Yalnız Mesajı Göster

Cennette İlgili Ayetler Ve Hadisler

Eski 08-03-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Cennette İlgili Ayetler Ve Hadisler




Cennet ehlinin bir çarşısı vardır Her Cuma oraya gelirler Derken kuzey rüzgarı eser, elbiselerini ve yüzünü okşar Bunun tesiriyle hüsün (güzellik) ve cemalleri (yüz güzelliği) artar Böylece ailelerine, daha da güzelleşmiş olarak dönerler Hanımları:

"Vallahi, bizden ayrıldıktan sonra sizin cemal ve güzelliğiniz artmış!" derler Erkekler de:

"Sizler de Allah'a kasem (yemin) olsun, bizden sonra çok daha güzelleşmişsiniz" derler [(Müslim), Kütüb-i Sitte-14, s 433/16]

İman edip salih amellerde bulunanlar, Biz onları altından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetlere sokacağız Bu, Allah'ın gerçek olan va'didir Allah'tan daha doğru sözlü kim vardır? (Nisa Suresi, 122)

Eğer cennet ehli kadınlarından bir kadın yer ehline görünseydi, dünyayı ve içindekileri aydınlığa boğar ve ikisinin arasını da güzel koku ile doldururdu [(Tirmizi), Büyük Hadis Külliyatı-5, s 409/10095]

Ünlü İslam alimi Bediüzzaman Hazretleri ise kendisine hadislerde tarif edilen bu güzelliğin nasıl olduğu sorulduğunda şöyle cevap vermiştir:

Manası pek güzeldir ve güzelliği pek şirindir Şöyle ki: Şu çirkin, ölü, camid (donuk, cansız) ve çoğu kışır (kabuk, dış görünüş) olan dünyada; hüsün (güzellik) ve cemal (yüz güzelliği), yalnız göze güzel görünüp ülfete (alışkanlık) mani olmazsa yeter Halbuki güzel, hayattar (canlı), revnakdar (göz alıcı güzellik), bütün kışırsız (kabuksuz), lüb (öz) ve kabuksuz iç olan cennette; göz gibi bütün insanın duyguları, latifeleri (hoş sözleri) cins-i latif (yumuşak, hoş) olan hurilerden ve huriler gibi ve daha güzel, dünyadan gelme cennetteki nisa-ı dünyeviyeden (dünya kadınlarından), ayrı ayrı hissi-i zevklerini, çeşit çeşit lezzetlerini almak isterler Demek huriler cennetin aksamı (bölümleri) ziynetinden yetmiş tarzını, bir tek cinsten olmadığından birbirini setretmeyecek (örtmeyecek, kapatmayacak) surette giydikleri gibi; kendi vücutlarından ve nefis ve cisimlerinden, belki yetmiş mertebeden ziyade ayrı ayrı hüsün (güzellik) ve cemalin (yüz güzelliği) aksamını (bölümlerini) gösteriyorlar [Sözler, s 469-470]

Orada muazzam köşkler, geniş nehirler, bol ve olgun meyveler, güzel ve dilber zevceler (kadın, eş), ebedi pek çok ve renkli güzel elbiseler vardır Orası yüksek, güzel ve selim yurtlardan parlak hayat sürülen bir yerdir [Ramuz el-Ehadis-1, s 170/1]

Onların içinde herhangi bir şeyi eksik olan kimse yok ki karşılaştığının üzerinde gördüğü süs elbiselerinden dolayı rahatsız olsun Sözünün sonu gelmeden üzerinde daha güzel bir kıyafet bürünür [Tezkireti'l Kurtubi, s 325-326/563]

Ve sabretmeleri dolayısıyla cennetle ve ipekle ödüllendirmiştir
(İnsan Suresi, 12 )

Cennet ehlinin giyecekleri de en rahat edecekleri şekilde yaratılmıştır Giyilen kıyafetler, cennetteki kusursuzluk ve güzellik içinde hiçbir rahatsızlığa sebep olmaz Dünyaya ait eksiklikler -kıyafetin solması, kırışması, kirlenmesi, eskimesi vs- de cennette yoktur Ayrıca cennette kıyafetlerin kumaşlarının dokunması, dikilmesi gibi hazırlık aşamaları da söz konusu değildir Cennette Allah'tan bir nimet olarak herşey her zaman en mükemmel şekliyle hazırdır Cennetteki müminlerin kıyafetleri ile ilgili haber verilen diğer detaylar şöyledir

