Yalnız Mesajı Göster

Zararın Neresinden Dönülürse Kârdır!.

Eski 08-03-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Zararın Neresinden Dönülürse Kârdır!.




Aradan zaman geçmiş Yasemin ne okuluna, ne kaldığı yurda, ne de arkadaşlarına alışabilmişti Mutsuz, huzursuz, hırçın, etrafına, hatta herkese karşı güvensiz olmuştu Çok tabiiydi bu yaşadığı duygular aslında Öyle ya, tam genç kızlığının başlangıcında ailesinden, alışmış olduğu yerden koparılmış, hiç bilmediği, tanımadığı bir çevreye bırakılıvermişti Kendisi istemişti böyle olmasını, kendi ayakları üzerinde duracak, kendine güveni olacak, kendi kararlarını kendisi verecek, özgür, tek başına, kimseye hesap vermeden yaşamayı öğrenecekti O kadar çok istemişti ki bunları, hayırlısı olması için dua etmek aklına bile gelmemişti

Tek başınaydı, özgürdü, kimseye hesap vermiyordu Peki, neydi onu rahatsız ve mutsuz eden? Başını açmış olması mı, yoksa eskisi gibi namazlarına dikkat edememesi mi? Ama zor durumda kalıyordu, okulda aç dışarıda kapat! Ne olacaktı, okuldakilerle dışarıdakilerin ne farkı vardı? Ha 5 kişi ha 500 kişi Hem zaten çalışacaktı okuldan sonra, orada da mecbur açacaktı Arkadaşları da öyle yapmıştı Sonra okulda, namaz kılmak ve abdest almak çok zor oluyordu Önceleri hepsini yurda dönünce kaza ediyordu Geç geldiği günler yorgunluktan uyuyakalıyordu Okumak kolay değildi, bu sıkıntılara katlanmak zorundaydı Okul biter bitmez hemen kapanacak, eski haline dönecekti, yine eskisi gibi namazlarını kılacaktı Peki, o zaman kalbindeki bu sıkıntı geçecek miydi acaba?

Oda arkadaşlarıyla birlikte, bazen sinemaya, bazen de alış veriş merkezlerine gezmeye gidiyorlardı Ankara büyük bir şehir olduğu için, böyle imkânlar vardı ve onlar da zaman zaman bu imkânlardan faydalanıyorlardı Bazen yurda geç kaldıkları oluyordu; ama arkadaşlarının bazılarının erkek arkadaşları yurda bırakıveriyorlardı Tek başlarına olmadıkları için, gece yurda geç gelmek sorun olmuyordu

Yasemin’in yurtta çok sevdiği, beğendiği, Nihal isminde, bir görevli vardı Kocasından ayrıldığı ve başka bakacak kimsesi olmadığı için çalışmak zorundaydı Günaha girmemek için, hiç erkek bulunmayan kız yurdunda çalışmayı tercih etmişti

Sık sık kantinde, odada, Nihal ablasıyla sohbet ediyorlardı Bir akşam Yasemin odada yalnızdı, oda arkadaşları hep birlikte toplanıp bir bara gitmeye karar vermişler ve Yasemin’e de gelmesi konusunda ısrar etmişlerdi Her zaman, beni dışlamasınlar, aralarına alsınlar, gruptan ayrılmayayım diye düşünerek onlarla giden Yasemin, bu sefer bara gidileceğini duyunca, kesinlikle gelemeyeceğini söylemiş, (Artık bu kadar da değil) diyerek, arkadaşlarının dışlayıp alay etmelerine aldırmadan tekliflerini reddetmişti İşte o akşam, tek başına odada oturup ders çalışırken oda kapısı çalındı Yasemin, arkadaşlarının geldiğini düşünerek kapıyı açtı Karşısında çok sevdiği Nihal ablasını görünce, sevinçten ne yapacağını bilemedi

— İçeri gelsene Nihal abla, lütfen buyur Seni gördüğüme sevindim

— Oda arkadaşların yok mu Yasemin?

— Yoklar, bara gittiler

— Sen neden gitmedin?

— Yok, artık o kadar da değil, ben içki içmem abla

— Güzel! Günlerdir böyle bir zamanı kolluyordum, çünkü seninle konuşmak istiyordum

—Öyle mi? Ne konuşacaktın benimle?

— Bak güzelim, senin çok değil, bir kaç ay evvel bu yurda geldiğin zamanı hatırlıyorum Ne kadar saf ve temizdin

— Şimdi değil miyim yani?

