Yalnız Mesajı Göster

Dünyada Ukba Eksenli Varlık: Anne

Eski 08-03-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dünyada Ukba Eksenli Varlık: Anne





Anne kendi dünyasında bir kutup varlıktır Kâbe, topyekün kâinat hakikatinin; Mekke umum beldelerin, dimağ bütün bir bünyenin ruhu, mânâsı, özü ve atlası olduğu gibi, anne de âile cüz-i ferdinin temeli, direği, esâsı ve Yaratıcı Kudret’in de en önemli bir malzemesidir
Yuvada her şey onun etrâfında döner, ona dolanır ve ona dönüşür
O ise kutup yıldızı gibi hep kendi çevresinde döner ve ucu gökler ötesi bir yörüngede yol alır
Evet anneler, dünyada ukbâ eksenli varlıklardır Hilkatteki rol ve istihdamlarıyla elde ettikleri mükâfatları, çektikleri meşakkat ve sıkıntılarıyla gördükleri mukabele arasındaki tenâsübsüzlük (uyumsuzluk) bu gerçeğin en açık delili Bunun böyle olduğunu anlamak için uzun boylu araştırmaya da gerek yok; onların bir ömür boyu neler ekip neler biçtiklerine, neler çekip neler bulduklarına göz ucuyla bakmak bile yeter sanırım
Simaları cennetteki hûrilerin yüzleri kadar uhrevî, bakışları meleklerinki kadar derin, duyguları da ruhânîlerinki kadar durudur annelerin onlar, suyu, toprağı, havası ötelerden getirilmiş mübârek bir zeminin gülleri gibi o kadar imrendirici, o kadar sevimli, o kadar büyüleyicidirler ki, insan dikkatle bakabilse onlarda cismâniyetini aşan, dünya ve içindekilerini aşan, hatta kendilerini de aşan bir sihrin bulunduğuna hükmeder
Anne, gökler kadar derin ve içinde göklerin yıldızları kadar duygu ve düşüncelerin kaynaşıp köpürdüğü, köpürüp lav ırmakları veya yeraltı çayları gibi şuraya-buraya aktığı sırlı bir his yumağıdır
Evet o, acı-tatlı kaderiyle uyumlu sevinçlerle, kederlerle barışık beklentileri olmayan, beklentilere takılıp yavrularına gönül koymayan tabiatı İlâhî ahlâkla kristalize öyle bir vefa ve şefkat âbidesidir ki; ne çektiği mihnetlerin mahşerdeki ter lüccesine denk gelip gırtlağına dayanması; ne de evlat vefâsızlığının bir poyraz gibi esip rûhunu sarması; sarıp ona gurbetlerin en acısını yaşatması onu dize getiremez ve ona “pes” dedirtemez
Bir düşünün; bizim için onlar, ne uzun hazırlıklar dönemi geçirmiş!
Ne aşılmaz zorluklara toslamış ve neleri aşmış? Ne çetin hadiselerle pençeleşmiş, ne kadar hayâl ve melâl ile oturup kalkmış? Ne hülya ve rüyâlarla dolup boşalmış, ne kadar yeis ve inkisarlarla burkulmuş?
Ne zorluk ve sıkıntıları göğüslemiş ve kaç türlü çileyle preslenmiş? Ne sancılar çekmiş ve ne kadar inlemiş? Kaç defa çığlık çığlığa ağlamış ve ne kadar ağlama dindirmiş?
Kaç defa merhametle coşmuş ve kaç defa merhamete ihtiyaç hissetmiş?



Alıntı Yaparak Cevapla