Cennetin giyecekleri dokunmaz Cennetin meyveleri yarılır da ondan elbise çıkar [Tezkire-i Kurtubi-1, s 21]

Cennette hurma ağaçlarının dalları yeşil zümrüttür Budakları kırmızı altındır Yaprakları cennet ahalisi için giyecek kıyafetleridir Onun bir kısmı kısa (iç) elbiseleri, bir kısmı da içi astarlı dış elbiseleridir [Tezkireti'l Kurtubi, s 314]

Üzerinde yetmiş kat elbisesi olur En aşağısı Tuba ağacından yapılmış, gelincik çiçeği gibi [Ramuz el-Ehadis-1, s 99/8]

Onların üzerinde hafif ipek ve ağır işlenmiş atlastan yeşil elbiseler vardır (İnsan Suresi, 21)

Allah onlar için, süresiz kalacakları, altından ırmaklar akan cennetler hazırladı İşte büyük ?kurtuluş ve mutluluk? budur
(Tevbe Suresi, 89)

Şüphesiz iman edip salih amellerde bulunanlara gelince; onlar için altından ırmaklar akan cennetler vardır İşte büyük 'kurtuluş ve mutluluk' budur (Büruc Suresi, 11)

Çeşit çeşit 'inceliklere ve güzelliklere' (veya her türden sık ağaçlara) sahiptirler (Rahman Suresi, 48)

Cennette öyle bir ağaç var ki bir süvari gölgesinde yetmiş yahut da yüz sene gider (de bitiremez) O huld -ebedilik- ağacıdır Cennette bir ağaç var ki, bir kimse dört yaşına girmiş bir dişi deve yavrusuna yahut da beş yaşına girmiş olan bir dişi deveye binmiş olsa da sonra ağacın dip tarafındaki gövdesini dönmeye başlasa hareket ettiği yere ulaşmadan deve ihtiyarlayarak düşer Onun taze dalları cennet surlarının ötesindekilere ulaşmaktadır Cennetteki her ırmak muhakkak o ağacın dibinden çıkmaktadır [Tezkireti'l Kurtubi, s 311/513]

Kendileri ve eşleri, gölgeliklerde, tahtlar üzerinde yaslanmışlardır
(Yasin Suresi, 56)

Cennette bir ağaç vardır ki, binekli bir kimse yüzyıl gölgesinde yürüse onu katedemez İsterseniz şu ayeti okuyun: "Daimi gölgededirler, çağlayıp duran su başlarındadırlar" [(Tirmizi), Kütüb-i Sitte-14, s 427/9]

İman edip salih amellerde bulunanları, altından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetlere sokacağız Onda onlar için tertemiz kılınmış eşler vardır Ve onları, 'ne sıcak-ne soğuk, tam kararında gölgeliğe' sokacağız (Nisa Suresi, 57)

Kuran'da "gölge içinde olmak"tan bir cennet nimeti olarak şöyle bahsedilir:

İman edip salih amellerde bulunanları, altından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetlere sokacağız Onda onlar için tertemiz kılınmış eşler vardır Ve onları, 'ne sıcak-ne soğuk, tam kararında gölgeliğe' sokacağız (Nisa Suresi, 57)

Takva sahiplerine vaat edilen cennet; onun altından ırmaklar akar, yemişleri ve gölgelikleri süreklidir Bu korkup-sakınanların (mutlu) sonudur, inkar edenlerin sonu ise ateştir (Rad Suresi, 35)

Kendileri ve eşleri, gölgeliklerde, tahtlar üzerinde yaslanmışlardır (Yasin Suresi, 56)

Şüphesiz muttaki olanlar, gölgeliklerde ve pınar-başlarındadır; (Mürselat Suresi, 41)

Orada tahtlar üzerinde yaslanıp-dayanmışlardır Orada ne (yakıcı) bir güneş ve ne de dondurucu bir soğuk görürler (İnsan Suresi, 13)

