileklerinin olması için türbede dualar okumakta, mum yakmaktadır Eve döndükle*rin*de koku çıkarma olarak adlandırdıkları kızgın yağda hamur kızartma işini yapmaktadır[54] Anadolu’da lokma dökme olarak adlandırılan bu geleneğin Babadağ’da koku çıkarma olarak adlandırılması dikkat çekicidir Kokunun ve tütsünün eski Türk inancı içerisinde, özellikle nazardan, büyüden ve tehlikelerden korunmakta önemli bir yeri olduğu bilinmektedir[55] Bu hamurlar daha sonra hayır için üç veya yedi eve dağıtılmaktadır Bunlar da Türk inanç sistemi içerisinde yeri olan sayılardır
Makedonya Cumhuriyeti’ndeki Ohri şehrinin yaklaşık 30 km güneyinde Ohri gölünün güney kıyısı üzerinde kurulmuş olan Sveti Naum Manastırındaki şapelde Hıristiyanların Sveti Naum’a ait olduğunu düşünerek ziyaret ettikleri ve sesler geldiğine inanarak dilek tutup kulaklarını dayadıkları bu mezar, geçmişte Türkler tarafından da Sarı Saltuk’un mezarı olarak kabul edilmiş ve saygıyla ziyaret edilmiştir[56] Tarihte bu mezarın hem Hıristiyanlar hem de Müslüman Türkler tarafından ziyaret edildiği, Hıristiyanların mezarda Sveti Naum’un yattığına inandıkları, Müslüman Türklerin ise mezarda Sarı Saltuk’un yattığına inandıkları araştırmacıların çalışmalarıyla ortaya konulmuştur[57] Daha sonra Türklerin pek çoğunun bölgeden ayrılmasıyla mezarın Türk ziyaretçilerinin sayısı gittikçe azalmış, zamanla Türkler mezarı ziyarete gitmemeğe başlamıştır Böylece mezar sadece Hıristiyanların ziyaret ettiği bir yer haline gelmiştir Buna karşılık Sarı Saltuk’un bölgedeki Türkler üzerindeki etkisi hâlâ sürmek*te*dir Ohri’deki Halveti Tekkesinin müridleri arasında Sarı Saltuk’un hatırasının yaşa*dı*ğını, müridlerin mezarda yatanın Sarı Saltuk olduğuna yürekten inandıklarını 1996 yılının yaz aylarında bölgeye yaptığımız araştırma gezisinde görmüştük Ohri'deki Halvetî tekkesinde hâlâ Sarı Saltuk'un menkıbeleri anlatılıyor Son derece güçlü olmasının yanı sıra keramet gösteren bir velî olduğu da belirtilmektedir Buradaki müridlerden Sarı Saltuk'un bir rahiple iddiaya tutuşması menkıbesini dinledik Bu menkıbe aynen Saltuk-nâme'de de yer almaktadır Gerek tekke şeyhi Abdülkadir Şeyh, gerek tekkedeki müridler, Türklerin Makedonya'da çoğunluğu ve hakimiyeti kaybetmesinden sonra bu mezarın Hıristiyanlar tarafından bir Hıristiyan ziyareti haline getirildiğini belirtiyorlar Gerçekten de günümüzde bu mezarın Sarı Saltuk'a ait olduğunu gösteren en küçük bir iz bile kalmamıştır Oysa daha geçen yüzyılın sonlarında bile burada namaz kılmak için seccadeler bulunuyordu[58] Manastırdaki Makedon rahibe, Türklerin bu mezarın Sarı Saltuk'a ait olduğuna inanarak ziyarete gelip gelmediğini sorduğumuzda çok büyük bir tepki ile karşılaşmıştık
