Prof. Dr. Sinsi
|
Esma-İ Hüsnâ'dan Esintiler
EL-KERÎM
Yöneltme iblis'e yârab; öfke ile, kinle bizi,
Müşerref kıl tâ haşre dek, bu şerefli dinle bizi,
Hem dünyada, hem ukbada etme bizleri perîşan;
Sensin kerîm, ihya eyle sonsuz kereminle bizi  
Yârabbi! 
İhsanın müstesnadır, karşılıksız verensin,
Bulutlardan çöllere yağmurlar gönderensin  
Lutfuna mazhâr olanlar
Elbet erer ikramına,
Gönlü aşkınla dolanlar
Düşer mi dünya gamına?
Yâ İlâhî, senden gelen herşeye şükrederim,
Kerem sendendir Yârab, elbette sensin Kerîm
Senin gazabın çetin, senin azabın elîm,
Elbette gazabını geçer sonsuz keremin  
Herşey senden gelir bize,
Ne derseler derim Allah
Sen güç versen eğer, kulun gelmez dize,
Bugüne de, yarına da elbet Kerîm Allah  
Sen dilersen zehri çevirirsin şerbete,
Sen dilersen çölleri'ulaştırırsın rahmete
Yârab nefis götürmesin
Bizleri ne hiddete, ne şiddete;
Biz ki âciz kullarız, muhtacız merhamete
Merhamet senden İlâhi,
Çıkar bizi selâmete  
Yârabbi rızkımızı helâlinden ihsan et,
Gayret lutfeyle bizlere, işimizi âsân et  
Koru bizi belâlardan, kazalardan, musibetten,
Ayırma bizleri Yârab hidâyetten
Bereket ver ülkemize, bu toprağa karış karış,
Sevgi ihsan eyle bize, sürüp gitsin huzur-banş  
Sensin karşılıksız veren, sensin elbet keremi bol,
Önümüzden eksilmesin sana gelen aydınlık yol  
Sensin Kerîm, sensin ulu,
Perişan eyleme Yârab
Keremine muhtaç kulu  [color="#800080"]
ER-RAKÎB
Yarattığın âlemleri ilmin ile güden sensin,
Bunca sonsuz kâinatı yönlendirip yeden sensin,
Sen ki sonsuz kudretinle gözetensin gönülleri;
Rakîb sensin, kullarını murakabe eden sensin  
Yârabbi! 
Fevkindesin herşeyin,
Herşey senin ilminde
Ha katında göklerin,
Ha yerlerin dibinde 
Görürsün, gözetirsin işlenen fiilleri,
Anlarsın binbir lisan söyleyen tüm dilleri 
Görürsün zâlimlerin köpüren hiddetini,
Sezersin kopacak fırtınanın şiddetini,
Anlarsın gülümseyen katilin niyetini 
Cümle işler elbette murakaben altında,
Ne zaman terleyecek uyuyan kılıç kında,
Ne zaman gülecektir yavrusuna anası,
Ne zaman açılacak bulutların vanası,
Ne zaman bal yapacak arıya konan çiçek,
Ne zaman arı olup balı içecek böcek? 
Yârabbi hata olmaz asla senin hesabında,
Dere çağlar mecrasında,
Su şekil alır kabında  
Bilirsin neler girecek
Ne zaman bir başka şekle,
Biz bilmeyiz geleceği,
Geçer ömür beklemekle  
Bilen sensin her fiili,
Gören sensin her faili,
İşleri yönlendirensin,
Murakabe eden sensin  
Yârabbi yaptığımız cümle işler sana ayan,
Herşey senin gözetimin altında eder cereyan
Nereye gitsek kudretin bizi eder ta'kîb,
Elbette göz altındayız, çünkü sensin Rakîb  [color="#800080"]
EL-MÜCÎB
Tevbe bizden, şükür bizden, duâ ile, niyaz bizden,
İcabet el- mücîb olan, şânı yüce rabbimizden
Esirgeyen, kayıransın; nimetinle doyuransın;
Ayırma ilâhî bizi, sana gelen nurlu izden  
Yârabbi! 
Sen ki bize, bizden daha yakınsın,
Görürsün ahvâlimizi, bilirsin ef âlimizi,
Acırsın perîşan hâllerimize,
Bağışlamak, yönlendirmek,
Mes'ûd edip gönendirmek için vesile beklersin  
Bir tevbeye bin günahı bağışlayan sensin,
Bir şüküre bin nimeti inayet edensin  
Bir duâ beklersin Yârab
Kullarından bir niyaz  
El-Mücîb'sin, icabet edersin dileklere,
Merhamet ihsan edersin taşlaşmış yüreklere  
İlham verirsin kurumuş gönüllere ılık ılık,
Her niyaz sende bulur İlâhî bir karşılık 
Yârab yoldaş etme bizi kovduğun İblis ile,
Sen ki bağışlamak için ufacık bir vesîle,
Küçücük bir niyaz beklersin kullarından;
Elbette sensin rahmeden, sensin Rahman 
Yarattığın bunca güzellikleri görüp,
Bunu Rabbimiz yarattı demeyiz
Onca ihtiyaç içinde kıvranır,
El açar, boyun bükeriz senin nice kullarına;
Akıl edip de senden istemeyiz 
Oysa sen vermek için beklersin bizden niyaz,
Buna rağmen elimiz sana doğru açılmaz 
Yeriz de senin bize verdiğin nimetini,
Kullara el açarız, çekeriz minnetini 
Dilek ve dualara karşılık veren sensin,
Belâyı kullarının üstünden def edensin 
Kabul edersin nimete şükrü ve tevbeyi,
Verirsin bizlere Yârab, bunca güzel şeyi 
Yalnız sana niyaz ederiz, sanadır istikâmet,
Sensin dua ve dileğe eyleyecek icabet  [color="#800080"]
EL-VASİ’
Ezelden ebede kadar, hüküm sürecek sultansın,
Yarattığın her canlıyı bir ömürlük yaşatansın,
El-vâsîsin, sığmaz akla azametinin vüs'ati;
Rahmetinle, kudretinle her zerreyi kuşatansın  
Yârabbi! 
Öyle sonsuz ki rahmetin,
Öyle yüce ki kudretin;
İlmi yetmez anlatmaya beşeriyetin  
İlmin ile kudretinin öyle geniş ki kapsamı,
Bu vüs'ati vasfetmeye yetmez şairin ilhamı  
Sarıp cümle zerrâtı, nüfuz edip erensin,
Her sesi işitensin, her varlığı görensin  
Kibredip kudretine olur kulların âsi,
Kuşatan kudretindir cümle yaratılanı,
Sensin el-Vâsi'  
Emrindedir zaman,
Elindedir cümle mekân,
Sensin kudreti sonsuz olan Sultan;
Senindir her imkân 
Mağfiretinle sararsın, eritirsin günâhları,
Nurunla gecelere verirsin sabahları
Göklerde sen, yaşattığın kürrede sen varsın,
İlâhî hükmün ile zerrede sen varsın 
Vesayet edensin yarattığın kullara,
Hükmedensin acze düşen akıllara 
Unuturuz kudretini nisyân ile Yârab,
Geçer günümüz kibrile, isyan ile Yârab!
Yine de giderirsin cümle ihtiyacımızı,
Dindirirsin lûtfun ile ağrımızı, acımızı 
Günde kaç kez yalan yere ederiz yemin,
Yine eksilmez bizlerden fazl ü keremin 
Sonsuzdur mağfiretin, sonsuzdur kudretin,
Sahibi sensin hikmetin, izzet ve nîmetin
Sarmışken bizi gufranın etme bizi âsî,
Yârabbi sana sığındık, Sensin Rahim, sensin Vâsi'  [color="#800080"]
|