Cennette bir ağaç vardır ki, binekli bir kimse yüzyıl gölgesinde yürüse onu katedemez İsterseniz şu ayeti okuyun: "Daimi gölgededirler, çağlayıp duran su başlarındadırlar" [(Tirmizi), Kütüb-i Sitte-14, s 427/9]

Tuba cennette bir ağaçtır Büyüklüğü yüz yıllık yer tutar Ve cennet elbiseleri de onun tomurcuklarından yapılır [Ramuz el-Ehadis-2, s 313/7]

Orada taptaze-meyveler onların ve istek duydukları herşey onlarındır Çok esirgeyen Rabb'dan onlara bir de sözlü "Selam" (vardır)
(Yasin Suresi, 57-58)

Tuba ağacı benzersiz özelliklere ve görülmemiş bir genişliğe sahiptir Bunun yanı sıra dünyadaki sebeplerin geçerli olmadığı cennet ortamında cennet elbiselerinin de bu ağaçtan yapıldığı ifade edilmektedir Başka hadislerde de Peygamberimiz (sav)'in cennetteki ağaçlarla ilgili tarifleri ise şöyledir:

Cennet ağaçlarının dip gövdesi inci ve altın, yukarısı da meyvedir [Tezkireti'l Kurtubi, s 315/523]

Cennette hiçbir ağaç yoktur ki gövdesi, altından olmasın [(Tirmizi), Kütüb-i Sitte-14, s 427/10]

Bu ağaçların dalları kurumaz, yaprakları dökülmez, suyu kaybolmaz, meyvesi tükenmez [İlahi Dinlerde Cennet İnancı, s 54]

Cennet ırmakları, misk dağlarının yahut da misk tepelerinin altından çıkar [Tezkireti'l Kurtubi, s 307/501]

Cennette, bal denizi, şarap denizi, süt denizi ve su denizi bulunmaktadır Diğer nehirler bunlardan çıkacaktır [(Tirmizi), Büyük Hadis Külliyatı-5, s409/10097]

"Bembeyaz; içenlere lezzet (veren bir içki) Onda ne bir gaile vardır, ne de kendilerinden geçip, akılları çelinir" (Saffat Suresi, 46-47)

Takva sahiplerine va'dedilen cennetin misali (şudur): İçinde bozulmayan sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenler için lezzet veren şaraptan ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır ve orda onlar için meyvelerin her türlüsünden ve Rablerinden bir mağfiret vardır (Muhammed Suresi, 15)

"kaynaktan (doldurulmuş) kadehlerle çevrelerinde dolaşılır" (Saffat Suresi, 45) şeklinde buyurmaktadır Müminler için cennette "sonu misk olan, karışımı tesnimden, mühürlü, katıksız bir şarap" (Mutaffifin Suresi, 25-27) hazırlanmıştır (Tesnim: Cennetteki çeşmelerden birinin adıdır)

Cennetin dikilecek ağaçlarını çok ekin Zira onun suyu tatlı, toprağı güzeldir [Ramuz el-Ehadis-1, s 72/14]

Cennet binalarının bir tuğlası altın, bir tuğlası gümüş, harcı misk, çakılı inci ve yakut ve toprağı da safrandır [Ramuz el-Ehadis-1, s 200/6]

Gerçekten iman edip salih amellerde bulunanlar ise; onlar için nimetlerle-donatılmış cennetler vardır (Lokman Suresi, 8)

Takva sahiplerine va'dedilen cennetin misali (şudur): İçinde bozulmayan sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenler için lezzet veren şaraptan ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır ve orda onlar için meyvelerin her türlüsünden ve Rablerinden bir mağfiret vardır (Muhammed Suresi, 15)

Allah Teala cennet ehlini cennette iskan ettiğinde, geriye geniş bir mekan kalır Allah Teala oraya, her biri, yaratıldığından sona ereceği güne kadarki dünyadan daha büyük olan, üç yüz altmış alemi iskan eder [Ramuz el-Ehadis-1, s 30/5]

Rabbiniz'den olan mağfiret ve eni göklerle yer kadar olan cennete (kavuşmak için) yarışın; o, muttakiler için hazırlanmıştır (Al-i İmran Suresi, 133)