Ortodoks mezhebine bağlı olan Gagavuz Türkleri arasında Sarı Saltuk'un özel bir yeri vardır Bu ilginin sebebi Gagavuz tarihi incelendiğinde ortaya çıkmaktadır Bilindiği gibi Gagavuzların kökeni ile ilgili tezlerden biri de, Gagavuzların değişik Türk boylarının karışması ve kaynaşması ile oluştuğu düşüncesidir Tedeusz Kowalski, bu görüşleri değerlendirmiş ve Gagavuzların üst üste üç Türk tabakasından meydana geldiği tezini ortaya atmıştır T Kowalski'ye göre en eski tabaka kuzeyden gelen bir Türk topluluğunun kalıntısıdır İkinci tabaka Osmanlıların Balkanlara gelişinden önce güneyden gelen bir Türk topluluğudur Üçüncü tabaka ise Osmanlı devrinin Türk kolonilerinden ve Türkleşmiş unsurlarından meydana gelmiştir[59] İkinci tabakayı meydana getiren güneyli Türk topluluğu içerisinde II İzzeddin Keykâvus ve Sarı Saltuk kumandasında Anadolu’dan Balkanlara geçen Türkler de yer almaktadır Yazımızın girişinde bu konuyu Yazıcıoğlu Ali’nin Tevârih-i Al-i Selçuk, Seyyid Lokman’ın Oğuz-nâme’sini kaynak göstererek ele almıştık Tevârih-i Al-i Selçuk’ta Sarı Saltuk’un ölümünden sonra Balkanlarda kalan ve Hıristiyan olan bu Türklerin, Gagavuzların asıl nüvesini teşkil eden Hıristiyan Türklerle karıştığı bilinmektedir[60] Bu sebeple Gagavuz Türkleri de Sarı Saltuk’u baba olarak adlandırmakta, tarihî köklerini buldukları bir tarihî kişilik olarak görmektedirler Gagavuzların yaşadıkları bölgelerde Sarı Saltuk’a ait bir ziyaret bulunmamaktadır, ancak Gagavuz aydınları Sarı Saltuk’tan büyük bir saygıyla söz etmekte, onu bir aziz olarak kabul etmektedirler[61]
Bu yazımızda ele aldığımız Sarı Saltuk’un türbe ve makamlarıyla ilgili inanmalarda Türk inanç sisteminin izleri görülmektedir Bu türbe ve makamlar genellikle tepelik yerlerde, akarsuların ve büyük ağaçların yanlarında bulunmaktadır Bilindiği gibi bunlar, İslâmlık öncesi Türk inancı içerisinde kutsallık atfedilen yerlerdir Yine, bu türbe ve makamların normal mezarlıklar içerisinde bulunmaması da yurdumuzdaki diğer makamlarda görülen özelliklerdendir Bu türbe ve makamlarda adak adama, dilek dileme, çeşitli ibadet şekillerine ve pratiklere bağlanmıştır Kabir ziyareti, adak, medet umma, dilek dileme, ağaçlara bez bağlama gibi uygulamaların atalar kültünün özellikleri olduğu bilinmektedir Bu uygulamalar, günümüzde diğer türbe ve makamlarda olduğu gibi İslâmî şekillere büründürülerek yaşatılmaktadır Türbe ve makamların yanındaki akarsunun sağaltıcı olduğu inancı diğer makamlarda da görülen ortak özelliklerdendir Sarı Saltuk menkıbelerinin türbe ve makamların bulunduğu yerlerde hâlâ anlatılması da, bu türbe ve makamların kutsallığını yansıtmakta önemli bir unsur olarak kullanıldığını göstermektedir
Zaman zaman Türkiye’de bir kültür mozaiği bulunduğunu bilimsel temele dayanmadan ileri sürenlerin yanıldığını Sarı Saltuk’un tarihî kişiliği, türbe ve makamları ortaya koymaktadır İster Sünnî, ister Alevî, ister Ortodoks; ister Doğu Anadolulu, ister Batı Anadolulu, ister Balkanlardaki Türkler tarafından büyük bir saygıyla anılan, türbe ve makamları ziyaret edilen Sarı Saltuk birleştirici bir unsur olarak karşımızdadır
