|
Prof. Dr. Sinsi
|
Mümine Bir Hanım Nasıl Olmalı...?
Evi Güzel Tertib Etmek
Müslüman hanımın görevlerinden biri de kocasını ve kendi hayatını mutlu etmek için evini güzelce düzenlemektir Ev onun memleketi, kendisi de oranın emiridir İslâm o memleketin düzenlenmesini idaresinin iyi yapılmasını teşvik etmiştir Çünkü kul Allahu Teâlâ’nın huzurunda bu hususta hesaba çekilecektir
İbni Ömer mesuliyet hadisesinde şöyle anlatıyor: Rasûlullah aleyhisselâtü vesselâm şöyle buyurdu: “Kadın ise kocasının evinin sorumlusu (gözeteni) ve ehlinin de sorumlusudur ” 298
Rasûlullah aleyhisselâtü vesselâm Kureyş kadınlarını, evlatlarına yumuşak davrandıklarından, (şefkatle davrandıklarından) ve kocalarının mallarını koruduklarından dolayı övmüştür
Kadın kız olsun erkek olsun çocuklarından mesuldür Onları korumalı, temizliklerine, elbiselerinin güzel olmasına dikkat etmelidir Hastalandıklarında yanlarında bulunmalıdır Onlara zarar verecek şeyleri uzaklaştırmaya çalışmalı Zararlı şeyleri almalarını menetmelidir Ahlâklarının güzel olmasına önem vermeli Onlara İslâm adabını telkin etmeli Büyük olsun küçük olsun bütün insanlara, güzel ahlâkla muamele etmelerini tesviye de bulunmalıdır
Onlara Kur’an kıssalarını peygamberlerin hayatını ve salihlerin hikâyelerini öğütlemeli Rasûlullah aleyhisselâtü vesselâm’ın gazvelerini anlatmalıdır
Çocukları En Güzel Şekilde Terbiye Etmek
Çocuk, anne ve babaya Allah’ın bir emanetidir Onu iyi bir şekilde yetiştirip topluma faydalı bir fert olarak hazırlamak, anne babanın başta gelen görevlerindendir Çocuk, küçük yaştan itibaren iyi terbiye edilirse hem ailesine, hem de milletine yararlı ve hayırlı bir insan olur İyi yetiştirilmediği ve gereği gibi terbiye edilmediği takdirde ne kendisine, ne de kimseye yararı dokunmadığı gibi zararlı bir unsur haline gelebilir
Bu sebeple anne ve baba çocuk terbiyesinden hem Allah’a hem de millete karşı sorumludur
Çocuk doğunca ona güzel bir ad koymak, çocukların bedenen ve ruhen sağlıklı bir şekilde yetişmelerine dikkat etmek gerekir Çünkü çocukların ileride maddî ve manevî bakımdan gelişip yükselmeleri, hayatta başarıya ulaşmaları iyi ve yeterli beslenmelerine ve sağlıklı büyümelerine bağlıdır Çocuğun, doğduktan sonra belirli bir süre anne sütüyle beslenmesinde anneye önemli görev düşmektedir Tıbben de kanıtlanmış bir gerçektir ki, bebek için en iyi gıda anne sütüdür Onun yerini hiçbir şey tutamaz Çocuğu emzirmek çocuk için yaralı olduğu gibi, anne içinde birtakım faydaları vardır
Dinimiz, çocuğun anne sütü ile beslenmesine önem vermiştir, Ramazanda oruç tutmak, eğer süt emen çocuğa veya emziren anneye zarar verirse anne daha sonra tutmak üzere, oruç tutmayı erteleyebilir Çocuklara dinî görevlerini öğretmek de anne ve babanın vazifesidir
“Çocuklarınıza yedi yaşına geldiklerinde namaz kılmasını emredin ”299
Anne ve baba, çocuklarının yiyecek, giyecek gibi bedenî ihtiyaçlarını düşündüğü gibi ruhî ve manevî ihtiyaçlarını da düşünmek zorundadır Peygamberimiz buyuruyor ki:
“Hiç bir baba, çocuğuna güzel terbiye eden daha üstün bir bağışta bulunmuş olamaz ” 300
