Prof. Dr. Sinsi
|
Bu Ümmetin Âsîleri
Bu ümmetin âsîleri
Ümmet-i Muhammed’den, günahı çok kimseler,
Eğer şefaate de kavuşmamış iseler,
Azap için, topluca, kadın erkek, genç ve pir,
Cehennem kapısının önüne getirilir
Cehenneme müvekkel, (Malik) adlı bir melek,
Vardır ki, hayret eder bu güruhu görerek
Der ki: (Siz Cehenneme, azaba gelmişsiniz
Fakat nasıl oldu ki, bağlanmamış eliniz?
Kara dahi olmamış birinizin yüzü hem
Sizden güzel kimseler görmedi hiç Cehennem )
Onlar, buna cevaben söylerler ki: (Ama biz,
Hazret-i Muhammed’in ümmetine dahiliz
Lakin işlediğimiz fazla günah ve isyan,
Sebebiyle, ateşe layık olduk biz şu an
Ey Malik, sen şu anda bırak da bizi bize,
Oturup ağlayalım şu fena halimize )
Malik dahi onlara, der ki: (Ağlayın, fakat,
Bu günkü ağlamanız, vermez size menfaat )
O böyle söylese de, olurlar yine giryan
Çok şiddetli ağlayıp, ederler feryat figan
Nice yaşlı erkekler, tutarak sakalını,
Der: (Boşa geçirmişim, ah dünya hayatını )
Nice kadınlar dahi, saçlarından tutarak,
Der ki: (Ah, rezil oldum günahlara dalarak )
Nice delikanlılar, derler: (Ah gençliğimiz!
En kıymetli günleri, hep boşa geçirmişiz )
O an, Hak teâlâdan bir nida gelir ki ilk:
(Birinci Cehenneme koy onları ey Malik!)
Bu nida üzerine, onlar çok ağlaşırlar
(La ilahe illallah) diye bağırışırlar
Kelime-i tevhid’i işitince Cehennem,
Onlardan, beşyüz yıllık öteye kaçar hemen
Yine Hak teâlâdan bir nida gelir derhal
Buyurur: (Ey Cehennem, bunları içine al!)
Böylece atılırlar Cehennem ateşine
Bir ateş ki, dünyada rastlanılmaz eşine
Ateş, o kimselerin yaksa da her yerini,
Yakmaya gücü yetmez alın ve kalplerini
Günahkâr olsalar da, mümindir çünkü onlar
Ve secde etmişlerdi Allah’a o alınlar
Onların içlerinde vardır ki biri fakat,
Hepsinden daha fazla ağlayıp eder feryat
Hak teâlâ sorar ki: (Ne oldu ki ey insan!
Herkesten daha fazla edersin feryat figan?)
O der ki: (Ya ilahi, çektin beni hesaba
Günahım fazla geldi, layık oldum azaba
Gerçi Cehennemine girdimse de şu vakit,
Lakin merhametinden kesmedim hala ümit
Bilirim, işitirsin feryat ve figanımı
Affedip, kaldırırsın belki bu azabımı )
Hak teâlâ, cevaben ona şöyle buyurur:
(Kim nasıl zannederse, o, beni öyle bulur
Madem benim hakkımda böyledir senin zannın,
Affettim ben de seni, kaldırıldı azabın )
|