— Onu söylemek istemedim Değiştin ama olumlu bir değişme değil bu Bir bak aynaya, o saf temiz masum Yasemin’i görebiliyor musun? Nerede ilk geldiğin günkü masumiyetin, nerede şu andaki sen? Sen geldiğinde kapalıydın, mescide gelirdin, şimdi öyle mi? Mescide de uğramıyorsun artık Davranışların, hareketlerin de değişti, oda arkadaşların gibi hafif davranışlar gösteriyorsun Şimdi bu gidişine bir dur demez, kendini toplamazsan daha kötü olursun Oda arkadaşların seni gitgide kendilerine benzetmeye başladılar Bunları fark etmiyorsun, onlarla bulunduğun, onlarla birlikte olduğun sürece kendini toparlayamazsın Onlardan ayrıl, onları bırak! Kötülerle arkadaş olmak insanı kötü, iyilerle dost olmakta insanı iyi şeyler yapmaya sevk eder Her yıl senin gibi yeni öğrenciler gelir, burada edindiği arkadaşlar, onları fenalığa kötü şeylere alıştırır, bir kaç ay içerisinde ailesinin yanından gelen masum kızlar, kötülere karışıp kaybolup gider İlk geldiği zamanki terbiyeyi, sağlam karakterini bozmayan, kötüye uymayanlar biraz olsun ayakta kalabilmiştir Biz bunları hep gördük (Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim) diye boşuna söylememişler Sen oda arkadaşlarına uyma! Kendine iyi arkadaşlar seç, ahlaklı temiz kızlar bul, onlar seni iyiye sevk eder Aklını başına al, kendini toparla, yoksa sen de senden öncekiler gibi kayıp gidersin Şimdilik bana müsaade Bunları seni sevdiğim için bir abla nasihati olarak söyledim Lütfen bir düşün, eğer ihtiyacın olursa odamı biliyorsun

— Teşekkür ederim Nihal abla, güle güle

Yasemin, Nihal ablasının arkasından kendini yatağına zor attı Adeta bütün vücudu titriyor, elini kolunu oynatamıyor, adım atamıyordu Söyledikleri kulaklarında uğulduyor, karmakarışık olmuş beyni zonkluyordu Aslında Nihal ablası, uzun süredir Yasemin’in karma karışık duygularına, adlandıramadığı düşüncelerine tercüman olmuş, sele kapılmış giden birine, tutunacak bir dal uzatmıştı Yavaşça gözlerinden yaşlar boşalmaya başladı, durmadan ağlıyor ve (Allah’ım yardım et) diye yalvarıyordu Uzun süre yatağının üzerinde böylece kaldı Bir süre sonra kendine geldi, koşarak abdest alıp yatsı namazına durdu Fakat kendini kontrol edemiyor, namaz kılarken bile gözlerinden süzülen yaşlar başörtüsünü ıslatıyordu Namazını bitirip dua etti ama öyle içten, öyle samimi bir dua etti ki, Rabbimizin kabul etmeye vaadi olan bir dua:

— Senin dinini öğrenmeyi ve yaşamayı nasip et ya Rabbi, senin sevgini, sevdiklerinin sevgisini, senin sevgine ulaştıracak amellerinin sevgisini ver ya Rabbi!

Öyle ya, Rabbimiz kim neyi isterse, neyi hedeflerse o hedefe ulaşacak yolları ve sebepleri onun önüne çıkarırmış Yasemin, kendi ayaklarının üzerinde durmayı, para kazanmayı istedi, hedefi buydu Buna ulaştıracak sebepler onun karşısına çıktı Hakiki imtihanı düşünmeden dünyadaki imtihanı düşündü Babası, (Dünyanın bin bir türlü halini düşün, evlenip ortada kalabilirsin, ya kocan bakmazsa, kendi paran olsun) dedi Onun hedefi de kızının dünya hayatını garanti altına almak oldu Hâlbuki çok iyi biliyordu ki, rızka Allahü teâlâ kefildi (Olsun ben devemi sağlam kazığa bağlayayım) dedi Maalesef sağlam kazık dediği şey, hayal olan bu dünyaydı

Yasemin hafızasını yitirmiş de, sanki yeniden hafızası yerine geliyormuşçasına eski bildiklerini, okuduklarını hatırlayıp yaşadıklarını da bu süzgeçten geçirdi

Bir karar aldı: (Kendi yaşadıkları ve bildikleriyle çelişen, aslında hiçbir şey bilmeyen ben, öğretmen olup da ne öğreteceğim ki, yüzme bilmeyen kişinin, boğulmakta olanlara yardım etmesi gibi bir şey bu Önce kendimi kurtarmalıyım)

* * *

Nihal’in oda kapısı çalınıyordu

— Girin!

— Benim abla gelebilir miyim?

— Yasemin, sen misin?

— Evet, abla, senle konuştuktan sonra çok düşündüm Söylediklerinde haklıydın ve iyi ki söyledin Beni kendime, aslıma döndürdün, asıl yerimin neresi olduğunu hatırlattın, ben evime, olmam gereken yere dönüyorum, hakkını helal et, seni unutmayacak, arkandan hep dua edeceğim Nihal abla Allahaısmarladık

— Yasemin, beni çok şaşırttın Aslında çok sevindim seni eski haline dönmüş görünce Hakkımı helal ettim, sen de helal et ve benim için çok dua et, güle güle
Mail Grubu :: wwwdinimizislamcom ::

Alıntı Yaparak Cevapla