Yalnız Mesajı Göster

Enver Paşa'nın Hedefi

Eski 08-03-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Enver Paşa'nın Hedefi



Enver Paşa'nın Hedefi


Enver Paşa’nın Sarıkamış Harekatına girişirken dillendirdiği amaç 93 Harbinden beri, (1878) Rus işgalinde bulunan Kars, Sarıkamış, Ardahan gibi doğu illerimizi geri almak, Doğu Avrupa’da Ruslarla harp hâlinde olan Almanlara yardım etmek ve kazanılacak bir zaferle Kafkaslar ve Orta-Asya’daki Türk illerinin kapısını açmaktı

1 Dünya Savaşı'nın ana cephesi Fransa'da, Verdun'dadır Roma İmparatorluğu’ndan beri Avrupa’nın en çok savaşa sahne olmuş 20 bin nüfuslu bu yerleşim biriminde Cihan Harbi’nin en kanlı çatışmaları yaşandı ve 300 bin kişi can verdi Almanya ile karşısındaki Fransa-Britanya ikilisi cephede öyle bir denge sağlamıştı ki, savaşın can bilançosunu ağırlaştıran da zaten budur

Verdun’daki kilitlenme yüzünden, gerek Müttefikler ve gerekse bizim de mensubu olduğumuz Mihver Devletleri koca dünyayı bir satranç tahtası gibi görerek çeşitli hamleler yaptılar Dengeyi değiştirecek yeni cepheler açmak istediklerinde ise iki tarafın da aklına gelen ilk ülke Osmanlı Devleti oldu

Osmanlı'nın görevi, ilave cepheler açarak Rus ya da İngiliz kuvvetlerini kısmen de olsa Verdun'den ya da Alman cephesinden uzakta durmasını sağlamaktı Nitekim Alman Genelkurmayı’nın emriyle bir fiyaskoyla biten Kanal Cephesini açmamızın sebebi İngiltere idi 1915'te İngiltere ve Fransa’nın Çanakkale macerasının sebebi de buna benzer Asıl hedef Rusya'yı rahatlatmak ve Almanya'ya arkadan bir cephe daha açmaktır Askerlerimizin savaşarak bile değil, donarak öldüğü Sarıkamış da ise Rusları Kafkasya'da meşgul etmek, böylece Almanya cephesine asker göndermelerini engellemek istenmiştir Çünkü Ruslar Alman cephesine ilave asker gönderemeyince Almanya da Verdun'den asker azaltmak zorunda kalmayacaktır Osmanlı Ordusu savaş boyunca Alman subayı eliyle yönetildi

Osmanlı Genelkurmayı'nın Almanlar'a teslimi var 1913 yılında General Liman Von Sanders başkanlığında 42 subaydan oluşan Alman Heyeti'ne birer üst rütbe verilerek Türk üniformaları da giydirilmişti Böylece Almanya'da tümgeneral olan Liman Von Sanders mareşalliğe yükselmiş ve ordunun komutasını ele almış Çanakkale Savaşları'nı da o yönetmişti II Dünya Savaşı öncesinde Almanya’da Çanakkale zaferinin yıldönümlerinin kutlanması sebebi ise zaten Von Sanders’in komutanlığından kaynaklanmaktaydı

Hayaller hüsrana dönüşüyor

Enver Paşa’nın Sarıkamış Harekatına girişirken dillendirdiği amaç ise 93 Harbinden beri, (1878) Rus işgalinde bulunan Kars, Sarıkamış, Ardahan gibi doğu illerimizi geri almak, Doğu Avrupa’da Ruslarla harp hâlinde olan Almanlara yardım etmek ve kazanılacak bir zaferle Kafkaslar ve Orta-Asya’daki Türk illerinin kapısını açmaktı

Kafkas Cephesi diye adlandırılan bu cephedeki durumu, iki Amerikan bilim adamı , Stanford J Shaw ve Ezel Kural Shaw şu sözlerle anlatıyordu: "Enver Paşa, Savunma Bakanı olur olmaz, Erzurum'da yerleşmiş olan üçüncü orduyu güçlendirmeye yöneldi Kuzey Doğu Anadolu'nun Van Gölü'nden Karadeniz'e kadar uzanan bölgesi onun komutasındaydı" Enver, Sultanın Ermeni tebalarının desteğini kazanmak için bir son gayret sarfetti Ancak, Rusya'dan gelen ve yerli Ermeni önderleriyle Erzurum'da yapılan bir toplantı sonuç vermedi Rusya Ermenilere bir bağımsız devlet vaat etmişti Bu devlet sadece Kafkaslarda Rus egemenliğindeki toprakları değil aynı zamanda Doğu Anadolu'nun önemli bir bölümünü içeriyordu Böylece, 1877'de bu bölgeyi Müslümanlardan temizlemek operasyonu yenilenmiş olacaktı Oysa, bölge nüfusunun çoğunluğu Müslümandı Erzurum toplantısından sonra, Osmanlı tâbiiyetindeki Ermeni önderlerden bir çoğu Rus askeri güçlerine katılmak üzere Kafkaslara geçtiler"

