Yalnız Mesajı Göster

İmam-İ Gazali Hazretleri

Eski 08-02-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İmam-İ Gazali Hazretleri




“İmâmın nâşını mezâra koyduğum zaman, Kıble tarafından nurlu bir sağ elin çıktığını gördüm Hafiften bir ses bana şöyle seslendi «Muhammed Gazâlî’nin elini, Seyyidü’l Mürselin Muhammed Mustafa sallallahü aleyhi ve sellemin eline koy» Ben denileni yaptım İşte mezardan çıktığımda benzimin sararmış, solmuş olmasının sebebi budur Allah ona rahmet eylesin

İmâm-ı Gazâlî hazretleri asrının müceddidi olup, din bilgilerinden unutulmuş olanlarını meydana çıkarmış, açıklamış ve herkese öğretmişti
İmâm-ı Gazâlî hazretleri, zamânındaki devlet adamlarının ikrâm ve iltifâtlarına kavuşmuştu Onlara zaman zaman nasihat ederek ve mektup yazarak hakkı tavsiye etmiş, Müslümanların huzûr ve refâhı için duâ etmiştir
Bunlardan Selçuklu Sultânı Sencer’e nasihat için aşağıdaki mektubu yazmıştır:

“Allahü teâlâ İslâm beldesinde muvaffak eylesin, nasîbdâr kılsın Âhirette ona, yanında yeryüzü pâdişâhlığının hiç kalacağı mülk-i azîm ve âhiret sultanlığı ihsân etsin
Dünyâ pâdişâhlığı, nihâyet bütün dünyâya hâkim olmaktan ibârettir İnsanın ömrü ise, en çok yüz sene kadardır
Cenâb-ı Hakk’ın, âhirette bir insana ihsân edeceği şeylerin yanında, bütün yeryüzü, bir kerpiç gibi kalır Yeryüzünün bütün beldeleri, vilâyetleri, o kerpicin tozu toprağı gibidir Kerpicin ve tozunun toprağının ne kıymeti olur? Ebedî sultanlık ve saâdet yanında, yüz senelik ömrün ne kıymeti vardır ki, insan onunla sevinip mağrûr olsun? Yükseklikleri ara, Allahü teâlânın vereceği pâdişâhlıktan başkasına aldanma
Bu ebedî pâdişâhlığa (saâdete) kavuşmak, herkes için güç bir şey ise de, senin için kolaydır Çünkü Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem buyurdu ki: “Bir gün adâlet ile hükmetmek, altmış senelik ibâdetten efdâldirMâdem ki Allahü teâlâ sana, başkalarının altmış senede kazanacağı şeyi bir günde kazanma sebebini ihsân etmiştir, bundan daha iyi fırsat olamaz! Zamânımızda ise iş o hâle gelmiştir ki, değil bir gün, bir saat adâletle iş yapmak, altmış yıl ibâdetten efdâl olacak dereceye varmıştır
Dünyânın kıymetsizliği, açık ve ortadadır Büyükler buyurdular ki: «Dünyâ kırılmaz altın bir testi, âhiret de kırılan toprak bir testi olsa, akıllı kimse, geçici olan ve yok olacak olan altın testiyi bırakır, ebedî olan toprak testiyi alır Kaldı ki dünyâ, geçici ve kırılacak toprak bir testi gibidir» Âhiret ise hiç kırılmayan ebediyyen bâki kalacak olan altın testi gibidir Öyleyse, buna rağmen dünyâya sarılan kimseye nasıl akıllı denilebilir? Bu misâli iyi düşününüz ve dâimâ göz önünde tutunuz

İmâm-ı Gazâlî hazretlerinin buyurduğu güzel sözlerden bâzıları:
Allahü teâlânın verdiği nîmeti, O’nun sevdiği yerde harcamak şükür; sevmediği yerde kullanmak ise küfrân-ı nîmettir (nîmeti inkâr etmektir)
Belâya şükretmek lâzımdır Çünkü küfür ve günahlardan başka belâ yoktur ki, içinde senin bilmediğin bir iyilik olmasın! Allah, senin iyiliğini senden iyi bilir
Bir sözü söyleyeceğin zaman düşün! Eğer o sözü söylemediğin zaman mesul olacaksan söyle Yoksa sus!
Bil ki, kalple gıybet etmek, dille etmek gibi haramdır Bir kimsenin noksanını, kusurunu başkasına söylemek doğru olmadığı gibi, kendi kendine söylemek de câiz değildir
Sabır insana mahsustur Hayvanlarda sabır yoktur Meleklerin ise sabra ihtiyâcı yoktur
Allahü teâlânın, her yaptığımızı her düşündüğümüzü bildiğini unutmamalıyız İnsanlar birbirinin dışını görür Allahü teâlâ ise, hem dışını, hem içini görür Bunu bilen bir kimsenin işleri ve düşünceleri edepli olur
Aklı olan kimse nefsine demelidir ki: Benim sermâyem, yalnız ömrümdür Başka bir şeyim yoktur Bu sermâye, o kadar kıymetlidir ki, her çıkan nefes hiçbir şeyle tekrar ele geçmez ve nefesler sayılıdır, azalmaktadır O hâlde bu günü elden kaçırmamak bunu saâdete kavuşmak için kullanmamaktan daha büyük ziyân olur mu? Yarın ölecekmiş gibi bütün âzâlarını haramdan koru
Ey nefsim, sonra tövbe ederim ve iyi şeyler yaparım, diyorsan, ölüm daha önce gelebilir, pişman olup kalırsın Yarın tövbe etmeyi bugün tövbe etmekten kolay sanıyorsan, aldanıyorsun

Eserleri:
İmâm-ı Gazâlî hazretleri, ömrü boyunca gece gündüz devamlı yazmış büyük bir İslâm âlimidir O kadar çok kitap yazdı ki, ömrüne bölününce, bir güne on sekiz sayfa düşmektedir Eserlerinin sayısının 1000’e ulaştığı, Mevdûât-ul-Ulûm kitabında bildirilmektedir Bunlardan 400’ünün isimleri Şeyh Ebû İshak Şîrâzî’nin Hazâin kitabında yazılıdır
Eserleri üstünde Avrupalılar geniş ve uzun süren incelemeler yapmışlardır Bunlardan P Bouyges adlı müsteşrik Essaie de Chronologie des Oeuvres de al-Ghazâli adlı eserinde İmâm-ı Gazâlî’nin 404 kitabının ismini vermiştir Meşhur müsteşrik Brockelmann da Geschichte Der Arabischen Litteratur adlı eserinde, eserlerinden 75 tânesinin listesini vermiştir 1959’da dört Alman ordinaryüs profesörü, İmâm-ı Gazâlî hazretlerinin kitaplarını okuyarak, İslâm dînine âşık olmuşlar ve hazreti İmâm’ın kitaplarını Almancaya çevirerek sonunda Müslüman olmuşlardır
İmam-ı Gazâlî hazretlerinin vefâtından sonra İslâm dünyâsının mâruz kaldığı Moğol felâketi esnâsında yakıp yıkılan binlerce kütüphâne içinde Gazâlî hazretlerinin sayısız eseri de yok edilmiştir Bu sebepten bugüne kadar eserlerinin tam bir listesi ve tasnîfi yapılamamış, ilim dünyâsı bu husustaki eksikliğini tamamlayamamıştır

Eserlerinden bâzıları şunlardır:
İhyâu-Ulûmiddîn, Kimyâ-ı Seâdet, Cevâhir-ül-Kur’ân, Kavâid-ül-Akâid, Kitâb-ül-İktisâd fil Îtikâd, İlcâm-ül-Avâm an İlm il-Kelâm, Mizân-ül-Amel, Dürret-ül-Fâhire, Eyyüh-el-Veled, Kıstâs ül-Müstekîm, Tehâfet-ül-Felâsife, Mekâsıd-ül-Felâsife, El-Munkızu Aniddalâl, El-Fetâvâ, Hülâsât-üt-Tasnîf fit-Tesavvuf (İlcâm-ül-Avâm, Eyyüh-el-Veled, El-Munkızu Aniddalâl, Durret-ül-Fâhire ve Kimyâ-ı Seâdet kitapları İhlâs AŞ tarafından bastırılmıştır)

Büyük hadis âlimi Hâfız Zeynüddîn Ebü’l-Fadl Abdurrahmân el-Irakî, 1353 yılında İhyâ’daki hadisleri teker teker ele almış, herbirinin kaynak ve senetlerini araştırmış, bulmuş ve bunları 4 ciltlik bir eserinde toplamıştır Bu gayretli çalışması tam 40 yıl sürmüştür Bu eserin ismi Tahrîcü Ehâdîs-il-İhyâ’dır

İmâm-ı Gazâlî hazretlerinin en kıymetli eseri İhyâ’sıdır Osmanlı âlimlerinden Saffet Efendi Tasavvufun Zaferi isimli eserinde, İmâm-ı Gazâlî’nin İhyâu Ulûmiddîn kitabı öyle kıymetli bir eserdir ki, Kur’ân-ı kerîmin ve Peygamber efendimizin hadislerinin mânâlarını Müslümanlara anlatmak ve Allahü teâlânın kullarına, doğru yolu göstermek, huzûr ve saâdete kavuşturan İslâm ahlâkını öğretmek için, din âlimleri olarak elimizde bundan başka hiçbir kitap bulunmasaydı, yalnız bu kitap kifâyet ederdi

Alıntı Yaparak Cevapla