Yalnız Mesajı Göster

Mü'min Kadının Mülk Anlayışı Nasıl Olmalı

Eski 08-03-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Mü'min Kadının Mülk Anlayışı Nasıl Olmalı




Devamıdır


Rabbimizin bu değerlendirmesinden anlıyoruz ki bunun her ikisi de birlikte olmayacaktır Yâni hem dünya olsun, hem dünyanın süsü ve ziyneti olsun, hem de Allah, Resûlü ve âhiret olsun Niye biri olunca diğeri olmuyor? diye bir soru soruyor veya işte bu konuda şu andaki mevcut hayatımıza göre bir takım felsefeler geliştirmeye çalışıyorsak, kesinlikle bilelim ve iman edelim ki işte Rabbimizin bu âyet-i kerimesindeki değerlendirmesi bizim şu andaki yanlış anlayışlarımızı kesinlikle reddediyor

İşte Rasûlullah efendimizin yaşadığı hayat ortada Onun hayat standardını gözünüzün önüne getirin, evini gözünüzün önüne getirin, kerpiçten, hurma liflerinden, başınızı kaldırsanız tavana değecek kadar alçak ve sadece üç kişinin gömülebileceği genişlikte bir ev Yiyip içtiği de belli Günler aylar geçer de bazen ocağı yanmaz, bacası tüt-mez, sadece üç beş hurmayla karınları doyar Ne kendisinin ne hanımlarının giyecek fazladan bir elbiseleri var, ne de böyle dolapları dolduracak eşyaları

Ve düşünün bu âyetler geldiği zaman da Allah’ın Resûlü yeryüzünün en büyük devletinin başkanı Eğer isteseydi etrafında pervaneler gibi dönen o yiğitler Japonya’dan mermer, Bohemya’dan kristaller getirip muhteşem saraylar, tüm mallarını verip lüks içinde bir hayat verebilirlerdi ona Ama Allah’ın istediği bu olmadığı için Rasûlullah şiddetle kaçtı onlardan Hatice anamızın ve kendisinin ticaret mallarını da daha Mekke’deyken Allah yolunda sıfırladı Tüm mal varlığını Müslüman köleleri zalim patronlarının elinden kurtarmaya harcadı Peygamberliğinden sonra da malını daha fazla çoğaltmayı, ticaretini daha da büyütüp konfor içinde bir hayat yaşamayı asla düşünmedi

İşte bu şartlarda bir hayat yaşarken hanımlarının mızıkçılıkları karşısında Rabbimizin elçisine emri bu olmuştu Söyle onlara peygamberim, bu ikisinden birini tercih etsinler Bu Rabbimizin bir emriydi ve Allah’ın Resûlü bunu onlara tebliğ etmeliydi Eğer dünya hayatını istiyorsanız gelin güzellikle boşayayım sizi demeliydi Haydi buyurun ikisinden birini tercih edin denecekti Ya dünya, ya âhiret Ya dünyada lüks bir hayat, ya da âhirette Allah’ın hoşnutluğu, Allah’ın cenneti Şimdi annelerimiz hangisi seçmeliydi? Şimdi biz bunlardan hangisini seçmeliyiz?

Rasûlullah’ı sevmek Onun hayatını, hayat anlayışını sevmek demektir Rasûlullah’ı sevmek fakirliği sevmek demektir Sahâbeden birisi gelip, ey Allah’ın Resûlü ben seni çok seviyorum buyurunca, Allah’ın Resûlü öyleyse fakirliğe hazır ol buyurmuştu Çünkü gerçekten beni seven böyle olmalıdır Rasûlullah’ı sevmek yetimleri sevmek demektir Rasûlullah’ı sevmek merkep üzerinde yürümeyi sevmek de-mektir Rasulullah’ı sevmek toplumun en garibanının yaşadığı hayata talip olmak demektir Rasûlullah’ı sevmek demek kuru ekmek yemeyi sevmek demektir Rasûlullah’ı sevmek sadece Allah önünde eğilmek, Allah’tan başka hiç kimsenin önünde eğilmemek demektir Rasûlul-lah’ı sevmek demek tüm kâfirlerin, müşriklerin karşısında Allah’ın bü-yüklüğünü ilân ederek izzetli ve şerefli bir hayat yaşamak demektir