Çocuklar yemeye, içmeye ve giymeye muhtaç oldukları gibi sevilmeye de muhtaçtırlar Çocukları severken ve onlara hediye verirken aralarında ayırım yapmamaya, adaletli olmaya dikkat edilmelidir Çocuğu okutmak, geçimini sağlayacağı bir iş ve meslek sahibi yapmak, annebabaya düşen görevlerdendir
Çocuklara ahlâk, edep ve terbiye öğretilirken anne baba bu konuda da davranışları ile çocuklarına iyi örnek olmalıdır Aksi halde beklenen sonuç elde edilemez Çocukların kimlerle oturup kalktığını, arkadaş ettiğini de anne baba kontrol etmeli, çocuğun ahlâkî davranışları üzerinde olumsuz etki yapacak, onu fena alışkanlıklar edinecek kişilerden ve kötü çevrelerden korumalıdır
Özetle; çocuklarına ailesine, milletine ve vatanına yararlı ve hayırlı birer evlât olarak yetiştirmek anne babanın en önemli görevidir
Müslüman anne çocuklarına karşı taşıdığı büyük sorumluluğu bilir Şunu hiçbir zaman aklından çıkarmamalıdır: Çocuklar anneleriyle birlikte olduğu ve onlarla vakit geçirdiği zaman daha sağlıklı olur Buluğ öncesinde bütün durumlarını ve hareketlerini iyi bildiği için çocukların eğitiminde, kişiliklerinin oluşumunda annenin tesiri babanın tesirinden daha büyüktür
Cenâbı Hak, evladı iyalin mesuliyeti konusunda Kur’anıKerîm’de şöyle buyurmaktadır:
“Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun Onun başında, acımasız, güçlü, Allahın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve emredildiklerini yapan melekler vardır ” 301
Peygamberimiz de aleyhisselâtü vesselâm bu mesuliyeti şu hadisiyle ifade etmiştir: “Hepiniz çobansınız Hepiniz emriniz altında bulunanlardan sorumlusunuz Devlet reisi çobandır ve emri altında bulunanlardan sorumludur Adam evinin çobanıdır ve emri altında bulunanlardan sorumludur Kadın kocasının evinin çobanıdır ve emri altında bulunanlardan sorumludur Hizmetçi efendisinin malının çobanıdır ve emri altında bulunanlardan sorumludur ”302
Bu mesuliyet İslâm’ın bu dünya hayatında her insanın boynuna geçirdiği, hiç kimsenin kurtulamadığı bir manevi borçtur Bu mesuliyet gereği anne ve baba özellikle anne – çocuklarını gâyet hassas bir İslâmî eğitimle eğitmeli, yüce bir ahlâk üzerinde yetiştirmelidir
Anne ve babanın evladına karşı en önemli mesuliyetlerinin başında doğduğunda ona güzel bir isim vermek, fazîlet ve ahlâkı hamide ile onu büyütmek ve nihayet vakti geldiğinde dünya ve ahirette saadetine vesile olacak biriyle evlendirmek gelir
Çocukların eğitimi, doğumlarından itibaren başlar Ailenin, çocuklarının eğitimi üzerindeki ağırlığı gençlik dönemine kadar devam eder O çağda çocukların şahsiyeti karar bulur Bebeklikten itibaren çocuklarla anneler daha çok vakit geçirdikleri için çocukların benimseyecekleri ahlak konusunda anneler, babalardan daha müteessirdir
Ebeveynler, çocuklarına dinî bilgi ve amellerle beraber, onlara cemiyet içerisinde seçkin birer ferd olabilmeleri için, adalet, şecaat, tevazu ve cömertlik gibi asil tutum ve davranışları da uygulamalı olarak öğretmelidirler
Çocuk bir ayna gibidir, ailesinin, anne ve babasının kendisine verdiği veya kazandırdığı davranışları aksettirir Ailenin çocuklar için güvenli bir liman oluşu, ebeveynin maharetine ve himmetine de bağlıdır Baba ailenin etemmi, anne ise mütemmimidir Çocukların kazanacağı güzel ahlâk ve davranışlarda annenin ve babanın etkisi ve tesiri çok fazladır
