Prof. Dr. Sinsi
|
Şah Beyitler-M.Nihat Malkoç
ŞAH BEYİTLER-76
DÜŞTEYİZ
Hepimiz bir düşteyiz, dünyada her şey bayat
Silik çıkıyor suret, fotokopidir hayat!  
U/YANIN!  
Uyanın ey yarenler, uyumaya gelmedik!  
Bu gaflet uykusunda bir gün bile gülmedik
DUALARA TUTUNMAK
Bela uçurumunda dualara tutunduk
Gönülde kiri pası, sevgi suyuyla yunduk
SÖZ YANGINI
Nefrete dair sözler, söz yangınında yandı
İçimdeki sözcükler dirilişe uyandı
YULAR
Sevgi denizlerinde ateşi öper sular
Eşek senin olsa da elin elinde yular
M NİHAT MALKOÇ
ŞAH BEYİTLER-77
KİLİT
Aşkla kırılır ancak dilin paslı kilidi
Düne dönüşen günün evveli yarın idi
KU/SUR
Koruduk kör şeytanı korunaklı surlarla
Uçamaz iman kuşu bu ağır kusurlarla
ŞEHREMİNİ
İçimdeki kentleri eşkıyalar basardı
Şehremini, gönlümü iman zırhıyla sardı
YALANCI
Sancı dindirir ancak içimdeki sancıyı
Elbette yalancılar doğrular yalancıyı
YETİM AYNA
Zifiri gecelerde ayna yetim, ben yetim…
Karanlık gölgelere dönüşüyor suretim…
M NİHAT MALKOÇ
ŞAH BEYİTLER-78
MABET
İçimdeki mabette ezanlar yankılanır
Hakk’a söz veren gönül bu munis sesi tanır
ÇAĞIN MASKESİ
Batılın hükmü geçmez, düşer çağın maskesi
Bülbül şakıdığında kesilir karga sesi…
OYUN
Aslında bir oyundu, her şey yaşandı bitti
Zaman alevi, teni bir mum gibi eritti
AKREP
Gece gün döner akrep zamanın ensesinde
Gül hasretini taşır bülbül titrek sesinde…
MENZİL
Suretin asılıdır gözümün menziline
Gün uzar yüzyıl olur; sensiz her gün bir sene
M NİHAT MALKOÇ
ŞAH BEYİTLER-79
SÖZ
Ruhumu çepeçevre sarar hasretin közü
Ayna tutar yüreğe söz ele verir özü…
ŞEYTANIN MABEDİ
Yıkıp viran eyleyin şeytanın mabedini
Hakikatin nuruyla arındır niyetini!  
GEÇEN YILLAR
Ölümü kundağında büyütür geçen yıllar
Hayat değirmeninde ömrü öğütür yollar
ÇOCUK
Çocuk toprakta tohum, habersizdir ölümden
O da payını alır fazlasıyla zulümden…
SİL/ÂHLAR
Yankısı göğe değer yüreklerde âhların
İçimizi kanatır gölgesi silahların…
M NİHAT MALKOÇ
ŞAH BEYİTLER-80
ARAMAK
Eşyanın hakikati aramakla bulunur
Bir yastığın uğruna onlarca kaz yolunur
ŞÜKÜR
Gün gelir döner devran, ağlarsın güldüğüne
Ahir zamanı gören şükreder öldüğüne
ÖLÇÜ
İnsanın en iyisi işinde belli olur
Şaşmaz ilahî ölçü, kul ettiğini bulur
KİMSESİZLER
Boştur davulun içi, ondan çok çıkar sesi
Kimsesize kol kanat, kimsesizler kimsesi
HADDİNİ BİLMEK
Başkası bildirmeden sen sen ol haddini bil
Yoktur dilin kemiği, en büyük afettir dil
M NİHAT MALKOÇ
ŞAH BEYİTLER-81
KAİNAT KİTABI
Kâinat kitabında her zerre Allah diyor
Gıybet ettikçe insan, ölü etini yiyor
ÜSTÜNLÜK
Zalimlerin üstüne taş yağacak göklerden
Hakk’a kul olan insan üstündür meleklerden
FİŞ
Bu çile dünyasında kim bitirdi işini?
Bir gün çeker Azrail can evinin fişini
İNKIRAZ
O büyük yolculukta amellerin azıktır
Hakk’tan habersiz ömür inkırazdır, yazıktır
KAVMİYET
Dinin esası takva İslam’da yok kavmiyet
Kula kulluk etmeyi reddeder İslamiyet
M NİHAT MALKOÇ
ŞAH BEYİTLER-82
YASA
Hayat dediğimiz şey bir bakış kadar kısa
Kılavuz olsun sana Hakk’ın koyduğu yasa
DARAĞACI
Ruhum darağacında, göğe yükselir âh’ım…
İsyanım rahmetinden büyük değil Allah’ım!  