Ehli cennet kadınlarından bir kadın yeryüzüne baksa, misk kokusundan yeryüzü dolar ve yüzünün nuru Güneş ve Ay'ın ziyasını bastırırdı [Ramuz el-Ehadis-2, s 355/5]

Eğer bir huri parmaklarından birini dünyaya gösterse (yer-gök ehli) her can sahibi, onun kokusunu duyardı [Ramuz el-Ehadis-2, s 355/4]

Cennetin kokusu beş yüz yıllık yerden duyulur Cennetin bu kokusunu ahiret ameli ile dünyayı talep eden kimse duyamaz [Ramuz el-Ehadis-1, s 292/3]

Peygamberimiz (sav) " gıdalardan kokuların en hoşu, en güzeli hasıl olur" hadisiyle de cennet yiyeceklerinin kokularındaki güzelliği haber verir [Kütüb-i Sitte-14, s 448/3]

Derken şimal (kuzey) rüzgarı eser de onları yüzlerine ve elbiselerine en güzel koku nevilerini serper [Tezkireti'l Kurtubi, s 325/562]

Allah onlardan razı oldu, onlar da O'ndan razı olmuşlardır İşte büyük 'kurtuluş ve mutluluk' budur" (Maide Suresi, 119)

Muhakkak ki kına (boyası ve kokusu) cennet kokularının reisidir Allah Teala cenneti yarattığı zaman onu (güzel) fesleğen kokusu ile kuşattı, fesleğeni de kına (kokusu) ile çepeçevre kuşattı [Tezkireti'l Kurtubi, s 342/619]

" Her tarafından güzel kokular dalgalanmaktadır" şeklinde bildirmişlerdir [Ramuz el-Ehadis-1, s170/1]


Kim Rabbinin makamından korkar ve nefsi heva (istek ve tutkular) dan sakındırırsa, Artık şüphesiz cennet, (onun için) bir barınma yeridir
(Naziat Suresi, 40-41)

Ehli cennet öyle bir kimsedir ki: Allah onun iki kulağını insanların kendisini hayırlı senası ile doldurur Ve o da onu duyar Ehli cehennem ise öyle bir kimsedir ki, Allah onun iki kulağını insanların kendisini şerli olarak zikirleri ile doldurur ve o da bunu duyar [Ramuz el-Ehadis-1, sz 155/2]

Ehli cennet, cennette karar kıldıklarında kardeşlerden bazıları bazılarını görmek isterler Birinin sediri diğerinin sedirine, berinin de ötekinin sedirinin yanına gider Onlar buluşunca her ikisi de yaslanır ve dünyada aralarında olan şeyleri karşılıklı konuşmaya başlarlar Birisi şöyle der: "Ey kardeşim, hatırlar mısın biz dünyada falan mescitte iken Allah'a dua etmiştik, İşte Allah da bizi bağışladı" [Ramuz el-Ehadis-1, s 29/12]

Ey mutmain (tatmin bulmuş) nefis, Rabbine, hoşnut edici ve hoşnut edilmiş olarak dön Artık kullarımın arasına gir Cennetime gir
(Fecr Suresi, 27-30)

Cennette hurilerin toplanma yerleri vardır Seslerini yükseltecekler, yaratıklar onların sesi kadar güzel bir sesi o ana kadar hiç duymamış olacaklar [(Tirmizi), Büyük Hadis Külliyatı, s 409/10099]

Cennete giren her bir kimsenin baş ve ayak ucunda iki huri durur ve ins ve cinnin işittiği en güzel sesle neşide (şiir) okurlar [Ramuz el-Ehadis-2, s 384/7]

Dedi ki: "Yıl sayısı olarak yeryüzünde ne kadar kaldınız?" Dediler ki: "Bir gün ya da bir günün birazı kadar kaldık, sayanlara sor" (Müminun Suresi, 112-113)

Mutlu olanlar da, artık onlar cennettedirler Rabbinin dilemesi dışında gökler ve yer sürüp gittikçe, orada süresiz kalacaklardır (Bu) kesintisi olmayan bir ihsandır (Hud Suresi, 108)

