Yalnız Mesajı Göster

Esma-İ Hüsnâ'dan Esintiler

Eski 08-03-2012   #8
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Esma-İ Hüsnâ'dan Esintiler



EL-FETTAH


Açan sensin kapıları kurtuluşa birer birer,
Cihâna sığmayan sevdan gönül kapısından girer,
Fettâh sensin, her kapının anahtarı sende yârab;
Kullar ulu divânına açık dergâhından erer
Yârabbi!
Bir kapıyı açmadan, kapatmazsın bir kapıyı,
Açacak anahtar sende her kapıyı
Senin yüce dergâhın açıkken her kuluna,
Gafil odur ki, gelenin yüzüne örter kapıyı
Karşımıza duvar gibi dikilen her zorluğa,
Bizi cendere gibi sıkıp saran her darlığa
Kurtuluş ve ferahlık kapısı açan sensin
Biz küçücük bir emelin koşarken peşinden,
Görüp gafletimizi, kapatıp o kapıyı sen,
Sonsuz mutluluklara kapıları açan sensin,
Mutluluğu çiçek çiçek gönüllere saçan sensin,
Yâ İlâhî Fettâh sensin,
Kullarının arasında adâletle hükmedensin
Bırakmazsın mazlumun âhını zâlimlere,
Bir kulun huzurunda alın vurursa yere,
Eser kışına bahar,
Açılır önünde cümle kapılar
Sen lütfedersin de açılmaz mı?
Açılmaz sanılan çelik kapılar,
Aşılmaz sanılan dağlar,
Bitmez sanılan acılar
Bitiverir bir lâhzada, huzur bulur gönül,
Tomurcuğa durur kurudu sanılan gül,
Yeniden çiler sevdasını sustu sanılan bülbül
Gariplerin suratına kapanan büyük kapılar,
Sen kerem edince, açılır ardına kadar
Çünkü sen Fettâh'sın,
Sen ki, âlemleri yaratan Allah'sın
Nice baş kaldırır sana -hâşâ-, yarattığın şey,
Sen istersen hizmet eder hizmetindekine bey
İnandık Ey İlâhî,
Şerîki olmayan Allah sensin,
Açan sensin her kapıyı, Fettâh sensin [color="#800080"]

EL-ALÎM


Gayb açılır ilmin ile, sana gizli mekân yoktur,
Akan şu zaman içinde sana müphem bir an yoktur,
Alîm sıfatındır senin, sır aşikârdır ilmine;
Düşünceyi bile senden gizlemeye imkân yoktur
Yârabbi!
Herşeyi bilensin;
Uçan kuşun konacağı dalları,
Ayaklara serilecek yolları,
Gecenin ardından doğacak sabahları,
Kahkahanın peşindeki ahları,
En kuytu köşelerde işlenen günâhları,
Sahralarda sevdaya susamışı,
Filiz iken ney olacak kamışı
Bilen sensin
Bilinmezde buğulanan esrarı,
İlmiyle silen sensin
Yâ İlâhî,
İçimizden rüzgâr gibi geçenleri,
Yeraltında kımıldayan, gökyüzünde uçanları,
Gönüldeki her niyeti,
Keyfiyeti, kemiyeti,
İçine kapalı ferdi, uğuldayan cemiyeti
Elbette bilensin Yârab
Yarattığın bunca âlem,
Bir zerreciktir indinde
Yüce dağların başında, okyanusların dibinde
Ne var ise sana âyân
Bizler ancak senin bize bildirdiğini biliriz,
Bilemeyiz bilmemizi istemediğin esrarı
Bir topak dünya üstünde emrinle gidip geliriz
Bir aşağı, bir yukarı
Akıp gider yarattığın zaman,
Binbir meçhul ile dolu bizlere görünen mekân
Puslandırır aczimizin ifâdesi
Sır fanusunun camını,
Yalnız sen bilirsin Yârab her nesnenin encamını
Bilgimizin bir sonu var,
Sonsuz olan ilim sensin,
Geçmişten sonsuza kadar
İlminde hıfzeden Alîm sensin [color="#800080"]

EL-KÂBIZ/EL-BÂSIT


Murad etsen, kullarına acıları bal edersin,
Bastedersen bir kuluna; sâhib-i emval edersin,
Diler isen kabzedersin serveti, devleti, ruhu;
Verirsin binbir ızdırap, vurup pâyimâl edersin
Yârabbi!
Cümle varlık senin yüce kudretinin kabzasında,
İstediğin kulundan alırsın verdiğini
Zengin iken olur fakir,
Düşer itibardan, olur zelîl ve hakîr
Sen ki hazreti Eyyûb'u eyledin imtihan;
Ne evlâd kaldı elinde, ne servet, ne sâmân
Alıp elinden bir de sıhhat hazinesini,
Yaktın melâmet nârına o mübarek sinesini
Her nimeti kabzetmek kudreti yalnız senin,
O Eyyûb ki, sabrile etmedi âh ü enîn
Diler isen bağışlarsın, merhamet ve sabır ile;
İşleri isyan olan, nimete küfrân olan
Bir serâzâd güruhu
İstersen kabzedersin bedenlere emânet
Verdiğin ruhu
Kâbız olansın İlâhî, kabzedensin,
Sonsuz kudret ve merhamet sahibi İlâh sensin
Murad edersen kolaylaşır kullarına nice zorluk,
Açılır birer birer yolunda engeller
Damla damla verdiklerin akar oluk oluk,
Boş döner mi ihlâs ile sana açık eller?
Basitleştirirsin cümle girift olan şeyi,
Ayaklara getirirsin her nimeti, her imkânı
Genişler kalbe verdiğin ilhamla,
Canı bir cendere gibi sıkan dar mekânı
Bâsıt vasfındır İlâhî, kolaylık verensin,
En onulmaz zamanlarda yardım gönderensin
Diler isen kabzedersin
Alırsın verdiklerini,
Gafil olur az görenler lûtfunla erdiklerini
Diler isen bastedersin, ister isen kabzedersin,
Dilersen bir zindan gibi
Kulu kendinde hapsedersin
Senden gelen herşey güzel, herşey hoştur;
Lûtfeyle bizlere Yârab, işimizi kolaylaştır [color="#800080"]

Alıntı Yaparak Cevapla