08-02-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Gece Ve Hüzün..
Gece Ve Hüzün
Katrandan süzülmüş bir gecede,
Gökte gizlenen aya küsmüş yıldızlar
Ellerimde sana veremediğim,
Gönlümün son tazarrusu bir mektup,
İçimde aşka kırgın,
Kağıttan bir gemi ve suskun sireni,
Zincirini kırarcasına demir almış,
Acelesi var
Sütten kesilmemiş yetim bir çocuk avazında,
Ağlıyor sesi geceyi yırtarcasına
Boğazımda düğümleniyor yalnızlığım
Martıların acı çığlıkları eşliğinde yutkunuyorum
Dünde kalan aşkımı hemen sahiplenmiş,
Rıhtımdaki kaldırımlar
Köşedeki saat kulesi,
Dün sana beş kala durmuş
Sen uzaktasın artık bana,
Anladım uzaklığın tuzak bana
Beynimden kılavuzsuz geçiyor düşünceler,
Kelimeler mavi limana varamadan
İçimde karaya oturmakta bir bir
Daha dün başımı okşayan rüzgârın
İşkencelerine mecâlsizim
Boyası kalkmış bir duvarda resmin
Ve her yanım camdan sevgi kırıkları,
Bileklerimi kesiyor,
Sokak lambalarının ışıkları ,
Yüzümden düşüyor bin bir parçam,
Yüzüm yok artık yüzsüzüm…
Birazdan bir sel olacak sokaklarımda,
Yerlere yağan hüznün şeffaf damlalarından,
Bak hava durumu yine yanıldı,
Oysa ben
Bugün yeryüzüne hiç yağmayacaktım
Bu gece yine hüzün doluyum
Bir ben varım benden içeride,
Bir de sen…
Bedenimde hiç dikilmemiş,
İflah olmayan hiç kapanmayan yaram
Yirmidört yedi ikibinsekiz
CoşkuN ArslaN
|
|
|