Şuurlu müslüman anne kalbinden fışkıran, evladının hayatını sevinç ve mutlulukla kuşatan, gönüllerini güvenle ve gönül huzuru ile dolduran sevgi, şefkat ve merhametini her münasebetle çocuklarına hissettirmelidirler
Takva sahibi müslüman anne çocuklarına karşı merhametlidir Zira merhamet duygusu Peygamberimiz’in aleyhisselâtü vesselâm sözleri ve davranışlarıyla teşvik ettiği asil bir İslâmî özelliktir Onun en bariz ahlâkî yönü özellikle çocuklara karşı merhametli oluşudur
Nitekim Hazreti Enes bir rivâyette şöyle diyordu: “Peygamberimiz aleyhisselâtü vesselâm her ne zaman çocukların yanına uğrarsa onlara yumuşak davranır ve çocuklara selâm verirdi ”303
Rasûlullah efendimiz merhamet ile ilgili şöyle buyurmuştur: “Küçüklerimize karşı merhametli olmayan, büyüklerimizin hakkını takdir etmeyen bizden değildir ”304
Akra bin Habis:
“Benim on tane çocuğum var Onlardan birini bile öpmüş değilim,” dedi Rasûlullah aleyhisselâtü vesselâm:
“Merhamet etmeyene merhamet edilmez,” buyurdu 305
O büyük eğitimci Rasûlullah aleyhisselâtü vesselâm gönüllere şekil verirken bu gönüllerde rahmet kaynaklarını coşturuyor, onların gönüllerini sevgi ve şefkate açıyordu
Bir gün ona bir bedevî gelmiş ve:
“Siz çocuklarınızı öper misiniz? Biz çocuklarımızı öpmeyiz,” deyince Peygamberimiz aleyhisselâtü vesselâm ona:
“Allah senin kalbinden merhameti çekip almışsa ben senin için ne yapabilirim ki?” buyurmuştur 306
Mü’minlerin annesi Hazreti Âişe anlatıyor: “Hazreti Fatıma Peygamberimiz’in aleyhisselâtü vesselâm huzuruna girdiğinde Efendimiz aleyhisselâtü vesselâm kızı için ayağa kalkar, hoş geldin der, onu öper ve onu yanına oturturdu Peygamberimiz aleyhisselâtü vesselâm onun yanına girdiğinde o da ayağa kalkar, Peygamberimiz’in aleyhisselâtü vesselâm elinden tutar, hoş geldiniz der, Peygamberimiz’i aleyhisselâtü vesselâm öper ve onu yanına oturturdu Nitekim Peygamberimiz’’in aleyhisselâtü vesselâm ölüm hastalığında da Fatıma onun huzuruna girince Efendimiz aleyhisselâtü vesselâm ona hoş geldin demiş ve öpmüştü ”307
Efendimiz aleyhisselâtü vesselâm Kureyş kadınlarını daima takdirle anardı Çünkü onlar kadınlar arasında çocuklarına karşı en şefkatli davranan kadınlardı Çocuklarının terbiyeleriyle ve yetişmeleriyle çok ilgilenirlerdi ve kocalarının hakkını gözetmekle birlikte, çocuklarının işlerini yerine getirme ve çocukları uğrunda fedakârlık yapma hususunda çok titiz idiler
Nitekim Buharî ve Müslim’in Ebu Hureyre’den rivâyet ettikleri bir hadis’i şerifte Efendimiz aleyhisselâtü vesselâm şöyle buyuruyorlar:
“Kureyş hanımları deveye binen kadınların (Arap kadınlarının) en hayırlısıdırlar Çocuklara karşı çok şefkatli, kocalarının haklarına karşı çok saygılıdırlar ”308
Kız ve Erkek Çocukları Arasında Eşit Davranır
Hikmetle hareket eden şuurlu Müslüman kadın, çocukları arasında eşit ve adaletli davranır
Efendimiz aleyhisselâtü vesselâm:
“Allah’tan korkun, çocuklarınız arasında adaletle davranın ” buyurmuştur 309
Bu itibarla takva sahibi olgun müslüman kadın bütün çocukları arasında adildir Harcamada, bağışta veya muamelede çocuklarından birini diğerine tercih etmez, birini diğerinden farklı görmez Böylece hepsinin kalbi annelerine bağlanır, dilleri annelerine dua ile kıpırdar, gönülleri anne sevgisi, anne saygısı ve annenin büyüklüğü ile dolar