NEDEN
Sinsice bir gün çalar, her doğan gün ömürden
Tükenmişse sermayen ölmeye var bin neden
ÜÇ GÜNLÜK ÖMÜR
Zifiri karanlığa meydan okur gökte ay…
Üç günlük ömür için gerekir mi köşk saray?  
HAYATI TEMİZE ÇEKMEK
Bir mahkumuz içinde dünya denen kafesin
Hayatı çek temize bu belki son nefesin
M NİHAT MALKOÇ
ŞAH BEYİTLER-83
ÂLİM
Sırtını döner Hakk’a kendini sanar âlim
Fezaya çengel atar, kendini bilmez zalim
KEMALE ERİNCE
Kemale erince yaş, ateş düşer yaprağa
Vakit gelince verdik eşi dostu toprağa
UZAKLAR
Ufuklar çağırınca meçhule gider gemi
Uzaklarda arama cenneti, cehennemi
ÇİLEHANE
Dünya bir çilehane, derdim dermandır bana
Rabbim ne emretmişse şeksiz fermandır bana
EMR-İ HAKK
Zalimlerin başına çorap örülür bir gün…
Emr-i Hakk vaki olur, defter dürülür bir gün…
M NİHAT MALKOÇ
ŞAH BEYİTLER-84
ZEHİRLİ YILAN
Ezmelisin başını, nefis zehirli yılan
Ecelin tuzağından var mıdır hiç kurtulan?  
HESAP
Nasıl ölmüşse insan öylece dirilecek
Arasat’ta zalimin hesabı görülecek…
ÂHLARIM
Kurşundan daha ağır hüzünlerim, âhlarım
Kararttı süveydayı hesapsız günahlarım
ANAHTAR
Kalpler Allah’ın evi, anahtar ol kapıya
Rabbim mührünü vurmuş beden denen yapıya
SUSUZ
Başındayım pınarın, sanki çölde susuzum
Bu gaflet uykusunda bir ömür uykusuzun
M NİHAT MALKOÇ
ŞAH BEYİTLER-85
MUM MİSALİ
Çağ aydınlansın diye, mum misali erirsin
Yükselttiğin bayrağı sonrakine verirsin
DESTANIMIZ
Bin yıllık destanımız dönüşünce ağıda
İçimizdeki efkar billah sığmaz kağıda
SONSUZLUĞU KUŞANMAK
Şaha kalkmış bekliyor gök yeleli atımız
Sonsuzluğu kuşanmak nihai muradımız
HÜZÜN
Bağdaş kurmuş yürekte, keder artığı hüzün
Kalp gözün kapanmışsa farkı yoktur gündüzün
BU ÇAĞIN HASTALIĞI
Kemiriyor ruhları, endişe ve şaşkınlık
Bu çağın hastalığı kuralsızlık, taşkınlık…
M NİHAT MALKOÇ
ŞAH BEYİTLER-86
AHMAK
Alnımıza yazılmış ölüm nihai karar
Ahmak dediğin o ki Hakk’tan gayri dost arar
METAL ÇAĞI
Kaybettik kendimizi ihtirasın ağında
Manaya sırt çevirdik bu kör metal çağında
ALEVİ ÖPMEK
Sevgiyle nazar etsek alevi öper sular
Değerlenir mi eşek taksa ipekten yular?
MENZİL
Karıncalar da bir gün elbet varır menzile
Gönlümüzde ne varsa an gelir düşer dile
YİTİK HAZİNE
Şükür yitik hazine, dört bir yanımız isyan
Gönül aynası puslu, ruhumuz dolmuş katran
M NİHAT MALKOÇ
ŞAH BEYİTLER-87
TOHUM
Filiz vermedi tohum, bahçe tarumar oldu
Nerdesin ey sevgili, elimizde gül soldu!  
YOLCU
Belki gelirsin diye nice hayaller kurdum
Yolların kavşağında yolcuyu yoldan sordum
AKIN
Mukavvadan askerler ruhuma eyler akın
Ümitvar ol ey mümin, güzel günler pek yakın!  
TAŞANLAR
Güneşin yangınında kurudu gonca güller
Gönlümün kıyısında taştı denizler, göller
ZEMHERİ
Meyveye dururken dal; ruhumda fırtına, kar…
Dışarıda ağustos, içimde zemheri var…
M NİHAT MALKOÇ
ŞAH BEYİTLER-88
MÜHÜRLÜ KALPLER
Kalbi mühürlenenler hiç gelir mi hizaya?
Kuşatır kainatı, ruhum sığmaz fezaya
KARANLIK
Tükenir sermayemiz, gün gelir devran döner
Bir gün çöker karanlık, gözünün feri söner
GÖNÜL TASI
Dolar gönül tasımız mazi denen ırmaktan
Ayırmasın Hakk bizi ezandan ve bayraktan!  
