|
Prof. Dr. Sinsi
|
Ey İnsanlık &Quot;Elma&Quot; Dersem Çik...!

Sevgili İnsanlık,
Senin gerçek halini en son, Sevgiliyle (as) beraber kol kola görmüşler
Merhamet, şefkat, hoşgörü ve sevgi de yanınızdaymış
Zaman zaman bir görünüp bir kaybolsan da o gün bu gündür hiç kimse görmemiş gerçek halini
Bir yerlerde saklanıyorsun, bunu biliyoruz Koluna girecek dost yürekler arıyorsun belli ki ortaya çıkmak için Belli ki bir hayli dargınsın bize
Sevgili İnsanlık,
Biliyoruz ki şu yaşlı yeryüzü, senin en berrak hâlini Sevgili nin(sas) ışığıyla gördü
Daha önceleri de görülmüştün, Yusuf(as), Musa(as), İsa(as) ve birçok sevgi dostlarıyla
Ama hiç bu kadar güzel tecelli etmemiştin dünyamızda
Hep böyle defalarca saklanmışken, defalarca belirmiştin yeryüzünde
En son saklandığında yeryüzünde bir mağarada, Sevgili yle (sas) inmiştin dağın zirvesinden insanların arasına
İnsanlar sana muhtaçtı çünkü, insanlar sana en fazla muhtaçtı
Ve O Sevgili yle (sas) beraber, milyonlarca parçaya bölünerek yerleşmiştin yüreklere
Sevgili İnsanlık,
Biz biliyoruz ki şimdi, sen Sevgili den (sas) önce diri diri toprağa gömülen körpe kız çocuklarının feryatlarıyla terk etmiştin insanları ve de şehirleri
Sırtında kırbaçlar şaklayan çaresiz kölelerin iniltileriyle terk etmiştin
Alkol kokan, hoyrat şehvet hırıltılarına kulak tıkayarak terk etmiştin
Zalimin gürleyişleri, mazlumun inleyişleriyle terk etmiştin bizi
Ve daha önceleri sevgili insanlık,
Yusuf (as)la beraber kuyuya atılmış, Eyyüb la (as) mağaraya sürülmüş,
Yunus la (as) balıklara yem edilmiştin
Ve her gidişinden sonra; gözyaşlarıyla döndün insanların arasına, bir Sevgilinin
kolunda
Sevgili İnsanlık,
İnsanlar zaten seni, Sevgilinin (sas) gözyaşlarında gördüler önce
Ve biz gözyaşlarıyla beslendiğini, gözyaşlarıyla büyüdüğünü biliyoruz
yüreklerde
Ve biz; bir tarafının, bir gözü yaşlıyla sürgünde olduğunu da biliyoruz, şimdilerde
Sevgili İnsanlık,
Şimdilerde sana o kadar muhtacız ki  Hangi mağaranın içinde, hangi
kuyunun dibinde, hangi denizin ortasındadır diğer yarın, bilemiyoruz?
Hani çocukluğumuzda; elma dersek çıkar, armut dersek çıkmazdın orta yere
Sevgili İnsanlık,
Bugünlerde sana muhtacız Sana en fazla muhtacız bugünlerde Ne olur ortaya çık da göster bizlere gül cemâlini
Ne olur bir gözü yaşlıyla in artık şehirlerimize Ne olur karakışa dönmüş yüreklere bir sıcaklık getir
Masum bir çocuk edasıyla çağırıyoruz şimdi seni
Sevgili insanlık,
Elma diyoruz, ne olur ortaya çık!
Sevgili İnsanlık,
Nedendir bu yüreğimdeki inleyişler bilir misin? Bugün yine; acıyı vurmak isterken sapan taşlı çocuklar, acıyla vuruldular
Bugün yine, binlerce çocuğun ekmekleri elinden alındı Bugün yine, yeni doğan binlerce bebeğin beşiğine borç senetleri iliştirildi
Ve bugün yine, siyah tenli çocuklar korkuyla baktılar beyaz tenli adamın elindeki silaha
Ve bugün yine, sen girmeyesin diye Filistin kentlerini tanklarla kuşattılar Ve kuyulara betonlar döküldü ve mağaralar bombalandı ve denizler yakıldı sen dönmeyesin diye
Sevgili insanlık,
Bir çocuk masumiyetiyle çağırıyoruz şimdi seni Elma diyoruz, çık artık!
Sevgili insanlık,
Akıllar senden uzaklaşmakta senin yokluğunda
Sen biliyorsun ki; sevgi, merhamet, şefkat ve gözyaşının eşlik etmediği bir akıl, et yığınından başka bir şey değildir
Şimdi, et yığınlarının inşa ettiği çelik paletler arasında ezilmektedir merhamet
Ve merhametin öldüğü bu dünya, kanlı bir dünya oldu
Ve gözyaşlarından mahrum bu dünya, kurak bir çöle döndü
Sevgili insanlık,
Gözyaşları sendedir bunu biliyoruz artık Elma diyoruz, ne olur ortaya çık!
Sevgili İnsanlık,
Sen gittin; cimrilik, cehalet, kabalık, budalalık, enâniyet, nefsâniyet,
şehvâniyet boy verdi gönül vadilerinde
Ayrık otları gibi sardılar ruhları Ve sevgi, bir kuş gibi uçup gitti beden kafeslerinden
Sen gittin; dertsizler dertlileri, sağlıklılar hastaları, zenginler fakirleri, sahipliler sahipsizleri unuttu
Sen gittin, büyük balıklar küçük balıkları yuttu Sen gittin; benlikler nefislere kaptırıldı ve ruhların içi boşaldı
Ve benlikler, içi boşalmış ruhlara put olarak dikildi Ve şimdi insanlar kendi benliklerinin firavunluğunu yaşıyorlar
Ve dünün putperestlerinden daha vahim bir durumdalar
Sevgili İnsanlık,
Bizler de sensizlikten düşen payımızı aldık Elma diyoruz, ne olursun çık artık!
Sevgili İnsanlık,
Belki bir yetim yürekte büzülüp kaldın, belki başı okşanası masum bir çocuğun yüreğinde
Belki sürgün yemiş gönüllerin içine akıttığı gözyaşlarında saklısın, belki bir kutlunun hüzünlü yüreğinde
Yine insanların yüreğindesin, biliyoruz Ve seni, kavminin Yunus u (as) araması gibi arıyoruz
Sevgili insanlık, Bir çocuk masumiyetiyle bir kez daha elma diyoruz Ne olur, dön artık!
alıntı 
|