Konu: Ebû Yûsuf
Yalnız Mesajı Göster

Ebû Yûsuf

Eski 08-02-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ebû Yûsuf




Abbâsî Halîfesi Hârûn Reşîd bir ara Ebû Yûsuf hazretlerinden nasihat istemişti Bunun üzerine Ebû Yûsuf hazretleri; "Allahü teâlâ müminlerin emîrine uzun ömür, nîmet, haysiyet ikrâm edip, şeref ve izzetini yükseltsin!Ona ihsân ettiği dünyâ nîmetlerini, bitmeyen, tükenmeyen âhiret saâdetlerine ve Resûlullah efendimize kavuşmaya vesîle kılsın

Ey müminlerin emîri! Allahü teâlâ sana öyle bir vazîfe verdi ki, sevâbı sevâbların en büyüğü, cezâsı da cezâların en büyüğüdür Allahü teâlâ seni bu ümmetin işlerine memur etti Bu vazîfenin başına geçtikten sonra artık sen, idârelerini emânet aldığın insanlar sebebiyle imtihâna çekildin Onların işlerini üzerine alarak ömrünü tüketmeye başladın Binâ; adâlet ve doğruluk temelleri üzerine kurulup, işler adâlet ve doğrulukla yürütülmezse, Allahü teâlâ o binânın temellerini bozar, yapanların ve yardımcı olanların üzerlerine yıkar Bu bakımdan Allah'ın sana ihsân ettiği vazîfelerini ihmâl edip, hakların zâyi olmasına sebeb olma! Çünkü bir işi yapmaya güç kuvvet veren Allahü teâlâdır

Bugünün işini yarına bırakma, yoksa işleri ve hakları zâyi edersin İstekler bitmeden ecel gelir çatar Ecel gelip çatmadan sâlih amel işle Çünkü ölüm gelince, amel yapılmaz Çobanlar sâhiblerine karşı sürülerinden sorumlu olduğu gibi idâreciler de, idâre ettiklerinden Allahü teâlâya hesap vereceklerdir Allahü teâlânın sana ihsân ettiği bu vazifede bir saat bile kalsan hakkı yerine getir Çünkü âhiret gününde Allah indinde idârecilerin en mesûdu, tebeasını mesûd eden idârecidir

Doğruluktan ayrılma, yoksa idâre ettiğin kimseler de doğruluktan ayrılır Nefsin isteğine göre emir vermekten ve kızgınlıkla iş görmekten sakın Biri âhiret ile diğeri dünyân ile ilgili iki işle karşılaştığın zaman, âhiret işini tercih et Çünkü dünyâ fânî âhiret bâkîdir Allah korkusuyla titre, Allah'ın emirlerinde insanlara farklı muâmele yapma Allahü teâlânın emirlerini yapmakta hiç bir kınayıcının kötülemesinden korkma!

Dâimâ temkinli ol Temkinli olmak dil ile değil kalb iledir Azâbından korkarak ve rahmetini umarak Allahü teâlâya sığın Sığınmak ve korunmak, korku ve ümid iledir Kim Allah'a sığınırsa Allah onu korur Dâimâ doğru yol iyi bir âkıbet, hakka ulaştıracak sağlam bir gidiş üzere ol Zâyi olmayacak bir iş ve herkesin gideceği âhiret için çalış Çünkü varılacak bu yer, kalblerin hopladığı, bahânelerin son bulduğu yerdir O gün bütün mahlûkât, Allah'ın huzûrunda baş eğer ve zillet içinde dururlar Onun hükmünü beklerler Azâbından korkarlar Sanki her şey olmuş bitmiş gibidir

Kıyâmet gününü bilip de amel etmeyenin, o gün çekeceği hasret ve duyacağı pişmanlık bitmez Öyle bir gündür ki, o gün ayaklar kayar, renkler değişir, duruş uzar, hesap çetin olur