__________ O O O __________
[1] Sarı Saltuk hakkında ayrıntılı bilgi için bkz Franz Babinger, «Sarı Saltık Dede» maddesi, İslâm Ansiklopedisi, c X, İstanbul, 1966, ss 220-221; Kemâl Yüce, Saltuk-nâme'de Tarihî, Dinî ve Efsanevî Unsurlar, Kültür ve Turizm Bakanlığı yayını, Ankara, 1987, s 20-100; Şükrü Halûk Akalın, «Ebülhayr Rumi» maddesi, TDV İslâm Ansiklopedisi, c 10, s 360, İstanbul, 1994
[2] Menakıb-ı Hacı Bektaş-ı Veli Süleymaniye Kütp 4582, 2627/1
[3] Velayet-nâme-i Hacı Bektaş-ı Veli, Millet Kütp 1366, 987, 1132, 1076, 1075; Süleymaniye Kütp 3072 Velayet-nâme-i Otman Baba, Millî Kütp , K 314
[4] Ebü’l-Hayr-ı Rûmî’nin Saltuk-nâme’sinin kütüphanelerimizde çeşitli nüshaları bulunmaktadır Müellif nüshası ele geçmemiştir Topkapı Sarayı Kütüphanesi’ndeki nüsha Fahir İz, Şinasi Tekin, Gönül A Tekin tarafından Amerika’da tıpkı basım olarak dizinle birlikte yayımlanmıştır Mevcut nüshalardan yararlanılarak hazırlanan tenkidli metin Kültür Bakanlığı yayınları arasında çıkmıştır: Ebü'l-Hayr-ı Rûmî, Saltuk-nâme I-II-III, hazırlayan Şükrü Halûk Akalın, Ankara-İstanbul, 1987-1988-1990
[5] Akalın, Saltuk-nâme I, s 3
[6] Akalın, Saltuk-nâme I, ss 2-3
[7] Doğan Aksan, Her Yönüyle Dil, TDK yayını, Ankara, 1982, s 121
[8] Saltuk-nâme I, s 19
[9] Şükrü Halûk Akalın, «Saltuk-nâmedeki Ad Verme Hadiseleri», III Milli Türk Folkloru Kongresi, Konya, 1989
[10] Evliya Çelebi, Seyahat-nâme,c I, İstanbul, 1896, sf 659
[11] Evliya Çelebi, Seyahat-nâme, aynı yer
[12] Evliya Çelebi, Seyahat-nâme, c II, sf 133 vd
[13] Evliya Çelebi, Seyahat-nâme, c II, sf 137
[14] Evliya Çelebi, Seyahat-nâme, aynı yer
[15] İbni Batuta Seyahat-nâme, Haz İsmet Parmaksızoğlu, 1000 Temel Eser, İstanbul, 1971, s 102
[16] Yazıcıoğlu Ali, Tevârih-i Al-i Selçuk, Topkapı Sarayı kütüphanesi, Revan Köşkü bölümü no 1391, 233a
[17] Ahmed Tevhid, «Rum Selçukî Devletinin İnkırazı ile Teşekkül Eden Tavaif-I Mülûk’tan Karahisarî Sahib’de Sahib Ataoğulları», Tarih-i Osmani Encümeni Mecmuası, cüz 9, Ağustos, 1327, s 5
[18] Akalın, Saltuk-nâme III, s 298
[19] Akalın, Saltuk-nâme III, s 301
[20] Akalın, Saltuk-nâme III, s 302
[21] Akalın, Saltuk-nâme III, s 299
[22] Akalın, Saltuk-nâme III, s 300
[23] Evliya Çelebi, Seyahat-nâme II, 70-72
[24] Nazmi Sevgen, «Sarı Saltuk ve Aiyos Spiridon (3)», Tarih Konuşuyor dergisi, S 35, Aralık, 1966, s 2922
[25] Menakıb-ı Hacı Bektâş-ı Velî “Vilâyet-nâme”, Hazırlayan Abdülbâki Gölpınarlı, İnkılâp Kitabevi, İstanbul, 1990, s 47
[26] F W Hasluck, Christianity and Islam Under the Sultans, c II, Oxford, 1929, ss 429-439
[27] Ragıp Önen, «Bor’da Sarı Saltuk Türbesi (1-2)», Yeşil Bor gazetesi, yıl 1, S 12-15
[28] Nazmi Sevgen, « Sarı Saltuk ve Aiyos Spiridon (1-2-3-4)», Tarih Konuşuyor dergisi, S 33-34-35-36, Ekim 1966-Kasım 1966-Aralık 1966-Ocak 1967, ss 2729-3020
[29] Machiel Kiel, «The Türbe of Sarı Saltık at Babadag-Dobrudja», Güneydoğu Avrupa Araştırmaları Dergisi, S 6-7, İstanbul, 1977-1978, ss 205-225