Müslüman kadın gâyet iyi bilir ki çocuklar Allah tarafından verilen bir ikramı ilâhîdir Allah’ın kız ve erkek çocuk şeklindeki ikramgeri çevrilmez bir nimettir Bu takdiri değiştirecek veya reddedecek hiçbir güç de yoktur
“Göklerin ve yerin mülkü Allahındır Dilediğini yaratır; dilediğine kız çocukları, dilediğine de erkek çocukları bahşeder Yahut onları, hem erkek hem de kız çocukları olmak üzere çift verir Dilediğini de kısır kılar O, her şeyi bilendir, her şeye gücü yetendir 310
Buharî ve Müslim, Hazreti Âişe’den naklediyorlar: “Bana yanında iki kızıyla birlikte bir kadın geldi, benden bir şeyler istedi Ancak yanımda tek bir hurmadan başka hiçbir şey yoktu Ben de hurmayı o kadına verdim Hurmayı aldı iki kızı arasında paylaştırdı Kendisi bundan hiçbir şey yemedi Sonra kalktı ve iki kızıyla birlikte çıkıp gitti Bu sırada Peygamberimiz aleyhisselâtü vesselâm geldi Ona o kadının durumunu anlattım Buyurdular ki: “Kime imtihan olarak kız evladı verilir de onlara güzel bir şekilde davranırsa o kızlar onunla cehennem ateşi arasında perde olur ”311
Müslim’in Hazreti Âişe’den yaptığı diğer bir rivâyet şöyledir: “Bana taşıdığı iki kız çocuğuyla birlikte yoksul bir kadın geldi Onlara üç hurma ikram ettim Anneleri kızlarından her birine birer hurma verdi Üçüncü hurmayı yemek için ağzına götürürken çocukları onu da istediler Kadın yemek istediği bu hurmayı iki kızı arasında paylaştırdı Onun bu hali hoşuma gitmişti Kadının yaptığını Rasûlullah’a aleyhisselâtü vesselâm anlattım Buyurdular ki:
“Allah bundan dolayı o kadına cennete girmeyi vacip kılmıştır Ya da bu sebeple onu cehennemden azad etmiş, kurtarmıştır ” 312
Ebu Hureyre’den rivâyet edildiğine göre Peygamberimiz aleyhisselâtü vesselâm şöyle buyurmuştur: “Kimin üç kız evladı olurda onların geçimine, sıkıntıları ve sevinçlerine tahammül ederse Allah o kimseyi kız evladına merhameti sebebiyle cennete koyar ” Biri:
“Yâ Rasûlallah!  Ya iki kız olursa?” dedi Efendimiz:
“İki kız olursa da böyledir,” buyurdu Bir başkası:
“Yâ Rasûlallah!  Ya bir kız olursa?” dedi Efendimiz:
“Bir kız olursa da böyledir,” buyurdu 313
Peygamberimiz’in aleyhisselâtü vesselâm rahmeti bütün kızları kuşatacak kadar geniştir bu rahmeti nebeviye kız çocukları yanında kız kardeşleri de kuşatıyordu Ebu Said El Hudrî’den rivâyet ettiği hadisi şerifte peygamberimiz şöyle buyurmaktadır:
“Bir kimsenin üç kızı yahut üç kız kardeşi varsa ve bunlara karşı iyilikle davranıyorsa cennete girer ”314
Çocuklarına Beddua Etmez
Şuurlu müslüman kadın, duaların kabul edildiği saate denk gelir korkusuyla, çocuklara bedduayı yasaklayan Rasûlullah’ın aleyhisselâtü vesselâm emrine uyarak çocuklarına beddua etmez Bu emir Peygamberimiz’in aleyhisselâtü vesselâm şu ifadesinin yer aldığı uzunca bir hadis olan Cabir hadisinde anlatılmaktadır
“Kendinize beddua etmeyin Çocuklarınıza beddua etmeyin Mallarınıza beddua etmeyin Olabilir ki bu beddua bir şeylerin istenip de Allah’ın bunu kabul ettiği bir saate denk gelebilir ”315
Çünkü çocuklara beddua etmek hiç de güzel bir adet ve davranış değildir Hangi anne kızgınlık anında beddua etmişse kızgınlığının sükûnete erdiği ve normal hale döndüğü zaman bu yaptığına pişman olmuştur
