Prof. Dr. Sinsi
|
Sistemlerin Değişmeleri
mustafa kemal öfkesinden silahına sarılmış, Ali şükrü de silahını çekmişti (yalan söyleyen tarih utansın, Mustafa müftüoğlu)
lozan daki başarısızlıklar, savaşta kazanılanların masada verilmesi hani şu son dönemlerde biten, ve bu maddenin bitiminden önce yer altı ve yerüstü kaynaklarının kullanılamaması varya bu ismat paşanın lozan da imzaladığı antlaşmanın maddesidir ama osmanlı zamanında kalma antlaşma olarak anlatılıyor değil mi bizlere
mecliste yaşanan bu olaydan sonra Ali şükrü evinden meclise giderken ortadan kayboldu diğer lazistan milletvekili ziya hurşit Ali şükrünün siyasi bir cinayete kurban gitmiş olabileceğini söylüyordu
Ali şükrüyü öldürenin topal osman olduğu ortaya çıktı Ali şükrünün cesedi bir kaç gün sonra topal osmanın çankayadaki karargahının yakınlarında toprağa gömülü olarak bulundu topal osmanın karargahı top ateşine tutuldu topal osman öldürüldü ziya hurşit, topal osmanın öldürülmesini; izlerin ortadan kaldırılması olarak yorumladı ve Ali şükrünün ölümünden mustafa kemali sorumlu tuttu (yalan söyleyen tarih utansın, Mustafa müftüoğlu)
Ali şükrü ortadan kayboldu, bir kaç gün sonra topal osmanın karargahının yakınlarında cesedi bulundu bugün o kadar iletişime araştırmaya rağmen bile bir kaç gün içinde bulunamıyor cesedler mustafa kemal Ali şükrüyü öldürttürüyor, topal osmanı da ortadan kaldırıyor eski büyükler derler ki; topal osman öldürülmeseydi, mustafa kemalin yerine topal osman konuşulacaktı mustafa kemal bir taşla iki kuş vuran, ve önündeki engelleri kaldırarak, kendi saltanatını kuRabilmek için engel teşgil edenleri öldüren mustafa kemal
mustafa kemal meclisin dağılacağını ve seçime gidileceğini, arkasından da halk fırkasının kurulduğunu açıkladı meclis dağıtıldı, halk fırkası (partisi) örgütlendi mustafa kemal partinin de başkanı oldu milletvekilleri mustafa kemalin parti başkanlığından istifa etmesi gerektiğini söylediler çünkü hem devlet başkanı, hem de parti başkanı olunmamalıydı mustafa kemal milletvekillerini tersledi
yeni yönetim şeklinde partiler değil, (tek) parti olacaktı bu da mustafa kemalin partisiydi
bu gelişme üzerine silah arkadaşları mustafa kemalden uzaklaşarak rauf beyin önderliğinde toplandılar mustafa kemalin etrafında sadece ismet paş ve fevzi paşa kaldı
tahmin edileceği gibi halk fırkası her yerde seçimi kazandı! milletvekili seçilenler mustafa kemalin onayı ile seçildi halk fırkasının seçim bildirgesi 6 maddesinde ‘’ordu mensuplarının refahlarını sağlamak esastır’’ deniliyordu (yalan söyleyen tarih utansın, Mustafa müftüoğlu)
gerçekte dikdatör olup, şimdiki biz gafillere olağanüstü özelliklerle anlatılan mustafa kemal milletvekillerini bile kendisi seçen mustafa kemal ordu halkı korumak yerine, halk ordu için çalışacak ve şimdikilerin yaptığı gibi bu refah sistemini kuran mustafa kemale tapacak
yeni meclis toplandı çok sesliliğin olmadığı bir meclisti asker milletvekillerinin sayısı birinci meclise göre yüzde 20ye çıkmıştı tüm ordu ve kolordu komutanları milletvekili seçilmişti buna rağmen yine de mustafa kemale muhalif yok değildi ve özgür bir oylamada milletvekillerine cumhuriyeti kabul ettirmek mümkün görünmüyordu
