Prof. Dr. Sinsi
|
Rahmet Şiiri
Rahmet Şiiri
Müminler cennete çekilip gitti,
Ol gözler karardı, umutlar bitti
Dedik ki:Rabbimiz toprak et bizi !
Denildi: Unuttuk, biz gayri sizi
O saat nicedir, ümit tükendi
Şu mahşer günü ki bu günden şendi
Şu cennet suyundan bir damla var mı?
Oranın suyu da böyle kaynar mı?
Keşke biraz olsun, iman edeydik
Yahut şu bilgiyle geri gideydik
Dedik ki: Buradan bir çıkış var mı?
Denildi: Gezinin, cehennem dar mı?
Kapandı kapılar, duyan bulunmaz,
Bu nice duvar ki, çatlar, delinmez
Her yanda hakaret, her yan uğultu,
Bitmez yakarışlar, bitmez inilti
Bir Ahmet duyardık, o da gelmedi
Nice gün ağlaştık kimse bilmedi
Dedik ki: Allah’tan ümit kesilmez !
Kim ümit keserse iflah olunmaz !
O, Rahman, Rahim’dir, kullar O’nundur
Şu yanan ayaklar, eller O’nundur
O şanı yücedir, izzeti Hak’tır
O’ndan başka bir dost katiyen yoktur
Bir Nur ki, gökleri yarar görürsün,
Melekler ol Arş’ı sarar görürsün,
Eyyub’la bu işe ruhsat verildi,
Kitaba bakıldı, gerçek görüldü,
Develer delikten geçmez mi sandın ?
Yer ve gök emriyle göçmez mi sandın ?
Bir an ki, şu alem hep helak oldu,
“Ol” dedi, cüml’alem geriye geldi
Cennetten soruldu, yerin var mıdır?
“Hayy !” dedi, Rahman’a sınır var mıdır ?
Müminler söyleyin, siz ne dersiniz ?
Dediler: Bir cemal, başka bilmeyiz
Ateşte duranlar: Ahmet dediler,
Sen dedin, “Aleme Rahmet” dediler
“Arş’ın Rabbi !” deyi bir ses duyuldu,
Cümle can, ne varsa secde koyuldu
Bir övgü duyuldu, diller diyemez,
Bu nice bir lisan, canlar bilemez,
Rabb kendin bir övdü, melekler şaştı,
Şu arşın nurundan gözler kamaştı,
Bir alem gitti de bir başka geldi,
Bu nice yaratış, orda ne oldu?
Dediler: Bu Kur’an dağlara indi
Sekar’ın dağları boynunu eğdi
“Yaratan adıyla, oku alemi,
O Gaffar ki, sonsuz Kerem sahibi”
Salih’e bakarsın deve getirmiş,
Sanarsın develer delik yitirmiş
Musa’ya bakarsın yarıp geçmiştir,
Asayı ateşe vurup geçmiştir
Bir “el” ki çağırır, gel deyi deyi
Selam sözlerini Harun söyleyi
İbrahim ateşi, güle döndürmüş,
Dost ki dostu için, öfke dindirmiş,
Yusuf’u görünce Gayya şaşırır,
Eller uzatmış ta canlar aşırır
Lut’a bakarsın ki, geride kalmış,
Kim kalsa geride hepsini almış
İsa’ya bakarsın, gözler açandır,
Ölü bedenlere nurlar saçandır
Adem’e bakarsın, isimler sayar,
Oğlum-kızım deyi gönlüne koyar,
Eyyub’un dilinde diner eyvahlar,
Yakub’un yurduna giren ferahlar
Şuayb’e bakarsın, tartılar tutar,
Bu nice tartıdır, hep sevap tartar
Şu kişi Nuh mudur, gemide bekler,
Bu nice su imiş, hep içecekler
Hud’un yanındadır, şanlı alamet,
Alamet dediğin yüksek bir cennet
Süleyman, canlara mülkler dağıtır,
Bir rüzgar eser de, tenler soğutur
İsmail demiş ki, evler yapayım,
Senin rahmetine kurban olayım
Davud’un zırhı ki, Sekar’ı örttü
“Rahman”, “Rahman” deyi kuşları öttü
Canları cemale bakar görürsün,
Neşeden neşeye akar görürsün,
“Bak cümle kulların gördüm işini,
Muhammet Mustafa kaldır başını !”
Hakk dedi: Ben size söylemedim mi ?
Bir işte bin hikmet var demedim mi ?
Melekler dediler: Tenzih ederiz
Sen ne öğrettiysen onu belleriz
Melekler Allah’ı tesbihe durdu,
Bir zikir sesidir, alemi sardı
Bu nice Rahmet ki gazabı yendi,
Hamdolsun Alemler Rabbi’ne dendi
Ne tefsir, ne hadis, ne bir kıraat
Ümit kesmeyene böyle şefaat,
Bu mümin kalbidir, Ruhundan zerre,
Gayrı sen Rahman’ı düşün bir kerre
Bu nice Rahmet ki gazabı yendi,
Hamdolsun Alemler Rabbi’ne dendi
Ali Aksoy
|