Yalnız Mesajı Göster

Esma-Ül Hüsna Ramazan Boyu

Eski 08-03-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Esma-Ül Hüsna Ramazan Boyu



Esma-ül Hüsna 2 Gün



EL-KUDDÛS

"Zâtında, sıfatında, fiillerinde, isimlerinde, hükümlerinde her türlü lekeden, eksiklikten çok uzak, pek temiz"

"Her şaibeden münezzeh, çok temiz ve pak olan"

"Göklerdekiler ve yerdekiler, Melîk, Kuddûs, Azîz ve Hakîm olan ALLAH'ı tesbih ederler" [Cum'a: 62/1]

ALLAH, maddeden, değişmekten, tesir altında kalmaktan, acizlikten, yardımcıya muhtaç olmaktan, bilmemekten, gücü yetmemekten, dilediğini icra edememekten ve her türlü ayıptan çok yüksek, çok uzak olduğu gibi, kendisi hakkında beşer aklının ve hayalinin mahsulü olarak ortaya atılan her türlü sıfattarı, benzetmeden de münezzehtir

Kuddûs isminin, selbî sıfatlarından 'muhalefet-ün lil havadis' sı;fatına dayandığı ifade edilmiştir

Kuddûs isminin kâinattaki tecellîsi, sema yüzünden deniz yüzüne, çiçeklerden ormanlara kadar her şeyde mükemmel bir temizliğin hüküm sürmesidir

Nur Külliyatından bir hakikat dersi:

"İsm-i Kuddüs'ün cilve-i âzamından gelen tanzif ve nezafet, bütün kâinatın mevcudatını temizliyor, güzelleşti riyor Beşerin bulaşık eli karışmamak şartıyla, hiçbir şeyde hakikî nezafetsizlik ve çirkinlik görünmüyor" [Lem'alar]

Bu isme karşı kulun vazifesi takdis ve teşbihtir Takdis, 'ALLAH'ı kemâl sıfatlarla tavsif etmek'; teşbih ise 'noksan sıfatlardan tenzih etmek'tir Meselâ 'ALLAH her şeye kadirdir' demek takdis; 'ALLAH acizlikten münezzehtir' demek tesbihtir

Kuddûs ismi, ALLAH'ın bütün noksanlıklardan münezzeh ve mukaddes olduğunu ders vermekle, bizi temiz bir kul olmaya davet ederken, Kuddûs olan ALLAH,'ın huzuruna selim bir kalb ve temiz bir bedenle çıkılması gerektiğini de ihtar eder

"Kötü hasletler, bâtıl itikadlar, günahlar, bid'alar; manevî kirlerden olduklarını unutmamalıyız" [Lem'alar]

Bir mü'min, şüphe ve tereddütlerden, bâtıl telakkilerden ve hurafelerden ayıklanmış tertemiz bir itikada; gösterişten, riyadan ve menfaatten uzak ihlâslı bir ibadete ve her türlü kötü ahlâktan uzak bir ruha sahip olmak için gayret gösterdiği ölçüde bu mukaddes isimden feyiz alır Bir günah işlediğinde derhal tövbe ederek o lekeyi ruhundan silmeye çalışır

Kuddûs ismine mazhar olmanın bir yolu da, maddî temizliğe dikkat etmektir

Buna göre, bir insan maddî temizliğe dikkat ettikçe kâinattaki paklığa ve temizliğe ayak uydurmuş olur, manevî temizliğine hassasiyet gösterdiği ölçüde de meleklere yaklaşır

Nur Külliyatından harika bir tespit ile bu bahsi tamamlamak istiyorum:

"O dehşetli Cehennem fabrikası, sair vazifeleri içinde, âlem-i vücud kâinatını âlem-i adem pisliklerinden temizlettiriyor"
[Şualar]

Buna göre, Kuddûs isminin azamî bir tecellisi de Cehennemde tahakkuk edecektir

Mizanda günahları ağır basan mü'minler, bu günahlardan temizlenmek üzere Cehenneme gidecekler ve gerekli azabı tattıktan sonra tertemiz olarak Cennete varacaklardır

Küfür üzere ölenlere gelince, Kuddûs ismi onlarda da bir başka şekilde tecelli edecek ve onları imansızlık kirlerinden temizleyecektir Artık hepsi Cehenneme ve meleklere inanacaklar ve bu dehşetli azaptan kurtulmak için ALLAH'tan medet dileyeceklerlerdir Ama bu geç kalmış tasdik, onları Cehennemden kurtarmaya yetmeyecektir



ES-SELÂM

"Zâtı kusurdan, sıfatları noksanlıktan ve fiilleri serden salim olan" [İmam Gazâlî]

"Mahlukatını her türlü tehlikelerden selâmete erdiren"

"Cennetteki kullarına selâm eden"

“O ALLAH ki, O'ndan başka ilâh yoktur Melik'tir; Kuddûs'tur; Selâm'dır [Haşr: 59/23]

ALLAH, Vacib-ül Vücud'dur, yani varlığı kendindendir ve yok olmaktan salimdir

Kudreti sonsuzdur ve aciz kalmaktan salimdir Bir başka kudretin, o mutlak kudreti sınırlaması, icraatından men etmesi muhaldir

Keza, ALLAH'ın bütün sıfatları değişikliğe uğramaktan da salimdirler Yani, onlar için bir noksanlaşma, bir farklılaşma, kaybolma, yok olma düşünülemez