VİCDAN AZABI
İnanca duvar örmek müminlere ezadır
Bazen vicdan azabı en büyük bir cezadır
NEVBAHAR
Hasret sarmaşıkları yüreklerde hâr olur
Kışa sabredenlere yarın nevbahar olur
M NİHAT MALKOÇ
ŞAH BEYİTLER-89
ANADOLU
Ülkemin dört bir yanı yiğitler otağıdır
Güzel Anadolu’muz aşıklar yatağıdır
KELAM
Kelam ruhun aynası, haber verir halinden
Söz heybende ne varsa o dökülür dilinden
AKIL BAĞI
Çözülür aklın bağı, çıkar öfke kınından
Rüyalar soluklanır cedlerin akınından
DEVLER
Sevgi darağacında, nerde huzurlu evler?  
Cüceler devleşirken cüceye döndü devler
NAZAR
İbret al belalardan, eyle dünyaya nazar
Acaba hâl diliyle ne söyler bize mezar?  
M NİHAT MALKOÇ
ŞAH BEYİTLER-90
PAS
Ölümü hatırlamaz, mala mülke yaslanır
Dünyayı çok sevenin kalbi bir gün paslanır
PEÇETE
Dünyanın malı mülkü sümüklü peçetedir
Peygamberin sünneti manevî reçetedir
KUR’AN
Körelen itikadı, imanı biler Kur’an
Cilalar kalbimizi, pasını siler Kur’an
MİHENK TAŞI
Resulullah’a uymak saadetin başıdır
İman kalbin ışığı, iman mihenk taşıdır
KAHKAHA
Sırlara vakıf âlim, zalim kendini bilmez
Kahkahayla gülenler, ahir ömürde gülmez
M NİHAT MALKOÇ
ŞAH BEYİTLER-91
ÜSTÜNLÜK
Kainat kitabını okumak marifettir
İnsanı üstün kılan şahsiyet ve iffettir
LÂL
Susar çığlık çığlığa, an gelir dil lâl olur
Yaş kemale erince imkanlar muhal olur
ZAMANSIZ
Hastalıklar işaret, tükeniş amansızdır
Yüz yaşında gelse de her ölüm zamansızdır
HÜZÜN DAĞI
Hüzünler dağ misali, yürekler dar geliyor
İçimiz kan ağlarken suretimiz gülüyor
GÖNÜL GERGEFİ
Varlığın tatlı bahar, yokluğun karakıştır
Gönlümün gergefinde sevgin sırma nakıştır
M NİHAT MALKOÇ
ŞAH BEYİTLER-92
MECNUN OLANLAR
Güzellik izafidir, boşa dil yorar canlar
Leyla, güzelliğini Mecnun olanlar anlar!…
AYRIK OTLARI
Bakıma al kalbini, ayrık otlarını yol
Mevlana gibi müşfik, Yunus gibi haktan ol
NİYAZ
Ömrümün kışındayım, ne kaldı geçmiş yazdan?
Beslenir aç ruhumuz namazdan ve niyazdan…
KUŞLUK
Nefretini hapseyle içindeki boşluğa
Güneşten erken uyan, yakalanma kuşluğa!  
GAFLET PERDESİ
Teslim ol hakikate, yırt gaflet perdesini!  
Ulaştır hedefine mazlumların sesini!  
M NİHAT MALKOÇ
ŞAH BEYİTLER-93
VAHŞİ KAPİTALİZM
Daha çok kazanç için her gün aşılır çizme
Vız gelir günah sevap vahşi kapitalizme
HOŞGÖRÜ AĞACI
Kökleri kurumakta hoşgörü ağacının
Paçavraya dönüşsün coğrafyası acının
MENFAAT HANÇERİ
Gün olur devran döner, kabuk bağlar yaralar
Menfaat hançeriyle bozuluyor aralar
EŞEĞİN EMEĞİ
Garibanların âh’ı tutar mavi gökleri
Atın keyfi içindir eşeğin emekleri
HENGAME
Bırak huzur dolasın, dünya hengamesini
Yüreğine bayrak yap vicdanının sesini
M NİHAT MALKOÇ
ŞAH BEYİTLER-94
ÖMÜR ÇEKİ
Ne de çabuk harcadın ömür denilen çeki…
Sonsuzluktur ahiret , dünya dediğin ne ki?  
