Yalnız Mesajı Göster

İmam-İ Şafii Hazretleri

Eski 08-02-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İmam-İ Şafii Hazretleri




Menkıbeleri ve methi:

Süfyan-ı Sevri şöyle demiştir: "İmam-ı Şafii'nin aklı, zamanındaki insanların yarısının akılları toplamından fazladır" Abdullah-i Ensari buyurdu ki: "İmam-ı Şafii'yi çok severim Çünkü evliyalıkta hangi makama baksam, onu herkesin önünde görüyorum"
Az yer, az uyurdu "On altı senedir, doyasıya yemek yemedim" buyurdu Sebebi sorulunca "Çok yemek bedene ağırlık verir, kalbi zayıflatır, anlayışı, idraki azaltır, çok uyku getirir ve böylece insanı ibadetten alıkor Kulluğun başı az yemektir" buyurmuştu
İmam-ı Şafii'nin siması, gayet güzel ve sevimli idi Üstün bir zekaya ve kabiliyete sahib idi Peygamber efendimizin sünnetine son derece riayet ederdi, ilmi, tevazusu, heybet ve vekarı ile kalblere tesir ederdi Kur'an-ı kerim okurken dinleyenler kendinden geçerdi
Orta halli giyinirdi Heybetli bir görünüşü vardı O bakarken, yanındakiler su dahi içemezlerdi Yüzüğünde, (el-bereketü fil-kana'ati) Bereket, kanaat etmektedir, yazılı idi

Harun Reşid, her sene Bizans imparatorundan vergi olarak çok para ve mal alırdı Bir sene imparator, âlimlerle münakaşa etmek için ruhbanlar gönderdi: "Eğer bizi yenerlerse onlara vergilerimizi vermeye devam edeceğiz Yok biz yenersek vermeyiz" dedi
Dörtyüz hıristiyan geldi Halife, bütün âlimlerin Dicle kenarında toplanmasını emretti, İmam-ı Şafii'yi çağırarak, hıristiyan ruhbanlara sen cevap ver! dedi Herkes Dicle kenarında toplandı, İmam-ı Şafii seccadeyi omuzuna alıp nehre doğru gitti Seccadeyi nehre atıp üzerine oturdu ve: "Benimle münakaşa etmek isteyenler buraya gelsin" dedi
Bu hali gören ruhbanların hepsi müslüman oldu Bizans İmparatoru, adamlarının İmam-ı Şafii'nin elinde müslüman olduğunu öğrenince; "iyi ki, o buraya gelmedi Yoksa buradakilerin hepsi müslüman olurdu, kendi dinlerini bırakırlardı" dedi

Bir kere ders verirken, ders esnasında on defa ayağa kalktı Sebebini sorduklarında, buyurdu ki: "Seyyidlerden bir çocuk, kapının önünde oynuyor Kapının önüne gelip, kendisini gördüğüm zaman, ona hürmeten ayağa kalkıyorum Resulullahın torunu ayakta dururken oturmak reva değildir"

Talebelerinden biri anlatır: Bir bayram günü İmam-ı Şafii hazretleri ile beraber mescidden çıktık Bir mesele hakkında sohbet ediyorlardı Evlerinin kapısına gelince, bir hizmetçi kendisine bir kese altın getirip, efendisinin selamı olduğunu ve bunu kabul buyurmasını rica etti İmam-ı Şafii hazretleri keseyi kabul etti Biraz sonra biri gelip, "Hanımım bir çocuk doğurdu Yanımda hiç param yok Sizden Allah rızası için biraz para istiyorum" dedi İmam-ı Şafii hazretleri keseyi hiç açmadan, olduğu gibi o şahsa verdi Halbuki biliyordum ki, kendisinin de hiç parası yoktu

İmam-ı Şafii hazretleri Yemen'e bir sefer yapmıştı Dönüşünde onbin dirhemle gelip, çadırını Mekke'nin dışına kurdurarak, ziyaretçilerini orada kabul etti Halk topluluklar halinde İmam-ı Şafii'ye gelerek müşküllerini hallediyordu Ziyaretçiler arasında bulunan fakirlere de para dağıtıyordu Böylece, Yemen'den getirdiği onbin dirhemin hepsini fakirlere dağıttı ve ondan sonra da; "Oh şimdi rahatladım" buyurdu

Mısır'ın ileri gelenlerinden birinin hanımı, bir münakaşada kocasına: "Ey Cehennemlik" dedi Bu cevap karşısında bu şahıs, hanımına "Ben Cehennemliksem, seni boşadım" dedi, fakat hanımını da çok seviyordu Âlimleri toplayıp bu meseleyi sordu Kimse cevap veremedi "Senin Cehennemlik olup olmadığını Allah bilir" dediler Âlimler arasından henüz daha genç yaşta olan İmam-ı Şafii kalkıp, "Ben senin meseleni çözerim" dedi Oradakiler şaşırdılar Bu kadar âlimin cevap veremediğine, nasıl cevap verecek diye merak ettiler İmam-ı Şafii dedi ki: "Önce sen benim sorularıma cevap ver!" Ve devam etti: "Bir günah işleyeceğin vakit, Allah korkusundan bu günahı terk ettiğin oldu mu?" dedi "Allahü teâlâya yemin ederim ki çok oldu" "Bu halinle Cennetlik olduğun anlaşılmaktadır" buyurdu
Orada bulunan âlimler, hangi delil ile bu hükmü verdiğini sordular:
"Kur'an-ı kerimde, "Bir kimse Allah korkusundan nefsini günahlardan men ederse, onun yeri elbette Cennettir" buyurulmaktadır Hükmünü bu ayet-i kerimeye göre verdim" buyurdu Oradakiler susup kaldılar

Abdullah bin Muhammed Bekri şöyle anlatmıştır: "İmam-ı Şafii ile Bağdad'da nehir kenarında oturuyor idik Bir genç gelip abdest almaya başladı Fakat abdesti yanlış aldı İmam-ı Şafii o gence: "Abdesti tam al Allahü teâlâ sana dünya ve ahıret saadeti versin" buyurdu Genç tekrar abdest alıp, yanımıza geldi ve bana nasihat et, öğret deyince, İmam-ı Şafii şöyle buyurdu: "Allahü teâlâyı bilen necat (kurtuluş) bulur Dininde titizlik gösteren, kötülüklerden kurtulur Nefsini ıslah eden saadete kavuşur Biraz daha ister misin dedi Genç evet deyince, şöyle devam et "Kim şu üç şeyi yaparsa imanı kamil olur:
1- Emr-i bil-ma'ruf yapmak, yani Allahü teâlânın emirlerini yapmak ve yaymak
2- Nehy-i anil-münker yapmak, yani Allahü teâlânın yasaklarını yapmamak ve yapılmaması için uğraşmak
3- Her işinde Allahü teâlânın dinde bildirdiği hudutlar içinde bulunmak buyurdu Sonra, "Biraz daha ister misin? deyince, genç, "ihsan ediniz efendim" dedi Şöyle buyurdu: "Dünyaya bağlanıp, ona düşkün olma, ahıreti iste Bütün hal ve hareketinde Allahü teâlâyı hatırla ki, kurtulanlardan olasın
Bu nasihatleri dinleyen genç, son derece memnun olup, benim yanıma yaklaşarak, bu zat kimdir, dedi Ben de İmam-ı Şafii olduğunu söyleyip tanıttım Bunun üzerine genç; bugün ne bahtiyarım ki, böyle büyük zatı görüp, nasihatini dinledim" dedi



Alıntı Yaparak Cevapla