O ne korkunç bir ayak kayması! O ne fayda vermez bir pişmanlıktır! Bu hayat gece ve gündüzün yer değiştirmesinden ibârettir Durmadan biri diğerinin peşini takibediyor Gece ve gündüz (zaman) her yeniyi eskitir, her uzağı yaklaştırır, vâd edilmiş olan her şeyi getirir Allah herkesi ona göre cezâlandırır Allah'ın hesâbı çabuktur Öyleyse Allah'tan kork, sakın! Çünkü ömür az, iş mühim, dünyâ ve dünyâdakiler fânîdir Âhiret ise devamlı kalma yeridir Mahşer günü, haddi aşanların yolunu tutmuş olarak Allah'ın huzûruna çıkma! Şunu iyi bil ki, kıyâmet gününün hâkimi olan Allahü teâlâ, kullarına mevki ve makamlarına göre değil, amellerine göre hükmedecektir O halde dikkatli ol Çünkü sen boşuna yaratılmadın ve başı boş bırakılmayacaksın Şüphesiz yaptıklarından hesâba çekileceksin Nasıl cevap vereceğini düşün Bil ki, kıyâmet günü insanoğlunun ayakları, Allah huzûrunda hesâba çekildikden sonra kayacaktır

Resûlullah efendimiz hadîs-i şerîflerinde şöyle buyurdu: "Kıyâmet günü herkes, dört suâle cevap vermedikçe hesaptan kurtulamayacaktır Ömrünü nasıl geçirdi İlmi ile nasıl amel etti Malını nereden nasıl kazandı ve nerelere harcetti Cismini, bedenini nerede yordu, hırpaladı"

"Her kim bana bir defâ salâtü selâm getirirse, Allah ona on salâtü selâm sevâbı verir ve on tâne günâhını affeder"

"Şüphesiz hayır, bütün kısımları ve taraflarıyla Cennet'tedir Şüphesiz şer de bütün kısımları ve taraflarıyla Cehennem'dedir Biliniz ki, Cennet sevilmeyen şeylerle çevrelenmiş, Cehennem de şehvetlerle çevrelenmiştir Bir kimseye nefisce sevilen kötülük perdelerinden birisi açılır da ona sabrederse Cennet'e yaklaşır ve Cennet ehlinden olur Yine bir adama şehvet ve hevâ perdelerinden biri açılır da ona yaklaşırsa ateşe yaklaşır ve Cehennem ehlinden olur Haydi, ancak hak ile hükmedilecek bir gün için hak ile amel ediniz Böyle yaparsanız hak menzillerine koşmuş ve konmuş olursunuz"

"Benim sözümü işitip de, duyduğu gibi nakleden kimsenin Allah yüzünü ak etsin İlim yüklenip nakleden nice kimseler vardır ki, âlim değildir Nice âlim kimseler de vardır ki, duyduklarını kendilerinden daha âlim olanlara naklederler Üç haslet vardır ki, mümin kişinin kalbi onlarda aldanmaz, yâni kötülüğe sapmaz Yaptıklarını Allah için yapmak, müslümanların âmirlerine doğruca nasîhat etmek, cemâate devâm etmek Zîrâ cemâatin duâsı, ferdi kötülüklerden korur"

Ey müminlerin emîri bu suâllerin cevâbını hazırla!Çünkü bu gün amel defterine yazılan, dünyâda işlediğin her şeyden yarın âhirette sana okunacak, sorulacaktır İşlediğin her şeyin şâhitler huzûrunda açığa çıkarılacağı günü hatırla!

Ey müminlerin emîri, korunması emredilen şeyi koru, bakıp gözetilmesi emredileni de gözet Bu vazîfeleri Allah rızâsı için yapmanı tavsiye ederim

Eğer bunları yapmazsan yürünmesi kolay olan yol zorlaşır Gözlerin etrafı görmez olur, alâmetler, işâretler ortadan kalkar, gerçekler kaybolur O geniş yol sana daralır Nefsine karşı koy Emrinde olanların zarar ve telefine sebeb olma Yoksa Allah onların haklarını senden alır Sen de kendi hak ve sevâbını kaybedersin Allah'ın, idâresini sana emânet ettiği kimselerin, tebeanın işlerini unutmazsan, sen de unutulmazsın Onlardan ve haklarından gâfil olmazsan, sen de aldatılmazsın Şu fânî dünyâda kalbin ve dilin, Allah'ı zikretmekten, O'nun resûlüne salât ve selâm getirmekten nasîbini alsın

Ey müminlerin emîri! Sana verilen nîmetleri iyi koru ve iyi muamele et Nîmetlerin şükrünü yap ve artmasını iste Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen; "Eğer şükrederseniz nîmetlerimi arttırırım ve eğer nankörlük ederseniz şüphesiz azâbım çok şiddetlidir" (İbrâhim sûresi: 7) buyurdu