Bozkırın ortasında sönen 90 bin meşale

Gecenin içinde yanan doksan bin meşale düşünün Bozkırın ortasında Kutup soğuğuna inat yanan doksan bin meşale İyice zihninizde canlandırın o ateş parçalarını Yıldızların bir olmadığı o göğün altında yanan doksan bin meşale Şimdi de hepsinin birden aynı anda söndüğünü zihninizde canlandırmaya çalışın Bir anda zifiri karanlığın doksan bin meşaleye galebe çaldığını düşünün Bu doksan bin meşalenin yerinde anası, babası, evladı, karısı, kardeşi, arkadaşı olan doksan bin adem evladını koyun sonra İstatistiklerle anlaşılamayacak doksan bin hayat İşte Sarıkamış Harekatının muhasebesi de budur zaten

2

Sarıkamış unutulmasın

Sarıkamış Harekatı’nın üstünden doksan bir yıl geçti O günleri gören Sarıkamışlı bir ihtiyar, yıllar öncesinde yaşanan olayların vahametini bakın nasıl anlatıyor: “Buradan o dağlara baktığımızda, üzerinde kar düşmüş çalılıklar görürdük O çalılıkların, kurda kuşa yem olmuş askerlerimizin kemikleri olduğunu oraya gidince anladık

Türk bayrağı çekilip, Yavuz ve Midilli adı verilen iki Alman zırhlısı, Karadeniz’deki Rus limanlarını bombardıman etti Rusya da buna karşılık olarak 30 Ekim 1914 tarihinde Türkiye’ye taarruz etti Rus-Kafkas ordusu, Karadeniz’den Ağrı Dağındaki hudut üzerinden yedi kol hâlindeki saldırısıyla Pasinler’e kadar ilerledi Rus ordusunun taarruzu, Köprüköy’de durduruldu Üçüncü ordu, 3-9 Kasım 1914 günlerinde meydana gelen Köprüköy Meydan Muharebesinde Rus ordusunu yendi Üçüncü Ordu Komutanı, mevsim şartlarını dikkate alıp, ayrıca askerin kaput başta olmak üzere, giyim ve iâşesinin yetersizliğini, top ve süvari atlarının azlığını hesaba katarak, sıcağı sıcağına düşmanı takip etmedi

Taarruz emri

Köprüköy Meydan Muharebesinin raporlarını alan, yarbaylıktan paşalığa terfi ettirilen Harbiye Nazırı (Millî Savunma Bakanı) Enver Paşa, Alman kurmay ve generalleriyle Erzurum’a geldi Enver Paşa, Erzurum ve Köprüköy’de birer taburu teftiş etmişti; ancak ordu birliklerinin tamamı hakkında yeterli bilgiye sahip değildi Buna rağmen 3 Ordu Komutanı ve Enver Paşa’nın Harp Akademisi’nden strateji hocası olan Hasan İzzet Paşa’nın "Bu karda kışta, teçhizatsız birlikleri savaşa sürmenin cinayet olacağı" demesi üzerine Enver Paşa "Eğer hocam olmasaydınız, sizi idam ettirirdim" diyerek taarruzun bahara bırakılması tavsiye eden hocasının nasihatini kulak arkası etti Oysa Hasan İzzet Paşa, ordunun harekat kabiliyetinden mahrum olduğunu, teçhizat ve ikmal maddelerinin noksanlığını ve dağ yollarının karla kaplı olduğunu anlatmaya çalışmıştı


Paşa, durumu İstanbul'daki eşi Naciye Sultan'a şu satırları yazıyordu:

"Naciye, güzel melek!

