Konu
:
Atatürk'ün Tabutunun Açılması
Yalnız Mesajı Göster
Atatürk'ün Tabutunun Açılması
08-03-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Atatürk'ün Tabutunun Açılması
Atatürk
’ün Tabutunun Açılması
K
efen sıyrıldı ve özel solüsyonla ıslatılmış pamuk kitlesi kaldırılınca Ata’nın yüzü ortaya çıktı
Derisi kahverengi bir hal almış ama hatları bozulmamıştı
Sanki uyuyordu…8 Kasım 1953 Pazar gecesi saat 23
00′da Prof
Dr
Kamile Şevki Mutlu’nun ev telefonu çaldı
Prof
Mutlu Ankara Tıp Fakültesi Histoloji ve Ambriyoloji Kürsüsü Başkanı’ydı
Patalogdu
Arayan ise Ankara Valisi Kemal Aygün’dü
Aygün “Hocam” dedi “10 Kasım günü Atamızın naaşını Anıtkabir’e taşıyacağız
Bunun için bir komite kurduk
Naaşı geleneklere uygun olarak toprağa defnedeceğiz
Ancak bozulmadan korunduğunu belgelemek için muayene etmenizi rica ediyoruz
”Prof
Mutlu önce reddetti
Mutlu o sırada 40 derece ateşle yatıyordu
Hastalığını gerekçe göstererek bu görevi bir başka meslektaşının yapmasını rica etti
Ancak Vali Aygün ısrarcıydı: “
Ben sizi sarar sarmalar götürürüm bu tarihi bir görev
” dedi
Mutlu kabul etti ve 9 Kasım sabahı Etnografya Müzesi’ne gitti
Başbakan Adnan Menderes oradaydı
Meclis Başkanı Refik Koraltan ve eski başkan Abdülhalik Renda da… Mutlu görevden affını istemekle ne büyük hata ettiğini o zaman anladı
Gerçekten tarihi bir tanıklıktı bu…
A
ta’nın gül ağacından tabutu 4 Kasım günü geçici kabrinden çıkarılıp müzenin holündeki mermer katafalka konulmuştu
Bir hafta boyunca sırayla öğrenciler subaylar ve generaller katafalk başında nöbet tutmuştu
Nihayet tabutun açılma günü gelip de komite üyeleri tamam olunca Prof
Kamile Mutlu “Başlayın” talimatını verdi
Bunun üzerine tabutun vidaları söküldü
Tahta tabutun içinde madeni bir sanduka bulunuyordu
Bu sandukada gaz birikmiş olma ihtimali düşünülerek önce bir burgu ile delik açıldı
Gaz ya da koku çıkmadı
Sanduka talaş doluydu
Sandukanın içi muhafaza solüsyonu ile ıslatılmış tahta talaşı doluydu
Bu talaş naaşın ayak yönüne doğru toplandı
Talaşın arasında ağzı kapalı ve içi sıvı dolu bir şişe bulundu
B
u cesedi muhafaza için kullanılan solüsyondan bir numuneydi
Üzerinde terkibi yazılıydı
Ata’nın naaşı beyaz kefene sarılmış sonra kahverengi bir muşambayla kaplanmıştı
Sargıları açmaya başladılar
Herkes nefesini tutmuştu
Çünkü “Naaş çürüyüp bozulmuş çıkan gazlar tabutu patlatmış nöbetçi er kokudan bayılmış” diye bir sürü söylenti geziniyordu
Ve 15 yıl sonra ilk kez Ata’nın yüzünü göreceklerdi
Kefenin sargıları aralanınca Prof
Kamile Şevki Mutlu orada bulunanların yardımıyla katafalka çıktı ve
Atatürk
’ün yüzüne baktı
Ata’nın derisi kahverengi bir hal almış ama yüz hatları bozulmamıştı
Menderes sapsarı olmuştu Prof
Mutlu gördüğü tabloyu daha sonra şöyle anlatacaktı: ”Yüzünü örten ıslak pamuk kitlesi kaldırılınca Ata’nın heykel gibi duran yüzü ile karşılaştım
Uzun sarı saçlarından ince bir tutam sol göz kapağının üzerine düşmüştü
Atatürk
Dolmabahçe Sarayı’ndaki yatağında uyuyor gibiydi
”
P
rof
Mutlu kenarda bekleyen komite üyelerini tabutun başına çağırdı
Onlar da tek tek tabutun içine baktılar
En başta Başbakan Adnan Menderes vardı
Koyu renk takım elbisesi içindeki Menderes de yanındakilerin yardımıyla katafalka çıktı ürkek bir şekilde aşağı tabuta doğru baktı
O an ne olduğunu Prof
Kamile Mutlu’dan aktaralım: “Menderes çok heyecanlandı
Rengi sapsarı oldu
Bir de baktım ki müzenin kapısına doğru gidiyor
Atatürk
’ün yüzüne bakmadı
Tahmin ediyorum kendinde o kuvveti bulamadı
En sona Abdülhalik Renda kalmıştı
O da Ata’yla karşı karşıya gelir gelmez tabutun yanına yığılıverdi
Salondaki herkes
Atatürk
