Yalnız Mesajı Göster

Yitik Sevdamin Örtülü Çiçekleri (Başörtüsü) Yaş Örtüsü

Eski 08-02-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yitik Sevdamin Örtülü Çiçekleri (Başörtüsü) Yaş Örtüsü



AĞLAMA MELEĞİM


NURAHASRET

youtubecom/watch?v=ESlXfnYWjB8 " title="View this video at YouTube in a new window or tab" target="_blank">YouTube Video
youtubecom/watch?v=ESlXfnYWjB8 "> youtubecom/watch?v=ESlXfnYWjB8 " /> ERROR: If you can see this, then YouTube is down or you don't have Flash installed.








**Ağlama meleğim, kendini mahvetme! Başını eğip de "Başlarını açamasak

bile

baş eğdirdik" dedirtme Unutma, "Şeref ve üstünlük Allah'ındır, bir de

Resûlünün ve müminlerin" Sana "başını ört!" diyen Allah böyle buyuruyor

Sen başını yiğitçe örterek gerçek kişiliğini ortaya koydun başörtünü

inancınla bütünleştirdin Onu kimliğinin bir parçası haline getirdin ve

böylece dünya aleme "Ben müslümanım" diye haykırdın Başını örtmeni

emreden Allah'a yemin ederim, sen bu yiğit duruşunla her zaman şanlı ve

galipsin Seni mağlup edecek adam daha anasından doğmadı

Senin başın dumanlı dağlardan daha yüce Başörtün bulutlardan daha

güzel Cennette Allah, ayın on dördü gibi ayan beyan görüldüğü zaman,

eminim o gün sen, Kâinatın Rabbini, daha yakından göreceksin o yücelerdeki

başınla

Seni ezmek isteyene ezilme! Allah'ın sana doğduğun gün verdiği hakkı söke

söke almaya çalış! Bu gün vermezlerse yarın verecekler

Yorulduğuna, yıprandığına üzülme Dünya didinme ahiret dinlenme yeri

Rabbine kavuşuncaya kadar mü'mine rahat yok Rahat cennette, o ebedi

yurdumuzda Dünya denen şu ağacın altında biraz nefeslenip yeniden yola

koyulacağımızı aklından çıkarma

Ayağımıza batan dikenler bizi yıldırmasın Belli ki cennet yakınımızda

Çünkü cennet dikenlerle çevrilidir yorgunluk, sürekli hastalık, tasa,

keder, sıkıntı ve gam, hatta ayağa batan dikene varıncaya kadar başa gelen

her şey müslümanın hatalarının bağışlanmasına vesiledir Allah hayrını

dilediği kişiye sıkıntı verir Biraz korku, biraz açlıkla imtihan bizim

kaderimizde var

Çetin bir imtihandasın, dayan Seni zor yıldırmasın Elbette her

güçlükle birlikte bir kolaylık vardır Şüphesiz her güçlükle birlikte bir

kolaylık Ve Allah sabredenlerle beraberdir

Kainatın Efendisi şu dünyada rahat yüzü görmedi Öz yurdunda, müslüman

kimliğiyle yaşayamadı Zalimler bastırdıkça o dayandı Her şeye Allah

için katlandı Ama davasından taviz vermedi İyice tıkandığı zaman,

yurdunu terk edip hicret etti Boynu bükük, gönlü kırık, boğazında

hıçkırık gurbet ele gitti Çünkü Allah'ın arz-ı genişti Gittiği yere

İslam'ın ışığın götürdü İnsanlar bilmediklerini öğretti Gerçek

varlığı, gerçek hayatı, gerçek mü'mini Ve bir gün yurduna zaferle

girdi Onu öldürmek isteyenler ondan aman dilediler Zulmün süngüsü

düştü, cihanın tarihi değişti Gerekirse sen de git Mekke devrini

yaşayan topraklara Medine'yi getir Sabrın meyvelerini devşir Sen

varsın Allah var, dünya var, ahiret var Bunlar inkarı mümkün olmayan

gerçeklerSen ebediyetin kokusunu almış bir bahtiyarsın Gönüllere

cennetin kokusunu sen taşıyacaksın

Her şeyi diplomadan ibaret sanma Ashab-ı Kirâmın diploması yoktu

Tâbiînin diploması yoktu daha sonra gelen İslam büyüklerinin de diploması

yoktu Ama dünyanın bir ucundan diğer ucuna İslâmı onlar götürdüler Bir

an bile susmadan kainatı çınlatan ezanı gök kubbeye onlar perçinlediler

Bir gün medreseler açılıp da diplomalı tahsil başlayınca, büyüklerimiz çok

üzüldüler; artık ilmin sonu geldi dediler İlmin sonu gelmedi, yine devam

etti ama, Onlar sırf Allah rızası için okuyup okutmanın daha bereketli

olacağına inancından vazgeçmediler Büyüklerimizin aydınlık yolundan

ayrılma Elinden diplomayı alanlar ağzını da bağlayamazlar ya

İşte sen o büyüklerin izinden gideceksin Sen peygamber yurdunu ev ev

dolaşarak aydınlatan sahâbî analarımız gibi, ev ev dolaşarak yurdunu

aydınlatacaksın Peygamberimizi, kendine örnek alacak, onun ahlakını

özümseyeceksin Yüzünden eksilmeyen tebessümünle; insanları hoş görüp

bağışlama merhametinle; gösterişe pirim vermeyen sadece yaşayışın ve eşsiz

tevazuunla; müslüman hanıma en çok yakışan o zarif nezaketinle; herkesi

imrendiren iffetinle; özü, sözü doğru güvenilir şahsiyetinle; elinde olanı

başkasıyla paylaşmaktan zevk alan cömertliğinle; tabansızlara pabuç

bırakmayan cesaretinle; haksızlığa haddini bildiren asil öfkenle; Allah için

gözyaşı dökmeyi ihmal etmeyen duygulu halin, ibadet ve tâatinle; özellikle

de dilinden düşürmediğin dua ve zikirlerinle gittiğin yere Peygamber kokusu

götüreceksin Seni görenler Peygamber'i görmüş gibi sevinecekler; evimize

Peygamber nefesi geldi diye bayram edecekler Başındaki o aziz örtüye

"siyâsal simge" diye seni mektebi kapısında işkenceye tâbi tutanlar yapmasa

bile, onların çocukları utanıp senden af dileyecekler

Sen ağlama yavrum, senin işin çook Sen torunlarımı büyüteceksin

"Bismillâh" diyerek emzireceksin onları, zemzem kadar temiz, ak sütünle

Konuşmaya başlarken kelime-i tevhidi öğreteceksin onlara "La ilâhe

illallah" diye diye büyüyecekler Dillerine, gönüllerine, beyinlerine

Allah kelâmını nakşedeceksin, silinmemecesine O nur topu yavrular,

"Bismillâh" diyerek dikecek kelime-i tevhid fidanını dikecek bütün

gönüllere Aşkla sabırla teenni ile Usanmadan, bıkmadan, yılmadan

İşte o zaman güzel yurdum bir cennet olacak Orada hiç kimse

horlanmayacak İnansa da inanmasa da

Gözyaşını boşuna harcama Ağlamasını bilmeyen elbette bizden değildir

Daha iyi kulluk edemedim diye ağla Allah için gözyaşı dök

Resûlullah'ın karasevdalısı ol Seccaden kurumasın kızım

*alıntıdır*

ağlarmısın gözlerim ömrüm gelip geçti bilemedim

Alıntı Yaparak Cevapla