Prof. Dr. Sinsi
|
Yüce Yaratıcımız Allah'İn 99 İsmi
el-Kebiyru celle celâluh
Manası:
Ululuğu karşısında her büyüğün küçüldüğü mutlak büyük; zâtının ve sıfatlarının mâhiyeti anlaşılamayacak kadar ulu, çok büyük
Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Her dişinin neye gebe kalacağını, rahimlerin neyi eksik, neyi ziyade edeceğini Allah bilir Onun katında her şey ölçü iledir O, görüleni de görülmeyeni de bilir; ÇOK BÜYÜKTÜR, yücedir Sizden, sözü gizleyenle onu açığa vuran, geceleyin gizlenenle gündüzün yürüyen (onun ilminde) eşittir
(13:8  10)
el-Keriymu celle celâluh
Manası:
Fâzîlet türlerinin hepsine sahip, keremi bol ve sonsuz
Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Gökyüzü yarıldığı, yıldızlar döküldüğü, denizler birbirine katıldığı, kabirlerin içindekiler dışarı çıkarıldığı zaman, insanoğlu (yapıp) gönderdiklerini ve (yapamayıp) geride bıraktıklarını bir bir anlar Ey insan! Seni yaratıp seni düzgün ve dengeli kılan, seni istediği bir şekilde birleştiren, İHSANI BOL RABBİNE karşı seni aldatan nedir? Hayır! Bütün bunlara rağmen siz yine de dini yalanlıyorsunuz Şunu iyi bilin ki üzerinizde bekçiler, değerli yazıcılar vardır; onlar, yapmakta olduklarınızı bilir İyiler muhakkak cennette, kötüler de cehennemdedirler Ceza gününde oraya girerler Onlar (kafirler) oradan bir daha da ayrılmazlar Ceza günü nedir bilir misin? Nedir acaba o ceza günü? O gün hiçbir kimse başkası için bir şey yapamaz O gün iş Allah'a kalmıştır
(82:1  19)
el-Celiylu celle celâluh
Manası:
Celâlet, azamet ve ululuk sahibi
Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
BÜYÜKLÜK VE İKRAM SAHİBİ Rabbinin adı yücelerden yücedir
(55:78)
el-Hasiybu celle celâluh
Manası:
1- Kullarına yeten, kâfi gelen 2- Kullarını hesaba çeken 3- Herkesin hayatı boyunca yapıp ettiklerinin hesabını bütün tafsilat ve teferruatıyla iyi bilen
Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Andolsun ki onlara: Gökleri ve yeri kim yarattı? diye sorsan, elbette "Allah'tır" derler De ki: Öyleyse bana söyler misiniz? Allah bana bir zarar vermek isterse, Allah'ı bırakıp da taptıklarınız, O'nun verdiği zararı giderebilir mi? Yahut Allah, bana bir rahmet dilerse, onlar O'nun bu rahmetini önleyebilirler mi? De ki: Bana ALLAH YETER Tevekkül edenler, ancak O'na güvenip dayanırlar
(39:38)
O peygamberler ki Allah'ın gönderdiği emirleri duyururlar, Allah'tan korkarlar ve O'ndan başka kimseden korkmazlar Hesap görücü olarak ALLAH (HERKESE) YETER
(33:39)
el-Vâsi'u celle celâluh
Manası:
İlmi, ihsânı, mağfiret ve merhameti herşeyi kuşatan; geniş ve müsâadekâr
Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Doğu da Allah'ındır batı da Nereye dönerseniz Allah'ın yüzü (zâtı) oradadır Şüphesiz Allah'ın (rahmeti ve nimeti) GENİŞTİR, O her şeyi bilendir
(2:115)
el-Muciybu celle celâluh
Manası:
Duâ ve dileklere karşılık veren, icâbet eden; kendine yalvaranların istediklerini veren
Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Kullarım sana, beni sorduğunda (söyle onlara): Ben çok yakınım BANA DUA ETTİĞİ VAKİT DUA EDENİN DİLEĞİNE KARŞILIK VERİRİM O halde (kullarım da) benim davetime uysunlar ve bana inansınlar ki doğru yolu bulalar
