Prof. Dr. Sinsi
|
Bir Hattatin Yazilmamiş Günlüğü
nihalim´isimli üyeden Alıntı
BİR HATTATIN YAZILMAMIŞ GÜNLÜĞÜ
Bana adını yazmak düşmüş bu beyaz kağıtlara ey sevgili 
Adını yazmak;
Rezzak-ı alemin gönüllerin gergefine
ebem kuşağı renkleriyle nokta nokta, harf harf işlediği adını 
Adını yazmak ,
Adem'in müjdelediği,
Bahira'nın beklediği
“Veda Tepesi'nden doğan ay” gibi
“İsmuhû Ahmet” deryasının dalgalarının parlattığı adını 
Adını yazmak,
Gemisinde Nuh'un
Süleyman'ın rüzgarlarında
Cömertliğinde İbrahim'in
Teslimiyetiyle İsmail'in
Yunus'un balığıyla
Yakub'un Külbe-i Ahzân'ında
Yalnızlığının kuyusunda Yusuf'un 
Mizmarlarıyla Davut'un
Musa'nın “Yed-i Beyzâ”sıyla
Meryem'iyle İsa'nın 
Adını yazmak 
Adını yazacak olmamdandır titreyişlerim
Yüreğimde,
Bu hep taze,
Bu hep buruk ürperiş ondan
Kalemimdeki, divitimdeki heyecan
Kağıdımdaki intizar,
Mürekkebimdeki
Sönmek bilmez yangını vuslat ateşinin hep bundan 
Bana adını yazmak düşmüş bu beyaz kağıtlara ey sevgili  
Yani ki seni yazmak 
Sevda tohumunun çatladığı,
Tutku filizinin boy attığı,
Sadakat meşalesinin yandığı
Evlerin en güzeli
Erkam'ın Evi'yle seni yazmak 
Seni yazmak 
“And içeriz ”
“Sevinçte ve tasada,”
“Sıkıntıda ve rahatlıkta”
“Seninle birlikte olacağımıza and içeriz  ” diyen
Akabe erlerinin parmaklarıyla seni yazmak 
Sürekâ'nın geri dönen atının tutkusuyla seni yazmak 
“Sen güneşsin,”
“Sen aysın,”
“Sen nur üstüne nursun” diye ağlayan
Ensar'ın bekleyişleriyle seni yazmak
Seni yazmak 
Bedir kuyularında bıraktığın umut güneşiyle 
Seni yazmak 
Uhud günü sevdasıyla Hamza'nın,
Seni yazmak 
Hendekleriyle Selman'ın ,içine sabrı,
içine sevdasını doldurduğu hendekleriyle 
Huneyn'le seni yazmak,
Tebuk'le, Mute'yle seni yazmak 
Zeyd'in sadakati,
Cafer'in özlemi,
Abdullah'ın tereddüdüyle seni yazmak 
Ne zaman ismin için kağıda, kaleme sarılsam
Kuşlar gelir pencereme seslenirler;
“Yaz , yâ Habîballah  ”
Güvercinler gelir Sevr'den kopa kopa,
senin hasretinle derler ;
“Yaz, ya Hâtemü'l-Enbiyâ  ”
Örümcekler sökün eder odama,
çığlık çığlık, haykırırlar;
“Yaz, Ahmed-i Mahmud-u Muhammed Mustafa  ”
Bana adını yazmak düşmüş bu beyaz kağıtlara ey sevgili 
Adını yazmak 
Sabır hamuruna umut diye kattığım adını,
Şefaat göğünde sığınıp sevgine kanat diye taktığım adını 
Ümmü Hani'nin evinden Sidre'ye kadar
“Ümmetim”,“Ümmetim” diye feryadınla tanıdığım adını 
Adını düşündüğüm her lahzada içimde,
Binlerce Bahira yürür uygun adım,
aydınlatmak için
Seher ufuklarının karanlığını senin aydınlığınla 
Binlerce Addas yürür gelir
Taif'den, tâ gönül evime
Hepsinin dudaklarında,
“Sen  sen öyleyse peygambersin  ” mırıltısı 
Adını düşündüğüm her lahzada
Bir “Hayber'in Aslanı” düşer yadıma
Bir “Dostların En Sadık Olanı”
Bir “Timsali Adaletin”
Bir “İki Nur Sahibi” düşer yadıma 
Bana adını yazmak düşmüş bu beyaz kağıtlara ey sevgili 
Şu çizgi; Senin hicretini anlatmak içindir 
Şu nokta; Uhud'da yüreğinden bir parça Hamza'nın
Şu halka; Sevr'de yüzüne düşen iki damla gözyaşından hani o sıddık olanın can elması 
Şu yukarı çizgi; Öfkesi Ömer'in, şu iniş; “Sana inandım” diyen sükûneti 
Şu uzaklarda kalan çizgiler, noktalar;
Senin barış günü, “bize artık burada kalacak ev mi kalmıştır” derken yaşadığın mahzunluğun 
Şu gül senin adındır ya Rasulallah  
Şu ortaya çıkan yazı senin gülcemalin, alemlere rahmet olarak yaratılışının 
İşte nakşediyorum ,
İşte yazıyorum adını, titreyen paramparça bir yürekle 
İşte yazıyorum adını,mahcupluğuyla senden utanmanın 
İşte,
İşte yazıyorum adını, bu beyaz kağıtlara 
Herkes öyle sanıyor,
Herkes adını bu beyaz kağıtlara yazdım diye biliyor,
-Anam babam sana feda olsun ya Habiballah-
Ben aslında senin adını kağıtlara değil,
harf harf, lime lime,nokta nokta,
Kalbime  Kalbime yazıyorum   
MUSTAFA HATİPLER
RABBİM bu ne güzel bişeydi YARADAN razı olsun sizden ürperdim gözlerim doldu  
çok çok ama çok güzeldi
|