08-02-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
N.F.K

Bindörtyüz şu kadar sene evveldi;
Mekke’ye Yemen’den bir düşman geldi
Çil yavrularından çokluk ordular,
Kâbeyi yıkmaya geliyordular
Önlerinde bir fil vardı, kocaman  
Ot bitmez çöllerde bir sel ki, yaman
Kureyş, yeryüzünde en soylu oymak,
İbrahim Peygamber neslinden yumak,
Dağlara çekildi hâli görünce
Ev, ALLAH’ın Evi, bütün düşünce  
Dediler: Kâbeye sahibi kefil!
Birden bir şey oldu, yere çöktü fil
Ebabil kuşları  Gök benek benek  
Olur  Elverir ki, ALLAH ol desin:
Küçük serçe koca kartalı yesin!
Derya derya ahenk, dalgalarında,
Minicik birer taş, gagalarında,
Düşmanın üstüne kuşlar üşüştü
Her taş bir askerin başına düştü
Ölen, kaçan, çığlık, nâra, kıyamet!
Keremli Mekke’de, derken selâmet  
Fil tarihi, işte oluş, sene bir!
Bindörtyüz şu kadar evvel, gene bir!

|
|
|