Allahü teâlâ indinde ıslahdan daha sevgili ve fesattan daha kötü ve sevimsiz bir şey yoktur Günahları işlemek nîmetlere karşı nankörlüktür Nîmete nankörlük edip de buna tövbe etmeyen milletler, kavimler izzet ve şereflerinden mahrum olurlar ve Allah onlara düşmanlarını musallat kılar

Ey müminlerin emîri! Allahü teâlâ sana ihsân ettiği şeylerde, seni kendi nefsine uymaktan muhâfaza etsin Sevgili kullarına ihsân ettiği nîmetleri sana da ihsân etmesini dilerim"

Kâsım bin Hakîm anlatır: Ebû Yûsuf hazretlerinden duydum; "Keşke evvelce olduğum gibi fakir olarak vefât eylesem Ama yine Allahü teâlâya hamd olsun ki, bile bile hiç bir hususta cevr ve zulüm etmedim"

Muhammed bin Cemâe anlatır: Ebû Yûsuf hazretleri vefât etmezden az önce; "Yâ Rabbî! Kullarının arasında bile bile hükümde zulüm ve adâletsizlik etmediğimi sen bilirsin? Senin kitâbına ve Resûlünün sallallahü aleyhi ve sellem sünnetine uygun ve muvafık olmak üzere ictihad hüküm eyledim (verdim) Bulamadığım şeyde seninle benim aramda vâsıta, vesîle Ebû Hanîfe hazretlerini kıldım Çünkü o şeyi o meseleyi ondan daha iyi bilen olmadığını biliyorum" buyurdu

Bişr bin Velîd anlatır: İmâm-ı Ebû Yûsuf hazretleri vefâtı hastalağında; "Yâ Rabbî! Nâmahremle, yabancı kadınlarla bir arada bulunmadığımı ve bir gümüş bile olsa haram yemediğimi sen bilirsin" buyurdu

Ömrünü ilim öğrenmek ve öğretmekle geçiren Ebû Yûsuf hazretlerinin yazdığı kıymetli eserler şunlardır: 1) Fıkıh ve usûle dayalı olanlar: Kitâb-us-Salât, Kitâb-uz-Zekât, Kitâb-us-Sıyâm, Kitâb-ül-Ferâiz, Kitâb-ül-Büyû', Kitâb-ul-Hudûd, Kitâb-ul-Vekâle, Kitâb-ul-Vesâyâ, Kitâb-us-Sayd ve'z-Zebâyıh, Kitâb-ul-Gasb ve İstibrâ, Kitâbü İhtilâf-il-Emsâr 2) Kitâb-ül-Haraç: Halîfe Hârûn Reşîd'in isteği üzerine yazdığı bu kitapta: Devletin mâlî kaynaklarını ve gelir yollarını geniş bir şekilde ele aldı Bu hususta Kur'ân-ı kerîme, Peygamberimiz sallallahü aleyhi ve sellemden rivâyet olunanlara ve Sahâbe fetvâlarına dayanmaktadır Bu eser Fransızcaya, İngilizceye ve başka dillere de tercüme edilmiştir "Er-Ritâc adlı şerhi Bağdât'ta 1980 yılında yayınlanmıştır 3) Kitâb-ul-Âsâr: İmâm-ı A'zam'dan rivâyet ettiklerini topladığı bir kitaptır Kitap, fıkıh bâblarına göre tertib edilmiştir

4) İhtilâfu Ebû Hanîfe ve İbn-i Ebî Leylâ: Bu kitapta Ebû Hanîfe ve İbn-i Ebî Leylâ'nın ihtilâf ettikleri meseleleri topladı Bu kitabı ondan İmâm-ı Muhammed nakletti Bâzı ilâveler yaptı ve bölümlere ayırıp bir tertibe tâbi tuttu

5) Kitâb-ur-Red alâ Siyeri Evzâî: İmâm-ı Evzâî ile İmâm-ı A'zam'ın ihtilâf ettikleri mevzûları anlatmıştır

