Yalnız Mesajı Göster

Canim İstanbul (Necip Fazil Kisakürek)

Eski 08-03-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Canim İstanbul (Necip Fazil Kisakürek)



Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;

Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar


İçimde tüten birşey; hava, renk, eda, iklim;

O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim




Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;

Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur


Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,

Ve kavuşmuş rüzgar onda, onda misale

İstanbul benim canım;

Vatanım da vatanım


İstanbul,

İstanbul




Tarihin gözleri var, surlarda delik delik;

Servi, endamlı servi, ahirete perdelik


Bulutta şaha kalkmış Fatih'ten kalma kır at;

Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat


Şahadet parmağıdır göğe doğru minare;

Her nakışta o mana: Öleceğiz ne çare?




Hayattan canlı ölüm, günahtan baskın rahmet;

Beyoğlu tepinirken ağlar Karacaahmet


O manayı bul da bul!

İlle Istanbul'da bul!


İstanbul,

İstanbul




Boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği;

Çamlıca'da, yerdedir göklerin derinliği


Oynak sular yalının alt katına misafir;

Yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir




Her akşam camlarında yangın çıkan Üsküdar,

Perili ahşap konak, koca bir şehir kadar


Bir ses, bilemem tanbur gibi mi, ud gibi mi?

Cumbalı odalarda inletir "Katibim" i


Kadını keskin bıçak,

Taze kan gibi sıcak


İstanbul,

İstanbul




Yedi tepe üstünde zaman bir gergef işler!

Yedi renk, yedi sesten sayısız belirişler


Eyüp öksüz, Kadıköy süslü, Moda kurumlu,

Adada rüzgar, uçan eteklerden sorumlu




Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından

Hala çığlıklar gelir Topkapı sarayından


Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar;

Güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar


Gecesi sünbül kokan

Türkçesi bülbül kokan,


İstanbul,

İstanbul





SA Ne olur beğenin valla çok uğraştım

Alıntı Yaparak Cevapla