Yalnız Mesajı Göster

İmam-İ Eş'ari

Eski 08-02-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İmam-İ Eş'ari




İmam-ı a'zam Ebü Hanîfe fıkıh bilgilerini toplayarak, kısımlara, kollara ayırdığı ve usuller, metodlar koyduğu gibi, Resulullahın ve Eshab-ı kiramın bildirdiği i'tikad, îman bilgilerini de topladı ve yüzlerce talebesine bildirdi Talebesinden, ilm-i kelâm, ya'ni îman bilgileri mütehassısları yetişti Bunlardan îmam-ı a'zamın talebesi olan îmam-ı Muhammed Şeybanî'nin yetiştirdiklerinden, Ebü Bekr-i Cürcanî dünyaca meşhur oldu Bunun talebesinden de, Ebü Nasır-ı lyad, kelâm ilminde, Ebü Mensür-i Maturîdî'yi yetiştirdi Ebü Mensur, îmam-ı a'zamdan gelen kelâm bilgilerini kitaplara yazdı Doğru yoldan sapmış olanlarla mücadele ederek, Ehl-i sünnet i'tikadını kuvvetlendirdi ve her tarafa yaydı
İmam-ı Eş'arî de; îmam-ı Şafiî'nin talebesi zincirinde, bulunmaktadır Bu iki büyük imam, Eshab-ı kiram, Tabiin ve Tebe-i tabiînin bildirdiği i'tikad ve îman bilgilerini açıklamışlar, kısımlara bölmüşler, herkesin anlayabileceği bir şekilde yaymışlardır Eş'ari ve Matürîdî, hocalarının müşterek mezhebi olan Ehl-i sünnet vel-cemaattan dışarı çıkmamışlardır
Bu iki imamın ve hocalarının ve bunlarında hocaları olan, amelde dört hak mezheb imamlarının ve onlara tabi olanların îmanda, i'tikadda tek bir mezhebi vardır
Bu mezheb Ehl-i sünnet vel-cemaat mezhebidir Çünkü islamiyet, bütün insanlara yalnız bir tek îmanı ve i'tikadı emretmektedir Bu îmanın esaslarını ve nasıl i'tikad edileceğini, bizzat Peygamberimiz Muhammed aleyhisselam tebliğ etmiştir
İnsanlara, kendilerini ve herşeyi yaratan Allahü teâlâyı haber veren Peygamberimiz, Allahü teâlaya, O'nun yarattıklarına ve O'nun emir ve yasaklarına îmanın nasıl olacağını da bildirmiştir Muhammed aleyhisselama ve O'nun bildirdiklerine temiz, dürüst ve hakîkî bir îman, ancak o'nun bildirdiğini tam ve hiç şüphesiz kabul edip inanmakla mümkün olur Bu hususta çok az, kıl kadar da olsa bir ayrılığın O'ndan ayrılmak olacağı meydandadır Böyle bir ayrılığa düşenlerin öne sürecekleri, dînî, siyasî, beşerî, içtimaî, fennî, vs gibi sebeplerin, ayrılmalarını haklı gösterecek hiçbir tarafı yoktur Çünkü islamiyet, her ne suret ve sebeple olursa olsun, îmanda ve i'tikadda ayrılığa asla izin vermemekte, yasaklamaktadır
İmam-ı Matürîdî ve îmam-ı Eş'ari ayrı bir mezheb kurmamışlar Eshab-ı kiramın, Tabiînin, dört mezheb imamının ve sonra Ehl-i sünnet âlimlerinin nakil ve tevatür yolu ile bildirdikleri îman ve i'tikad bilgilerini açıklamışlar, anlaşılmasını kolaylaştırmak için kısımlara bölmüşler ve herkesin anlayabileceği şekilde yaymışlardır Bunlardan îmam-ı Eş'arî, îmam-ı Şafiî'nin talebe zincirinde bulunmaktadır İmam-ı Matürîdî ise, îmam-ı a'zamın talebe zincirindedir
Ehl-i sünnet i'tikadının açıklanmasında bu iki imam meşhur olmuş, yaşadıkları zamanlarda i'tikadda doğru yoldan ayrılmış sapıkların ve yunan felsefesinin bataklıklarına saplanmış maddecilerin bozuk düşüncelerine karşı, Ehl-i sünnet vel-cemaat i'tikadını izah etmekte, bazı bakımlardan farklı usuller takip etmişlerdir Daha sonraki asırlarda gelen Ehl-i sünnet âlimleri, bu iki; imamın koyduğu usüllere uyarak, Ehl-i sünnet i'tikadını nakletmişlerdir
Ebü'l Hasen-i Eş'arî buyuruyor ki: "Şeyhaynın (yani Hz Ebu Bekir ile Hz Ömer'in), diğer bütün ümmetten üstün olduğu mukakkaktır Buna inanmıyan ya cahildir veya inadcıdır"