6) Kitâbu İhtilâf-ül-Emsâr, Kitâb-ül-Cevâmî, El-Emâlî, El-İmlâ, En-Nevâdir diğer eserlerindendir Ebû Yûsuf'un yazdığı kitapları ve bunlardaki meseleleri İmâm-ı MuhammedŞeybânî, Ebû Ya'lâ, Muallâ bin Mansûr er-Râzî ve kendi oğlu Yûsuf ve diğer Hanefî âlimleri naklettiler

ONUN EKMEĞİ PİŞMİŞ

Ebû Yûsuf hazretleri anlatır: "Ben hadîs-i şerîf ve fıkıh ilmini öğrenmek isterdim Çok fakir olup hiç param yoktu Bir gün İmâm-ı A'zam hazretlerinin yanında iken, annem çıka geldi ve; "Ey oğlum! Sen onunla bir değilsin, onun ekmeği pişmiş, yemeği hazırdır, ama sen yiyecek şeylere muhtaçsın" dedi Ben de annem için çalışmayı, anneme hizmet etmeyi seçip ilim öğrenmekten vaz geçmeyi düşündüm ve buna karar verdim Bir gün hocam İmam-ı A'zam talebesi arasında beni göremeyince çağırttı ve; "Seni bizden ayıran sebep nedir?" buyurdu Ben de; "Geçim sıkıntısı efendim" dedim Meclis dağılıp yanındakiler gidince, bana ihtiyâcım olan birçok şeyi ihsân etti Verdiği şeyler arasında bir hayli gümüş para da vardı Sonra; "Bunları harca, bitince bana bildir, fakat ders halkamızdan ayrılma" buyurdu Verdiği para bittiği gün, daha kendisine durumu arzetmeden tekrar verirdi Her zaman devâm eden bu hâlini görerek, benim paramın bittiğini ona Allahü teâlâ bildiriyor, kerâmetiyle anlıyor diye düşündüm Hocamın bu ihsân ve ikrâmına kavuşmak sebebiyle huzûrunda ilimden de maksadıma kavuştum Allahü teâlâ ona en iyi mükâfât, mağfiret ve karşılıklar versin"

EĞER DOĞRU İSE

İmâm-ı Ebû Yûsuf bir dâvâda halîfe Hârûn Reşîd'in kumandanlarından birinin şâhidliğini kabûl etmemişti Bunun üzerine kumandan, Ebû Yûsuf'u halîfeye şikâyet etti Halîfe sebebini sorduğunda; "Onun, ben halîfenin kölesiyim" dediğini duydum Eğer söylediği doğru ise köle şâhidlik yapamaz Yalan ise yalancının şâhidliği kabûl edilmez" buyurdu Halîfe bunları dinledikten sonra; "Peki ben bir kimse hakkında şâhidlik yaparsam kabûl eder misin?" deyince; "Hayır" buyurdu Halîfe hayretle sebebini sordu O zaman; "Çünkü sen halka karşı kibirleniyorsun Müminlerle berâber namaz kılmak için cemâate gelmiyorsun" buyurdu Halîfe sonunda bu nasihatlara göre hareket etti

HAZÎNE YETMEZDİ

Bir gün adamın biri İmâm-ı Ebû Yûsuf hazretlerine suâl sordu "Bilmiyorum" cevâbını alınca sinirlendi

"Nasıl olur da bilmezsiniz? Hazîneden şu kadar para alırsınız" dedi İmâm-ı Ebû Yûsuf hazretleri sâkin sâkin;

"Kardeşim, bize bildiğimiz kadar para veriyorlar Yok, eğer bilmediklerimize göre para alsaydık, hazîne yetmezdi" diye cevap verdi

1) Târih-i Bağdâd; c14, s242, 255
2) Vefeyât-ül-A'yân; c6, s378
3) Fevâid-ul-Behiyye; s225
4) Miftâh-üs-Seâde; c2, s234
5) Kitâb-ul-Haraç; (Ebû Yûsuf)
6) Rehber Ansiklopedisi; c8, s136, 138
7) El-A'lâm; c8, s293
8) Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye (Kırk dokuzuncu baskı); s1073
9) Eshâb-ı Kirâm (Altıncı baskı); s331
10) El-Kâmil fi't-Târih; c6, s53
11) Hüsn-ül-Tekâdî fî Siret-i İmâm-ı Yûsuf
12) Mevdûat-ül-Ulûm; c1, s691
13) Mesânîd-ü İmâm-ı A'zam; s82
14) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c2, s260

Alıntı Yaparak Cevapla