Çocuklarına Güzel Ahlâkı Aşılar
Şuurlu Müslüman kadın başkalarını sevmek, yakın akrabayı ziyaret ve ikramda bulunmak, zayıflara yardım etmek büyüğe saygı göstermek, küçüğe merhametli olmak, hayırlı davranışlara yönelmek, söz ve davranışlarda dürüst olmak, verilen sözü tutmak, gibi hasletleri çocuklarının gönüllerine aşılamaya gayret eder
Din Kardeşlerini Güler Yüzle Karşılar
Samimi ve dinine sadık olan müslüman hanım güler yüzlüdür, aydınlık bir çehreye sahiptir, bakışları tebessüm doludur
Mü’mine kardeşleriyle, karşılaştığı zaman onları mütebessim ve güler yüzle karşılar Nitekim Rasûlullah aleyhisselâtü vesselâm şu hadisiyle bunu murad etmektedir:
“Din kardeşini güler yüzle karşılamak bile olsa hiçbir iyiliği küçümseme ”
Çünkü güler yüzlülük İslâm’ın teşvik ettiği, insan için dünyada insanların sevgisini kazandıran değerli bir zinet olarak kabul ettiği, sahibine sevap kazandıran Salih amellerden olan güzel bir vasıftır Zira hoşgörülü güler bir yüz genellikte kalbin safiyetine delalet eder Dış görünüşteki bu safiyet İslâm’ın müslüman kadın ve erkeklerden takınmalarını istediği, kendileri için, daimî bir ahlâk olarak kabul etmelerini arzu ettiği güzel davranışlardandır
Bu sebeple Efendimiz’in aleyhisselâtü vesselâm tavsiyelerinden biri: “Din kardeşinin yüzüne karşı tebessüm etmen senin için bir sadakadır ” hadisi şerifi dir 333
Din Kardeşlerine Nasihat Eder
Efendimiz aleyhisselâtü vesselâm buyuruyorlar ki:
“Din Nasihattir ” Sahabe:
“Kimin için?” dedi Peygamberimiz aleyhisselâtü vesselâm buyurdu ki:
“Allah için, kitabı için, Rasûlü için, müslümanların idarecileri için ve ümmet için ”334
Bu ilâhî nasihatı işiten müslüman hanım, arkadaşlarına nasihatte bulunan, onları uyaran, onlar için sadece hayır ve iyilik arzu eden din kardeşlerinin aynası durumunda olacaktır
Nitekim Hazreti Ebu Hureyre’den rivâyetle Rasûlullah aleyhisselâm şöyle diyor:
“Mü’min kardeşinin aynasıdır Mü’min mü’minin kardeşidir Onun varlığını korur Onun ardından da gözetir ”335
Arkadaşlarına ve Dostlarına Karşı Yumuşaktır
İslâm’ın esasları gönlüne yerleşen müslüman kadın hiçbir zaman kendini arkadaşlarından üstün görmez
Onlara karşı asık suratlı olmaz Onlara kırıcı söz söylemez Bilâkis onlarla daima yumuşak sözlü, nazik, geçim ehli, hoş sohbet ve tatlı dillidir
Onun için Allah Teâlâ’nın mü’min erkek ve kadınların vasfı hakkındaki şu âyetini okuması yeter:
“Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse (bilsin ki) Allah, sevdiği ve kendisini seven mü’minlere karşı alçak gönüllü (şefkatli), kâfirlere karşı onurlu ve zorlu bir toplum getirecektir (Bunlar) Allah yolunda cihad ederler ve hiçbir kınayanın kınamasından korkmazlar (hiçbir kimsenin kınamasına aldırmazlar) Bu, Allahın, dilediğine verdiği lütfudur Allahın lütfu ve ilmi geniştir ”336
Cenâbı Hak onun bu vasfı hakkında ne güzel söylemiştir
“O vakit Allahtan bir rahmet ile onlara yumuşak davrandın! Şâyet sen kaba, katı yürekli olsaydın, hiç şüphesiz, etrafından dağılıp giderlerdi Şu halde onları affet; bağışlanmaları için dua et; iş hakkında onlara danış Kararını verdiğin zaman da artık Allaha dayanıp güven Çünkü Allah, kendisine dayanıp güvenenleri sever ”337
|