İmam-ı Eş'ari hazretlerinin, Kafkas sıradağlarının Hazar Denizine ulaşan ucunda Bab-ül-ebvab (Demirkapı veya Derbend) denilen kasaba âlimlerine, Ehl-i sünnet i'tikadını bildirmek için yazdığı "Risaletün ila ehli's-sagr" (Hudüd ahalisine bir mektub) adlı eserinde bazı bölümlerin tercümesi şöyledir:
Allahü teâlâya hamd olsun ki, bizi, doğru yola ulaştıran sünnet-i seniyyeye uymayı sevdirdi Helake götüren bid'atlerden uzaklaştırdı Kalblerimizi, yakinin (kat'i ve kuvvetli imanımızın) hasıl ettiği serinlik ve huzur ile doldurdu Müslümanlık ile bizi aziz kıldı Bizi, Resulüne uyanlardan, O'nun rehberliğine yapışanlardan eyledi Bid'atlere dalıp, Resulullahın ve Eshab-ı kiramın yolundan ayrılarak yalnız kalmaktan kurtarıp, cemaatle beraber olmayı ihsan etti
Resulullaha salat-ü selam olsun ki, bizi Allahü teâlânın emir ve yasaklarına da'vet etti Allahü teâlâ bu hususta ona ayetleriyle yardım etti Kendisine mu'cizeler vererek, hakkındaki şüpheleri giderdi Kendi rızasına nasıl ulaşılacağını O'nun ile bildirdi, içlerinde kendisine delalet eden deliller bulunduğunu en açık bir şekilde haber verdi Nihayet batıl, sönüp gitti Hak, galip ve muzaffer olarak parladı
Resulullah, Peygamberlik vazifesini yerine getirdi Kendisine bildirilenleri tebliğ edip, ümmetine nasihatta bulundu
Şimdi! Ey Bab-ül-ebvab halkından olan âlimler ve büyükler! Allahü teâlâ sizleri yüce kudreti ile muhafaza buyursun Sizlere yardım eylesin Medinet-üs-Selam'da (Bağdad'da) mektubunuzu aldım Allahü teâlânın ni'metleri içerisinde olduğunuzu, halinizin düzgünlüğünü yazıyorsunuz Bu sebeble, kederim ve üzüntülerim dağıldı
Allahü teâlâya çok şükrettim Size olan ihsanını tamamlamasını, size ve bize olan ni'metlerini artırması için Allahü teâlâya yalvardım Duaları kabul eden O'dur Büyük lütuflarda bulunmak O'na layıktır
Allahü teâlâ yardımcınız olsun Geçen sene 267 (m 881) bir takım sualler sormuştunuz
Mektubunuzda bundan da bahsediyorsunuz Verdiğim cevapları beğendiğinizi, faydalı olduğunu, doğruluğunu kabul ettiğinizi, şüphelerinizin gittiğini, sizi kendilerine inandırmak isteyen (o kimselerden) yüz çevirdiğinizi yazıyorsunuz
Bunları okuyunca, dinde saptıranların, Resulüne uymaktan alıkoyanların şüphelerinden bizi ve sizi muhafaza buyurduğu için Allahü teâlâya hamd ettim
Yine siz mektubunuzda, benden Selef-i salihinin asıl kabul edip, dayandıkları bazı hususları (yazmamı) istiyorsunuz
Sonra gelenler de bu asıllara (bilgilere) uymak suretiyle, bid'at sahiplerinin düştüğü, Kur'an-ı kerim ve Sünnet-i seniyyeye muhalefet durumuna düşmekten kurtulmuşlardır Bu bilgilere şiddetle ihtiyacınız olduğunu bildirdiğiniz için, size olan hürmetim ve üzerimdeki hakkınızdan dolayı, suallerinize ve isteklerinize cevap vermekte acele ettim
Size bazı temel bilgileri, delilleri ile beraber bildirdim Bu deliller, sizin Selef-i salihine tabi olmakta haklı olduğunuzu, Ehl-i bid'atın ise, Selef-i salihine muhalefet edip, daha önce üzerinde bulundukları haktan sapmakla hata ettiklerini, bununla şer'i delillerden, Resulullahın bildirdiği şeylerden ayrıldıklarını gösterecektir Yine bu delilleri red eden, Peygamberlerin getirdiklerini inkâr eden felsefecilerin yollarına uyduğunu da gösterecektir Size ve söylediklerimi düşünen diğer kimselere söylenmesi gerekenleri söyledim Allahü teâlâdan yardım diliyerek ve O'na güvenerek, sizin isteklerinizi yerine getirmekle, sevaba kavuşacağımı ümid ediyorum Allahü teâlâ bana kâfidir ve O ne güzel vekildir
Allahü teâlâ sizi doğru yola hidayet eylesin Biliniz ki, Selef-i salihinin ve onların yolunda giden halefin (sonra gelen âlimlerin) yolu şudur:
Allahü teâlâ, Muhammed aleyhisselamı bütün dünyaya Peygamber olarak gönderdiği zaman, insanlar, birbirine zıt bir takım fırkalara ayrılmışlardı Onlardan bir kısmı kitabi idi Bunlar, Allahü teâlânın gönderdiği Tevrat ve İncil'i değiştirmişler, kendi uydurdukları şeyler ile insanları Allahü teâlâya da'vet ediyorlardı

Alıntı Yaparak Cevapla