Ben yakında avdeti umarken şimdi zuhur eden bir hal beni daha bir müddetçik buraya bağladı 3 Ordu Kumandanı Hasan İzzet Paşa orduyu idare için kendisinde cesaret göremediğini söylüyor Hep umduğum adamlar böyle çıkıyor Şimdilik 3 Ordu'yu ben idare edeceğim"

Her ne kadar Enver Paşa o gün yayımladığı bildiride "Başarı giysilerle değil, her askerin kalbindeki yiğitlik ve cesaretle kazanılır" diyorduysa da o günlerde kaleme alınan bir er mektubu meselenin onun bildiği gibi olmadığını ortaya koyuyordu "Bu yaz, iki alayımızla Yemen’den buraya naklonulduk Yola koyulmamızdan dört ay sonra buraya ulaştık ki, Arabistan’ın cehennemî sıcağı Köprüköy’deki ayaz yanında nimet-i ilâhi imiş Burada çadırın perdesi buza kesmiş oğlak kulağı gibi kırılmakta ve kopmakta Bölük kumandanım, beni sıhhiyeye nakletmiş ise de, tabip ve ilaç yokluğundan çaresiz kalıp tekrar takımıma döndüm Akşam yaklaşınca Köprüköy’e civar dağlardan tipi boşanır Kumandanımız, gelecek cuma Başkumandan Enver Paşa Hazretleri’nin teftiş ve hücum için geleceğini müjdeledi O gelinceye kadar da yün içlik, çorap ve paltoların verileceğini ve Yemen yazlıklarını atacağımızı müjdeledi Allah, devlete ve millete zeval vermesin Başkumandan Paşa Hazretleri’nin gelmesi ile, Moskof’un kahrolacağından ve kâfirin, karşımızdaki tepelerde geceleri seyrettiğimiz ocaklı ve mutfaklı karargâhlarını ele geçireceğimizden subaylarımız çok emin Şafak söktüğünde 2059 rakımlı Kızkulağı Tepesi’nden Moskof obüs yağdırır ama şükrolsun, zafer bizim olacak Gece bastırdığında, tepelerdeki Moskof ocaklarının ateşi gözlerimizdeki ayazı tandır közüne tebdil eyler Başkumandan Paşa Hazretleri acele gelse ki, ateşe kavuşsak" O hayal edilen içlikler hiç gelmedi Paltolar da…

Üçüncü Ordu Komutanlığı vazifesini de üzerine alan Enver Paşa, 18 Aralık 1914 tarihinde, kıtalara, taarruz emrini verdi

Ve taarruz

Taarruza iştirak eden birliklerin büyük bir kısmı, özellikle Arabistan’dan geri çekilen ve Güneydoğu Anadolu’dan sevk edilenler, sıcak iklime alışık olup, teçhizatları yönünden kış şartlarına hazırlıksızdı Üçüncü Ordunun üç kolordusu (9, 10, 11 Kolordular), 24 Aralık 1914 günü -39 derece soğukta Büyük Sarıkamış Çevirme ve Kuşatma (İhâta) Harekâtına başladı Ayrıca, gerilla harbi yapan yarı resmi Türk çeteleri de, Ardahan’a hareket etti Üçüncü Ordudan bazı kıtalar, 24-25 Aralık gecesi, Sarıkamış’a ulaşmayı başardı Ancak, Allahü Ekber Dağlarını aşarken çetin zorluklar ve kış şartları sebebiyle gerek miktar, gerekse mevcut silahları yönünden çok zayiat ve kayıp verdiler

Sarıkamış harekatının en trajik yönü ise "harita" üstünden planlanırken yapılan "basit" bir hata idi… Zorlu kış koşullarında Allahu Ekber dağlarına tırmanan ordunun ani bir baskınla düşmanı ezmesi planlanmaktaydı Sarıkamış o sırtın arkasındaydı Ancak sırtı tırmanan askerler basit hatanın ne olduğunu gördüler Sarıkamış görünürlerde yoktu Çünkü 1/200000 ölçekli haritanın harekat planı yapılan Oltu Paftası’nda yer alan Sarıkamış yazısını yanlış okumuşlardı Haritacılık tekniğine göre orada Sarıkamış yazısının bulunması Sarıkamış’ın orada olduğu anlamına gelmiyor, sadece diğer paftada bulunan Sarıkamış’a giden yolu işaret ediyordu

On dört saatte Allahu Ekber Dağları’nı aşan orduda yapılan sayım kayıpların büyüklüğü hakkında fikir verir 150 askerden oluşan bölüklerin mevcudu 10-15’e düşmüştü Bazı bölükler tamamen telef olmuştu Tırmanışa başlamadan önce 10 binden fazla olan 30 Tümen’in şimdi 1400 civarında olması ise askerlerin savaşmadan katlolduğunu gösteriyordu Sağ kalan askerler ise yaşadıkları kısmi donmalar yüzünden kangren olma tehdidi altındaydı Askerler için torbaların dibinde atların dudaklarının ulaşamadığı arpa taneleri elde kalan son imkanlarıydı ve o günlerde ulaşabilecekleri tek sıcak yiyecek at tezekleriydi Bütün bunlara rağmen sağ kalan askerleri daha çetin bir düşman bekliyordu Her askerde yüzleri bulan bitlerin yaydığı tifüs hastalığı…

***

Alıntı Yaparak Cevapla