"Çevrelerinde ölümsüzlüğe ulaşmış gençler dönüp dolaşır;" (Vakıa Suresi, 17)

Ehli cehenneme deneydi ki: "Dünyadaki taşlar adedince cehennemde kalacaksınız" buna ferahlanırlardı Cennet ehline de denseydi ki, "Taşlar adedince kalacaksınız" hüzünlenirlerdi Lakin onlara ebediyet mukadder (miktarı tayin ve takdir edilmiş olan) kılındı [Ramuz el-Ehadis-2, s358/6]

Oraya giren kimseye nimetler ihtiyaç olmaksızın gelir Orada ebedi olarak yaşar Ölmez, elbisesi eskimez ve gençliği de gitmez [Ramuz el-Ehadis-1, s 200/6]

oraya giren mutlu olur, umutsuz olmaz, ebedi olur, ölmez Ne giydikleri eskir, ne de gençlikleri tükenir [Büyük Hadis Külliyatı-5, s408/10088]

Rableri onlara Katından bir rahmeti, bir hoşnutluğu ve onlar için, kendisine sürekli bir nimet bulunan cennetleri müjdeler Onda ebedi kalıcıdırlar Şüphesiz Allah, büyük mükafaat Katında olandır (Tevbe Suresi, 21-22)

Onda ebedi olarak kalıcıdırlar, ondan ayrılmak istemezler (Kehf Suresi, 108)

Cennete sürmeli ve sakalsız olarak Yusuf (as) güzelliğinde, Eyüp (as) muhabbetinde ve otuz yaşlarında gençler olarak girersiniz [Ramuz el-Ehadis-1, s 249/15]

İnsanlar, düşük çocuktan şeyhi faniye (yaşlıya) kadar, otuz üç yaşındaki oğullar olarak, Adem (as) yaratılışında ve Yusuf (ra) güzelliğinde, Eyüp (as) ahlakında sürmeli ve süslü olarak haşrolur (Ve öyle cennete girerler) [Ramuz el-Ehadis-2, s 507/6]

Çevrelerinde (gençlikleri ve dinçlikleri) ebedi kılınmış civanlar dolaşır-durur; sen onları gördüğün zaman saçılmış birer inci sanırsın (İnsan Suresi, 19)

Adn cennetleri; kapılar onlara açılmıştır İçinde yaslanıp-dayanmışlardır; orda birçok meyve ve şarap istemektedirler Ve yanlarında bakışlarını yalnızca eşlerine çevirmiş yaşıt kadınlar vardır İşte hesap günü size va'dedilen budur
(Sad Suresi, 50,51,52,53)

Bir kimse cennetlik olarak ölünce, büyük veya küçük, yaşı ne olursa olsun, otuz yaşında bir kimse olarak cennete girer ve artık bu yaş ebediyen değişmez Cehennemlikler için de durum böyledir [(Tirmizi), Kütüb-i Sitte-14, s 450/5]

Onları hep bakireler olarak kıldık, eşlerine sevgiyle tutkun (ve) hep yaşıt, (Vakıa Suresi, 36-37)

Rabbini görmedin mi, gölgeyi nasıl uzatıvermiştir? Eğer dilemiş olsaydı onu durgun kılardı Sonra Biz Güneş'i ona bir delil kılmışızdır Sonra da onu tutup Kendimize ağır ağır çekmişizdir (Furkan Suresi, 45-46)

Allah onlardan razı oldu, onlar da O'ndan razı olmuşlardır İşte büyük 'kurtuluş ve mutluluk' budur" (Maide Suresi, 119)

Bir adam Resulullah aleyhissalatu vesselam'a: "Cennette at var mı?" diye sordu Aleyhissalatu vesselam da:

"Allah Teala Hazretleri seni cennete koyduğu takdirde, kızıl yakuttan bir at üzerinde orada dolaşmak isteyecek olsan, o seni istediğin her yere uçuracaktır" buyurdular Bunun üzerine diğer biri de:

"Cennette deve var mı?" diye sordu Ama buna Aleyhissalatu vesselam öncekine söylediği gibi söylemedi Şöyle buyurdular:

"Eğer Allah seni cennete koyarsa, orada canının her çektiği, gözünün her hoşlandığı şey bulunacaktır" [(Tirmizi), Kütüb-i Sitte-14, s 431/14]

orada nefislerin arzu ettiği ve gözlerin lezzet (zevk) aldığı herşey var Ve siz orada süresiz kalacaksınız" (Zuhruf Suresi, 71)

Orada nefislerinizin arzuladığı herşey sizindir ve istediğiniz herşey de sizindir (Fussilet Suresi, 31)

Onlar nefislerinin arzuladığı (sayısız nimet) içinde ebedi kalıcıdırlar (Enbiya Suresi, 102)

Rableri de şöyle buyuracak: "Burası, size bolca vereceğim bir yerdir İsteyin Benden ne isterseniz!"

Ondan hoşnutluk isteyecekler O da şöyle buyuracak: "Zaten sizi buraya yerleştiren Benim hoşnutluğumdur Size daha bolca vereceğim, isteyin!"

Arzuları bitinceye dek durmadan isteyecekler

Eğer nasip olur da cennete girersen, "Kızıl yakuttan bir beygire bineyim" dersen binersin "Uçayım dersen uçarsın" [Ramuz el-Ehadis-1, s 149/5]

"Allah Teâla Hazretleri ferman etti ki: "Ben Azimu'ş-Şân, salih kullarım için gözlerin görmediği, kulakların işitmediği ve insanın hayal ve hatırından hiç geçmeyen nimetler hazırladım" [(Buhari, Müslim, Tirmizi), Kütüb-i Sitte-14, s 4419/1]

Cennette senin canın kuş isteyecek Hemen kızartılmış olarak önüne getirilip konacaktır [Büyük Hadis Külliyatı-5, s 414/10123]

kuşun etinden yemek o kimsenin hatırına gelir ve bunun üzerine hemen çeşitli et yemekleri halinde onun önüne varır Cennet ehli ondan istediği kadar yer Doyduğu zaman, kuşun kemikleri toplanır Sonra uçar, dilediği gibi cennette otlamaya başlar [Tezkire-i Kurtubi-1, s 58]

Bir adam (cennette) ziraat yapmak için Rabbinden izin isteyecek Rabbi ona diyecek ki: "Sen arzuladığın hal üzerine değil misin? O da şöyle diyecek: "Evet Fakat ben ziraati seviyorum" diyecek Ona izin verilecek, hemen tohum ekecek bir anda ekin verecek, büyüyecek, harmanı yapılıp, dağlar gibi mahsul yığılacak [(Buhari), Büyük Hadis Külliyatı-5, s 413/10119]

Cennette bir çarşı vardır Ancak orada ne alış, ne de satış vardır Sadece erkek ve kadın suretleri vardır Erkek bunlardan bir suret arzu ederse o surete girer [(Tirmizi), Kütüb-i Sitte-14, s 434/17]

Mümin cennette çocuk arzu ettiği zaman; onun hamli, doğması, yaşı bir anda olur

Müminlerin çocukları cennette bir tepededir Onlar, kıyamete kadar İbrahim (as) ile zevcesi Sara'nın terbiyesi altındadırlar [Ramuz el-Ehadis-1, s 73/2]

Cennette gece yoktur O, ışık ve nurdan ibarettir [Ramuz el-Ehadis-2, s 366/4]

"Allah, ölecekleri zaman canlarını alır; ölmeyeni de uykusunda (bir tür ölüme sokar) Böylece, kendisi hakkında ölüm kararı verilmiş olanı(n ruhunu) tutar, öbürüsünü ise adı konulmuş bir ecele kadar salıverir

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e: "Cennet ehli uyur mu?" diye sordular Şöyle buyurdu: "Uyku, ölümün kardeşidir Cennet ehli uyumazlar" [Büyük Hadis Külliyatı-5, s414/10125]

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e: "Cennet ehli uyur mu?" diye sordular Şöyle buyurdu: "Uyku, ölümün kardeşidir Cennet ehli uyumazlar" [Büyük Hadis Külliyatı-5, s414/10125]

Kalpleri, tek bir kimsenin kalbi gibidir Aralarında ihtilaf, husumet yoktur [Kütüb-i Sitte-14, s 449/3]

