Yalnız Mesajı Göster

İmam-İ Şafii Hazretleri

Eski 08-02-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İmam-İ Şafii Hazretleri




O buna göre açıklamalarda bulunuyordu Güzel ve açık konuşması, ifade ve izah tarzı, münazara kuvveti ve te'sir bakımından çok güçlü idi İmam-ı Şafii Bağdad'da bulunduğu sırada (el-Kitab-ül Bağdadiyye, adını verdiği eserini yazdı, İmam-ı Şafii'nin üstün şahsiyetine ve yüksek ilmine hayranlık duyarak, ondan ders alıp ilim öğrenen talebelerinden bir kısmı şunlardır: Ahmed bin Hanbel, İshak bin Raheveyh, ez-Za'ferani, Ebu Sevr ibrahim bin Halid, Ebu ibrahim Müzeni, Rebi' bin Süleyman-ı Muradi gibi bir çok âlim Daha sonraki asırlarda, Şafii mezhebinde yetişmiş âlimlerden meşhur olanlardan ba'zıları da şunlardır: Hadis âlimlerinden İmam-ı Nesai, kelâm (akaid) âlimlerinden Ebü'l-Hasen-i Eş'ari, İmam-ı Maverdi, İmam-ı Nevevi, İmam-ül-Haremeyn Abdülmelik bin Abdullah, İmam-ı Gazali, İbn-i Hacer-i Mekki Kaffal-ı Kebir, İbn-i Subki, İmam-ı Suyuti vb
İmam-ı Nesai'nin (Sünen)'i meşhurdur, İmam-ı Eş'ari, Ehl-i sünnet i'tikadının iki imamından birisidir Hocalarının zinciri İmam-ı Şafii'ye ulaşır

İmam-ı Şafii hazretleri, ilim, zühd, marifet, zeka, hafıza ve neseb bakımlarından zamanındaki âlimlerin en üstünü idi Onüç yaşında iken, Harem-i şerif de "Bana istediğinizi sorunuz?" derdi Onbeş yaşında iken fetva verirdi Zamanının en büyük âlimi olan ve üçyüz bin hadis-i şerifi ezbere bilen İmam-ı Ahmed bin Hanbel, ondan ders almağa gelirdi Çok kimse İmam-ı Ahmed'e, "Böyle büyük bir âlim iken, kendi çocuğun gibi bir genç karşısında nasıl oturuyorsun?" dediklerinde, "Bizim ezberlediklerimizin manalarını o biliyor Eğer onu görmeseydim, ilmin kapısında kalacaktım O, dünyayı aydınlatan bir güneştir, ruhlara gıdadır" derdi Bir kere de, "Fıkıh kapısı kapanmıştı Allahü teâlâ, bu kapıyı, kullarına İmam-ı Şafii ile tekrar açtı" dedi Bir kere de, "İslamiyete, şimdi Şafii'den daha çok hizmet eden birini bilmiyorum" dedi İmam-ı Ahmed, yine buyurdu ki: "Allahü teâlâ her yüzyılda bir âlim yaratır, benim dinimi, herkese onun ile öğretir" hadis-i şerifinde bildirilen âlim, İmam-ı Şafii'dir Hadis-i şerifte "Kureyş'e sövmeyiniz Zira Kureyşli bir âlim, yeryüzünü ilimle doldurur" buyuruldu İslam âlimleri bu hadis-i şerif, İmam-ı Şafii'nin geleceğini bildirmiştir, demişlerdir
Ahmed bin Hanbel'in oğlu Abdullah, babasının İmam-ı Şafii'ye çok dua ettiğini görerek sebebini sorunca: "Oğlum, İmam-ı Şafii'nin insanlar arasındaki yeri, gökteki güneş gibidir O, ruhların şifasıdır" demiştir
Ebü'l-Kasım bin Selam "Nice âlim ve faziletli kimselerle görüştüm Şafii hazretleri gibi âlim ve fadıl bir kimse görmedim" demiştir
Ahmed bin Hanbel: "Eline kalem kağıt alan herkesin İmam-ı Şafii'ye şükran borcu vardır" demiştir
İbn-i Uyeyne'ye İmam-ı Şafii'nin vefat haberi ulaşınca; şöyle demiştir: "Eğer o vefat ettiyse, zamanın en faziletlisi vefat etmiştir"
İmam-ı Şafii hazretlerinin rivayet ettiği hadis-i şerifler, Sahih-i Müslim'de, Sünen-i Ebi Davud, Sünen-i Tirmizi, Sünen-i Nesai, Sünen-i ibni Mace ve Sahih-i Buhari'nin ta'likatında yer almıştır Kendisinden hadis-i şerif işitip rivayet ettiği zatlar: Müslim bin Halid ez-Zencir, Malik bin Esed, ibrahim bin Sa'd, Sa'id bin Sâlim, Abdül-vehhab es-Sakafi, İbn-i Aliyye, İbn-i Uyeyne ve diğer hadis âlimleridir İmam-ı Şafii'den de Ahmed bin Hanbel, Süleyman bin Davud el-Haşimi, Ebu Bekir Abdullah bin Zübeyr el-Hamidi, ibrahim bin Münzir, Ebu Sevr ibrahim bin Halid, Ebu Ya'kub Yusuf bin Yahya ve diğer birçok zat hadis-i şerif rivayet etmişlerdir, imam-ı Şafii'nin rivayet ettiği hadis-i şeriflerden biri şudur:
"Kendisine yumuşaklık verilen kimseye, dünya ve ahıret iyilikleri verilmiştir Yumuşaklıktan mahrum olan kimse, dünya ve ahıret iyiliklerinden, mahrum olur"