Evet Rasûlullah’ın köşkü, sarayı, villası, parası, pulu, halısı, kilimi, yatağı, yorganı, atı, arabası yoktu, ama onuru vardı, izzeti vardı Şimdi şu anda müslümanlar olarak her şeyimiz var, ama izzetimiz yok, onurumuz yok Allah ve Resûlünün ön gördüğü şahsiyetimiz yok Tüm dünya kâfirleri yanında zerre kadar bir değerimiz yok Ne siyasal, ne ekonomik, hiçbir değerimiz yok Alnını gere, gere ben müs-lümanım bile diyemiyoruz Ben müslümanım ve benim müslümanlık-tan başka şeref duyduğum hiçbir şey yoktur diyemiyoruz Kalbimizde en ufak bir İslam onuru kalmadı

Evet Rasûlullah efendimiz önce hanımlarından Ayşe annemize durumu açtı Ayşe, sana bir şey söyleyeceğim, ama rica ediyorum iyice düşünmeden, babanla da istişare etmeden karar verme diyor ve konuyu açıklıyor Ve Ayşe annemiz gülüveriyor Ey Allah’ın Resûlü, ben bu konuda hiç kimseye danışmadan Seni ve âhireti tercih ediyorum Rabbimin hoşnutluğu, senin hoşnutluğun benim için dünyadan, dünyanın tüm nimetlerinden daha hayırlıdır deyince Allah’ın Resûlü çok sevindi Diğer hanımları da aynı şeyi söyleyerek Rasûlullah efendimizi memnun ettiler Rasûlullah’ın hanımı ve tüm müslümanların anası olma şerefini ve özellikle cenneti kaybetmediler

Acaba aynı durumda bizim hanımlarımız olsa hangisini tercih ederlerdi? Ey müslüman hanımlar, sizler hangisini tercih ediyorsunuz bugün? bir düşünün Hangisinden yanasınız? Dünya ve dünya nimetlerine ulaşmak mı? yoksa Allah ve Resûlünün hoşnutluğu mu? Dünyada lüks bir hayat mı? Yoksa cennet mi? Hangisinden yanasınız? Önce dünyayı bir kazanalım, sonra âhireti de ayarlarız mı diyoruz? Dünya hayatı ve süsü olsun, bunun yanında âhiret de olsun mu di-yoruz? Yoksa dünya hayatı ve süsünü bir tarafa bırakıp, bu konuda kendi kendimize hiçbir yorum yapmadan, hiçbir çıkış yolu aramadan Allah, Resûlü ve âhiret yurdunu mu tercih ediyoruz? Böyle yapalım da efendimizin hane-i saadetlerinde bizim de yerimiz olsun, biz de ehl-i beytten olalım mı diyoruz? Öteler âleminde Rasûlullah yanında bir yerimiz olsun mu diyoruz? Tercih bize bırakılmış, buyurun neyi, hangisini tercih edeceksek tercihimizi güzel yapalım

Diyebiliyor musunuz ki ben Ayşe’yi, ben Meymune’yi, ben Haf-sa’yı, ben Zeynep’i kendime örnek seçtim? Eğer bunu diyebiliyorsanız kesinlikle bilesiniz ki sizler de cennet yarışında onların yanında olacaksınız Onlar gibi bir hayat yarışı içinde olacaksınız Aksi takdirde şu içinde bulunduğun toplumda atımla, arabamla, evimle, köşkümle şeref kazanacağım diyorsan, dünyayı tercih ediyorsan izzetini de şerefini de kaybedeceksiniz Çünkü eğer şu anda şeref duyduğunuz bu şeylerin Allah katında bir değeri olmuş olsaydı siz de bunları kabullenmiş olabilirdiniz Halbuki bunların hiçbiriri Allah katında şeref değildir Bakın Rabbimiz Zuhruf sûresinde buyuruyor ki:

“Eğer bütün insanlar (küfre meyletmeyip) tek bir ümmet olma durumuna gelmeyecek olsaydı, Rahmân olan Allah’ı inkâr edenlerin evlerinin tavanlarını, üzerinde yükseldikleri merdivenleri, evlerinin kapılarını, üzerinde yaslanacakları kerevetleri gümüşten yapar ve altın bileziklerle işlerdik Bunların hepsi ancak dünya hayatının geçimliğidir Âhiret, Rabbinin katında O’na karşı gelmekten sakınanlaradır

(Zuhruf: 33,35)

Alıntı Yaparak Cevapla