(2:186)
Rabbiniz şöyle buyurdu: BANA DUA EDİN, KABUL EDEYİM Çünkü bana ibadeti bırakıp büyüklük taslayanlar aşağılanarak cehenneme gireceklerdir
(40:60)
er-Rakıybu celle celâluh
Manası:
Herşeyi gözetleyip kontrolü altında tutan, bütün varlıklar üzerinde gözcü, bütün işler murâkebesi altında bulunan
Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Allah: Ey Meryem oğlu İsa! İnsanlara, "Beni ve annemi, Allah'tan başka iki tanrı bilin" diye sen mi dedin, buyurduğu zaman o, "Hâşâ! Seni tenzih ederim; hakkım olmayan şeyi söylemek bana yakışmaz Hem ben söyleseydim sen onu şüphesiz bilirdin Sen benim içimdekini bilirsin, halbuki ben senin zatında olanı bilmem Gizlilikleri eksiksiz bilen yalnızca sensin Ben onlara, ancak bana emrettiğini söyledim: Benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin, dedim İçlerinde bulunduğum müddetçe onlar üzerine kontrolcü idim Beni vefat ettirince artık onlar üzerine GÖZETLEYİCİ yalnız sen oldun Sen her şeyi hakkıyla görensin Eğer kendilerine azap edersen şüphesiz onlar senin kullarındır (dilediğini yaparsın) Eğer onları bağışlarsan şüphesiz sen izzet ve hikmet sahibisin" dedi
(5:116  118)
el-Meciydu celle celâluh
Manası:
Şânı büyük ve yüksek
Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
(İbrahim'in karısı:) Olacak şey değil! Ben bir kocakarı, bu kocam da bir ihtiyar iken çocuk mu doğuracağım? Bu gerçekten şaşılacak bir şey! dedi (Melekler) dediler ki: Allah'ın emrine şaşıyor musun? Ey ev halkı! Allah'ın rahmeti ve bereketleri sizin üzerinizdedir Şüphesiz ki O, övülmeye lâyıktır, İYİLİĞİ BOLDUR
(11:72-73)
el-Vedûdu celle celâluh
Manası:
Çok seven ve çok sevilen İyi kullarını seven, onları rahmet ve rızasına erdiren; sevilmeye ve dostluğu kazanılmaya biricik lâyık olan
Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Rabbinizden bağışlanma dileyin; sonra O'na tevbe edin Muhakkak ki Rabbim çok merhametlidir, (müminleri) ÇOK SEVER
(11:90)
Şüphesiz Rabbinin yakalaması çok şiddetlidir Bilin ki O, (kâinat yokken) ilk olarak yaratan, (ölümden sonra tekrar hayatı) geri getirendir O, çok bağışlayan ve ÇOK SEVENDİR Şerefli Arş'ın sahibidir Dilediği şeyleri mutlaka yapandır
(85:12  16)
el-Hakiymu celle celâluh
Manası:
Bütün emirleri ve işleri yerli yerinde ve hikmetli olan
Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Şüphesiz, iman edip de güzel davranışlarda bulunanlar için, içinde devamlı kalacakları ve nimetleri bol cennetler vardır Bu, Allah'ın verdiği gerçek sözdür O, mutlak güç ve HİKMET SAHİBİDİR O, gökleri görebildiğiniz bir direk olmaksızın yarattı, sizi sarsmasın diye yere de ulu dağlar koydu ve orada her çeşit canlıyı yaydı Biz gökyüzünden su indirip, orada her faydalı nebattan çift çift bitirdik İşte bunlar Allah'ın yarattıklarıdır Şimdi (ey kafirler!) O'ndan başkasının ne yarattığını bana gösterin! Hayır (gösteremezler)! Zalimler açık bir sapıklık içindedirler
(31-8 11)
el-Hakku celle celâluh
Manası:
1- Fiîlen var olan, mevcudiyeti ve ilahlığı gerçek olan 2- Varlığı hiç değişmeden duran 3- Sözleri ve vaadleri doğru olan
Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Mutlak hakim ve HAK OLAN Allah, çok yücedir O'ndan başka tanrı yoktur, O, yüce Arş'ın sahibidir
(23:116)
Çünkü Allah, HAKKIN TA KENDİSİDİR; O'ndan başka taptıkları ise hiç şüphesiz bâtıldır Gerçekten Allah çok yüce, çok uludur
(31:30)
Ey İnsanlar! Rabbinize karşı gelmekten sakının Ne babanın evladı, ne evladın babası nâmına bir şey ödeyemeyeceği günden çekinin Bilin ki, ALLAH'IN VERDİĞİ SÖZ GERÇEKTİR Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın ve şeytan, Allah'ın affına güvendirerek sizi kandırmasın
(31:33)
eş-Şehiydu celle celâluh
Manası:
1- Herşeyi gözleyip bilen; her zamanda ve her yerde hâzır ve nâzır 2- Kendi varlığına ve kendisinin ibadet edilmeye layık tek varlık olduğuna şahit olan
Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Mümin olanlar, yahudi olanlar, sâbiîler, hıristiyanlar, mecûsîler ve müşrik olanlara gelince, muhakkak ki Allah, bunlar arasında kıyamet gününde (ayrı ayrı) hükmünü verir Çünkü Allah HER ŞEYE ŞAHİDDİR
(22:17)
Allah, ADALETİ AYAKTA TUTARAK (DELİLLERİYLE) ŞU HUSUSU AÇIKLAMIŞTIR Kİ, kendisinden başka ilâh yoktur Melekler ve ilim sahipleri de (bunu ikrar etmişlerdir) Mutlak güç ve hikmet sahibi Allah'tan başka ilâh yoktur Allah nezdinde hak din İslâm'dır Kitap verilenler, kendilerine ilim geldikten sonradır ki, aralarındaki kıskançlık yüzünden ayrılığa düştüler Allah'ın âyetlerini inkar edenler bilmelidirler ki Allah'ın hesabı çok çabuktur
(3:18-19)
el-Bâ'isu celle celâluh
Manası:
Ölüleri diriltip kabirlerinden çıkaran
Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Ey insanlar! Eğer YENİDEN DİRİLMEKTEN şüphede iseniz, şunu bilin ki, biz sizi topraktan, sonra nutfeden, sonra alakadan (aşılanmış yumurtadan), sonra uzuvları (önce) belirsiz, (sonra) belirlenmiş canlı et parçasından (uzuvları zamanla oluşan ceninden) yarattık ki size (kudretimizi) gösterelim Ve dilediğimizi, belirlenmiş bir süreye kadar rahimlerde bekletiriz; sonra sizi bir bebek olarak dışarı çıkarırız Sonra güçlü çağınıza ulaşmanız için (sizi büyütürüz) İçinizden kimi vefat eder; yine içinizden kimi de ömrün en verimsiz çağına kadar götürülür; ta ki bilen bir kimse olduktan sonra bir şey bilmez hale gelsin Sen, yeryüzünü de kupkuru ve ölü bir halde görürsün; fakat biz, üzerine yağmur indirdiğimizde o, kıpırdanır, kabarır ve her çeşitten (veya çiftten) iç açıcı bitkiler verir
(22:5)
el-Metiynu celle celâluh
Manası:
Çok sağlam ve güçlü; herşeye gücü yeten, kudretli
Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım Ben onlardan rızık istemiyorum Beni doyurmalarını da istemiyorum Şüphesiz rızık veren, GÜÇ VE KUVVET SAHİBİ olan ancak Allah'tır
(51:56  58)
el-Kaviyyu celle celâluh
Manası:
Herşeye gücü yeten, kudretli, çok güclü
Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Andolsun biz peygamberlerimizi açık delillerle gönderdik ve insanların adaleti yerine getirmeleri için beraberlerinde kitabı ve mîzanı indirdik Biz demiri de indirdik ki onda büyük bir kuvvet ve insanlar için faydalar vardır Bu, Allah'ın, dinine ve peygamberlerine gayba inanarak yardım edenleri belirlemesi içindir Şüphesiz Allah KUVVETLİDİR, daima üstündür
(57:25)