İmam-ı Şafii hazretleri, ikinci defa Bağdad'a gidişinden sonra, Bağdad'daki siyasi ve fikri kargaşalıklar sebebiyle Mısır'a gidip, ömrünün sonuna kadar orada kalmıştır, İmam-ı Şafii, İmam-ı Malik'in ve İmam-ı a'zamın talebesi İmam-ı Muhammed'in derslerine devam ederek, İmam-ı a'zamın ve İmam-ı Malik'in ictihad yollarını öğrenip, bu iki yolu birleştirdi ve ayrı bir ictihad yolu kurdu Kendisi çok beliğ, edib olduğundan, ayet-i kerimelerin ve hadis-i şeriflerin ifade tarzına bakıp, kuvvetli bulduğu tarafa göre hüküm verirdi, iki tarafta da kendi usulüne göre kuvvet bulamazsa, o zaman kıyas yolu ile ictihad ederdi Böylece müslümanların ibadetlerinde ve işlerinde uyacakları bir yol göstermiştir Onun kendi usulüne göre şer'i delillerden çıkardığı hükümlere, yani gösterdiği bu yola "Şafii Mezhebi" denildi Ehl-i sünnet i'tikadında olan müslümanlardan, amellerini yani ibadet ve işlerini, bu mezhebin hükümlerine uyarak yapanlara "Şafii" denir
İmam-ı Şafii hazretlerinin, talebelerinin ve kendisine sual soranların dini müşküllerini hallederken ortaya koyduğu ve takib ettiği usuller, Şafii mezhebinin temel kaideleri olmuştur Bu mezhebin usulleri de, diğer bütün müctehidlerin usulüne benzemekle beraber, bazı farklılıkları da vardır
Bütün müctehidler, bir işin nasıl yapılacağını Kur'an-ı kerimde açık olarak bulamazlarsa, hadis-i şeriflere bakarlar Hadis-i şeriflerde de açıkça bulamazlarsa, bu iş için (icma) var ise, öyle yapılmasını bildirirler İcma, Eshab-ı kiramın ve onlardan sonra gelen Tabiin denilen âlimlerin bir meseledeki sözbirliğine denir Bir işin nasıl yapılması lazım olduğu icma ile de bilinmezse, müctehidler kendileri kıyasta bulunarak ictihad ederler; meselenin dini hükmünü bildirirler Kıyas, Kur'an-ı kerimde ve hadis-i şeriflerde, hakkında açık bir hüküm bulunmayan bir işi, açık hüküm bulunan diğer bir işe benzeterek hükme bağlamaktır

Alıntı Yaparak Cevapla