Yalnız Mesajı Göster

Zindandan Mehmet'e Mektup---Necip Fazıl Kısakürek

Eski 08-03-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Zindandan Mehmet'e Mektup---Necip Fazıl Kısakürek



Zindandan Mehmet'e Mektup


Zindan iki hece Mehmed'im lafta!

Baba katiliyle baban bir safta!

Bir de geri adam boynunda yafta

Halimi düşünüp yanma Mehmed' im!

Kavuşmak mı? Belki Daha ölmedim!


Avlu Bir uzun yol Tuğla döşeli,

Kırmızı tuğlalar altı köşeli

Bu yolda tutuktur hapse düşeli

Git vegel yüz adım Bin yıllık konak

Ne ayak dayanır buna, ne tırnak


Bir alem ki, gökler boru iZindan iki hece Mehmed'im lafta!

Baba katiliyle baban bir safta!

Bir de geri adam boynunda yafta

Halimi düşünüp yanma Mehmed' im!

Kavuşmak mı? Belki Daha ölmedim!


Avlu Bir uzun yol Tuğla döşeli,

Kırmızı tuğlalar altı köşeli

Bu yolda tutuktur hapse düşeli

Git vegel yüz adım Bin yıllık konak

Ne ayak dayanır buna, ne tırnak


Bir alem ki, gökler boru içinde!

Akıl olmazların zoru içinde

Üstüste sorular soru içinde:

Düşün mü, konuş mu sus mu unut mu,,?

Buradan insan mı çıkar, tabut mu?


Bir idamlık Ali vardı, asıldı

Kaydını düştüler, mühür basıldı

Geçti gitti, Bir kaç günlük fasıldı

Ondan kalan, boynu bükük ve sefil;

Bahçeye diktiği üç beş karanfil


Müdür bey dert dinler bu gün 'maruzat'!

Çatık kaş hükümet dedikleri zat

Beni Allah tutmuş kim eder azat?

Anlamaz; yazısız, pulsuz dilekçem

Anlamaz ruhuma geçti bilekçem!


Saat beş dedi mi, Bir yırtıcı zil;

Sayım var, Maltada hizaya dizil!

Tek yekün içinde yazıl ve çizil!

İnsanlar zindanda birer kemiyet

Urbalarla kemik, Mintanlarla et


Somurtuş ki bıçak, Nara ki tokat;

Zift dolu gözlerde karanlık kat kat

Yalnız seccademin yüzünde şevkat;

Beni kimsecikler okşamaz madem;

Öp beni anlımdan, Sen öp seccadem!


Çaycı, getir ilaç kokulu çaydan!

Dakika düşelim senelik paydan!

Zindanda dakika farksızdır aydan

Karıştır çayını zaman erisin;

Köpük köpük, Duman duman erisin!


Peykeler duvara mıhlı peykeler;

Duvarda, başlardan, yağlı lekeler,

gömülmüş duvara, baş baş gölgeler

Duvar katil duvar, yolumu biçtin!

kanla dolu sünger beynimi içtin!


sükut kıvrım kıvrım uzaklık uzar;

Tek nokta seçemez Dünyadan nazar

Yerinde mi acep ölü ve mezar

yer yüzü boşaldı, habersiz miyiz?

Güneşe göç varda kalan biz miyiz?


Ses demir, su demir ve ekmek demir

İstersen demirde muhali kemir,

Ne gelir elden kader bu emir

Garip pencerecik, küçük, daracık;

Dünya ya kapalı, Allah'a açık


Dua dua, eller karıncalanmış;

Yıldızlar avuçta, gök parçalanmış

gözyaşı bir tarla, hep yoncalanmış

Bir soluk, Bir tütsü Bir uçan buğu

İplik ki incecik, örer boşluğu


Ana rahmi zahir şu bizim koğuş;

Karanlığında nur, yeniden doğuş

Sesler duymaktayım: Davran ve boğuş!

Sen bir devsin yükü ağırdır devin!

Kalk ayağa dim dik doğrul ve sevin!


Mehmed'im sevinin başlar yüksekte!

Ölsekte sevinin, eve dönsek de!

Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!

Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir!

Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!


Necip Fazıl Kısakürek

Alıntı Yaparak Cevapla