08-03-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlı Padişah Kızları – Sultanlar Ve Beşikalayı

Beşikalayı
Sultan tabiri Osmanlı Padişahlarının erkek evlatlarına, kızlarına, padişah validelerine hatta ailelerine kadar teşmil edilmiştir Bu ünvanın padişahların erkek erkek çocuklarında isim evveline kızlarında isim sonunda gelmesi adet olmuştu ilk osmanlı padişahlarınnın kızlarına hatun denilmekte iken Fatih Sultan Mehmet döneminden itibaren sultan denilmeye başlanmıştır
Sultanların doğumlarında bir takım merasimler tertip olunurdu Bunlardan ikisi Valida Sultan ile Sadrazamın göndermiş oldukları beşik, yorgan ve sırmalı örtü münasebetiyle yapılan beşik alaylarıdır
Çocuk doğunca padişah validesinin evvelce hazırlatmış olduğu beşik, sırmalı püşide denilen örtüsü ve yorganıyla merasim ve alayla Eskisaray' dan Yenisaray' a nakil olunurdu
Törene katılacak ağalara birgün öncesinden kethüda bey ve darüssaade ağası yazıcısı tarafından davetiyeler gönderilir, belirli saat de Eskisaray' da bulunmaları bildirilirdi
Ertesi gün davetliler hazır olduklarında Teşrifatçı, törenin başlaması için işaretini verirdi Bunun üzerine Valide Sultanın başağası beşiği, yorganı ve örtüyü Eskisaray' dan çıkararak Valide Sultan kathüdasına teslim ederdi Kethüda Bey de beşiği, Valide Sultan' ın kahvecibaşısına, yorganı ikinci kahveciye, beşikörtüsünü de üçüncü kahveciye teslim ederdi
Kahvecibaşılar kendilerine teslim edilen eşyaları sayıyla alırlar ve başlarının üzerlerine koyarlardı Bundan sonra harekete geçen alay Beyazıd, Divanyolu ve Ayasofya önünden geçerek Bab- ı Hümayun önüne gelirdi Çevredeki kalabalık alayı alkışlarla uğurlarken çocuğa ve babasına da uzun ömürlü olmaları için dua ederlerdi
Orta kapıya kadar atlar üzerinde ilerleyen ağalar, burada atlarından inerek iki sıra halinde dizilerek haremin araba kapısı önüne kadar gelirlerdi Burada kahvecibaşılar beşiği, yorganı ve beşik örtüsünü kapı önünde beklemekte olan Valide Sultan başağasına o da saygıyla alarak darüssaade ağasına teslim ederdi Darüssaade ağası devraldığı eşyaları harem ağaları ile birlikte içeri götürerek, bu işle görevli kadınlara teslim ederdi Daha sonra, törene katılan ağalara ve görevlilere rütbelerine göre padişah adına ihsanlarda bulunurdu
Doğumun altıncı gününde ise Sadrazamın beşik alayı töreni düzenlenirdi Bu alay Valide sultanınkinden daha göz kamaştırıcı ve daha kalabalık olurdu Bu sırada devlet erkanının aileleri de çocuğu görmek üzere davet olunurlardı
Sadrazam, sultan doğar doğmaz bir beşik, bir yorgan ve bir de beşik örtüsü yaptırır, hepsi de inciler, elmaslar, tırtıllar ve zümrütlerle donanırdı Doğumun beşinci günü törene katılacaklara davetiyeler gönderilir, belirli bir saat de Paşakapısında bulunmaları istenirdi
Ertesi gün belirlenen saat de Paşakapısı önünde, sadrazamın hazırlanan eşyaları Kethüda beye vermesiyle tören başlardı Kethüda bey de beşiği baş, yorganı ikinci çuhadara beşik örtüsünü ise mehter başına verirdi Bunların eşyaları saygıyla alıp başları üzerine koymasından sonra mehter takımının çaldığı marşlar ve ilahilerle alay harekete geçerdi
Başlara giyilen renkli kavuklar, sırtlardaki renkli kürkler ve kaftanlar, ayaklardaki sarı ve kırmızı çizmeler ve yemeniler beşik alayını yürüyen bir çiçek bahçesi haline getirirdi Yine bin bir emek sarf edilerek hazırlanan çiçek bahçeleri ve şeker kutuları nu renkli sahneyi daha da canlı ve muhteşem bir hale koyardı Mehterhanenin muazzam ritmi de insanları ayrı bir vecde getirirdi Alaya katılan ağaların heybetli görünüşleri, ağır başlı yürüyüşleri insana Niğbolu, Kosova, Varna ve Mohaç'tan hatıralar ve manzaralar yaşatır gibi olurdu
Valide beşik alayında olduğu gibi Divan yolundan geçilerek Bab-ı Hümayundan içeri girilir ve araba kapısı önünde alay sona ererdi Darüssaade ağası tarafından teslim alınan beşik takımı doğruca padişaha götürülür ve gösterilirdi Padişah beşik takını gördüktan sonra hareme yollardı
Lohusanın yattığı oda Valida Sultan, Sultanlar, kadınefendiler, ikballer ve davetli kadınlarla dolup boşalırdı Valide Sultan yanında sultanlar olduğu halde yüksekçe bir divanda otururdu Misafirler ise peykelere yerleştirilmiş minderler ve yastıklar üzerinde dinlenirlerdi Sadrazamın gönderdiği beşik takımının gelmesiyle hep birden ayağa kalkarlardı
Beşik takımı odanın ortasına gelince Valide Sultan üzerine bir avuç altın atar onu diğerleri takip ederlerdi Orada bulunan ebe, dualar okuyarak çocuğu yeni gelen beşiğe koyar ve üç defa sallardı Sonra çocuğu beşikten çıkararak kucağa alırdı O zaman davetli kadınlar, getirmiş oldukları değerli taşları ve kumaşları beşiğin üzerine koyarlardı Bunların hepsi ebenin olurdu
Davetli kadınlar haremde üç gün misafir edilirler, cariyelerin de katılmasıyla çeşitli eğlenceler tertiplenir, hoşça vakitler geçirilirdi Ayrıca davetlilere padişah tarafından hediyeler gönderilmesi de usuldendi
Tarih ve Düşünce Dergisi'nden alınmıştır
|
|
|