08-03-2012
|
#3
|
Prof. Dr. Sinsi
|
27 Mayıs'ın Utanç Belgesi
-İhtilalden hemen sonra kurulan 38 kişilik Milli Birlik Komitesi (MBK) üyelerinin kimlikleri 27 Mayıs'tan 17 gün sonra açıklandı Geçici bir maddeyle TBMM'nin görev ve yetkileri MBK'ya devredildi MBK, hemen 1924 Anayasa'nın önemli maddelerinde değişikliklere gitti 105 maddelik Anayasa'nın yarıya yakınını değiştirdi Cumhurbaşkanı'nın yargılanmasının yolunu açtı TCK'nın 65 yaşını geçenlerin idam edilemeyeceği hükmü yürürlükten kaldırıldı Bu Celal Bayar'ın idamına hazırlıktı Geçici anayasa 12 Haziran'da yapılmıştı ama 27 Mayıs 1960'ta yürürlüğe girmiş gibi kabul gördü Hukukta sonradan yürürlüğe giren bir kanun önceki olayları kapsayamaz ilkesi çiğnendi
Karardan aylar önce idam sehpaları hazırlandı
Yassıada duruşmalarının başlamasından birkaç ay sonra da idamların yapılacağı İmralı Adası'nda hazırlıklar başladı Hatta görgü tanıklarının ifadesine göre idam sehpaları, idam cezalarından birkaç gün önce kurulmuştu bile 
MBK üyelerinin adlarının açıklandığı gün özel bir madde ile Menderes ve arkadaşları için idam kararı verecek olan Yüksek Adalet Divanı kuruldu Bu arada Heybeliada'daki bir otel hakimler için kiralanıp, lojman haline getirildi Ve bu bölgeye giriş ve çıkışlar yasaklandı
Menderes: Doğrusunu izah edeyim
Hakim: Gerek yok
Demokrat Partililerin yargılandığı ilk dava "Anayasa'yı ihlal davası"ydı Bu davada Celal Bayar, Adnan Menderes, Refik Koraltan, Fatin Rüştü Zorlu, Hasan Polatkan başta olmak üzere 400'ün üzerinde sanık yargılandı Adnan Menderes, diktatörlükle suçlanıyordu Anayasa'yı ihlal davası, daha sonra birleştirilen Topkapı olayları, Ankara olayları, Kayseri olayları, 6-7 Eylül olayları, "örtülü ödenek davası", Gedikli olayları gibi davaların çatısını oluşturmuştu Ancak buradaki asıl suçlama Adnan Menderes'in İsmet İnönü'yü öldürmek istemesi iddiaları üzerine kurulmuştu Bu durum açık bir şekilde dile getirilmese de suçlamalar dönüp dolaşıp "İnönü'yü öldürecekmişsiniz"e gelip dayanıyordu
DP hükümeti, yaşanan olaylardan sonra seçimi düşünmeye başlamıştı Ancak yeni bir seçimde de CHP'nin iktidara gelmesi zor gözüküyordu Bunu bilen İsmet İnönü, epey hırçınlaşmış ve işi Meclis kürsüsünden darbe çağrısı yapmaya kadar vardırmıştı (Rahat uyu şimdikilerde öyle yapıyor)27 Nisan'da Meclis'teki olaylı bir oturumun ardından İsmet İnönü, "Bu yolda devam ederseniz sizi ben bile kurtaramam!" demişti İnönü'nün, bu sözleriyle neyi kastettiği ancak 27 Mayıs sabahı anlaşılacaktı Menderes, tam da bugünlerde "Allah, her iktidarı yürüdüğü yolda İnönü ve partisi kadar korkunç bir rakiple karşılaşmaktan korusun " diyecekti
Ankara ve İstanbul'da üniversite öğrencileri olayları protesto yürüyüşleri düzenliyordu Öğrenciler, Yeniçeriler gibi "Başbakan'ın başını isteriz" sloganları atıyordu Harbiyeliler de Ankara'da yürüyüşe geçmişti Yine Çankaya Köşkü'ne kadar yürümenin hazırlıkları yapılıyordu Buna engel olunmasını isteyen Başkomutan Celal Bayar ise mahkemede 'komitacılık' yapmakla suçlanmıştı Bu olaylar duruşmada da gündeme gelince Hakim Başol , Bayar'a manidar bir cevap vermişti: "Hürriyet istiyorlardı, o yüzden nümayiş yaptılar  "
Duruşma nihayet başlamıştı; Menderes, kısa bir girişten sonra kendisine yöneltilen suçlamalara cevap vermeye çalışıyordu Ancak nezaket ve mütevazılığından yine taviz vermiyordu Ezikti, en çok haklı olduğu konularda bile suçlamalara nazikçe cevap veriyor, hakimin azarlamaları karşısında çoğu zaman sessiz kalmayı tercih ediyordu Savcının suçlamalarına ise "Efendim, doğrusunu izah edeyim " diyerek başladığı sözleri, sık sık hakim tarafından kesiliyordu Menderes'in konuşması, içinde bulunduğu ruh halini çok iyi yansıtıyordu: "Anayasa'yı ihlal adıyla anılan bu davanın aslı ve esas mahiyeti yüksek malumları olduğu üzere siyasidir  İsnat ettiğiniz fiiller aklımızdan geçmemiştir Her zaman serbest seçimle milli iradeye istinaden memleketi yönettik  Büyük hakimlerim! Davaların bu son derece hususi karakterini belirtmek maksadıyla arz ve ilave edeyim ki; Anayasa'yı ihlal adıyla ne de bu kavramı ve mahiyette bir dava siyasi tarihimizde mevcut değildir Sadece bu gerçek bile bazı sualleri akla getirmektedir 1950'ye kadar acaba anayasa mı yoktu? Ya da bu Anayasa'yı ihlal mahiyetinde kanunlar, hareketler memlekette mevcut mu değildi? Anayasa elbette mevcuttu ve bunun yanında 'Tek Parti' idaresi uzun müddet ülkeyi yönetti Ama niçin ihlal davası görülmedi  "
Menderes, uzun uzun savunma yaptı Her soruyu, her iddiayı; dilinin döndüğünce cevaplandırıyordu Başol, sürekli Menderes'in sözünü kesiyor, kabaca müdahalelerde bulunuyordu Menderes, oldukça masum ve mahzun görünüyordu Menderes'in kibar ve ricacı tutumunun nedeni ise adalete olan inancıydı Hakimlerin vicdanına güveniyor; her savunmasını, "Bunları yazılı olarak yüce heyetinize sunacağım " diyerek bitiriyordu Ama davanın son günü olan 15 Eylül 1961'de açıklanan kararlarda adalet yoktu 
|
|
|