Ve ALLAH'ın bütün fiilleri mahlukatını selâmete erdirecek şekilde cereyan eder Bu fiiller, zulümden, aşırılıktan, hikmetsizlikten kısacası bütün noksanlıklardan ve yanlışlıklardan salimdirler O ilâhî fiiller, kâinatın ilk tohumunu şu hazır hale salimen ulaştırdığı gibi, bütün nutfeleri, çekirdekleri ve yumurtaları da ilim ve hikmetiyle terbiye ederek kemâl noktalarına kavuşturur

Canlı cansız her şeyi, yokluktan varlığa salimen çıkaran ALLAH, kendisine iman ederek istikamet üzere ömür süren kullarını da kabir ve mahşer safhalarından salimen geçirerek 'Dârü's-Selâm' olan Cennetine ulaştıracak ve orada bu bahtiyar kullarına 'Selâm' diye hitap etmekle, bütün dert ve çilelerden, hastalık ve musibetlerden salim bir hayat süreceklerini müjdeleyecektir

Bu müjdeye mahzar olmak isteyen bir kul, kalbini her türlü şüphelerden, aklını sapık fikirlerden, dilini yanlış sözlerden, midesini haram lokmadan, kısacası hem ruhunu, hem de bedenini sonu azap olacak şeylerden uzak tutmaya çalışacaktır Zaten, Müslüman denilince, 'ALLAH'a tam teslim olmakla bu selâmete erişmiş bahtiyar kul'

anlaşılır

Selâm ismi, bizi Dârü's-Selâm'a çağırır ve o âleme uygun bir hayat geçirmemizi ihtar eder



EL-MÜ'MİN

"Kendisine sığınanları emin kılan"

"Emniyet verici"

"Kullarını iman şerefiyle şereflendiren"

"Peygamberlerini doğrulayıp tasdik eden"

“O, Selâm'dır, Mü'min'dir, Müheymin'dir [Haşr: 59/23]

Bu ismin verdiği emniyet ile, insan kendi bedenindeki sayısız denecek kadar çok faaliyetin nizam ve intizamla yürüdüğünden emin olarak, başka işlerle uğraşır Ve yine, insanlar bu isme istinat ile, zeminin kaymayacağından ve yıldızların düşmeyeceğinden emin olarak işlerini tam bir emniyet içinde yürütürler

İman şerefine erişen bir kul, "Her şeyin dizgini O'nun elinde; her şeyin hazinesi O'nun yanındadır" diyerek, ALLAH'a teslim olur ve tevekkül eder Kendisini, dünya musibetlerinden kabir azabına, mahşerin dehşetinden Cehennem ateşine kadar her türlü tehlike ve zarardan ancak ALLAH'ın emin kılabileceğine iman ederek, O'nun rızası üzere çalışır ve huzur bulur

Bu ism-i şerifin, Selâm isminden sonra gelmesi de bu noktada ayrı bir önem taşır

Nur Külliyatında bu yakın ilgi şöyle dile getirilir:

"İmana gel kî elemden emin olasın Kadere teslim ol ki selâmette kalasın" [Mesnevî-i Nuriye]

İmana gelen insan, hayır olsun şer olsun her şeyi ALLAH'ın yarattığını bilir ALLAH'ı hakiki mâlik bildiğinden mülk alemindeki hiçbir varlıktan korkmaz

Hastalıklara karşı Şâfi' ismine sığınır Sebeplere teşebbüs niyetiyle, ilaçlarını kullansa da şifayı ALLAH'tan bekler ve neticeden emin olarak rahat eder Bu netice en kötü ihtimalle ölümdür Ölüm ise ALLAH'ın Mümît isminin tecillisiyledir ALLAH, Muhyî ismini tecelli ettirmekle hayat verdiği kulunu, ölüm hadisesiyle kabre gönderir Ve kabir, iman ehli için dünyadan daha güzeldir

Kâinatın teşekkülünden kıyametin kopmasına, güneşin doğup batmasından, canlıların dünyaya gelip göçmelerine kadar bütün hadiseleri, ilâhî isimlerin tecellisi olarak seyreden bir mü'min, her türlü elemden emin olarak, dünyada Cennet hayatı yaşar

Bu ismin tecellisiyle emniyet içinde yaşamak, sadece mü'min kullara mahsus değildir Yuvasından çıkıp uçan bir kuş, rızık hususunda hiç bir endişe taşımaz Nereye gidip neler yapacağını önceden planlamaksızın, bir ilâhî ilham ile ve tam bir emniyet içinde rızkını arar ve bulur Bu hakikat bütün hayvanlar âlemi için de geçerlidir




EL-MÜHEYMİN


"Gözetici ve koruyucu"

"Her şeyi murakabe ve muhafaza eden"

"İbadetlerin sevabını eksiksiz veren"

“O, Selâm'dır, Mü'min'dir, Müheymîn'dir” [Haşr: 59/23]

Bu isim, insan ruhuna büyük bir huzur ve sürür bahşeder Kendisini koruyup gözeten, yaptığı her ameli, her ibadeti, her iyiliği muhafaza eden ALLAH'ın, murakabesi ve koruması altında bulunmak, kalb için büyük bir inşirah kaynağıdır

Bu ismi hatırlamanın en büyük faydası, kulu dikkate sevk etmesi, zerre kadar da olsa yaptığı amelin korunduğunu bilerek güzel işlerini artırmaya meyletmesi, aynı şekilde kötü işlerden de uzak kalma hususunda hassasiyet göstermesidir




Alıntı Yaparak Cevapla