Yalnız Mesajı Göster

İmam-İ Eş'ari

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İmam-İ Eş'ari




Ehl-i sünnetin i'tikaddaki iki imamından biri İsmi, Ali bin İsmail’dir Künyesi, Ebü'l-Hasen'dir 260 veya 266 (m 879) senesinde Basra'da doğdu 324 veya 330 (m 941) da Bağdad'da vefat etti Basra kapısı ile Kerh arasındaki kabristana defn edildi Soyu, Eshab-ı kiramdan bir sahabeye dayanmakta olup, şeceresi şöyledir: Ali bin İsmail bin İshak bin Sâlim bin İsmail bin Abdullah bin Musa bin Bilal bin Ebî Bürde bin Ebü Müsel-Eş'arî'dir
İmam-ı Eş'arî, üvey babası ile mu'tezile kelâmcılarından olan Ebü Ali Cübbaî'nin talebesi olduğundan, bu bozuk yol üzerine yetiştirilmişti 40 yaşına kadar mutezile fırkasında bulunmuştur Bu fırkanın meşhurları arasına katılmıştı 40 yaşından sonra bu bozuk yoldan dönmüştür
İmam-ı Eş'arî hazretlerinin, bu bozuk yoldan dönmesi şöyle nakledilir:
Bir Ramazan-ı şerif ayının ilk günlerinde rüyasında Peygamber efendimizi gördü Peygamberimiz ona: "Ya Ali, benden nakledilen yola yardım eyle" buyurdular
Bu rüyadan sonra Ramazan-ı şerif ayının ortasında, ikinci defa Peygamber efendimizi rüyada görmekle şereflendi Rüyasında, "Sana emrettiğim şey ne oldu, ne yaptın?" buyurdu "Benden bildirilen yola, sünnetime yardım et, bu yola uy!" buyurdular Bu rü'yadan sonra kelâm ile uğraşmayı terk etti
Üçüncü defa Ramazan-ı şerifin yirmiyedinci gecesi, Peygamber efendimizi rüyada gördü "Sana emrettiğim şey ne oldu?" buyurdu "Kelâm ilmini terk edip, Kur'an-ı kerim ve hadîs ilmine sarıldım" dedi "Benden rivayet edilen, bildirilen yola, sünnetime yardımcı olmanı emrettim" buyurdu Bunun üzerine îmam-ı Eş'ari özür dileyip, "Mes'elelerini ve delillerini öğrenmek için otuz yıl harcadığım yolu (mu'tezileyi), nasıl terk edeyim?" dedi Peygamber efendimiz, "Allahü teâlâ sana, ilahî yardımı ile yardım eyledi Bunu yakînen bilmeseydim sana böyle emretmezdim" buyurdu İmam-ı Eş'ari bu rüyayı da gördükten sonra uyanıp, "Hakdan öte, sapıklıktan başka bir şey yok" diyerek, mu'tezile yolundan dönüp, Ehl-i sünnet i'tikadına girdi
Bu rüyasından sonra onbeş gün evinden çıkmadı Mes'eleleri derinlemesine inceleyip, gözden geçirdi Sonra Basra Camii'ne gidip, kürsüye çıktı O sırada mu'tezile bozuk yolunun meşhur ve kuvvetli âlimlerinden sayılan ve böyle bilinen îmam-ı Eş'ari, kürsüden cemâate şöyle hitabetti: "Ey insanlar! Çoktan beri size görünmez oldum Dikkatle düşündüm İnsafla inceledim Yanımdaki delilleri gözden geçirdim Tercih hususunda zorlandım Sonunda Allahü teâlâdan beni hidayete, doğru yola kavuşturmasını istedim, dua ettim Allahü teâlâ beni hidayete, doğru yola kavuşturdu Mu'tezile yoluna ait i'tikadlarımın hepsinden vazgeçip, kurtuldum" diyerek, Ehl-i sünnet i'tikadına girdiğini herkese ilan etti
Önceden mu'tezile yolu üzere yazdıklarını ve bildirdiklerini iptal etti Ehl-i sünnet i'tikadı üzere kitaplar yazıp, dağıttı, ömrünün sonuna kadar bu doğru i'tikadın yayılması için uğraştı
Ebü'1-Hasen-i Eş'ari hazretlerinin Ehl-i sünnet mezhebine geçmesi ile, kelâm ilmi, mu'tezilenin elinden kurtulmuş oldu Onların elinde tehlikeli ve zararlı iken, doğru yolda gidenlere rehber oldu Onun Ehl-i sünnete geçmesi, Ehl-i sünnet i'tikadının yayılmasında büyük bir zafer olmuştur O zaman te'sirli ve zararlı olan mu'tezile yolu mensupları, îmam-ı Eş'ari hazretleri tarafindan susturulmuştur Onları öyle zorlayıp sıkıştırdı ki, hepsi küçük ve güçsüz karıncalar gibi kaldılar Daha önce hocası olan mu'tezilenin ileri gelenlerinden Ebü Ali Cübbaî ile yaptığı münazarada onu mağlub etti Çok meşhur olmasına rağmen, Eş'arî hazretlerinin karşısında cevap vermekten aciz kaldı
Ebü Sehl Su'lûkî şöyle anlatır: "Basra'da bir mecliste Ebü'l-Hasen Eş'ari ile mu'tezilîler arasında çetin bir münazara oldu Mu'tezilîler çok kalabalıktı Onunla münazaraya giren herkes yeniliyor, susmak mecburiyetinde kalıyordu Öyle oldu ki, o gün artık kimse onun karşısına çıkamadı İkinci defa böyle bir münazara için gittiğimizde, mu'tezileden kimse gelmemiş, münazaraya cesaret edememişlerdi Bunun üzerine bir zat îmam-ı Eş'arî'ye: "Firar ettiler, kaçtılar yaz, kapıya as!" dedi
İmam-ı Eş'ari hazretleri; tefsir, hadîs ve fıkıh ilmini zamanın meşhur âlimlerinden olan Zekeriyya bin Yahya es-Sacî'den, Ebü Halîfe el-Cumhî, Sehl bin Serh, Muhammed bin Ya'küb el-Mukrî, Abdurrahman bin Halef ed-Dabî'den öğrenmiştir
Bağdad'da Cami-i Mensür'da Cum'a günleri Ebü İshak Mervezî'nin hadîs derslerine devam etmiş, kendisi de Ebü İshak Mervezî'ye kelâm ilmini öğretmiştir
İmam-ı Eş'ari hazretleri tasavvuf ilminde de âlim ve evliya idi Ebü İshak İsferanî şöyle demiştir: "Benim ilmim, Şeyh Ebü'l-Hasen Bahilî'nin ilmi yanında, deniz yanında bir damla gibidir Ebü'l-Hasen Bahilî'nin de, benim ilmim, Ebü'l-Hasen Eş'arî'nin ilmi yanında, deniz yanındaki bir damla gibidir, dediğini işittim"
İmam-ı Eş'arî, gayet tatlı, açık ve ikna edici konuşurdu Bu sebeple hocası Cübbaî, daha önce münazaralara kendi yerine onu gönderirdi Hakkın, doğrunun ortaya çıkması için mücadeleyi sever, yazarak ve anlatarak hak uğrunda müdafaadan yılmazdı
İmam-ı Eş'arî hazretlerinin zamanı, mu'tezile fırkasının Ehl-i sünnete çok saldırdığı, hatta zorbaya baş vurduğu bir döneme rastlamaktadır Valilik, kadılık gibi makamlar, mu'tezile fırkasından olanların elinde bulunuyordu Böylece bozuk i'tikadlarını yayıyorlar, insanları saptırıp, îmanları ile oynuyorlardı Bu sırada İmam-ı Eş'arî ve diğer Ehl-i sünnet âlimleri, kitablar yazarak onları reddediyor, bozuk fikirlerini çürütüyorlardı İmam-ı Eş'arî ayrıca, mu'tezile fırkasının ileri gelenleri ile çetin münazaralara girip, onları susturdu Kendisine, neden onların yanlarına, hatta devlet erkanından olanlarının makamına gittiği sorulunca, şöyle cevap vermiştir: "Onlar valilik, kadılık gibi makamlarda bulunuyorlar Kibirleri sebebi ile bize gelmezler Biz de gitmezsek, hak nasıl ortaya çıkacak? Ehl-i sünneti anlatanların, onu yayıp, hizmet edenlerin bulunduğunu nasıl bilecekler ve nasıl anlayacaklar?"
Ebü Abdullah ibni Hafif şöyle anlatmıştır: "Gençliğimde, îmam-ı Eş'arî hazretlerini görmek için Basra'ya gitmiştim
Basra'ya vardığımda, heybetli ve güzel yüzlü, yaşlıca bir zat gördüm Ona, "Ebü'l- Hasen Eş'arî hazretlerinin evi nerededir?" dedim "Onu niçin arıyorsun?" dedi "Onu seviyorum ve görüşmek istiyorum" dedim Bana, "Yarın erkenden buraya gel" dedi Ertesi gün erkenden söylediği yere gittim Beni yanına alıp, Basra'nın ileri gelenlerinden birinin evine götürdü, içeri girince, o zata yer gösterdiler O da oturdu Mu'tezilenin meşhur âlimleri, münazara için orada toplanmıştı Biz girip oturduktan sonra, o mecliste bulunanlar, aralarında oturan bir mu'tezile âlimine çeşitli mes'eleler sormaya başladılar O şahıs cevap vermeye başlayınca, beni oraya götüren zat karşısına çıkıp, söylediği yanlış şeyleri reddediyor, doğrusunu söyleyip, onu susturuyordu Öyle konuşuyordu ki, dinleyenleri tam ikna edip, doyurucu bilgi veriyordu
Ben, bu zatın haline ve ilmine hayran oldum Yanımda bulunan birine "Bu zat kimdir?" dedim "Ebü'l-Hasen Eş'arî'dir" dedi İmam-ı Eş'arî evden çıktıktan sonra, yine peşinden gittim Yanına yaklaşınca, İmam-ı Eş'arî'yi ve hizmetini nasıl buldun?" buyurdu "Fevkalade" dedim

Alıntı Yaparak Cevapla