[30] Grace M Smith, «Some Türbes/Maqams of Sarı Saltuq an Early Anatolian Turkish Gazi-Saint» Turcica, XIV, 1982, ss 216-225
[31] Nimetullah Hafız, «Yugoslavya’da Sarı Saltuk», Renkler, Kriterion yayın evi, Bükreş/Romanya, 1995, ss 212-217
[32] Tacida Hafız, «Blagay’da Sarı Saltuk Türbesi», Renkler, Kriterion yayın evi, Bükreş/Romanya, 1995, ss 218-220
[33] Müjgân Cumbur, «Saltuk-nâme’nin Türk Milliyetçiliğindeki Yerine ve Üçüncü Nüshasına Dair», Milli Kültür dergisi, c 1, S 1, Ankara, Ocak 1977, ss 52-55
[34] Sevgen, agm, s 3018
[35] Sevgen, agm, s 3018
[36] Yurt Ansiklopedisi, c 4, İstanbul, 1982, s 2329
[37] Kaynak kişi: Sadık Özbağlar, Sarı Sadık Camii imamı, Diyarbakır
[38] Kaynak kişi: Nevzat Tepe, üniversite mezunu, 32 yaşında, Diyarbakır
[39] Kaynak kişi: Nevzat Tepe
[40] Kaynak kişi: Sadık Özbağlar
[41] Kaynak kişi: Sadık Özbağlar
[42] Sevgen, agm, s 3019
[43] Cumbur, agm, s 55
[44] Sevgen, agm, s 3020
[45] Kaynak kişi: Cevdet Hersekli, çiftçi, 68 yaşında, İznik
[46] Zamanla aşınmış olan kitabenin daha iyi okunması için yazıların üzerine sürülen siyah boya 6 satırı okunamaz hale getirmiştir Bu yüzden 6 satırı okumamız mümkün olmadı
[47] Kaynak kişi: Rasim Uçar, Rumelifeneri Köyü Kurtarma İstasyonu görevlisi, 54 yaşında
[48] Kaynak kişi: Rasim Uçar
[49] Sevgen, agm, s 3020
[50] Bu türbe ve Babadağ’daki Türkler hakkında daha fazla bilgi için bkz Şükrü Halûk Akalın,«Romanya Türkleri ve Sarı Saltuk», Yesevî dergisi, yıl 2, S 24, İstanbul, Aralık 1995, ss 32-35
[51] Kaynak kişi: Arif Reyip, 64 yaşında, Babadağ kasabası, Romanya
[52] Hasluck’un çift taraflı perestişgâhlar olarak adlandırdığı hem Müslümanların hem de Hıristiyanların ziyaret ettikleri bu yerlerle ilgili bilgi ve sebepleri için bkz A Yaşar Ocak, Türk Halk İnançların*da ve Edebiyatında Evliya Menkabeleri, Kültür ve Turizm Bakanlığı yayını, Ankara, 1984, s 12 vd Özellikle 53, 55, 56, 58 numaralı dipnotlardaki açıklamalar ve kaynaklar önemlidir
[53] Kaynak kişi: Sıdıka Emriye, 87 yaşında, Babadağ kasabası, Romanya Bu yüzyılın başlarında Hasluck da, Sarı Saltuk türbesinin hem Müslümanlar hem de Hıristiyanlar tarafından ziyaret edildiğini yazmıştı Bkz Hasluck, age, s 432
[54] Kaynak kişi: Sabahat Dalip, 64 yaşında, Babadağ kasabası, Romanya
[55] Şükrü Halûk Akalın, «Üzerlik», Karacaoğlan-Çukurova Halk Kültürü Sempozyumu, Bildiriler II, Adana, 1993, ss 247-260
[56] Bu konudaki açıklamalar için 52 numaralı dipnota bakınız
[57] Hasluck, age, s 583; Smith, agm, s 223
[58] Von Hahn’dan aktaran Hasluck, age, s 583
[59] Bu görüş ve diğer görüşler için bkz Nevzat Özkan, Gagavuz Türkçesi Grameri, TDK yayını, Ankara, 1996, ss 10-12
[60] Özkan, age, s 12
[61]Gagavuz sanatçısı S Stamatoglu’nun Gaygauz adlı tarihî çizgi romanında Sarı Saltuk bir aziz olarak resmedilmiştir bkz S Stamatoglu, Gaygauz, Komrat, ss 12-13
Alıntıdır
|