Yalnız Mesajı Göster

Allah'a Havale Edince

Eski 08-03-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Allah'a Havale Edince




Allah'a Havale Edince



ZAMAN OLUR olayların üstesinden gelemezsiniz Bo*yunuzu, boynunuzu ve gücünüzü aşar, imkânınızı zorlar, eliniz ayağınız tutulur Bir yerde çaresiz kalırsınız




Yüzde yüz haklısınız, sonuna kadar doğrusunuz Bir şey*ler yapmak istersiniz, bir karşılık vermeniz gerekir Melül mahzun bakakalmak içten içe sizi bitirir




Iraklı Fuzûlî'nin yakındığı gibi,




"Dert çok, hemdert yok; düşman kavi, talih zebûn"




Derdinizi kime açacaksınız, şikâyetinizi kime ileteceksi*niz, hakkınızı kim savunacak, kim alacak?


Ümitsiz, sönük, el avuç ovuşturup bekleyecek misiniz?


Yoksa sizden daha güçlü, herkesten daha kuvvetli, herke*sin hakkından gelen birisine mi havale etmek gerekiyor?




• ••




İbrahim Hakkı Hazretleri yedi yaşında annesini kaybe*der Dokuz yaşına geldiğinde iyi bir eğitim alması için Tillû'ya götürürler, ilim ve mâna büyüğü İsmail Fakîrullah Hazretlerine teslim ederler




Hocası genç İbrahim Hakkı'nın eline bir testi vererek çeşmeye gönderir Testiye suyu doldururken bir atlı yanaşır:




"Çekil bakayım Önümden be çocuk!" diye İbrahim Hak-kı'yı azarlayarak bir tarafa iter ve atını çeşmeye sürer




İbrahim Hakkı testisini alıp bir kenara çekilmeye uğraşır*ken atını mahmuzlayan adam, onu bir köşeye sıkıştırır İb*rahim Hakkı testisini yere bırakır, canını kurtarmak zorunda kalır Bu esnada at da üzerine basıp testiyi kırar




Ağlayarak hocasının huzuruna gelir Hocası:




"Ne oldu evladım, neden ağlıyorsun?" diye sorar




"Efendim, çeşmede su alırken bir atlı geldi, atını üzerime sürdü Can havliyle kendimi kurtarmaya çalışırken testimi de atına tepeletip kırdı"




"Testini kıran atlıya sen bir şey söyledin mi?




"Hayır," der, "hiçbir şey söylemedim"




Hocası, "Çabuk git ve o adama bir-iki laf söyle" der




İbrahim Hakkı gider, çeşmenin başında atını tımar etme*ye çalışan adamın yanına varır bekler Fakat bir türlü ağzını açıp da,




"Testimi niye kırdın be zâlim adam?" diyemez




Az sonra döner, hocasının huzuruna gelir




Fakîrullah Hazretleri sorar:




"Atlıya bir şey söyleyebildin mi?"


İbrahim Hakkı boynunu büker, yere bakarak, "Söyleyemedim efendim Bir şeyler demeye niyet ettim, ama bir türlü ağzımı açıp da ağır bir söz sarf edemedim"




Hocası sinirlenir:




"Sana diyorum, çabuk git ve o adama bir şeyler söyle, karşılık ver, yoksa sonu felâket olur"






İbrahim Hakkı kesin emir almıştır, bu sefer kararlıdır Çar çabuk çeşmenin başına varır Bir de ne görsün, testisini kıran adamı, atı attığı çiftelerle çeşmenin havuzuna yuvarlamış, cansız yatmaktadır


Büyük bir korku ve heyecan içinde koşarak gelir, vahim durumu hocasına haber verir




Hocası bu duruma çok üzülür ve,




"Vah vah! Bir testiye bir adam ha! Üzüldüm buna doğru*su!" der




Huzurda olanlar söylenenlerden bir şey anlamadıklarını söyleyince, Fakîrullah Hazretleri durumu şöyle açıklar:




"O atlı adam, İbrahim Hakkı'ya zulmetti Zulme uğrayan kişi de tek kelimeyle olsun karşılık vermedi ve zâlimi Al*lah'a havale etti Yapılan bu zulüm de Allah'ın gayretine do*kundu ve zalimi cezalandırdı




Şayet İbrahim Hakkı da onun zulmüne karşılık verip, ona bir şeyler söyleyecek olsaydı, ödeşeceklerdi






Fakat İbrahim, büsbütün mazlum durumuna düştü Ben ise ödeştirmek için uğraştım, maalesef muvaffak olamadım"




Firavun'un zulmüne maruz kalan Kur'ân'ın "mü'min" olarak anlattığı kimse de Kur'ân lisanıyla kendine zulme*denlere şöyle sesleniyordu:






"Size söylediklerimi yakında hatırlayacaksınız Ben işimi Allah'a havale ediyorum Şüphesiz ki Allah kullarını hakkıy*la görür




"Allah o mü'mini onların tuzaklarından korudu Firavun ehlini ise azabın en kötüsü kuşatıverdi" (Mü'min Sûresi, 44- I 45)




Yazar: Mehmed Paksu

Okunma: 929

Kategori: Kıssadan Hisse

Etiketler: Mehmed Paksu-İman Hayata Geçince , Allah'a Havale Edince | 02

Alıntı Yaparak Cevapla