Allah: Elbette ben ve elçilerim galip geleceğiz, diye yazmıştır Şüphesiz Allah GÜÇLÜDÜR, galiptir
(58:21)
el-Vekiylu celle celâluh
Manası:
Kendisine güvenilip, dayanılan İşlerini uygun şekliyle kendisine bırakan kulunun işini düzeltip, onların yapabileceğinden daha iyisini temin eden
Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
İşte Rabbiniz Allah O'dur O'ndan başka tanrı yoktur O, her şeyin yaratıcısıdır Öyle ise O'na kulluk edin, O her şeye VEKÎLDİR
(6:102)
Allah'a güven VEKÎL OLARAK ALLAH YETER
(33:3)
  Kim Allah'tan korkarsa, Allah ona bir çıkış yolu ihsân eder Ve ona beklemediği yerden rızık verir KİM ALLAH'A GÜVENİRSE O, ONA YETER Şüphesiz Allah, emrini yerine getirendir Allah her şey için bir ölçü koymuştur
(65:2,3)
el-Muhsıy celle celâluh
Manası:
Herşeyi tek tek ve bütün ayrıntılarıyla bilen, bir bir herşeyin sayısını bilen
Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
O gün Allah onların hepsini diriltecek ve yaptıklarını kendilerine haber verecektir Allah onları bir bir SAYMIŞTIR Onlar ise unutmuşlardır Allah her şeye şahittir Göklerde ve yerde olanları Allah'ın bildiğini görmüyor musun? Üç kişinin gizli konuştuğu yerde dördüncüsü mutlaka O'dur Beş kişinin gizli konuştuğu yerde altıncısı mutlaka O'dur Bunlardan az veya çok olsunlar ve nerede bulunurlarsa bulunsunlar mutlaka O, onlarla beraberdir Sonra kıyamet günü onlara yaptıklarını haber verecektir Doğrusu Allah, her şeyi bilendir
(58:6-7)
Göklerde ve yerde olan herkes istisnasız, kul olarak Rahman'a gelecektir O, bunların hepsini kuşatmış ve SAYILARINI TESBİT ETMİŞTİR Bunların hepsi de kıyamet gününde O'nun huzuruna tek başına (yapayalnız) gelecektir
(19:93  95)
el-Hamiydu celle celâluh
Manası:
Her bakımdan övgüye layık Ancak kendisine şükür ve övgü yapılan, bütün varlığın diliyle biricik övülen
Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Elif Lâm Râ (Bu Kur'an), Rablerinin izniyle insanları karanlıklardan aydınlığa, yani her şeye galip (ve) ÖVGÜYE LÂYIK olan Allah'ın yoluna çıkarman için sana indirdiğimiz bir kitaptır
(14:1)
Göklerde ve yerde ne varsa, hepsi Allah'ındır Bilinmeli ki, asıl ganî ve ÖVÜLMEYE LÂYIK OLAN Allah'tır
(31:26)
el-Veliyyu celle celâluh
Manası:
Yardımcı ve dost
Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
Allah, inananların DOSTUDUR, onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır İnkâr edenlere gelince, onların dostları da tâğuttur, onları aydınlıktan alıp karanlığa götürürler İşte bunlar cehennemliklerdir Onlar orada devamlı kalırlar
(2:257)
Şüphesiz ki, benim KORUYANIM Kitab'ı indiren Allah'tır Ve O bütün salih kullarını GÖRÜP GÖZETİR Allah'ın dışında taptıklarınızın ne size yardıma güçleri yeter ne de kendilerine yardım edebilirler
(7:196-197)
el-Muhyiy celle celâluh
Manası:
Hayat veren, can bağışlayan, sağlık veren
Kur'ân-ı Kerîm'den İlgili Ayet:
De ki: Ey insanlar! Gerçekten ben sizin hepinize, göklerin ve yerin sahibi olan Allah'ın elçisiyim Ondan başka tanrı yoktur, O DİRİLTİR ve öldürür Öyle ise Allah'a ve ümmî Peygamber olan Resûlüne -ki o, Allah'a ve onun sözlerine inanır- iman edin ve ona uyun ki doğru yolu bulasınız
(7:158)
|