fevzi paşa mecliste, ordunun son askerine kadar mustafa kemalin yanında olduğunu söyledi (yalan söyleyen tarih utansın, Mustafa müftüoğlu)
lafta halkın seçme ve seçilme hakkı bulunduğu iddia edilen cumhuriyet, gerçekte askeriye ve dikdatörlükle kurulan bir sistem
mustafa kemal hükümeti istifa ettirdi ortalık yeniden karıştı meclis yeni hükümeti kuramıyordu işte bu sırada mustafa kemal ‘’böyle gitmemeli, yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz’’ dedi
29 ekim günü ‘’bu koşullar altında hükümet kurmak imkansız türkiyenin bir cumhuriyet olmasına, başında da bir cumhurbaşkanı olmasına karar verdim ’’ (yalan söyleyen tarih utansın, Mustafa müftüoğlu)
baş olabilmek adına, cumhurbaşkanı olabilmek adına sistemi değiştiren ve herşeye kendi karar veren mustafa kemal
oysa milletvekilleri mustafa kemali, hükümeti kursun diye çağırmışlardı o rejimi değiştiriyordu (yalan söyleyen tarih utansın, Mustafa müftüoğlu)
baş olabilmek adına, vahdettin nizamiye nazırlığını vermedi diye, makam sevdasına dikdatörlükle hükmeden mustafa kemal bir de anlatırlar ya, kurtuluş savaşından sonra hala bazı gericiler saltanat yanlısı, padişah taraftarıydı diye padişah vahdettinin emriyle hareket edip, padişahın fermanıyla savaştıkları için böyler düşünüyorlardı
önce cumhuriyet ilan edildi oylamaya meclisin yüzde 52 7’si katılmadı arkasından cumhurbaşkanlığı seçimine gidildi tek aday mustafa kemaldi 334 milletvekilinin 158’i oylamaya katıldı, geri kalan 176 üye ise; ne cumhuriyetin oylamasına nede cumhurbaşkanı seçimine katılmamıştı
bu durumda mustafa kemal hem meclis başkanı, hem cumhurbaşkanı, hem halk partisinin başkanıydı başkomutandı cumhurbaşkanı olduğu için hükümetide kendisi atayacaktı (yalan söyleyen tarih utansın, Mustafa müftüoğlu)
yani mustafa kemalin kendi saltanatı herşey elinde ne isterse, kimi dilerse o şekilde olacak her şey onun istediği şekilde yapılacak ama halk seçiyor sözde
1924de değiştirilen anayasa gereği mustafa kemal her dört yılda bir; 1927,1931 ve 1935 de tek aday olarak cumhurbaşkanı seçildi fakat yinede meclisin tamamnın oyunu alamadı
1927de 335 üyenin 288inin, 1931de 351 üyenin 289unun, 1935 de de 444 üyeden 386sının oyunu aldı mustafa kemal işte böyle cumhurbaşkanı oldu (yalan söyleyen tarih utansın, Mustafa müftüoğlu)
29 ekim günü mustafa kemalin fransız yazarı maurice pernot’a verdiği demeç paşa, o gün revue des deux mondes için meclis başkanı sıfatıyla verdiği son demecinde şöyle diyor:
osmanlı imparatorluğu, batıya karşı elde ettiğimiz başarılardan çok gururlanarak kendisini avrupa uluslarına bağlayan bağları kestiği gün düşüşe başlamıştır bu bir hataydı bunu tekrar etmeyeceğiz bizim vücutlarımız doğuda ise de düşüncelerimiz batıya dönüktür memleketimizi çağdaşlaştırmak istiyoruz bütün çalışmalarımız türkiyede; çağdaş, bu sebeble batılı bir hükümet oluşturmaktır uygarlığa girmek arzu edip de batıya yönelmemiş millet hangisidir (yalan söyleyen tarih utansın, Mustafa müftüoğlu)
|