Onların ahlakı bir tek kişinin ahlakı üzeredir [Tezkireti'l Kurtubi, s 329/579]

"Onların göğüslerinde kinden (ne varsa tümünü) sıyırıp-çektik, kardeşler olarak tahtlar üzerinde karşı karşıyadırlar" (Hicr Suresi, 47)

Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey, sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir Allah bilir de siz bilmezsiniz (Bakara Suresi, 216)

onlar şöyle diyecekler: "Biz ebedileriz, asla helak olmayız, biz mutlu kişileriz, asla kederlenmeyiz [(Tirmizi), Büyük Hadis Külliyatı-5, s 409/10099]

Orada hiçbir dert ve tehlike yoktur [Ramuz el-Ehadis-1, s 170/1]

Allah'ın Kendi fazlından onlara verdikleriyle sevinç içindedirler Onlara arkalarından henüz ulaşmayanlara müjdelemeyi isterler ki onlara hiçbir korku yoktur, mahzun da olacak değillerdir (Al-i İmran Suresi, 170)

Derler ki: "Bizden hüznü giderip yok eden Allah'a hamdolsun; şüphesiz Rabbimiz, gerçekten bağışlayandır, şükrü kabul edendir" (Fatır Suresi, 34

Artık Allah, onları böyle bir günün şerrinden korumuş ve onlara parıltılı bir aydınlık ve bir sevinç vermiştir (İnsan Suresi, 11)

Nimetin parıltılı-sevincini sen onların yüzlerinde tanırsın (Mutaffifin Suresi, 24)

Ancak cennete giren rahata kavuşur [Ramuz el-Ehadis-1, s 138/13]

Cennet ebedi bir ikamet halinde parıldayan bir nur, yaygın bir koku, çok iyi inşa edilmiş bir köşk, akan bir ırmak, olgun bir meyve, yeşillik, neşe, serinlik, tazelik mahallidir [Ölümden Sonra Diriliş, s47]

Bunun üzerine perde kaldırılacak, kendilerine Rableri Tealayı görmekten daha sevimli bir şey verilmediğini anlayacaklar [Büyük Hadis Külliyatı-5, s 415/10130]

"Ey Allah'ın Resulü! Rabbimiz'i görecek miyiz?"

"Bulutsuz berrak bir mehtap gecesinde Ay'ı görmek için itişip kakışır mısınız?"

"Hayır"

"Bulutsuz bir günde Güneş'i görmek için birbirinizi itip kakarak birbirinize zahmet verir misiniz?"

"Hayır"

"İşte Rabbinizi de öyle zahmetsiz ve sıkıntısız, apaçık göreceksiniz"?
[(Buhari, Müslim, Tirmizi), Büyük Hadis Külliyatı-5, s 416/10133]


Bir rivayete göre ise Peygamberimiz (sav)'in bu konu ile ilgili sözleri şöyledir:

Cennet ehli cennete girdiklerinde amellerinin derecelerine göre oraya yerleşecekler Sonra onlara dünya günlerinden Cuma günü kadar bir süre Rablerini ziyaret etmelerine izin verilecek Onlara Allah'ın Arş'ı gösterilecek Onlara cennet bahçelerinden bir bahçede gözükecektir Onlara, nur minberleri, inci minberleri, yakut minberleri, zeberced (zümrüt cinsinden parlak, yeşil, kıymetli bir taş) minberleri, altın minberleri ve gümüş minberleri kurulacak En aşağı dereceli kişileri bile -ki içlerinde aşağı dereceli kimse yoktur- misk yığını üzerinde oturacak Kürsi sahiplerinin onlardan daha üstün meclisleri bulunduğunu görmezler O mecliste Allah'ın yanında bulunup, O'na muhatap olmayacak hiç kimse olmayacaktır? [(Tirmizi), Büyük Hadis Külliyatı-5, s 409-410/10100]

Adn Cenneti'nde, cennetliklerle Rablerini görmeleri arasında Allah'ın vechindeki (yüzündeki) rıdâu'l-kibriyadan (büyüklük perdesinden) başka bir şey yoktur [(Buhari, Müslim, Tirmizi), Cennet 3, 2530]

Alıntı Yaparak Cevapla