RUH CEVHERİ
Hep mide zannettiler acıkan yerimizi
Unuttular görünmez o ruh cevherimizi
MİSAFİR
Akrebi kovalarken yelkovan yorgun düşer
Misafirdir dünyada, kalıcı değil beşer
ŞAHSİYET
Kim ki hakikat varken yalanlara yaslanır
Şahsiyet yaralanır, ruh cevheri paslanır
BİSMİLLAH
‘Bismillah’ kutlu miftah, hayırların başıdır
Huzurun sığınağı, aç ruhların aşıdır
M NİHAT MALKOÇ
ŞAH BEYİTLER-95
TEMİZE ÇEK
Temize çek kalbini, sanma hesap uzaktır
Aç basiret gözünü, dünyalıklar tuzaktır
SÖZÜN HÜKMÜ
Kalır mı sözün hükmü bozulunca yeminler?  
Hakikat konuşunca mevcudat susar, dinler
SON DEM
Şakakların kar beyaz, ömrün son demindeyiz
Ruh sıla özleminde, hicran matemindeyiz
AHDİMİZ
Kal-ü beladan beri geçer ahdimiz bizim
Hakk’a kul olmadıkça gülmez bahtımız bizim
KABRİMİZ
Kabrimiz gönüllere aşkla kazılır bir gün
İsrafil’in suruyla oyun bozulur bir gün
M NİHAT MALKOÇ
ŞAH BEYİTLER-96
ÇAĞLAYAN
Vara yağa gülenler bir gün ‘ağlayan’ olur
Nedamet gözyaşları coşar, çağlayan olur
TAŞ OLSAM
Ebabil kuşlarının yağdırdığı taş olsam…
Mazlumların gözünden akan kanlı yaş olsam…
İRADE GEMİSİ
İrade gemisinin dümeninde akıl var
İffetin sarayında en asil duygudur ar…
(D)İŞLERİN…
Sanırsın düz gidecek ömür boyu işlerin
Boş kalır aş kazanın dökülünce dişlerin…
NOT DÜŞMEK
Bil ki imtihan sırrı, ne gelirse başına…
Onurlu hayatınla not düş mezar taşına!  
M NİHAT MALKOÇ
ŞAH BEYİTLER-97
SONSUZ
Sür atını süvari; zaman kısa, yol uzun…
Özgürlüğü yakala kollarında sonsuzun
UFKUN AYNALARI
Seyreyle sonsuzluğu ufkun aynalarında
Hazırlıklı ol kışa ömrünün baharında
KÂİNATIN SAHİBİ
Kainatın sahibi ebedî ve ezeli
Serilmiş önümüze her şeyin en güzeli
DÖN!…
Karanlık gecelerden dön yüzünü Kabe’ye
Kirden arınır ruhun benzersin sahabeye
BAKANLAR VE GÖRENLER
Kuşatır kâinatı sarar uhrevî ahenk
Bakanlar ve görenler olmaz birbirine denk
M NİHAT MALKOÇ
ŞAH BEYİTLER-98
USTURA GİBİ
Sırat ustura gibi, altı cehennem, ateş…
Derman olmaz derdine ne ana, ne de kardeş
ONUN
Gördüğün her ne varsa büyük küçük O’nundur
Ölürse beden ölür, sanma ölüm sonundur…
LAFTA…
Sözler bayağılaştı, şairlik kaldı lafta
Mücevherin kıymeti belli olur sarrafta
ELALEM
Dalda meyve arama, ömrümüz oldu heder
Yürü Hakk’ın yolunda, “elalem ne derse der!…
YARIŞ
Öfkeleriniz değil, idealler yarışsın
Yol nefretin saçını kin tarihe karışsın
M NİHAT MALKOÇ
ŞAH BEYİTLER-99
KÜRESEL SALTANAT
Battık balçık çamura gece gün derken Batı
Bizi bizden kopardı küresel saltanatı
KU/SURLAR
Kılıçlara sor bizi, çocuğuyuz surların…
Tövbe ne işe yarar olmazsa kusurların
ÇAKAL
Sofu görünmek için bırakır çember sakal
Şehirlerde dolaşır orman kaçkını çakal
SERDENGEÇTİ
Serdengeçti dediğin uzağı yakın eder
Canını kor ortaya hedefe akın eder
ÇIRA GİBİ
Rüzgar nerden eserse o tarafa dönersin!  
Güneş doğar ufuktan çıra gibi sönersin
M NİHAT MALKOÇ
ŞAH BEYİTLER-100
SANIK/TANIK
Sanık sandalyesinde oturtulursa tanık
İnsanlık davasında hepimiz suçlu, sanık
GECE/GÜN
Bahçeyi sele verdik, gülü zakkuma sattık
Geceleri oturduk, güneş doğunca yattık
ARASAT
Heybetli olsa da dağ, yol üstünden aşacak
Mahşer günü Arasat dolup dolup taşacak
SESİMİZ
Asık suratlı çağda yankılanır sesimiz
Nefretin buz dağını eritir nefesimiz
ŞEHİR
İsyan ağı misali, sabır bize panzehir
Zaman değirmeninde eziyor beni şehir!  
M NİHAT MALKOÇ
|