Prof. Dr. Sinsi
|
Cehennem Azabı
SICAK, KARANLIK, DUMAN VE DARLIK
Dünyada insana en çok sıkıntı veren ortamlar dar, pis, karanlık ve sıcak ortamlardır Çok sıcak, nemli ortamlar insanı boğar, yüksek nem en temel ihtiyaç olan nefes almayı zorlaştırır Nefes alamamak insanı şiddetli biçimde bunaltır, göğsü daralır, kalbi sıkışır Çok sıcak ve nemli havalarda gölge bile rahatlatıcı olmaz Görünmeyen ama yoğun bir tabaka insanı çepeçevre kuşatır, nefes borusundan girip göğsünü tıkar Lüks saunalardaki yüksek ısı ve neme insan çok kısa bir süre dayanabilir On dakika yoğun buhar altında kalmaya dayanamayan birisi saunaya kapatılsa kısa bir süre içinde fenalık geçirir Biraz daha uzun kalırsa, nem ve sıcaktan kıvranarak ölür
Cehennemde de bu boğucu atmosfer çok yoğun bir biçimde hakimdir Dünyada sıcağa karşı birçok önlem geliştirmiş olan insan cehennemde çaresizdir Ortam en sıcak çölden daha sıcak, en karanlık, izbe hücrelerden daha sıkıntı verici ve pistir Sıcak insanın en küçük parçası olan hücrelerine dek işler Kafirler için kavurucu sıcağa karşı bir koruyucu, ferahlama veya serinleme imkanı yoktur Kuran'da, cehennem ehlinin bu durumundan şöyle söz edilir:
"Ashab-ı Şimal", ne (mutsuzdur o) "Ashab-ı Şimal " Hücrelere işleyen kavurucu bir sıcaklık ve kaynar su Ve kapkara dumandan bir gölge içindedirler Ki o, ne serindir, ne ferahlatıcı (kerim) (Vakıa Suresi, 41-44)
O gün, yalanlayanların vay haline Kendisini yalanladığınız (azab)a gidin Üç dala ayrılmış bir gölgeye gidin Ne gölge altında barındırır, ne (yakıcı) alevden korur (Mürselat Suresi, 28-31)
Bu denli boğucu bir atmosfer içinde, bir de dar bir yere sokulma azabı vardır Bir ayette, kafirlere uygulanacak bu ceza şöyle anlatılır:
Elleri boyunlarına bağlı olarak, sıkışık bir yerine atıldıkları zaman, orada yok oluşu isteyip-çağırırlar Bugün bir yok oluşu çağırmayın, birçok (kere) yok oluşu isteyip-çağırın (Furkan Suresi, 13-14)
Bu dünyada dar bir yerde kapalı kalmak, gerçekten de insanı çıldırtacak kadar bunaltıcı bir azaptır Dar bir hücrede hapis, suçlulara verilen ağır cezaların başında gelir Trafik kazalarında parçalanmış biraracın içinde saatlerce sıkışıp canlı kalan, kazazadelerin durumu, bir deprem veya göçükte toprak altında kalan insanların çaresizliği olabilecek en büyük felaketlerden biri olarak nitelendirilir Oysa bu gibi örnekler cehennemdeki ortama göre oldukça hafiftir En önemlisi göçük altında veya benzer bir yerde sıkışan insan ya bir süre sonra şuurunu kaybedip ölür ya da bir süre sonra canlı olarak kurtarılır Sonuç olarak acı çekilecek sürenin bir sonu, bitiş zamanı vardır
Oysa cehennemde ne bir son vardır ne de umut Pis, yakıcı, havasız, karanlık, dumanlı bir atmosferde bir de elleri boynuna bağlanan ve daracık, sıkışık bir yere sokulan inkarcı, suda boğulan bir insan gibi, tarifsiz bir eziyet çeker Debelenir, çırpınır, kurtulmaya çalışır, ama kımıldayamaz Sonunda, ayette belirtildiği gibi, yok oluşu çağırır, ölüp yok olmayı ister Ancak bu mümkün değildir Sokulduğu o daracık yerde, dünya ölçüsüyle aylar, yıllar, belki yüzyıllar boyu kalacak, giderek artan bir sıkıntı içinde binlerce kez yok oluşu çağıracaktır Oradan çıkarıldığında ise, kurtuluşa değil, cehennemin bir başka azabına götürülür
|