’ü tek tek gördükten sonra naaş tekrar solüsyonla ıslatıldı
Ata’nın başı pamuklarla örtüldü ve vücudu beyaz kefenle sarıldı
B
u sırada bir komiser orada görevli adli tıp doçenti Dr
Cahit Özen’in yanına yaklaşıp avucunda taşıdığı bir kâğıdı gösterdi ve şöyle dedi:”Bu kâğıdı
Atatürk
’ün hemşiresi Makbule Hanım gönderdi
Kefenin içine
Atatürk
’ün göğsü üstüne konmasını istiyor
”Doç
Özen kâğıda bir göz attı
Eski Türkçe bir şeyler yazılıydı
“Böyle bir kâğıdı
Atatürk
kabul etmez
Bize kızar darılır” dedi
Komiser kâğıdı katlayıp cebine koydu ve uzaklaştı
Bütün işlemler bittikten sonra salonda bulunanlar naaşın iki yanından geçip hep bir ağızdan besmele çektiler ve cesedi yeni tabuta yerleştirdiler
Bu tabut da 15 yıl içinde yattığı büyük gül ağacı tabutun içine konuldu
Üzeri bayrakla örtüldükten sonra kapağı kapatıldı
Ve 10 Kasım sabahı Ata’nın naaşı 15 yıl önce onu Dolmabahçe’den Ankara’ya taşıyan top arabasına yerleştirilip son durağı olacak Anıtkabir’e taşındı
Artık ebediyen orada kalacaktı…
A
tatürk
’ün tabutu Menderes’in huzurunda açılmıştı Ata’nın 15 yıl Etnografya Müzesi’nde bekletilen naaşı 12 askerin omuzları üzerinde oradan alınmış ve 136 asteğmenin çektiği bir top arabası ve matem marşı eşliğinde Anıtkabir’e taşınmıştı
Radyodan naklen yayımlanan o görkemli tören en az 15 yıl önceki kadar hüzünlüdür
Ancak o törenden hemen önce yaşananlar tarihçilerin pek ilgisini çekmemiştir
Bilindiği gibi Anıtkabir yapılana dek
Atatürk
’ün naaşının korunabilmesi için “tahnit” denilen bir işlem yapılmıştı
Gülhane Patolojik Anatomi profesörü Dr
Lütfi Aksu tarafından gerçekleştirilen bu işlem sırasında naaşa şırıngayla özel bir formül enjekte edilmiş ve üzerine formüllerin yapıştırıldığı iki küçük ilaç şişesi Ata’nın koltuk altlarına yerleştirilmişti
Bu işlem sayesinde Ata’nın naaşı da -diyelim bugün Lenin’in mozolesinde olduğu gibi -öldüğü günkü haliyle korunabilirdi
A
ncak İslam dini ölünün defnini şart koştuğundan geçici tahnitin bozulması şarttı
Nakilden önce bu işlem için bir komite kuruldu
O komite törenden bir gün önce Başbakan Adnan Menderes’in huzurunda
Atatürk
’ün tabutunun açılmasını kararlaştırdı
Tabut açılınca tahnit bozulacak ve ceset çürümeye başlayacaktı
Bir başka deyişle
Atatürk
’ün (mumyalanmış gibi) korunmuş naaşını son görenler o törene katılanlar olacaktı
Atatürk
’le ilgili belgesel çalışmaları sırasında o törene katılanların bir kısmıyla konuşmuştuk
Bu yazıda yer alan bilgilerin bir kısmı o tanıklıklara önemli bir bölümü ise değerli
Atatürk
araştırmacısı Prof
Dr
Utkan Kocatürk’ün Prof
Dr
Kamile Şevki Mutlu ile yaptığı sohbetten aktardıklarına dayanıyor
Ata’nın yarım asır önceki son yolculuğu sanırım bu ayrıntılarla daha da ilginç bir boyut kazanıyor
Atatürk
’ü son görenler anlatıyor: ‘
Yüzünde iki günlük sakal vardı
’
O
sman Ersoy ve Halide İntepe 10 Kasım 1953′te Etnografya Müzesi’nde asistan olarak çalışıyorlardı
O yüzden 50 yıl önceki o töreni ve tabutun içindeki
Atatürk
’ü son kez görme fırsatı buldular
İzlenimlerini şöyle anlattılar
:
O
sman Ersoy
: “Sağlığında görmemiştim
Atatürk
’ü… Korkunç heyecanlıydım
Biz çalışanlar asistanlar memurlar sıra ile katafalka çıktık
Oldukça sararmış ve küçülmüş bir çehre… Bir iki günlük sakalı vardı
Kaşları fevkalade iyi şekilde fark ediliyordu
”
H
alide İntepe
: “Tabut kapanmadan en son gittim baktım
Başı yana doğru eğikti
Yüzü hiç bozulmamıştı
Azıcık sakalları çıkmıştı
Hani insan hasret giderek ölürse gözleri aralık kalırmış ya öyle aralıktı gözleri… Ama bir ölü yüzü yoktu
Uyuyor gibiydi
”
Kızkardeşi Makbule Hanım Naaşın Başında
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul