Yalnız Mesajı Göster

İmam-İ Şafii Hazretleri

Eski 08-02-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İmam-İ Şafii Hazretleri




İmam-ı Şafii hazretleri şöyle anlatmıştır:
Bir gece rüyamda Peygamber efendimizi görmekle şereflendim Bana buyurdu ki, "Sen kimdensin?" Cevabında, "Ben senin kabilendenim" dedim Bana yaklaş buyurdular Yanına gittim Mübarek ağzının suyunu dilime, ağzıma ve dudaklarıma sürüp "Haydi, Allahü teâlâ sana bereket versin" buyurdular
Kendisi anlatır: Çocukluk zamanında, Mekke'de rüyamda Peygamber efendimizi gördüm Tam bir heybetle Mescid-i haramda insanlara imamlık yapıyorlardı Namaz bitince yanlarına gidip, bana da ilim öğretiniz, dedim Bunun üzerine kaftanının altından bir terazi çıkarıp: Bu senin , içindir, buyurup bana hediye ettiler Bu rüyamı tabir ettirdim Dediler ki: "Sen, ilimde imam olursun ve sünnet üzere olursun Terazi ise, hakikat-ı Muhammediyyeye kavuşacağına alamettir"
Yine kendisi anlatır:
"Bir gün rüyamda, Hz Ali efendimizi gördüm Parmağından yüzüğünü çıkardı, parmağıma taktı Bu hareketi, kendi ilminin ve Resulullahın ilminin bana geçmesi alameti idi"

İmam-ı Şafii, altı yaşında iken mektebe gitmeye başladı Zahide bir annesi vardı, insanlar emanetlerini ona bırakırlardı Bir gün iki kişi gelip, bir bohça verdiler Daha sonra biri gelip bohçayı istedi Gelene bohçayı verdi Biraz sonra diğeri gelip, bohçayı istedi Bohçanın arkadaşına verildiğini söyleyince: "Biz ikimiz beraber gelmeyince bohçayı vermeyin demiştik Bohçayı niçin verdiniz?" dedi Annesi üzüldü O sırada İmam-ı Şafii geldi Annesinin üzüntülü olduğunu görünce sebebini sordu Annesi olanları anlattı Bunun üzerine annesine: "Sen üzülme ben şimdi bohçayı isteyenle konuşurum"
Bohçayı isteyen şahsın yanına gelip dedi ki: "Sizin bohçanız olduğu yerde durmaktadır Git arkadaşını getir" Adam aldığı cevap karşısında şaşırıp, geri dönüp gitti Bir daha da gelmedi

Vefatı

İmam-ı Şafii hazretleri, din-i İslama hizmet uğrunda tükettiği hayatının son anlarını, Kur'an-ı kerimi dinleyerek geçirmiştir, ömrünün sonuna kadar her gün bir hatim olmak üzere, ayda otuz hatim okurdu Ramazan-ı şerifte ise gece ve gündüz birer hatim olmak üzere, altmış hatim okurdu Artık vefatının yaklaştığı sırada takatsiz düşmüştü, önceki gibi okuyacak durumda değildi Fakat okuyan birinden dinlemek arzu ediyordu O bu halde iken, talebesi Ebu Musa Yunus bin Abdül-a'la’ya okutur huşu içinde dinliyordu Son nefeslerini vermek üzere iken, halini sordular "Dünyadan göçüyorum Artık ondan ayrılıyorum Ümit şerbetini içiyorum Kerim olan Rabbime gidiyorum" buyurdu Vefatı İslam alemi için büyük bir kayıp oldu Duyulduğu her yerde, derin üzüntü ve gözyaşları ile karşılandı Kabri kazılırken etrafa misk kokusu yayıldı Orada bulunanlar bu kokunun tesirinde kalıp, kendilerinden geçtiler Kahire'de el-Mukattam dağının eteğinde Kurafe kabristanına defn edildi Daha sonra kabri üzerine bir türbe yapılmıştır Türbesi üzerindeki şimdiki muhteşem kubbe, Eyyubi sultanlarından el-Melikel-Kaim tarafından; 608 (m 1211) yılında yapılmıştır Selahaddin Eyyubi tarafından da, türbesinin yanına büyük bir medrese yaptırılmıştır

Kıymetli sözlerinden ve nasihatlerinden bir kısmı şunlardır:

“Dünyada zahid ol, dünya malına bağlanma! Ahireti isteyici ol, onun için çalış! Her işinde Allahü teâlâyı hatırla Böyle yaparsan, kurtulmuşlardan olursun Ruhsat ve te’viller ile uğraşan âlimden fayda gelmez
“İnsanları tamamen razı ve memnun etmek çok zordur Bir kimsenin bütün insanları kendinden hoşnut etmesi mümkün değildir Bunun için kul, daima Rabbini razı ve memnun etmeye bakmalı, ihlas sahibi olmalıdır
"İlmi, kibirlenmek, kendini büyük görmek için isteyenlerden hiçbiri felah bulmuş değildir Ama ilmi tevazu için, âlimlere ve insanlara hizmet için isteyen, elbette felah bulur, kurtulur"
Biri İmam-ı Şafii'den nasihat isteyince buyurdu ki: "Senden daha çok malı ve parası olan kimseyi kıskanma O malına ve parasına hasretle ölür İbadeti ve taatı çok olan kimselere gıpta et Yaşayanlar da sonunda ölecekleri için, onların dünyalıklarına özenmeğe değmez"
"Hiçbir kimse yoktur ki, dostu ve düşmanı olmasın Madem ki böyledir, o halde Allahü teâlâya itaat edenlerle beraber bulun, onları sev"
"İlim, ezber edilen şey değil, ezber edilen şeyden temin edilen faydadır"
"Resulullahın ve Esbabının yolunda olmayanı havada uçar görsem, yine doğruluğunu kabul etmem"
"Herkese akıllı denmez Akıllı kimse, kendisini her türlü kötülükten koruyandır"
"Kalbine ilahi bir nur penceresinin açılmasını isteyen şu dört şeyi yapsın:
1- Günün belli bir vaktinde yalnız kalsın ve huzura dalsın
2- Midesini pek fazla doyurmasın
3- Sefih kimselerle düşüp kalkmağı bıraksın, kötü kimselerle düşüp kalkmasın
4- İlimleriyle yalnız dünyalık arzu eden kimselere yaklaşmasın"

“Dünyayı ve Yaradanını bir arada sevdiğini söyleyen kimse yalancıdır”

"Hiç bir vakit yoktur ki, ilim mütalaası, hüzün ve kederi yok etmesin, ilmi mütalaa, kalbin en ince ve en gizli noktalarını harekete geçirir, insanda yüce duygular uyandırır
"Sadık dost, arkadaşının hüzün ve sevinçte ortağı olandır"
"İki kişinin, darıldıktan sonra birbirinin ayıplarını ortaya çıkarması, münafıklık alametidir"
"Haksız sözleri tasdik eden, dalkavuk ve iki yüzlüdür"
"Sadık dost, arkadaşının ayıplarını görünce ihtar eder, ifşa etmez"
"İbret almak istersen, hata sahibi kişilerin akıbetlerine bak da kalbini topla"
"Dünya sevgisi ile Allah sevgisini bir arada toplarım iddiasında bulunmak, yalandır"
"Âlimlerin güzelliği, nefslerini ıslah etmeleridir, ilmin süsü, şüpheli şeylerden sakınmak, yumuşak olup, sertlik göstermemektir"
"Dünya işlerinde bir darlığa ve sıkıntıya düşen kimse, ibadete yönelmelidir"
"Gururlanıp böbürlenmek, adi ve bayağı kimselerin vasfıdır"
"Hizmet edene, hizmet edilir"
"Dostlar ile yapılan sohbetten sevimli bir hareket yoktur Dostların ayrılığı kadar da gam ve keder veren şey yoktur"
"İlmi sevmeyende hayır yoktur Böyle kimselerle dostluk ve bağlılığını kes Çünkü, ilim kalblerin hayatı, gözlerin aydınlığıdır"
"Sadık dost ve halis kimya az bulunur, hiç arama!"
"Bütün düşmanlıkların aslı, kötü kimseler ile dostluk etmek ve onlara iyilik yapmaktır"
"İlim öğrenmek, nafile ibadetten üstündür"
"Kendini bilmeyene ilim öğreten, ilmin hakkını zayi etmiş olur Layık olandan ilmi esirgeyen de, zulmetmiş olur"



Alıntı Yaparak Cevapla